onedio
Görüş Bildir
Efkan Ala 17 Aralık'ı Anlattı: 'Aklı Dışarıda, Eli İçeride Olan Şizofrenik Bir Darbe...'
İçişleri Bakanı Efkan Ala, 17 Aralık soruşturma sürecini, ''Aklı dışarıda, eli içeride olan şizofrenik bir darbe...'' diye tanımladı. 17- 25 Aralık sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan bakan Ala, ''üst akıl Türkiye'yi Irak ve Suriye yapmak istiyor. Ama anlaşılan 'Paraleli' fazla ciddiye almışlar'' dedi.İçişleri Bakanı Efkan Ala, tam bir yıl önce ortaya çıkan 17 Aralık soruşturma sürecini Sabah Gazetesi'ne değerlendirdi. Ala, ''Her şey İsrail'e 'One Minute' denilmesiyle başladı. Bu aklı dışarıda, eli içeride olan bir darbe girişimi' dedi.Paralel yapının 20 Ocak 2009'da ''One Minute'' olayının ardından aldığı talimatla yasadışı belge ve bilgi toplamaya, telefon dinlemeye başladığını açıklayan Ala, aynı yıl içinde demokratik açılım, Habur'dan girişler ve Mavi Marmara olaylarının da yaşandığını anımsattı. Bakan Ala, 'Sonra İzmir casusluk soruşturması ortaya çıkıyor. Tasfiye etmek istedikleri herkesi bu sepetin içine koyuyorlar' ifadesini kullandı.17-25 Aralık sürecini 'şizofrenik bir darbe' olarak niteleyen bakan Ala, 'Herkesi toplayacaklardı. Başbakan'ın kim olacağı bile belirlenmişti' dedi. Kaos çıkaracak bir sürecin siyasi iradenin girişimiyle engellendiğini savundu.
Sayıştay: 'Sınavsız Memurluk Anayasa'nın Eşitlik İlkesine Aykırı'
Sayıştay Genel Kurulu’nun istisnai memuriyet atamalarının Anayasa’nın ‘eşitlik’ ve ‘liyakat’ ilkesine aykırı olduğu, Hazine’yi zarara uğrattığı yönünde karar verdi.Sayıştay Genel Kurulu’nun, bakan ve milletvekillerinin yakınlarının kamuda sınavsız atanmasına ilişkin istisnai memuriyet kadrosuna yapılan atamaların Anayasa’nın ‘eşitlik’ ilkesine aykırı olduğu ve bu uygulamanın Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı nitelikte olduğu yönünde karar verdiği ortaya çıktı.Kararda, “İstisnai memurluk kadrolarına atananların daha sonra diğer memurluk kadrolarına, devlet memurluğuna alınma için açılmış bulunan sınava girmeden veya başarmadan naklen atamaları durumu, naklen atandıkları görevlerin gerektirdiği niteliklere sahip olmamaları durumuna neden olabileceğinden, liyakat ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir” denildi.Zaman gazetesinde yer alan habere göre, AKP’li birçok bakan ve milletvekili yakınının sıradan vatandaşların girdiği KPSS sınavına girmeden ‘istisnai’ olarak önemli devlet görevlerine atanması, kamuoyunda büyük tepki topladı. Sayıştay Genel Kurulu’nun 2005 yılında verdiği kararda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesaplarının incelenmesi sırasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 59. maddesi hükmü uyarınca, istisnai memuriyet kadrosuna atananların, KPSS sınavına katılmadıkları halde bir süre sonra sınavla girilebilecek memur kadrolarına atandıklarının tespit edildiği belirtildi. Söz konusu kanun hükmünün uygulama ve sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı nitelikte görüldüğü belirtilen kararda, “Sınava girmediği halde bazı kişilerin istisnai memurluk kadrolarına atanmaları, devlet memurluğu alımı için duyurulan sınava katılarak başarılı olmuş ve atanmayı bekleyen kişiler aleyhine haksız bir durum oluşturmaktadır. Bu da Anayasa’nın kişilerin kanun önünde eşitlik ve kamu hizmetine girmede eşitlik ilkelerini ihlal edici nitelikte bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun temel ilkelerinden birinin liyakat ilkesi olduğuna işaret edildi.Kararda şu görüşler yer aldı: “Açıktan istisnai memurluk kadrolarına atananların daha sonra diğer memurluk kadrolarına, devlet memurluğuna alınma için açılmış bulunan sınava girmeden veya başarmadan naklen atamaları durumu, naklen atandıkları görevlerin gerektirdiği niteliklere sahip olmamaları durumuna neden olabileceğinden, yukarıda ifade edilen liyakat ilkesinin ihlali anlamına da gelmektedir. Bu durumda, devlet memurluğuna giriş için açılmış olan sınavlara girmemiş ve dolayısıyla bu sınavlarda başarılı olmamış kişilerin asli memurluk kadrolarının gerektirdiği niteliklere sahip olmadan naklen atanmış olmaları, kamu kaynaklarının etkili, verimli ve tutumlu kullanılmaması sonucuna yol açabilecektir. Dolayısıyla bu şekildeki atamaların Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı niteliği bulunmaktadır.”T24
Arınç: 'İmamın IŞİD’e Katılması Maalesef Gerçek'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fuat Avni'nin medyaya operasyon düzenleneceğine ilişkin iddialarını vahim bulduğunu söyledi. Arınç, 'Çanakkale Bayramiç'te bir imam hatibinin IŞİD'e katılması maalesef gerçek. Adı geçen görevlinin 25 Haziran 2014 tarihi itibarıyla görevine son verildi' dedi. TBMM kürsüsünde CHP'nin 'torpil' iddialarına yanıt verirken, bakanlar kurulunda yer alan isimler arasında ayrım yapılması gerektiğini söyleyen Arınç, 'Burada oturan bazı bakan arkadaşlarım oğlum için kadro teklif etti kabul etmedim' ifadelerini kullandı...TBMM Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Kamu Denetçiliği Kurumu, MİT, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun 2015 yılı bütçeleri kabul edildi.Bütçe üzerinde yapılan eleştirileri yanıtlayan Arınç, Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde bir imam hatibin IŞİD'e katılmasının maalesef gerçek olduğunu kaydetti. Adı geçen kişinin görevine bu iş ortaya çıktıktan sonra 25 Haziran 2014 tarihi itibarıyla son verildiğini bildiren Arınç, 'Az da olsa, belki başka yerlerden var mıdır bilmiyorum ama böyle bir imam hatibin böylesine bir katiller ordusuna katılmak üzere dışarıya gitmesi bizi fevkalade yaralamıştır. Umarım bunların önü alınacak çalışmaları da hep beraber yaparız' dedi.İbadethane sayılan cami, mescit, kilise, havra ve sinagoglara ait elektrik enerjisi yıllık giderlerinin Diyanet İşleri bütçesine konulacak ödeneklerden karşılanmasına karar verildiğini söyleyen Arınç, 2014 yılı için ibadethanelerin aydınlatma giderleri harcama tertibine konulan ve eklenen ödeneğin 70 milyon TL iken bugün itibarıyla kullanılan miktarın 48 milyon 361 bin TL olduğunu belirtti.Arınç, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. TÜRGEV ile ilgili bazı sözlerin sarfedildiğini anımsatan Arınç, 'Bu konuda içimiz rahattır. Bana bu konuda zannediyorum ki 20 civarında önerge gelmiştir. Bu önergelerin hepsini cevaplandırdım. Bize verilen beyannamedeki bilanço miktarlarını, kendilerine yapılan bağışları ve gayrimenkul sahibi iseler bunun kaç tane olduğunu içinizdeki, içimizdeki bütün arkadaşlarıma bildirdim. Yani cevaplandırılmayan bir soru önergesi yok' dedi.TÜRGEV'in amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiğine inandıklarını dile getiren Arınç, 'Nereden yardım alıp almadığını soracak durumda değiliz. Çünkü Vakıflar Kanunu'muzda yaptığımız değişiklikle vakıflar yurt dışından da bağış kabul edebilmektedir' diye konuştu.Arınç, İnsan Hakları Kurumu'nun kanununda 11 maddelik bir değişiklik öngördüklerini, fonksiyonlarını, yetki ve sorumluluklarını yeniden düzenleyeceklerini bildirdi.'Ayağına kurşun sıkan tek grup siyasetçilerdir'Arınç, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil'in milletvekillerine yönelik kanun teklifi ile ilgili bir konuşma yaptığını anımsattı.Bu konuda özeleştiri yapmak istediğini ifade eden Arınç, 'Ayağına kurşun sıkan tek grup siyasetçilerdir. Bu çok acı bir şey. Herkesin bir koruması vardır ama milletvekilleri korunmasızdır ve milletvekilinin en büyük hasmı yine milletvekilidir' ifadesini kullandı.Siyasetçinin, siyasetçiye sahip çıkması gerektiğini belirten Arınç, 'Herkes birbirine sahip çıkarken, korurken, kollarken, biz, birbirimizi yok edecek veya gözardı edecek veya küçültecek bazı şeylerin içinde oluruz' diye konuştu. Arınç, şunları söyledi:'Ne demek istiyorum? 1995'te Milletvekili oldum, herkesin ağzında bir sakız 'Milletvekilinin dokunulmazlığı', 'milletvekilinin lojmanı', 'milletvekilinin maaşı.' Anadolu'ya gidiyoruz, diyorlar ki 'Sizin altınızda araba varmış, yediğiniz içtiğiniz bedavaymış, mükellef villalarda kalıyormuşsunuz.' Allah Allah, bunların hiçbirisi yok. Yerken paramızı veriyoruz, maşallah Meclis Başkanımız da her gün artırıyor zaten. Yani, burada 8 bin kişi yemek yiyor günde ama gazetelere bakarsanız 'Meclis'te bir ayda 400 ton et yenildi' deniyor, sanki hepsini biz yemişiz gibi. Vicdansız, ahlaksız, yazma böyle. Benim dönemimde ortalama 5 bin kişiydi. Bazen 13 bin kişi girer bu Meclis'e, bazen 8 bin kişi girer, bazen 5 bin kişi girer, bunlar bizim vatandaşlarımız, hepimiz yanımıza alırız. Güneydoğu milletvekillerine Allah yardım etsin, en kolayı İstanbul milletvekilidir, çok fazla seçmenleri gelmez, bunlara bir geldi mi maşallah 20 kişi gelir.Maaşımız o kadar değil, lojmanımız o kadar ahım şahım değil. Dokunulmazlığımız, onu kendi aramızda da çok konuşuyoruz ama onun da istisnaları var.Lojmanlardan 2003 Ocak ayında çıktık. İyi, lojmanlardan çıktık da nereye gidecek bu milletvekilleri? Yani, evi varsa evine gitti adamcağız, evi yoksa kiraya gitti veya misafirhanelerde kaldılar. Ben de dedim ki 'TOKİ denilen kuruluş var, askere, Milli Eğitime, Sağlık Bakanlığı'na bina yapıyor, TOKİ bize de yapsın. Lojman değil, parasıyla bize satsın.' 'Ne kadar güzel' dediler. İlan ettim ama başıma gelmeyen kalmadı. Bir şey doğrudur ama gazeteler yazdığı zaman tüylerimiz diken diken olur, hemen yanlarına gideriz. 'Ben bu işte yokum ha, bilesin bak benim ismimi de yaz' deriz. 