Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bir Aşk Hikayesi: Sessiz ve Sakin Diye Derin ve Karizmatik Sandığım Adam Odunmuş
Bir insanı ilk gördüğümüzde hissettiklerimizin gerçek olduğuna inanırız ya da kendimizi ihtiyaçlarımız doğrultusunda onun olmasını istediğimiz kişi olduğuna inandırırız. Size anlatacağım hikaye tam olarak böyle bir hikaye.
1. Onu ilk defa arkadaş ortamında tanıdım. Hep sessiz, durgun ve derin dertleri varmış gibi duran biriydi.
2. Bazen dakikalarca uzaklara dalıp sanki kendi içinde çok uzaklara bir yolculuk yapardı. Kendi içi boş bir arazi olduğundan bu hali meğer normalmiş.
Çok sık olmasa da aramızda bulunduğu her an giderek ilgimi çekmeye başladı. Çok emin olmasam da onun da benimle ilgilendiğini düşünmeye başladım. Bilerek yanına oturur onu konuşturmaya çalışırdım. O da genelde susup gülümser ya da kısa cevaplar verirdi. Ben de onun bu haline daha çok bayılırdım. Etrafımdaki kimseye benzemiyordu.
3. Sonra bir gün onun o artık ilk adımı atmasını beklemedim ve ona açıldım. Dilim tutulsaymış da açılmasaymışım.
Telefonunu arkadaşımdan alıp onu birden aradım. İş çıkışı bir yerlerde buluşup bir şeyler içtik. Yine çok dalgın ve kendi halindeydi. Ona benim erkek arkadaşım olup olmayacağını sordum. Şaşkına döndü ve 'Olur, bence sakıncası yok.' dedi. Bu kısa ve net cevap beni havalara uçurmuştu. O sessiz, o karizmatik ve havalı adam artık benimdi. Üstelik bana hiç zorluk çıkarmamıştı. Ona yakınlaşır yakınlaşmaz hislerime tüm doğallığı ile cevap vermişti. Böyle bir cevabın ancak mallıktan verilebileceği nereden aklıma gelebilirdi ki?
4. İlişkinin başlarında hislerimden dolayı bir süre çok harika bir ilişkimiz olduğunu düşündüm. Ben de az mal değilmişim.
Ben saatlerce konuşuyordum o ise büyük bir sabırla beni dinliyordu. Bazen saatlerce sessiz yürüyüşler yapıyorduk. Müzik dinleyip öylece oturuyorduk. Mükemmel bir huzur içimi kaplamıştı. Bir kişilik bir mallığı çift kişilik bir mallığa çevirirseniz huzur da artar tabi.
5. Kendinden çok bahsetmezdi ama yanımdayken sadece bana ya da önüne bakardı. En fazla duvarlara bakardı. Sadakat sandığım şey aslında boş beyinlilikmiş.
Onun bu arayışsız halini beni çok sevmesine ve sadakatine bağlamıştım. Bir kadın daha ne isteyebilirdi ki? Meğer aynı anda birden çok şey ile ilgilenemiyormuş dingil.
6. Her şey 4. ayımızın ortalarında değişmeye başladı.
Bir gün beraber dünyanın en komik filmlerinden birini izliyorduk. Dünyanın en komik espirilerinden birine hiç gülmeden öylece baktığını fark ettim. Gülmek zorunda değildi elbette ama onun bu hali kafamda bazı soru işaretlerinin fitilini ateşledi.
7. Bir gün ona "hiç aşk acısı çektin mi" diye sordum.
'Ben pek aşk acısı çekmem' diye cevap verdi.
8. Bir gün ona "seni bu dünyada en çok ne üzer" diye sordum.
'Fenerbahçe'nin şampiyon olamaması' dedi. Bari annenin ölümüne üzülseydin sığır ya.
9. Bir gün ona "bende en çok neyi seviyorsun" diye sordum.
'İyisin ya' diye cevap verdi.
10. Bir gün ona en büyük hayalini sordum.
'Porno yıldızı olmak.' dedi.
11. Bir gün ona "neden hiç konuşmuyorsun" dedim.
'Ne konuşacağız ki' dedi.
12. Artık bir dingille beraber olduğumdan iyice emin olmuştum. Tüm o sessizliği içinin uzay boşluğundan daha boş olmasından başka bir şey değilmiş.
Mutsuzlaşmıştım. İçimdeki tüm duyguları kaybetmiştim ve ona ilgimi kaybetmek şöyle dursun onu itici bile buluyordum ve aşırı dingilimiz bunu bile fark etmiyordu. Yüzüme bakıp duruyordu ama daha benim ne hissettiğimi bile anlayamıyordu.
13. Beşinci ayın ortalarında onu karşıma alıp konuşmaya karar verdim.
Onu artık sevmediğimi ilgimi çekmediğini ve ayrılmak istediğimi söyledim. Nasıl bir tepkiyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Vereceği tepkiyle beni yanıltmasından korkuyordum. Fakat o beni ikinci kez şaşırtmadı. Bana o muazzam derecede akıl durduran cevabı verdi.
14. Bana dedi ki "Olur, bence sakıncası yok."
Evet yanılmıyorsunuz, ilişkimizin başlamasına sebep olan, ona sevgilim olur musun diye sorduğumda verdiği cevapla aynı cevabı verdi. O kadar sinirlendim ki bağırıp çağırmaya başladım. Ben bağırdıkça onun bana ilişkimiz boyunca baktığı o karizmatik ve derin bakışların hiç değişmediğini ama aslında o bakışların nasıl da bomboş bir insanın bakışları olduğunu dehşetle fark ettim. Dayanamayıp masada duran yarım kola kutusunu ona fırlattım. Tam bir dingil gibi hiçbir şey söylemeden öylece duruyordu. Tahammül edemeyip ortamı terk ettim.
15. O günden sonra onu sadece birkaç kere gördüm. Her gördüğümde nasıl olur da daha ilk anda onun tam bir dingil olduğunu fark etmemişim diye hayret ediyordum.
Tam bir patates çuvalı olan eski erkek arkadaşım ortak olduğumuz her ortamda garip hareketler sergiledi. Beş ayımı bu adamla geçirmiş olduğuma inanamıyordum. Kendime verebildiğim tek cevap, hayatımın o döneminde aşık olmaya ihtiyacım olduğu ve bu ihtiyacın gözlerimi kör etmiş olmasıydı. O günden sonra ne zaman sessiz ve uzaklara bakan bir adam görsem, 'aha bir odun daha' diye düşünmekten kendimi alamadım.
Yorum Yazın
Bana ne kardeşim senin aşk hikayenden.Wattpad mi burası?Madem öyle bende anlatıcam:Kadıköy'de bir dolmuşa binmiştim.5 dakika sonra arkamda ki kız 1 öğrenci u... Devamını Gör
içerikten daha iyi olmuş bence :D
Bi an kim kardashian'ın röpörtajı sandım lan :D
aynen :Dd
eski sevgilisi Kanye miymiş anlamadım?