Yutmak ve Kusmak Üzerine Bir Hikâye
Hayatta insanı hasta eden her şey yutmaktan. Bazen sağlıksız ya da bozuk bir yiyeceği, bazen hapı, bazen bir yalanı, bazen de yüreğimizi kabartıp da söylemekle söylememek arasında kaldığımız ve bize hep öğretilen o ‘‘Ya sonrası ne olacak?’’ sorusu beynimizde çınlayıp durduğu için aslında haykırmak istediğimiz ama gel gör ki yutmak zorunda kaldığımız o sözlerimizi. Hepsi ama hepsi yutmaktan. Gel gör ki bir zaman sonra kusmaya dönüşüyor. Yol yolluktan çıkmış oluyor ve kafanda ya sonra ibaresi çınlasın ya da çınlamasın, hep kusmaya başlıyorsun fütursuzca. Bulduğun her yere, her şeye ve her duruma inat. Yuttuklarını çıkarıyorsun teker teker adeta. Senelerce yuttukların, kusarken bu defa, geri kalan ömrünü yiyip bitiriyor. Ve aslında haz almayı hayal ederken tüm benliğin şu kısacık yaşam denen süreçte, o yaşamın yarısı yutarak, diğer yarısı da kusarak geçiyor. Ve en kötüsü nasıl geçtiğini dahi anlamıyorsun. Beyhude bir hayat öyküsü işte…
Hayatın bu iki yüzü arasında sıkışıp kalıyoruz çoğu zaman: Yutmak ve kusmak.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!