355 tane müracaat oldu, 351'i müracaatını geri çekti.Benden sonra gelen Başkanımız, tabii Bülent Arınç ismini taşımayınca ona aynı tepki gösterilmedi, o da Yenimahalle'den bina yaptırdı. Bir kısmımız Yenimahalle'de TOKİ'den konut aldı, ondan sonra gelen İncek'te yaptırdı. Şimdi İncek'te konutları var milletvekillerin. Onlara 'evet' derken bana niye 'hayır' demiştiniz? Hangisi yanlıştı, hangisi doğruydu? TOKİ, milletvekillerine konut yaptı arkadaşlar, hem de güzel yaptı, Yenimahalle biraz pahalı oldu ama şartları itibarıyla onlar da bugün ucuza geldi.'Maaşlarımız az' diye gelenler, dışarı çıktıkları zaman bir gazeteci görürlerse 'Bunlar maaşları artırmak istiyor, asgari ücret bu kadarken milletvekili maaşı bu kadar olur mu? Ben bunu reddettim' diyor. Benim yanımda öyle konuşmamıştı. Bir milletvekilinin maaşının Başbakanlık müsteşarına endekslenmesi ne demek? Ben milletvekiliyim, ben seçilmiş bir insanım. Benim hesabım ayrı olmalı. Hani maaşlarda bir düzenleme yaptık ama hala biz müsteşara endeksliyiz. Müsteşara endeksli olmaktan bizim çıkmamız lazım. Maaş az olur, çok olur, farklı bir şey ama ben bir statü sahibi olmalıyım. Benim özlük haklarım, benim sosyal haklarım ne olacak, bunu bilmem lazım. Buradaki öncülüğümüz de şudur: AB için, müktesebat için her şeyi yapıyoruz kardeşim, bir de bunu yapalım dedik. Bir de milletvekilleri için böyle bir düzenleme olsun. Orada var mı yok mu beni ilgilendirmez, var olan da var, yok olan da var.''Milletvekillerinin ödenek ve yollukları, hak kazanma ve ödemeleri, dışarıdan atanan bakanları, emekliliği, tedavi hakkını, analık halini, ölüm yardımını, sosyal hakları, personel istihdamını, protokol sırasını'na ilişkin teklifte bulunulduğunu hatırlatan Arınç, '5 tanesini çıkaralım isterseniz, yerine bir tane ilave edelim isterseniz ama bunları konuşalım. Dönem bitiyor. Ocak'tan sonra seçim, kimse burada kalmaz, kimse bunları düşünmez' dedi.Ocak ayının ilk gündemine bunun konulması gerektiğini dile getiren Arınç, '(Efendim, sizin çoğunluğunuz var, siz çıkarın) Bu, eski usuldür. Doğrusu, hepimizi ilgilendiren bir konuda, hepimizin bu işe nasıl doğru biliyorsanız onu koymak suretiyle, mutlaka bu çıksın diye demiyorum ama üzerinde müzakere edilsin, konuşulsun, ondan sonra da bunu Parlamento'ya getirelim değerli arkadaşlar. Bunu yapmadığımız takdirde çok zor durumda kalırız' diye konuştu. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:'İstanbul'da yemek yiyebileceğiniz bir tek Filizli Köşk var. Bir de benim dönemimde termalde 30 odalı küçük termal bir tesis yaptırdık. Bir Yalova ziyaretimde 'buraya da bizim emekli milletvekillerimiz, aktif milletvekillerimiz gelir, kaplıca tedavisi görür ve burası ormanın içerisinde bir yer, orada da rahat eder' dedik. Sağ olsun Cemil Çiçek Bey birkaç ay önce de orayı kapattı. Tadilat düşüncesiyle kapattığını söylüyor, inşallah, sözü böyledir, o zaman bir an evvel ne yapacaksa orada yapsın. Arkadaşlar, bizim böyle yerlere ihtiyacımız var.14. dönemin deniz kenarında villaları var, 15. dönemin Kuşadası'nda var, 16. dönemin var, 17. dönemin Antalya'da var, 20. dönemden sonra bir şey yok. 20. dönemde biz geldik her şey bitti 'harç bitti yapı paydos' dediler. Onların yaptığı doğru muydu? Eleştirebilirsiniz ama o zaman hazine tahsisleriyle hepsi yazlıklara kavuştu. Hepsi, yaz aylarında görüyorum İzmir'e giden uçağın içerisinde. Biz kendimize geldiğimiz zaman 'Aman laf olur sonra' Ne lafı olacak? 3 gün konuşurlar, 4. gün biter kardeşim. Kim konuşacak? Haksız bir iş mi yapıyoruz? Yanlış bir iş mi yapıyoruz? Bu dönemin bir şerefi olsun, bence milletvekillerine ait bir düzenlemeyi yapalım. Mesela ben eski Meclis Başkanı olarak belki pasaportta yine kırmızıyı kullanmaya devam edeceğim ama milletvekillerimiz 3. dereceye gelmiş memur gibi aynı pasaportu kullanacak. Bu doğru mu arkadaşlar? Toplasanız 2 bin 800 civarındayız. 500'ü burada, geri kalanlar da önceki dönemler. Her gün de bir cenaze merasimi oluyor zaten burada. Yani bu insanı kuyruklara sokmanın, rezil etmenin, perişan etmenin bir alemi var mı? Bizim neyimiz eksik? Hakimleri, askeri düşünüyoruz, kanun çıkarıyoruz; akademisyenleri düşündük, kanun çıkardık hem de üç günde maşallah. Milletvekilleri için niye çıkaramıyoruz, neden bir araya gelmiyoruz? Ben Meclis Başkanımızdan da buna öncülük yapmasını istiyorum ve sizlerin hep beraber bu noktaya gelmek suretiyle, yardımcı olmanız suretiyle ocak ayı içerisinde bu konuyu gündemden çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum.''Toptan suçlamak iyi bir üslup değil'Arınç, 'bazı milletvekili ve bakan yakınlarının kamuda KPSS aranmaksızın veya imtihana girmeden göreve alındığı' iddialarını anımsattı.'Pek çok isim var. Bunların hepsi doğru değildir, yalandır diyemem ama bir kısmı doğrudur' diyen Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını anımsatarak, 'Arkadaşlar, toptan suçlamak iyi bir üslup değil' dedi. Arınç, şunları söyledi:'Bence o konuda çok haklı olsa dahi, katılırım bazı noktalara ama bu bizim üzerimize yüklenecek bir suç değil. Benim kızım var, çalışmıyor, başörtüsünden dolayı öğretmenlik yapamadı. Damadım var, evlendiği zaman doktordu, KPSS'sini bilmem, doktor nasıl oldu bilmem. Oğlum var, itiraf edeyim, bazı bakan arkadaşlarımız bana teklif ettiler, 'Bir kadro verelim, oğlunuzu da böyle yapalım.' Oğlum da benim kafamda, 'Baba ben özel sektörde çalışacağım' dedi. Şu anda da 6 senedir özel sektörde işçi statüsünde çalışıyor. Seneler sonra iki çocuğu olmuş bir bakan var, daha bir yaşını doldurmadı, çocuğu olmayan da vardır, çocuklarından hiçbirisinin devletle ilişiği olmayan da vardır. Yani bütününü suçlamak yerine 'bazıları, şunlar, bunlar' diyebilir.83 tane ismin içerisine beni koymasalar olmaz. Doktor Metin bilmem ne diye, bana söylediler; vallahi de, billahi de bu ismi tanımıyorum, hayatımda görmedim, rüyamda görmedim. Sonra 'araştırın' dedim. Bir ara Meclis'te çalıştığını söyledikleri için, artık Google'dan her şeyi çıkıyor ortaya, danışmanlarım buldular, getirdiler. Mamak Belediyesi'nde, Aile ve Sosyal Politikalar'da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda çalışmış, bilmem nerede çalışmış; 16 yıllık memurken de TİB'e geçmiş. Peki, benimle ne ilgisi var bunun? Bir ara Meclis'te geçici görevle bulunmuş. Hepiniz milletvekilisiniz, danışmanlarınızdan bir tanesi en azından geçici görevli değil mi? Kaldı ki benim yanımda çalışmamış. Üzüldüm ve açıklama yaptım?'CHP'den de birçok milletvekilinin Meclis'te yakınlarının çalıştığını belirten Arınç, 'Ben giderken 276 kadroyu iptal ederek gittim buradan. Emekli olanın veya başka yere gidenin yerine adam koymadım, ben burada israfı önlemeye çalıştım' dedi.İstisnai kadroları kullanmanın belediyeler de dahil suç olmadığını belirten Arınç, kanunların buna izin ve imkan verdiğini, sadece etik açıdan meseleye bakılabileceğini kaydetti.Eleştirilere her zaman saygı duyacağını ifade eden Arınç, 'Ama bunları 'AK Parti döneminde şunlar şunlar yapıldı, bunların hepsi zaten hırsızdır, hepsi yolsuzdur…' Böyle bir ithama biz müstahak değiliz. Bunu yaptığımız zaman bu eleştirilerden herkes üzerine düşeni almalıdır' dedi.'Translarla basın toplantısı yaptı'Bugün bir üslup tartışması yaşandığını belirten Arınç, 'Meclisimizin de itibarını düşünerek bazı konularda, özel hayatın gizliliğine girmeden, şahsiyet yapmadan, kişilik haklarını zedelemeden konuşabiliriz, konuşmalıyız' dedi.'Şurada bağırıp çağırıyoruz, dışarı çıktığımız zaman 'saygılar efendim' diyoruz. Bunu bu kürsüde de yapalım yani kabahat şu koltukların renginde midir, yoksa bu kürsünün şehveti midir, nesidir bilmiyorum. Ama kendimizden geçiyoruz kardeşim, tanıyamaz hale geliyoruz' diyen Arınç, şunları kaydetti:'Mahmut Tanal Bey, bana göre altın gibi kalbi var ama yaptıklarına bakıyorum. Vallahi böyle, gönlümden geçeni söylüyorum. Birkaç defa konuştuk her meseleyle ilgili, her meseleye kendisini görevli sayıyor. Sonra hepimizden daha cesur bir arkadaşımız kardeşim. İhsan Hoca'nın yapamadığını yaptı, translarla basın toplantısı yaptı arkadaşımız, onların hakkını savundu. Yani Meclis kürsüsüne veya basın toplantısına herkesi çıkarmak mümkün ama böylesi cesaret ister, her kişinin karı değil Tanal, er kişinin karı, bak sen onu bile yaptın.İhsan Özkes'e 'Kurultaydan en yüksek oyu sen aldın. Bir görev daha var, mescitte imamlık yap, Musa Çam'ı da imam, arkasında cemaati' dedim. Bak, ne geçiyor gönlümden biliyor musun, siz, Musa Çam'ı cemaat yapamazsın ama Musa Çam sana Jandarma Marşını söyletir.Bir mescit açılabilmesi için CHP'de bir psikiyatriste ihtiyaç varmış, onu da söyledim. Bu, daha önce de açılabilirdi, daha sonra da açılabilirdi. Ama sağ olsun, Bekaroğlu bizde yapamadığını sizde başardı. Onu da kutlamak gerekir, ne diyeyim? Arkadan bir tek cemevi açmak kaldı. Cemevi açılmasını, Meclis'ten önce bence CHP'de istemeniz lazım. Yani o ihtiyaç orada daha gerçek olabilir.'Arınç'ın bu sözleri, Genel Kurul'da tüm gruplarda gülüşmelere yol açtı.Konuşması sırasında TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın 'Beşiktaş gol atmış' anonsu üzerine Arınç, 'Zaten ümitliydim bu takımdan, inşallah arkadan üst üste gelmez bir şeyler' dedi.Meclis'in hak etmediği bu tartışmalardan kurtulması gerektiğini belirten Arınç, 'Ne olur, bu üslup içerisinde tartışmalarımızı, görüşmelerimizi yapalım. Bu Meclis bunu hak ediyor. Yarın buradan gittiğimiz zaman tutanaklar bizim şahidimiz olacak' dedi.'Bahsi geçen 'tweet'leri aldım, ciddi buldum, biraz da vahim buldum'İzne tabi ruhsatlarla ilgili bir soru üzerine, Başbakanlık Genelgesi'nin yürürlüğe girdiği 15 Haziran 2012'den bugüne kadar 7 bin 94 dosya geldiğini, bunlardan yüzde 91'inin olumlu, yüzde 5,5'inin olumsuz olarak cevaplandırıldığını, yüzde 3,5'inin ise değerlendirilmesinin devam ettiğini söyledi. Arınç, 'Bu genelgenin kaldırılması söz konusu olabilir ama şu an için görevine devam ediyor' dedi.'Diyanet Vakfı'nın camide toplanan paralarla Diyanet İşleri Başkanı ve üst düzeylerine kaç otomobil alınmıştır?' sorusuna Arınç, 'Böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir' yanıtını verdi.Arınç, 'fuatavni' isimli Twitter hesabından yazılanlara ilişkin, şunları söyledi:'Bana da arkadaşlarım getirdiler. Biliyorsunuz Twitter'da fenomen haline gelen bir isim var, bu isim bazen yazılarında olacak olayları isim ve yer vermek suretiyle yazıyor. Yani ismini burada zikretmekte de beis yok; 'Fuat Avni' isminde. Tahminen 50'ye yakın tweet atmış. Bu 'tweet'lerinin başında '12 Aralık Cuma günü İstanbul, Ankara ve Malatya merkezli operasyonlar yapılacak, şunlar, şunlar olacak, şu kadar gazeteci vesaire gözaltına alınacak' diyor. Yani bu bilgiler, isim de verilerek yapıldığına göre ciddi sayılması gerekir. Adalet Bakanlığımızla, tabii burada olmadığı için belki telefonla görüşebildik. Yani bu tür bilgilerin bir ilgisi, esası yoktur, biz buna böyle inanıyoruz ama tabii yarın, 3 gün, 5 gün sonra öyle bir operasyon yapılır mı, ne kadar kapsamda yapılır, ne amaçla yapılır? Onu bizim bilmemiz mümkün değil.Twitter'da her yazılan şeyi gerçek olarak kabul edemeyeceklerini ifade eden Arınç, bu kişinin daha önce yazdığı 'tweet'ler bulunduğunu ve bunların pek çoğunun hakaret, düşmanlık, kin ve iftira olduğunu kaydetti. Arınç, şöyle devam etti:'Bunlara inanmayız ancak buradaki isimler ve yapılacak operasyonda görev alacak polislere kadar da isimler verildiğine göre... Yani, buna sadece benim 'ciddidir, bunun üzerinde durulmalıdır' dememden gayrı bir şey olamaz. Ben, Emniyet Genel Müdürlüğü mensubu değilim, bir savcı, hakim değilim. Adalet Bakanı ne olsa ne söyleyebilirdi onu da tahmin edemem. Ama bahsi geçen 'tweet'leri aldım, ciddi buldum, biraz da vahim buldum. Daha ne söyleyebilirim? Umarım ki bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz veya yargı sürecinin dışına taşan bir olay olmaz. Bunu da temenni ederim, bunu da söylemek isterim.''İnceleme ve soruşturma başlatıldı'TBMM Başkanvekili Sadık Yakut ise Milli Saraylar'a bağlı sosyal tesislerin işletilmesine dair yönergenin Genel Sekreter imzasıyla değil, Meclis Başkanı imzasıyla yürürlüğe girdiğini söyledi.TBMM'de düzenlenen 'Hazreti Mevlana'yı Anlamak' konulu konferanstaki konuşmacının, hiçbir şekilde tasvip edilmesi mümkün olmayan yakışıksız ifadeler kullandığını belirten Yakut, 'Kürsüye çıkan hiçbir kimsenin ne konuşacağını önceden kimse bilemez zaten, kimse kestiremez' dedi.Konuyla ilgili olarak inceleme ve soruşturma başlatıldığını, 2 idarecinin açığa alındığını, ayrıca konferanstaki ifadelerle ilgili olarak da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu anımsattı.Yakut, CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir'in 'İstanbul'daki yolsuzluklar hakkında ne diyeceksiniz?' sorusu üzerine, şunları söyledi:'Başkanlık Divanı'nda konu görüşülmüş olup dış denetim için 3 Sayıştay denetçisi, iç denetim için 2 denetçi ve inceleme soruşturma için de 2 muhakkik görevlendirilmiştir. İnceleme ve soruşturmanın sonucuna göre de gereği yapılacaktır. Ayrıca Genel Sekreterlik tarafından mevcut kafeteryaların Devlet İhale Kanunu'na göre ihale edilerek kiraya verilebilmesi için başlatılan çalışmalar neticesinde Maliye Bakanlığı'ndan gerekli izinler alınmış olup, Sayın Başkan'ın ve Başkanlık Divanı'nın takdirine göre bu yerler kiraya verilecek veya TBMM tarafından işletilecektir.'Yakut, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in Başkanlık konutunda değil, kendi evinde oturduğunu ve Başkanlık konutuna taşınmayacağını da çeşitli vesilelerle ifade ettiğini söyledi.Yakut, 'medya mensuplarına otopark yasağı getirildi' ifadesinin doğru olmadığını, aksine mevcut otoparktan daha geniş bir otopark tahsis edildiğini kaydetti.Muhabir: Alp Özden | AA
'KPSS İddiaları Paralel Yapı İşi'
AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Gülen Cemaati'nin KPSS'de yolsuzluk yaptığını, atamalarda usulsüzlük iddialarını da bu yolsuzluklar soruşturulduğu için ortaya attığını iddia etti.Beşir Atalay, ana muhalefet partisi CHP’nin sözcüsü Haluk Koç’un dile getirdiği “Memur atamalarında Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın göz önüne alınmadığı ve usulsüzlük yapıldığı” iddiasına ilişkin konuştu. Bu iddiaları 'paralel yapı' olarak tanımladığı Gülen Cemaati’nin ortaya attığını ve CHP’ye ilettiğini savundu.'Bu dosyayı verenlerin esas korkusu, kendileri hakkında KPSS yolsuzlukları ile ilgili yargıda davalar var. Bunlardan biri sona geliyor. Böyle duyumlar aldım. Esas telaşları buradan gelecek sonuçlardır. Korkunun da ecele faydası yok. Onlar ortaya çıkacak. ÖSYM gerekli açıklamayı yaptı, sistem nasıl yürüyor. Kurumlar talep ediyor, onların istedikleri makine ortamında bulunup gönderiliyor. KPSS sistemi Türkiye’de çok iyi yürüyor. Bu milletin adalet duygusunu da çok rahatlattı … İstisnai atama vardır. Bu da yasaldır. Hepsi yalan, hepsi iftira.'Atalay, Antalya’da gerçekleşen Eğitim Şûra’sında alınan tavsiye kararlarından biri olan Osmanlıca eğitimi ve bununla ilgili tartışmalara da değindi. Atalay Osmanlıca’yı Latince'ye benzetti ve CHP’yi eleştirdi:'Bırakın ana muhalefet liderliğini ortalama aydın bile böyle olamaz. Bu kadar cehalet olmaz. Siyaset kesiminde böyle bir temsili insan kabullenemiyor… Osmanlıca da Türkçedir. Sadece farklı alfabeyle yazılır. Bizim bütün birikimlerimiz Osmanlıca'dır. Bütün tarihimiz Osmanlıca'dır. Bu bir kültür meselesi. Yani Batı standardında ortalama bir aydın Latince öğrenirler. Çünkü Latince medeniyetin temel taşlarından biridir. Ben hep söylerim, iktidar yarısıdır ana muhalefet. Her açıklaması adeta yönetimde gibi sorumluluk taşıması gerekir. Bazen tarihi değerlerle barışıyor gibi yapıyorlar ama nafile. Bunların kodları bu ve değişmiyor. Ve tarihimizle, kültürümüzle barışmaları mümkün olmuyor. Halbuki kuşaklar çok değişiyor. Gençler birkaç dil biliyor. Bir dil değil bu, okumadır bu. Ben kendi çabamla öğrenmişimdir. Çok insan sıkıntısını çekmiştir. Birkaç yabancı dil bilen kendi kaynaklarını okuyacak alfabeyi niye bilmesin ki?'Kaynak: Al Jazeera
ÖSYM'den KPSS Açıklaması: 'Talimat Alınması Söz Konusu Değil'
ÖSYM tarafından yapılan açıklamada, Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) puan üstünlüğüne ve mezuniyet alanı uygunluğuna göre yapılan KPSS yerleştirme işlemlerinin, yüzde 100 doğruluk ve şeffaflık prensibi ile gerçekleştirildiğine işaret edilerek, 'Hiçbir aday, mezuniyet alanı uyuşmazlığından dolayı atamasının yapılamayacağı bir kadroya yerleştirilmemekte ve hiçbir aday puanı yetmediği bir kadroya asla yerleştirilmemektedir' denildi.Bu sebeple yerleştirmesi yapılan adayların atanmaları için ilgili kadroya tanımlanmış özel şartları sağlamalarının gerektiğinin kaydedildiği açıklamada, bununla ilgili olarak tercih kılavuzlarında 'Dikkat: Koşullarından herhangi birini karşılamadığınız bir kadro ya da pozisyona tercihleriniz arasında yer vermeniz ve yerleştirilmeniz halinde ilgili kurum tarafından atamanızın yapılmayacağını göz önünde bulundurunuz. Mağduriyete uğramamanız ve diğer adayları mağdur etmemeniz için tercihlerinizi internetle ÖSYM'ye göndermeden önce tüm tercihlerinizin durumunuza uygun olduğundan mutlaka emin olunuz' ifadelerinin bulunduğuna vurgu yapıldı.Açıklamada, 'Bu sebeple tamamen KPSS puan üstünlüğüne ve mezuniyet alanı uygunluğuna göre yapılan KPSS yerleştirme işlemleri yüzde 100 doğruluk ve şeffaflık prensibi ile gerçekleştirilmektedir. Hiçbir aday mezuniyet alanı uyuşmazlığından dolayı atamasının yapılamayacağı bir kadroya yerleştirilmemekte ve hiçbir aday puanı yetmediği bir kadroya asla yerleştirilmemektedir. Yerleştirmesi yapılan her aday emeğinin karşılığı olarak hakkı olan sonucu elde etmektedir' denildi.ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, 7 Aralık 2014'te bazı basın yayın kuruluşlarında yayımlanan haberlerde bir siyasi parti genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü milletvekilinin, KPSS uygulamalarına ilişkin iddialarıyla ilgili olarak açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.Açıklamada KPSS,  657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak çıkarılan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşları tarafından, açıktan atama yapacakları B grubu kadrolar için ilgili mevzuatı uyarınca yetkili makamlardan izin alındıktan sonra, bu kadroların koşullarının belirlenmesi amacıyla yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarının, YÖK Başkanlığına başvurduğu anlatıldı.Bunların dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının Devlet Personel Başkanlığına başvurduğu ve KPSS'nin usul ve esasları, içeriği, yapılacağı yer ve zamanı, sınavın duyurulması, KPSS'de yer alacak konular ile testler ve bunların ağırlıkları, puan türleri ve hesaplama yöntemi, başvuru yapacakların öğrenim düzeyi, adayların başvurusu, sınavdan elde edilecek puan türlerinin yerleştirmede ve giriş sınavına çağrıda kullanılmasına ve KPSS sonuçlarının adaylara ve kurumlara bildirilmesine ilişkin esasların, Devlet Personel Başkanlığı (DPB) ve ÖSYM tarafından müştereken belirlendiği kaydedildi.'Talimat alınması söz konusu değildir'KPSS'nin, mevzuatla veya DPB ile belirlenen kurallar dışında gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığına işaret edilen açıklamada, '6114 sayılı kanun gereği ÖSYM, bu kanunla ve diğer mevzuatla verilen görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında, bağımsız olarak yerine getirip kullanmakta olup, yürüttüğü iş ve işlemlerin yerine getirilmesinde, hiçbir organ, makam, merci veya kişi tarafından talimat alınması söz konusu değildir' ifadesine yer verildi.Açıklamada, 31 Ekim 2010'da gerçekleştirilen ve ardından iptal edilmek zorunda kalınan 2010-KPSS Lisans Eğitim Bilimleri testinin ardından yeni bir kuruluş kanunu ile yeniden yapılanan ÖSYM'nin özellikle sınav güvenliği ve gizliliği hususlarında ciddi önlemler almak durumunda kaldığı ve bu doğrultuda konulan kuralların taviz vermeden titizlikle uygulandığı ifade edildi.Açıklamada, şunlar kaydedildi:'ÖSYM bu kapsamda; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren konularda idari düzenlemeler yapmak ve kılavuzlar hazırlamak yetkisine sahip olup, sınav uygulamalarına ilişkin kurallar gerek idari düzenlemeler, gerek kılavuzlar ve gerekse adaylara yapılan duyurular ve ayrıca sınava giriş uyarılarında defalarca ilanetmektedir. Her aday ÖSYM'ye önceden bildirdiği kişisel durumları dikkate alınarak kendisine özgü engel durumlarına uygun şekilde sınava alınmaktadır.Ancak genel kurallara istisna şeklinde tanınması istenen diğer bireysel talepler, sınava giren tüm adaylar arasında fırsat eşitliğini zedeleyici olmamalıdır. ÖSYM, hakkaniyet ölçülerine uygun, adil ve fırsat eşitliğini gözeten sınavlar yapmak durumundadır ve yapmaktadır. Münferit bir takım haklı olmayan taleplerin öne çıkarılarak, önceden belirlenip defalarca duyurulan kurallara aykırı olarak istisna uygulanması gerektiği şeklinde ortaya çıkan ve kamu vicdanına haklı talep olarak sunulmaya çalışılan durumlar asla kabul edilemez.''Yerleştirme işlemi tamamen şeffaf'Açıklamada, DPB adına yapılan merkezi yerleştirme işlemlerinde adayların tercihleri alınırken adayların mezuniyet bilgileri ile DPB tarafından belirlenen kadro niteliklerinin kontrol edildiği ve kadro niteliklerine uymayan mezuniyet bilgisine sahip adayların tercihlerinin alınmadığı belirtildi. Bu şekilde her adayın sadece mezuniyetinden dolayı yerleşebileceği kadrolar için tercih yapabildiğinin anlatıldığı açıklamada, 'Yerleştirme işlemi tamamen şeffaf bir şekilde yapılmaktadır. Yerleştirme sonuçları ile birlikte her kadro için oluşan en küçük ve en büyük yerleştirme puanları yayınlanmakta ve adaylar tercih ettikleri kadrolara en son kaç puanla yerleştirme yapıldığını görebilmektedirler' ifadesi kullanıldı.Kadroların yerleştirme sonrası oluşan en küçük yerleştirme puanı değerlerinde kadroların niteliklerinin etkili olduğu, belirli alan mezunlarının tercih yapabildiği kadroların en küçük yerleştirme puanı değerlerinin bütün adayların tercih yapabildiği kadrolara göre daha küçük olduğunun anlatıldığı açıklamada, bu konuya örnek olarak 'KPSS-2014/2 yerleştirmesinde 'Sosyal Çalışmacı' kadrosuna sadece Sosyal Hizmet Lisans Programı mezunları başvurabildiği için en küçük yerleştirme puanı 62,63277 olarak gerçekleşirken bütün lisans mezunu adayların başvurabildiği 'Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni' kadrosunun en küçük yerleştirme puanı 88,27254 olarak gerçekleşmiştir. Bu sebeple sadece KPSS Puanının yüksek olması bir kadroya yerleşmek için yeterli değildir' açıklaması yapıldı.Merkezi yerleştirme işleminin ÖSYM tarafından yapıldığı, fakat atama işlemlerinin yerleştirme yapılan ilgili kurumlar ve DPB tarafından gerçekleştirildiğine işaret edilen açıklamada, kadrolar için tanımlanan mezuniyet nitelikleri ile birlikte bilgisayar sertifikası, ehliyet, yabancı dil puanı, cinsiyet gibi adayların atanmaları için gerekli olan özel şartların da belirlendiği aktarıldı.DHA
"Einstein Bu Atamaları Görse İntihar Ederdi"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, yoksulluk baş planda olmak üzere en büyük sorunun işsizlik olduğunu, Türkiye'nin son yıllarda ekonomide yeterli büyümeyi sağlayamadığını kaydetti. Koç, AK Parti iktidarının, kamuya personel seçmeyi kadük ettiğini, hakkaniyeti çiğnediğini, siyasi himayenin devlet memuru olma noktasına getirdiğini savundu.İŞTE HALUK KOÇ'UN AÇIKLADIĞI O LİSTEErdoğan'ın teyzesinin oğlu İbrahim Er ilköğretim müfettişi iken, AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından MEB ilköğretim Genel Müdür Yardımcılığı'na sonrasında da ilköğretim Genel Müdürlüğü görevine getirildi. 2011 yılında ise Danıştay tarihinde belki de bir ilk olarak bir ilkokul öğretmeni Danıştay üyesi yapıldı.Erdoğan'ın teyzesinin diğer oğlu da Recep Ali Er sınıf öğretmeni iken 2013 yılında da KYK Genel Müdür Yardımcısı yapıldı.Erdoğan'ın 2 yıllık itfaiyecilik mezunu olan akrabası Recep Ali Erdoğan şu anda KOSGEB İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı olarak görev yapıyor.Erdoğan'ın Avukatı Muammer Cemaloğlu'nun eşi Berna Cematoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda memur olarak çalışıyor.Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ın yeğeni Burhan Doğan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda uzman yardımcısı yapıldı.Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlık Makamındaki Özel Kalem Müdürü Fatih Can'ın kardeşi, Ömer Faruk Can, sınavsız olarak Telekomünikasyon iletişim Başkanlığı'nda (TİB) işe alındı ve uzman yapıldı.Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Kartal İmam Hatip Lisesi'nden arkadaşı İbrahim Eren ATV'den Başbakanlığa alınıp istisnai kadrodan memur yapıldıktan sonra TRT Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi.TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in oğlu Ahmet Çağrı Çiçek, 2000 yılında TBMM Dış ilişkiler ve Protokol Müdürlüğü'nde işe başladı, SPK'da Sermaye Piyasaları Daire Başkanı oldu, Mayıs 2012'dede EPDK üyeliğini getirildi.Başbakan Bülent Arınç'ın danışmanı Metin Karadağ, TİB'e kaydırılarak uzman yapıldı.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Akif Büyükergene Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda uzman olarak çalışıyor.Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in amcasının oğlu Mehmet Veysi Şimşek, Batman'da tarım işleri uğraşan bir kişi idi. Veysi Şimşek önce Hazine Müsteşarlığında gayrı resmi danışman yapıldı. Mehmet Şimşek Maliye Bakanı olduktan sonra ise Veysi Şimşek Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda başkan müşaviri yapıldı.Şimşek'in baldızı Coğrafya Öğretmeni Esin Kara herhangi bir sınava girmeden TOKİ'de göreve başlatıldı. Baldızının eşi Avrupa Birliği Bakanlığı'na müşavir olarak alındı.Milli Savunma Bakanı ismet Yılmaz'ın abisinin bacanağı Mustafa Yaman, sınavsız olarak TİB'de işe alındı ve uzman yapıldı.Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yeğeninin eşi Ahmet Onur Ak, KOSGEB'te işe başlatıldı. Hâlihazırda Bakan Danışmanı olarak görev yapıyor.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik'in yeğeni Ahmet Toraman, Diyanette imam iken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda işe başlatıldı.Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin bacanağı Orhan Öğe, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda Müsteşar Yardımcılığı görevine atandı.İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın kız kardeşi Elif Ala sınavsız olarak Şırnak Valiliği'ne Özel Kalem Müdürü yapıldı. Hiç bekletilmeksizin önce memleketi Erzurum'a, sonrasında Ankara'da Gençlik ve Spor Bakanlığı'na memur olarak atandı.Ala'nın erkek kardeşi Atıf Ala öğretmen iken Bakan kardeşinin torpilleri sayesinde 3 yıl içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı görevine kadar yükseltildi.Efkan Ala'nın Başbakanlık Müsteşarlığı görevi esnasında Özel Kalem Müdürü olan Serap Akınoğlu, maaşı yükselsin diye kadrosu TİB'e kaydırıldı.İçişleri Bakan Yardımcısı Osman Güneş'in kızı Nurdan Güneş şimdiki Bakan Ala Batman Valisi iken sınavsız olarak Valiliğe Özel Kalem Müdürü yapıldı. Nurdan Güneş eşinin yanına Ankara'ya tayin edildi. Güneş'in oğlu Abdülhamit Güneş önce Şırnak Valiliği'ne Özel Kalem Müdürü olarak atandı. Ardından da bir gün bile Şırnak'a gönderilmeden Başbakanlığa memur olarak alındı. Başbakanlık Güvenlik işleri Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı yapıldı.Bilim ve Sanayi Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın yakın arkadaşı Arif Koyuncu bir belediyede özel kalem müdürlüğü verilerek, istisnai kadrodan memur yapıldıktan sonra önce TRT'de müşavir, ardından TÜBİTAK'ta Genel Sekreter yapıldı.Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay kızının arkadaşı olarak tanıttığı Melabat Çelebiözü, önce sınavsız olarak çok yüksek ücretle Bakanlık Müşavirliği'nde göreve başlatıldı. Sonrasında da Atom Enerjisi Kurumu'na uzman olarak atandı.Eski içişleri Bakanı Muammer Güler'in bateristlik ve barmenlik yapan yeğeni Hakan Güler, önce sınavsız olarak özel kalem müdürlüğüne atanıp memur yapıldı. Sonrasında da Avrupa Birliği Uzmanlığına atandı.Eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in kayınbiraderi Mehmet Akif Okur, önce Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı, sonrada Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda Genel Müdür Yardımcısı yapıldı.Gaziantep Belediye Başkanı ve eski Bakan Fatma Şahin'in erkek kardeşi Ünal Kıymık, açıktan Muş Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü'ne atanarak devlet memuru olması sağlandı.CHP genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Haluk Koç, hak edenin o görevlere gelmesi için konulmuş bir sınav olduğunu, AK Parti iktidarı döneminde bunun da tarumar edildiğini ifade etti. Koç, ' 'Saray dalkavuksuz, siyaset yalakasız olmaz.' Bunun tersini de düşünebilirsiniz.' ifadelerini kullandı. AK Parti'nin kendi yakınlarına, kendi yandaşlarına kadro ulufesi dağıtmayı kendisine görev bilmiş durumdu olduğunu savunan Koç, '20 milyon kişi KPSS'ye girdi. Bunun 610 bini devlet memuru olarak atanabiliyor. Bunun 370 bini öğretmen kadrosu. Devlete hak ederek bir kadroya girme şansını bu sınavlara bağlayanlar, yüzde 97 yurttaşımız hayal kırıklığı yaşıyor.' dedi.'AKP'li olmayıp sade vatandaş olursanız bazıları sınava alınmıyor. Saç renginden dolayı Pelin Derya Çetinkaya sınava alınmıyor.' diyen Koç, KPSS'ye girip atanamayan 20 gencin intihar ettiğini ve bunların yerine AK Parti'nin yakınlarının, hile yapılarak sınavsız kadroya taşındığını vurguladı.'Bin odalı değil 5 bin 500 odalı olsa ne olur? Nasıl yatıyorsun yatakta?' diyen Koç, devlet memuru olma, yer değiştirme, istifa sonrası geri dönüşte, işçi alımında, Adalet Bakanlığı'nda memur alımında, ek ödeme veren kurumlara geçişte torpil yapıldığını savundu. 'Varsa AKP yakından, ampullü bir kartvizit varsa bu işlemleri yapman için senin için bir sorun yok.' diyen Koç, eğer bunlar yoksa liyakatle sınavla yükselmenin unutulması gerektiğini ifade etti.Organize işlerin sadece bir film adı olmadığını belirten Koç, AKP'nin siyaset karnesinin adının da organize işler olduğunu iddia etti. 'Vatandaş soruyor; KPSS varsa neden torpil var, torpil varsa neden KPSS yapıyorsunuz?' diyen Koç; İçişleri Bakanı Efkan Ala, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başta olmak üzere bazı bakanların akrabalarının atama işlemlerini anlattı. 'Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay, kızının arkadaşı olarak tanıttığı Melahat Çelebiözü, önce sınavsız olarak çok yüksek ücretle bakanlık müşavirliğinde göreve başlatıldı. Sonrasında da ATOM Enerjisi Kurumu'na uzman olarak atandı.' diyen Koç, 'Einstein bile intihar ederdi herhalde görse.' ifadelerini kullandı.'Hem çalıyorlar hem de iş yapıyorlar.' diyen Koç, 'Bu vicdan sorunudur, bu ahlak sorunudur. İnançlı bir insanın yüreğinin kaldırmayacağı, hukuka saygılı bir yurttaşın kabul edemeyeceği bir durumdur.' şeklinde konuştu.Bu konuda mağdur olanlara seslenen Koç, 'Bu namertlerden, bu vicdansızlardan hesap sorulacak. Hiçbirinizin hakkı bunların yanına bırakılmayacak. Sıkıntılı bir durum. Bunların anlatılması lazım. AK troller istediği kadar yazsın, bu AKP döneminin en acı gerçeklerinden birisi.' dedi.Zaman
Reklam
Makul Şüphe Düzenlemesinin de Yer Aldığı Yargı Paketi Kabul Edildi
'Yargı paketi'nin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde, Adalet Bakanlığı'na 4 bin hakim adayı alınmasını öngören kanun teklifi kabul edilerek yasalaştı.TBMM Genel Kurulu'nda, hakim ve savcı ücretlerinde artış, aramalarda kuvvetli şüphe yerine makul şüphe, Danıştay ve Yargıtay'da üye ve daire sayısı artışı ile 4 bin hakim adayı alınmasını öngören kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.Kamuoyunda 'yargı paketi' olarak bilinen Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna göre, boşalan, açılan veya dördüncü sınıftan üçüncü sınıfa geçirilen noterlikler Resmi Gazete'de ilan olunacak. Mevcut düzenlemede, bu noterlikler Resmi Gazete'nin yanısıra bulunduğu yerde, İstanbul'da, Ankara'da ve Adalet Bakanlığı'nca uygun görülecek diğer yerlerde çıkan birer gazetede ilan ediliyor.Noterlere, Türkiye Noterler Birliği'nce verilen kimlik kartı, tüm resmi ve özel kuruluşlarca kabul edilecek resmi kimlik hükmünde olacak.Atama yapılırken, aynı sınıftan noterlerin meslekteki kıdemleri esas alınacak. Kıdemde eşitlik halinde Adalet Bakanlığı'nca verilen noterlik belge sıra numarası önce olan tercih edilecek.Noterlerin hastalıkları nedeniyle izinli sayılmalarında, cumhuriyet savcılığı kanalı ile hükümet tabiplerinden veya devlet hastanesi doktorlarından rapor alma şartı kaldırılıyor.Noterlerin işlemlerini elektronik ortamda yapabilmeleri için uyum düzenlemesi yapılıyor. Buna göre işlemler, elektronik ortamda güvenli elektronik imza kullanılarak da yapılabilecek. Ancak, düzenleme şeklinde yapılması zorunlu tutulan işlemler ile irade beyanlarının alınmasına ilişkin işlemlerde güvenli elektronik imza kullanılabilmesi için ilgililerin noter huzurunda olmaları gerekecek.Noterlik işlemlerine ilişkin tüm bilgi ve belgeler, güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda işlenebilecek, saklanabilecek ve gerektiğinde kişi ve kurumlara elektronik ortamda gönderebilecek. Yapılan tüm işlemlere dair bilgi ve belgeler, Türkiye Noterler Birliği'nin bilişim sisteminde kaydedilecek ve saklanacak. Elektronik ortamda yapılabilecek bir noterlik işleminin bir belgeye dayanması halinde, belge sureti taraflar, vekilleri veya temsilcileri tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanarak elektronik ortamda notere gönderilebilecek.Danıştay ve Yargıtay üyesi seçilebilmek için hakimlik ve savcılık mesleğinde 20 yıllık kıdem şartı, 17 yıla düşürülüyor.HSYK Genel Sekreterleri de Danıştay üyesi seçilebilecekHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreterleri de Danıştay üyesi seçilebilecek.Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu ile İdari Dava Daireleri Kurulu, ayrıntılı olarak yeniden yapılandırılıyor. Dava daireleri arasındaki iş bölümü karar tasarısı Başkanlık Kurulu tarafından hazırlanacak.Danıştay'da İdari Dava Daireleri Kurulu için toplantı ve görüşme yeter sayısı 25 olacak.Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun, düzenleme yürürlüğe girdikten itibaren 3 yıl olarak belirlenen görevine devam etme süresi 31 Aralık 2016'ya çekiliyor.Düzenleme yürürlüğe girdikten itibaren 15 gün içinde, 39 yeni Danıştay üyeliği için seçim yapılacak. Seçimin ardından Danıştay daireleri arasındaki iş bölümüyle daire başkanları, üyeler ve tetkik hakimlerin hangi dairede görev yapacağına ilişkin süreç işleyecek.Yargıtay'a 8 yeni daireYargıtay'daki daire sayısı 38'den 46'ya çıkarılıyor. Bu dairelerin 23'ü hukuk, 23'ü ceza dairesi olacak. Her dairede bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacak.Yargıtay'da yeteri kadar tetkik hakimi bulunacak. Tetkik hakimleri, meslekte en az 5 yılını fiilen dolduran adli yargı hakim ve Cumhuriyet Savcıları arasından HSYK tarafından atanacak.Adli yıl açılış töreni kaldırılıyorYargıtay Kanunu'nun 'adli yılın açılışını' düzenleyen maddesi yürürlükten kaldırılıyor. Madde, 'Her adli yıl Ankara‘da bir törenle açılır. Yargıtay Birinci Başkanı bir konuşma yapar. Açılış konuşmasının metni ve tören gündemi üzerinde daha önceden Başkanlar Kurulunun düşüncesi alınır' hükmünü düzenliyordu.Mesleğinde en az 3 yıl fiilen çalışmış avukatların hakimlik ve savcılık adaylığı sınavına girebilmelerine imkan tanınıyor. Bu konuda 5 yıllık fiili çalışma süresi kısaltılıyor.Adalet Müfettişlerinin yanısıra, HSYK müfettişlerine ve Adalet Bakanlığı iç denetçilerine de brüt aylık tutarlarının yüzde 5'i oranında ek ödemede bulunulacak.Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Bavşsavcısı, Yargıtay Birinci Başkanvekilleri, Danıştay Başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay daire başkanları, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, birinci sınıf hakim ve savcılar, birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcılar ile diğer hakim ve savcılara (15 bin) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenecek. Düzenlemeye göre hakim ve savcı maaşlarında bin 154 lira artış olacak.Hakim ve savcılara disiplin affı geliyorAdli yargı hakim ve savcılar ile idari yargı hakim ve savcılara, 14 Şubat 2005 tarihinden 1 Eylül 2013 tarihine kadar verilen uyarma, aylıktan kesme cezaları bütün sonuçları ile affedilecek. Kınama ve kademe ilerleme cezaları için ise HSYK Genel Kurulu'na başvurma imkanı getirildi.Af kapsamına giren disiplin cezalarının verilmesini gerektiren fiillerden dolayı, ilgililer hakkında disiplin inceleme, soruşturma ve kovuşturması yapılmayacak; devam eden disiplin inceleme, soruşturma ve kovuşturmaları işlemden kaldırılacak, kesinleşen disiplin cezaları uygulanmayacak.14 Şubat 2005 tarihinden 1 Eylül 2013 tarihine kadar işlenen ve kesinleşen disiplin cezaları hakkında yapılacak başvuru, 60 gün içinde HSYK Genel Kurulu'nca incelenecek. Genel Kurul başvurunun reddine karar verebileceği gibi, önceki kararın kaldırılmasına veya eyleme uyan alt disiplin cezasına karar verebilecek.Disiplin cezalarının affı, ilgililere geçmiş süreler için özlük hakları ve parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermeyecek.Kanunla, Adalet Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatı kuruluyor. Adalet Bakanlığı teşkilatı; merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatı ile bağlı kuruluşlardan meydana gelecek. Yurt dışı teşkilatında yer alan Adalet Müşavirliği kadrolarına, hakimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az 5 yıl görev yapan ve üstün başarısı ile yurt dışı hizmetlerinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından atama yapılacak. Misyon şefleri; adalet müşavirlerinin sicil amiri olmayacak.Yurtdışı teşkilatına atanan adalet müfettişlerinin bu görevde geçirdikleri süreler, hakimlik ve savcılık mesleğinde geçmiş sayılacak. Adalet müfettişleri hakkındaki siciller, Adalet Bakanlığı Müsteşarı tarafından verilecek.Türkiye'deki veya Yükseköğretim Kurulu tarafından denkliği kabul edilen yurt dışındaki üniversitelerin lisans düzeyinde eğitimini başarıyla bitirenlerden ilgili ülke vatandaşlığına sahip olanlar ile süresiz oturma ve çalışma izni bulunanlar, Bakanlıkça mahallinden sözleşmeli statüde istihdam edilebilecek.Bu düzenlemenin yürürlüğü girdiği tarihte, dış temsilciliklerde adalet müşaviri olarak görevli olanlar, temsilcilik için tahsis edilen adalet müşavirliği kadrolarına atanmış sayılacak.Hakim ve savcı adaylarına verilen meslek öncesi eğitimi sonunda yapılan yazılı sınavlarda başarı gösteremediği için genel idare hizmetleri sınıfında bir kadroya atanan veya adaylığına son verilenler; düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde, yeni yazılı sınava alınmaları talebiyle Türkiye Adalet Akademisi'ne başvurabilecek.Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, 'şüpheli veya sanıkla ilgili arama' maddesinde yapılan değişiklikle, 'yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, iş yeri veya ona ait diğer yerler aranabilir' ifadesindeki 'somut delillere dayalı kuvvetli' ibaresi, 'makul' olarak değiştiriliyor.El koymanın kapsamı genişletiliyorTaşınmazlara, hak ve alacaklara el koymanın kapsamı genişletiliyor. TCK'da 'Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar' başlığında sayılan 'silahlı örgüt' veya 'örgüte silah sağlama' suçundan el koyma kararı verilirken; 'Anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'Hükümete karşı silahlı isyan', 'silahlı örgüt', 'silah sağlama' ve 'suç için anlaşma' soruşturmalarında da el koyma kararı verilebilecek.Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya savcının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilecek, kayda alınabilecek, sinyal bilgileri değerlendirilebilecek, ancak tespit edilemeyecek.Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti; soruşturma aşamasında hakim, kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılacak. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu ve tedbirin süresi belirtilecek.'Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' ile 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan' teknik takip yapılabilecek.Avukatın dosyayı inceleme yetkisi kısıtlanabilecekAvukatların soruşturma dosyalarının içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına kısıtlama getiriliyor. Avukatın dosyanın içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alma yetkisi soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecekse savcının isteğiyle hakim kararıyla kısıtlanabilecek. Bu kısıtlama ancak; 'kasten öldürme, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet suçlarına karşı suçlar ve casusluk, silah kaçakçılığı, zimmet, kaçakçılıkla mücadele' kapsamındaki suçlara ilişkin soruşturmalarda geçerli olacak.Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında kısıtlama uygulanmayacak.Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilecek; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilecek.31 Aralık 2019 tarihine kadar, asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda savcı bulunmayacak ve katılma hususunda savcının görüşü alınmayacak.Hakim ve savcı adaylığı dönemi sonunda yapılan yazılı sınavda başarılı olduğu halde Kurul tarafından mesleğe kabul edilmeyenler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 60 gün içinde, mesleğe kabul edilmeleri talebiyle Kurulun ilgili dairesine başvurabilecek.Adalet Bakanlığı'na yurtdışı teşkilatı için Adalet Müşaviri olarak 30 kadro tahsis edilecek.Danıştay'da Başkanlık Kurulu'na yeni yetkilerDanıştay tetkik hakimlerinin görev yerlerini, Başkanlar Kurulu değil Başkanlık Kurulu belirleyecek.Danıştay; 15'i dava, ikisi idari daire olmak üzere 17 daireden oluşacak.Danıştay üyeleri, Başkanlık Kurulu'nun kararıyla dairelere ayrılacak ve hizmetin icaplarına göre aynı usulle değiştirilebilecek.Danıştay dava dairelerinde görev yapacak üyelerin yükseköğrenimlerini, hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yer veren siyasal bilimler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında yapmış olması şartı aranmayacak.Danıştay İdari İşler Kurulu, idari dairelerin başkanlarıyla her takvim yılı başında Başkanlık Kurulu'nca, her idari daireden seçilecek bir üye ve her dava dairesinden seçilecek bir başkan veya üyeden oluşacak. Kurulun seçimle belirlenen üyeliklerinde boşalma olması halinde, Başkanlık Kurulu'nca 30 gün içinde seçim yapılacak.İdari uyuşmazlıklar ve davaları inceleyecek ve karara bağlayacak daireler arasına 16. daire de ekleniyor. Görevlendirilen dairedeki dosyaların vergi ve idari uyuşmazlıklara ilişkin görev ayrımı gözetilerek hangi daireye ve nasıl devredileceği, görevlendirilen daireye görevlendirildiği alan içinde hangi daire işlerinin verileceği hususları Başkanlık Kurulu kararıyla belirlenecek.Başkanlık Kurulu, iş yükü bakımından zorunluluk doğması halinde vergi dava daireleri, idari dava daireleri veya idari dairelerin görev alanlarını değiştirebilecek.İdari işlere ilişkin idari uyuşmazlıklar ve görevler, Birinci Daire ve İdari İşler Kurulu'nun yanı sıra Onyedinci Daire'de de görülecek.Danıştay Başkanlar Kurulunun görevleri arasında sayılan; 'üyelerin görev yerlerini belirlemek, zorunlu hallerde daire başkanı ve üyelerin dairelerini değiştirmek ve tetkik hakimlerinin çalışacakları daireleri, kurulları ve görecekleri işleri belli etmek, gerektiğinde yerlerini değiştirmek, daireler arasında iş bölümü karar tasarısını hazırlamak' şeklindeki görevler Başkanlık Kurulu'na devrediliyor.Başkanlar Kurulu'nun, görevlerine ilişkin kararları kesin olacak. Bu kararlara karşı başka bir yargı merciine başvurulamayacak.Danıştay Başkanlık Kurulu, üyelerin görev yerlerini, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak belirleyecek, zorunlu hallerde daire başkanı ve üyelerin dairelerini değiştirebilecek, daireler arasındaki iş bölümünü belirleyecek, tetkik hakimlerinin çalışacakları daireleri, kurulları ve görecekleri işleri belli edecek ve gerektiğinde yerlerini değiştirecek, yetkili mercinin neresi olduğu belirtilmemiş yönetim işlerini belli edecek veya bu işleri yapacak. Başkanlık Kurulu'nun, görevlerine ilişkin kararları kesin olacak.Düzenleme yürürlüğe girdikten itibaren 15 gün içinde Yargıtay üyeliği için HSYK tarafından seçim yapılacak. Seçimden sonra Birinci Başkanlık Kurulu'nun belirlenmesi ve dairelerin iş bölümüne ilişkin süreç işleyecek.Hakim ve savcılar, Emniyet Genel Müdürlüğü'nce Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun uyarınca temin edilen yerli veya ithal tabancaları yasal şartlar uyarınca zati silah olarak satın alabilecek.Hakim ve savcılarla yüksek yargı organı mensuplarına verilen mesleki kimlik kartı, tüm resmi ve özel kuruluşların iş ve işlemlerinde resmi kimlik hükmünde olacak.Birden fazla ilk derece ceza mahkemesi bulunan yerlerde, özel kanunlarda başka hüküm yoksa ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı HSYK tarafından belirlenebilecek. HSYK'nın iş dağılımı yaptığı tarih itibariyle görülmekte olan davalarda mahkemeler, iş bölümü gerekçesiyle dosyaları başka mahkemeye gönderemeyecek.Yargıtay'a 129 üye seçilecek. Danıştay'a 39 üyenin yanı sıra, 23 savcı ve 50 tetkik hakimi alınacak.Adalet Bakanlığı'na 4 bin hakim adayı alınacak.AA
Son 4 Yılda 150'den Fazla Yayın Yasağı
TBMM'de 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları çerçevesinde oluşturulan, dört bakanın soruşturulduğu komisyonun çalışmalarına getirilen yayın yasağı, Türkiye'de son dönemde birbiri ardına gelen yayın yasaklarını gündeme taşıdı.Hürriyet'ten Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre, son dört yıl içinde 150'den fazla olayda yayın yasağı getirildi.Yayın yasağına ilişkin en net rakamları Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç verdi.Arınç, Temmuz 2014'te CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesine verdiği yanıtta, Türkiye'de son 4 yılda 149 konuda mahkemelerin yayın yasağı getirdiğini açıkladı. Arınç, mahkemelerce 2010’da 4, 2011’de 36, 2012’de 43, 2013’te 42 ve 2014 yılının ilk altı aylık döneminde 24 olmak üzere toplam 149 adet yayın yasağı kararı alındığını bildirdi. Ancak Arınç'ın verdiği bu bilginin ardından da mahkemeler, Bingöl saldırısı, Yüksekova saldırısı gibi çok sayıda konuda yayın yasağı vermeyi sürdürdü.17 Aralık soruşturmasında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklardan Reza Zarrab'ın başvurusu üzerine, dosyayla ilgili her türlü haber, röportaj, eleştiri ve dosya içerikleriyle ilgili olarak soruşturma tamamlanıncaya kadar yayın yasağı getirdi.BİNGÖL SALDIRISI10 Ekim'de Bingöl Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ile Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit oldukları saldırı konusundaki haberlere de yayın yasağı geldi. Yasak kararı Bingöl Sulh Ceza Hakimliği tarafından alındı.ADAPAZARI'NDA KIZ ÇOCUĞUNA TECAVÜZ DAVASIAdapazarı'nda 14 yaşındaki kız çocuğu Ö.C.'ye tecavüz ettikleri gerekçesiyle, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 34 sanığın yargılandığı davada da mahkeme gizlilik kararı verdi.YÜKSEKOVA SALDIRISIHakkari'nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü mensuplarınca düzenlenen silahlı saldırıda 3 asker şehit edilmişti. Yüksekova Sulh Ceza Hakimliği 26 Ekim 2014'te aldığı kararla, saldırıya ilişkin yayın yasağı koydu. Karar gerekçesi şöyle açıklandı; 'Yüksekova Sulh Ceza Hakimliği'nin 26.10.20014 tarih ve 2004/227 D.İş No'lu kararıyla 25.10.2014 tarihinde ilçemiz Yüksekova'da gerçekleşen 3 askerimizin şehit edilmesiyle ilgili olarak; olay yeri ve olay yerinde şehitlerin cenaze görüntülerini her türlü görüntülü, sesli, yazılı ve görsel medyadaki yayınlar ile internet ortamında yayınlanmasının yasaklanmasına karar verilmiştir.'ULUDERE28 Aralık 2011 akşamı Türk Hava Kuvvetleri, Şırnak Uludere ilçesi yakınlarında F-16 savaş uçaklarıyla kaçakçılık yapan sivil vatandaşları bombaladı. Bombardıman sonucu 35 sivil hayatını kaybetti, 1 kişi yaralı olarak kurtuldu.DÜŞEN UÇAK20 Haziran 2012 tarihinde Türkiye-Suriye sınırında keşif görevi yaparken, Suriye tarafından düşürülen TSK'ya ait savaş uçağı konusundaki haberlere de yayın yasağı getirildi.REYHANLI OLAYIHatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 tarihinde meydana gelen terör saldırısında 52 kişi hayatını kaybetti. 146 kişinin de yaralandığı saldırı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçti. Olayın ardından Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi, saldırıya ilişkin yayın yasağı getirdi.MİT TIRLARIAdana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ile ilgili davaya bakan Adana 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi, dosya içerisinde devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin yanı sıra, duruşmalarda devlet sırrı niteliğinde bilgi ve belgeler konusunda konuşmaların olacağı gerekçesiyle duruşmaların gizli yapılmasına ve yayın yasağı konulmasına karar verdiIŞİD'İN ELİNDEKİ REHİNELERAnkara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Haziran'da Musul Başkonsolosluğu’ndan kaçırdığı 49 Türk vatandaşıyla ilgili haberlere yayın yasağı koydu. Mahkeme yasağa gerekçe olarak 'rehinelerin hayatının riske edilmesini engellemeyi' gösterdi.BÖCEK DAVASIRecep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde çalışma ofisinde ve Keçiören’deki evinde bulunan ve 'böcek' olarak adlandırılan dinleme cihazına ilişkin yürütülen soruşturmayla ilgili de yayın yasağı konuldu. Yasağa, 'Basın-yayın organlarında gerçeğe aykırı, belli kişi ve grupları hedef gösterir şekilde, soruşturmanın gizliliğini ihlal eder nitelikte yayınlar yapıldığı, daha ileriki aşamada bu yayınların, soruşturmanın sağlıklı yürümesi yönünde ciddi tehlike teşkil edeceği” gerekçe olarak gösterildi.SURİYE TAPELERİDışişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik zirvesine ait ses kayıtlarıyla ilgili haberlere 28 Mart 2014 tarihinde Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yayın yasağı koyuldu. Mahkeme gerekçeyi şöyle açıkladı; ', milli güvenliğin, kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması, devlet sırlarının ifasının önlenmesi amacıyla soruşturma tamamlanıncaya kadar, soruşturma dosyası kapsamı hakkında, yazılı, görsel ve internet medyasında her türlü haber, röportaj, eleştiri v.b. yayın yapılmasının 5187 Sayılı Kanun’un 3/2. Maddesi gereğince yasaklanmasına karar verilmiştir.”2012 KPSS SORULARININ ÇALINMASI2012 yılında KPSS sorularının çalınmasına ilişkin haberler konusunda da yayın yasağı söz konusu oldu. ÖSYM, mahkemeden 2012 KPSS kopya iddiaları konusunda yayın yasağı getirilmesini istedi.AKTÜTÜN SALDIRISIGenelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi, Taraf gazetesinin 14 Ekim 2008 tarihli sayısında yayımlanan 'Aktütün'ü itiraf edin demiştik... Biz açıklıyoruz' başlıklı haberine yayın yasağı koydu. Yasağa, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nin, 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklamak suçuna vücut verebilme ihtimali' gerekçe olarak gösterildi.ŞİKE DAVASIAralarında Fenerbahçe Başkanı Azil Yıldırım'ın da bulunduğu futbol kulüplerinin çok sayıda aktif yöneticisi ve futbolcunun gözaltına alınmasıyla başlayan Temmuz 2011 tarihli Şike soruşturmasının ardından açılan davada da yayın yasağı uygulandı.. 22 Ağustos 2011'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, davada yargılanan Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun'un talebi üzerine yayın yasağı koyuldu. Yayın yasağı gerekçesini mahkeme şöyle açıkladı;'Soruşturmada gizlilik kararı bulunmasına rağmen, dosyada yer aldığı iddia edilen telefon görüşmeleri ve ifade tutanakları kamuoyuna aktarılmıştır. Haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmamamasına rağmen şüphelilerin şöhret ve hakları, aile düzenleri ve toplum sağlığı tehlikeye düşürülmüştür:'Yurt
Reklam
Memurluk Tercihleri Pazartesi Başlayacak
Bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme yapmak için adaylardan, 17-26 Kasım'da tercih alınacak.ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri uyarınca bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme yapmak amacıyla adaylardan tercih alınacak. Bu amaçla hazırlanan Kamu Personel Seçme Sınavı KPSS-2014/2 tercih kılavuzunda, ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyleri ayrı olmak üzere tercih yapılabilecek kadro ve pozisyonlar yer alıyor.Kılavuz, tercih süresi içinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanacak.Adayların kılavuzda yer alan kadro ve pozisyonları tercih edebilmeleri için 5-6 Temmuz 2014 ve 27-28 Eylül 2014'te yapılmış olan KPSS lisans ve ortaöğretim veya ön lisans oturumlarından birine girmiş ve bu sınavların en az birinden ilgili KPSS puanını almış olmaları gerekiyor.Yerleştirme işlemlerinde ortaöğretim mezunları için KPSSP94, ön lisans mezunları için KPSSP93 ve lisans mezunları için KPSSP3 puanı kullanılacak. Ancak Danıştay 12. Daire Başkanlığının 27 Haziran 2013 tarihli kararı gereğince teknik hizmetler ve sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıflarına dahil adayların ihraz etmiş oldukları unvanlara ilişkin kadrolara (tekniker, teknisyen, hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknisyeni, sağlık teknikeri gibi kadrolara) başvurmak istedikleri takdirde, KPSS tercih işlemlerinde en üst öğrenim düzeyinden KPSS’ye girerek elde etmiş oldukları puanları ile alt öğrenim düzey(ler)indeki kadrolara başvuru yapabilecek.Adaylar tercihlerini 17-26 Kasım arasında, kılavuzda yer alan kurallara göre, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden T.C kimlik numaraları ve şifrelerini kullanarak kendileri yapacak. ÖSYM’ye posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmayacak. Tercih süresi uzatılmayacak. KPSS-2014/2 tercih kılavuzuna göre yapılacak yerleştirmeye başvuracak adayların kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekiyor.Adayların eğitim bilgileri, ÖSYM aday işlemleri sisteminde (ais.osym.gov.tr) adaya ait kayıt bilgilerinde yer alıyor. Tercih işlemlerinde ve yerleştirmede, ÖSYM tarafından bu bilgiler kullanılacak. Adayların ais.osym.gov.tr adresinden eğitim bilgilerini kontrol ederek tercihlerini yapmaları gerekiyor.Adaylar, aynı düzeyde birden fazla ortaöğretim, ön lisans, lisans eğitim bilgisinin ÖSYM aday işlemleri sistemine kaydını sağlayabilecek. Aynı öğrenim düzeyinde birden fazla diplomaya sahip adaylar, aynı anda her iki diplomalarında yazan program veya alanlarına (sistemde kayıtlı bilgileri doğrultusunda) yönelik tercih yapabilecek.Aday işlemleri sisteminde (ais.osym.gov.tr) eğitim bilgileri eksik veya hatalı olan adaylar ile Danıştay 12. Daire Başkanlığının kararı gereğince alt öğrenim düzeyindeki kadrolardan tercih yapabilecek durumda olanlardan, aday işlemleri sisteminde alt öğrenim düzeyine ilişkin eğitim bilgisi yer almayanlar, 17-26 Kasım'da (26 Kasım saat 16.00’ya kadar) ÖSYM sınav koordinatörlüklerinden bu bilgilerinin sisteme kaydını yaptırabilecek. Tercih işlemleri için aday tarafından ÖSYM'ye gönderilen mezuniyet veya öğrenim durumu belgeleri işleme alınmayacak. Sadece,ÖSYM koordinatörlükleri tarafından eğitim bilgilerine ilişkin yapılacak güncellemeler, 2014/2 KPSS tercih/yerleştirme işlemi için geçerli olacak.AA
Kaymakam Adayına KPSS Yok
Kaymakam adayları artık ''Kamu Personel Seçme Sınavı''na (KPSS) girmeyecek.Resmi Gazetede bugün yayınlanan kararla kaymakam adaylığı için KPSS'ye girmek gerekmeyecek.Kaymakam adalarının, Kamu Personel Seçme Sınavı'na (KPSS) girme şartı kaldırıldı. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayınlanan karar göre, 18/3/2002 tarihli ve 2002/3975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin 3. maddesine, “Askeri Adalet Teftiş Kurulları” ibaresinden sonra gelmek üzere “kaymakam adayları” ibaresi eklendi.Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin 3. maddesine göre, Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ile İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarının Bakanlık Teftiş Kurulları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulları ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasında sayılanlar ile Devlet senfoni orkestraları ve Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçıları KPSS kapsamı dışındaydı.KPSS'DEN 80 ALAN BAŞVURABİLİYORDUİçişleri Bakanlığı Ağustos ayında yaptığı ve 60 adayın alınacağını ilan ettiği son duyurusunda, Kaymakamlık sınavına girilebilmesi için KPSS'den en az 80 puan alma şartı aramıştı. Eylül ayında yapılan son sınava da bu şartı taşıyan adaylar başvurmuştu.Türkiye
Erdoğan: 'Ekmek Almaya Gitti' Diyorlar, Yalan...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bezmialem Vakıf Üniversitesi 2014- 2015 Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Berkin Elvan'a yönelik açıklamalarda bulundu ve 'Ekmek almaya gitti dediler. Yalan.. Ne ekmek alması. Sapanlarla maskelerle resmi var.' dedi. BM Genel Sekreteri Ban'ın verdiği yemekte Sisi ile aynı masaya oturmamasıyla ilgili ise 'Geçen BM genel kurulunda Sisi'yi bizim masaya oturtacaklardı. Ben dedim bu yemeğe katılmam. Çünkü o adama meşruiyet kazandıracak kadar meşruiyetini kaybetmiş bir lider değilim. Benim sandalyem orada boş kaldı. Bizim izzetimiz onurumuz var' açıklamasını yaptı.ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI:Bezmialem farkını ortaya koymaya başladı. Bu sene 2 bin öğrencisiyle önemli işlere imza atıyor. Bezmialem'in dev bir kampüs haline gelmesi tıp alanında çok değerli araştırmalar yapılacak.'EĞİTİME BÜYÜK KATKI SAĞLADIK'İktidara geldiğimizden beri eğitime büyük katkı sağladık. Eksiklerimiz fazla. 12 yıl öncesini düşünün. Bugüne bakmayın. Vakıf Gureba'nın öğrencilik yıllarımdaki halini bilirim. Nereden nereye? Yarınlar daha iyi olacak. Türkiye'nin her yerinde okul açtık. Eğitimi fiziki olarak engelleri ortadan kaldırdık.'DOKTORLAR KONUSUNDA AÇIĞIMIZ VAR'Ben 75 kişilik sınıflarda okudum. Şimdi 30 kişilik sınıflar var. Maddi imkansızlıkları kaldırdık. Çocuklarını okutan ailelere maddi destek sağladık. 175 üniversite var. Akademisyeniniz var mı? dediler. O da olacak dedik. Hocalarımız yetiştirecek biz de onları istihdam edeceğiz. Üniversitelerimiz bir yarış halinde olmalı. Tıp'ta açığımız var mı? Var! Gelin Sağlık Bilimleri Üniversite'sini kuralım. İlk adımı Bezmialem'le attık. Şimdi Sağlık Bilimleri Üniversitesi kuruluyor. Doktor konusunda açığımız var.'GEÇEN SİSİ'Yİ BİZİM MASAYA OTURTACAKLARDI'Geçen BM genel kurulunda Sisi'yi bizim masaya oturtacaklardı. Ben dedim bu yemeğe katılmam. Çünkü o adama meşruiyet kazandıracak kadar meşruiyetini kaybetmiş bir lider değilim. Benim sandalyem orada boş kaldı. Bizim izzetimiz onurumuz var. Ben haktan yanayım.'NE EKMEK ALMASI'Gezi'de hayatını kaybeden bir çocuğu reklam malzemesi yaptılar. Ekmek almaya gitti dediler. Yalan.. Ne ekmek alması. Sapanlarla maskelerle resmi var. Bunun için kıyamet koparanlar Diyarbakır'da vahşice öldürülen Yasin'le ilgili konuyu asla gündeme getirmediler. Yasin Börü ve arkadaşlarını görmediler. Niye? Çünkü Yasin Börü inancını yaşayan bir delikanlıydı. Yani bu anlayışı anlamak mümkün değil.'İÇERİDE 100 TANE GAZETECİ FALAN YOK'Batı medyasında Türkiye'ye karşı yalan haberlerle örülmüş bir psikolojik savaş var. İçeride 100 tane gazeteci falan yok. İçerdeki gazeteci sayısı 7'dir. Bunlar terörist. Gazeteci kimliği olan terörist. Öbürü kaçak silahla yakalanmış. Kimisi asker öldürmüş, kimisi banka soymuş. Bunlar gazeteci kimliğiyle bunları yapmış.'HENDEK ATLATTILAR BUNLAR BİZE YA!'Türkiye içinden de bir takım siyasiler ve bir takım medya bu algı operasyonunun değirmenine su taşıyor. ABD'de Türkiye'yi sürekli imam hatip okulları açıyor, yasaklama yapıyor diye iftira atan ihanet yapan zavallı hainler var. Niye Tayyip Erdoğan imam hatip mezunu... Ben hem imam hatip hem Eyüp Lisesi mezunuyum. Niye çünkü almadınız... Hendek atlattılar bize bunlar ya. Yapmadıları kalmadı ki. Aynı şeyi yavrularımıza da yaptılar. Katsayı dediler. Bu zulümler bu ülkede yaşandı. Ama şimdi hamdolsun serbestçe herkes yarışa giriyor.Bizim için DEAŞ'a destek veriyor dediler.Amerika laf dinlemedi uçaklarla silah attı. Bir kısmı DEAŞ'ın eline geçti.haberler.com
Reklam
Maliye Bakanlığı Gelir Uzmanlığı Alımlarını 'Sözlü Sınav' ile Yapacak
Maliye Bakanlığı, yeni vergi uzmanlarını sözlü sınav yaparak seçecek...Maliye Bakanlığı bu kez de, personel alımı yönetmeliğinde yaptığı değişik ile tartışmaların odağı haline geldi. Taraf gazetesinden Hüseyin Özay'ın haberine göre, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, binlerce üniversite mezunu işsizin merakla beklediği “gelir uzmanı” alımı sınavlarında değişikliğe gitti. Değişiklik Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı. Yönetmelikte yapılan değişiklik ile, gelir uzmanlığı alımlarında yazılı sınav şartı kaldırıldı. Böylece, sadece sözlü sınav ile idare gelir uzmanı alabilecek. Bu durum, milyonlarca memur adayının tepkisine neden oldu. Mevcut sistemde, Gelir İdaresi Başkanlığı KPSS sınavında belirli puanı tutturan memur adayları için uzmanlık sınavı düzenliyordu. Bu sınavda başarılı olanlar ise yeniden sözlü sınava alınıyordu. Yani üçlü sınav sistemi ile adaylar, gelir uzmanı olma hakkı elde ediyorlardı. Yeni düzenleme ile idare isterse, KPSS’de belirli bir puanı tutturan adayları sözlü sınav ile gelir uzmanı olarak atayabilecek.Kaynak: Taraf
ÖSYM'ye 350 Bin Liralık Dava
ADANA'da, KPSS giriş belgesindeki saç rengi ile nüfus cüzdanındaki saç renginin farklı olması nedeniyle gözaltına alınan ve bu nedenle öğretmen olma şansını kaçıran 24 yaşındaki Pelin Derya Çetinkaya, ÖSYM ve Hazine hakkında 350 bin liralık tazminat davası açtı.Üniversite mezunu olan Pelin Derya Çetinkaya, geçen 5 Temmuz'da Danişment Gazi Anadolu Lisesi'nde sınava girdi. Ancak kimliğindeki fotoğrafı daha önce girdiği sınavda sisteme kaydedilen haline benzemeyince, sınav sonunda gözaltına alındı bu yüzden de aynı gün öğleden sonra öğretmen adaylarının gireceği ikinci oturuma giremedi. Resmi belgede sahtecilik iddiasıyla gözaltına alınıp hakkında işlem yapıldıktan sonra serbest bırakılan Pelin Derya Çetinkaya, avukatı aracılığıyla da sınav görevlileri ve polisler hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİPelin Derya Çetinkaya hakkında sınava girdiği belgede sahtecilik yaptığı iddiasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. Cumhuriyet Savcısı, Çetinkaya'nın kimlik ve belgelerinin sahte olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.Pelin Derya Çetinkaya, avukatı Vedat Özkan aracılığıyla ÖSYM hakkında sınav görevlilerinin tutumu nedeniyle 1 yıllık çalışması ve emeğinin boşa gittiği gerekçesiyle İdare Mahkemesi'ne 50 bin TL maddi, 200 bin TL manevi tazminat davası ve sınav sonrası gözaltına alınması sonucu çevresinde sahip olduğu itibar ve imajının kötü yönde zedelendiği gerekçesiyle de Hazine'ye 100 bin TL manevi olmak üzere toplam 350 bin TL tazminat davası açtı. Vedat Özkan, müvekkilinin 2015 yılında yapılacak olan KPSS'ye hazırlandığını belirtirken, Çetinkaya'nın uğradığı hak kayıplarının alınması için de konunu sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.DHA
Reklam
KPSS Gerçeği İle Yaşayanların Hayatını Özetleyen 21 Komik Paylaşım
KPSS sonuçları her açıklandığında dertlere derman mı oluyor yoksa atanamayanlar kulübüne yeni üyeler mi katılıyor onu tam bilemiyorum. Bildiğim tek şey; sistem garip olsa da beyin açıyor. KPSS ile ilgili yapılan bu komik paylaşımların tek açıklaması bu olsa gerek: KPSS kafa yapmış, bir sonraki aşamada zaten kafayı yakıyorsunuz.
KPSS Sonuçları Açıklandı
ÖSYM, Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS), ortaöğretim ve ön lisans sonuçlarını açıkladı. Adaylar, sonuçlarını ÖSYM'nin internet sayfasından, T.C kimlik numaralarıyla öğrenebilecek.Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ortaöğretim ve ön lisans sınav sonuçları açıklandı.ÖSYM, 27-28 Eylül'de yapılan KPSS ortaöğretim ve ön lisans sınavlarının değerlendirme işlemlerini tamamladı.Adaylar sonuçlarını ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr adresinden T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecek. Sınav sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.Sınav sorularının yüzde 10'undan oluşturulan temel soru kitapçıkları da ÖSYM'nin internet sitesinden yayımlandı.SONUÇLARI ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYINIZ...Yenişafak
Reklam
KPSS Sorularını Taşıyan Kamyonet Kaza Yaptı
Erzurum'dan Ankara'ya KPSS belgelerini götüren kamyonet, İmranlı ilçesinde kaza yaptı. Kaza sırasında dün yapılan sınavın soruları yola saçıldı.Türkiye genelinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) için Erzurum'dan Ankara'ya sınav belgelerini taşıyan kamyonet, İmranlı ilçesinde kaza yaptı. Kazada 27 eylül Cumartesi yapılan sınavın soruları yola saçılırken, güvenlik güçleri olay yerinde önlem aldı.YAĞIŞLI HAVA NEDENİYLE DEVRİLDİDoğan Demiral yönetimindeki 06 FF 8251 plakalı kamyonet, dün yapılan KPSS Ön Lisans sınavının belgelerini alarak yola çıktı. Sivas'ın İmranlı ilçesine gelen kamyonet Kanlıarmut mevkiinde yağışlı hava nedeniyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi.MÜHÜRLÜ KASALAR YOLA SAÇILDISınava ait mühürlü kasaların çevreye saçılması sonucu bölgeye çağrılan güvenlik güçlerince olay yerinde güvenlik önlemleri alındı. Çevreye saçılan mühürlü kasalar toplanarak, kaza yerine gelen Cumhuriyet Üniversitesi yetkililerine teslim edildi.Araç içerisinde bulunan kurye Vedat Ünaldı, koruma polisi Ahmet Kaymaz ve sürücü Doğan Demiral kazadan yara almadan kurtuldular. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.Sondakika
KPSS Ortaöğretim Oturumu Başladı
Ortaöğretim mezunları için düzenlenen Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) başladı.Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) gerçekleştirilen, KPSS'nin ortaöğretim mezunlarına yönelik oturumu 170 sınav merkezinde saat 09.30'da başladı. KPSS ortaöğretim oturumuna 1 milyon 828 bin 53 aday başvurmuştu.Adaylara, 120 sorudan oluşan genel yetenek ve genel kültür testleri için 120 dakika süre verildi.Kimlik ve güvenlik kontrolleriyle salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için adaylar, sınavın başlama saatinden önce sınava girecekleri binanın kapısında hazır bulundu.Adaylar, sınav salonuna sınava giriş belgeleri ve nüfus cüzdanı ya da pasaportları kontrol edilerek alındı.Gerekli kimlik kontrolleri ve yerleştirme işlemleri tamamlandıktan sonra salon başkanı sınavda uyulacak kuralları adaylara okudu ve ilgili oturumda cevaplanacak test için kullanılacak sınav evrakıyla içinde kalem, silgi bulunan kutular dağıtıldı.Muhabir: Yıldız Seçil Aktaş | AA
2 Milyon 655 Bin Kişiyi İlgilendiren Sınav Geldi Çattı
KPSS sınavı ne zaman?Birçok gencin, birçok kişinin uzun süredir çalışarak beklediği KPSS artık geldi çattı. KPSS ile ilgili ne zaman, nerede yapılacak, KPSS sınavına giriş şartları gibi birçok soru mevcut ancak geçtiğimiz gün ÖSYM başkanı Ali Demir bu konu ile ilgili bir açıklama yaptı ve sınav hakkında bilinmeyenleri bir bir sıraladı.Sınavda on binlerce kamera olacakKPSS sınavları salonlarda yapılırken, duvarlarda 50 binin üzerinde kameranın sınav anını kaydedeceğini söyleyen Ali Demir, sınavlarda kopya çekme, yerine başkasını sokma gibi konularda problem yaşanmaması ve genel adaletin sağlanabilmesi adına bunu yapacaklarını söyledi.2 milyon 655 bin aday sınava giriyorKPSS’ye hem orta öğretim hem de yüksek öğretim düzeyinde bu sene tam 2 milyon 655 bin aday girecek, yoğun bir çalışma temposunun ardından gelen sınav ile adaylar zorlu bir maratona girecek. Sınav sonrası ise ÖSYM merkezlerinde 40 kişilik bir grubun sınavı koordine etmek için çalışacağı bildirildi.
KPSS'de 55 Bin Kamera Kayıtta Olacak
ÖSYM Başkanı Ali Demir, KPSS sınavlarında duvarlara asılacak saatlerde kamera olacağını ve 54 bin 896 kameranın sınavları kayda alacağını açıkladı.ÖSYM Başkanı Ali Demir, Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) 54 bin 896 entegre kamerayla kayıt yapılacağını bildirdi.ÖSYM Başkanı Demir yaptığı açıklamada, KPSS'nin ortaöğretim ve lisans düzeyinde cumartesi ve pazar günü Bişkek hariç 170 sınav merkezlerinde yapılacağını anımsattı.Adayların ön lisans düzeyinde 27 Eylül Cumartesi, ortaöğretim düzeyinde ise 28 Eylül Pazar günü sınava gireceklerini hatırlatan Demir, 3 milyona yakın adayın katılacağı sınavların sorunsuz olarak yürütülebilmesi amacıyla, hazırlık çalışmalarının ÖSYM merkezinde oluşturulan sınav koordinasyon kurulu tarafından masaya yatırıldığını ifade etti.Bununla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile matbaa yöneticisi, sınav hizmetlerinden sorumlu birim yetkilileriyle toplantı yapıldığını kaydeden Demir, 'Toplantı sonrasında tüm hazırlıkları yaptık. Sınav binalarının hazır olması için girişimleri tamamladık ve sınavların sorunsuz yürütülebilmesi, sağlıklı bir sınav ortamının oluşturulması için her türlü önlemi aldık. Endişe edilecek herhangi bir durum yok. Adayların huzur ve sükunet içerisinde sınava girmelerini bekliyoruz' dedi.Demir, KPSS'nin yapıldığı tüm illerde de il koordinasyon kurullarının oluşturulduğunu ve gerekli toplantıların yapıldığını söyledi.İllerde toplanan sınav koordinasyon kurullarında, pazar yerleri ile inşaat alanlarında oluşabilecek gürültünün önlenmesi amacıyla da belediyelerle ilgili yazışmaların yapılması kararının alındığını ifade eden Demir, il sınav koordinasyon kurullarında alınan tüm kararların ilçe sınav koordinatörlerine de tebliğ edildiğini ve uygulanacağını belirtti.Sınav günleri nüfus müdürlüklerinin de açık olacağını anımsatan Demir, Milli Eğitim Bakanlığında yeni eğitim ve öğretim yılı hazırlıkları kapsamında çok sayıda okulun ya isminin ya da yerinin değiştiğini anımsatarak bu konuda da il koordinasyon kurullarının gerekli önlemleri aldığını söyledi.ÖSYM Başkanlığında ise sınav günü yaklaşık 40 kişilik bir grubun görev yapacağını belirten Demir, şunları kaydetti:'Sınav günü, bina girişlerinde görevliler dahil herkesin üst araması uygulamasına devam edilecek. Sorunların ivedi çözümü amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü ve ÖSYM'de oluşturulacak sınav masaları aktif olarak çalıştırılacak ve işbirliği halinde çözümler üretilecek.Bu sınavın çok büyük bir aday kitlesi var. KPSS'ye önlisans düzeyinde 827 bin 230, ortaöğretim düzeyinde 1 milyon 828 bin 53 olmak üzere 2 milyon 655 bin 283 aday girecek. Sınavlar 9 bin 157 bina ve 136 bin 726 salonda gerçekleştirilecek. Sınavlarda 362 bin 366 sınav görevlimiz, 35 bin 189 da güvenlik görevlisi çalışacak. Güvenilik önlemlerinden taviz vermemek adına yine saate entegre kamerayla sınav salonlarında kayıt yapmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda KPSS önlisansta 17 bin 570, ortaöğretimde ise 37 bin 326 olmak üzere 54 bin 896 entegre kamera kullanacağız.'Demir, sınav günü 444 67 96 (ÖSYM) numaralı çağrı merkezininde de görev yapacak personel sayısını artırdıklarını söyledi.AA
Reklam