Bir Oteli Lüks Değil, İnsan Ayakta Tutar: Sezon Başlarken Sessiz Kahramanlara Kulak Verin!
2025 yaz sezonu başlıyor. Sahil kasabalarında güneş yeniden doğuyor, plajlar canlanıyor, rezervasyonlar artıyor. Ama o tatillerin kusursuz geçmesini sağlayan görünmeyen kahramanları kimse konuşmuyor: Otellerin çalışanları.
Çünkü bir tatili unutulmaz yapan sadece manzara, yatak kalitesi ya da şefin tabakları değildir. Bazen sabah kahvaltısındaki bir “günaydın”, bazen valizinizi taşıyan görevlinin içten gülümsemesi, bazen de otelden çıkarken size edilen “yeniden bekleriz” cümlesidir.
İşte o cümleyi söyleyenin de, kahvaltıyı getirenin de mutlu olması gerekir.
Mutlu çalışan, mutlu misafir demektir.
Otellerin gerçek yatırımı: insan

Bugün Türkiye’de turizm sektörü birçok zorlukla boğuşuyor:
• Yurt dışına giden nitelikli personel,
• Her sezon başında sıfırdan kurulan ekipler,
• Yetersiz maaşlar,
• Motivasyon eksikliği ve tükenmişlik…
Ancak unutmayalım:
Oteller bina ile değil, ruh ile işler. Ve bu ruhu sadece insan yaratır.
Maaşlar: Geçim mücadelesi veren kişi gülümseyemez
Çoğu otel çalışanı sezonluk çalışır. Ailesinden uzakta yaşar, uzun saatler ayakta durur. Fakat aldığı maaş çoğu zaman, asgari ücretin çok az üstündedir.
Bunun sonucu ne olur?
• Çalışan sadece günü kurtarır.
• İşine gönül veremez.
• Sezon bittiğinde geri dönmek istemez.
Sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir maaş politikalarıyla mümkündür.
Otellerin yapabilecekleri:
• Konaklama ve yemeği “maaşın yerine geçiyor” gibi sunmamak,
• Yaşanabilir bölgelere göre maaş skalası oluşturmak,
• Yılda en az bir kez maaş güncellemesi yapmak,
• Şeffaf maaş sistemleriyle güvensizliği ortadan kaldırmak.
Prim sistemleri: Başarı görülmek ister
Turizm yüksek tempolu bir maratondur. Bu maratonda iyi koşanların ödüllendirilmesi gerekir. Ama maalesef hâlâ birçok otelde prim sistemi yok.
Peki ne yapılabilir?
• Misafir memnuniyeti puanlarına göre bireysel primler
• Upsell yapan personele satış primi (oda yükseltme, spa, restoran)
• “Ayın Çalışanı”, “En Çok Önerilen Personel” gibi mikro ödüller
• Sezon sonunda sadakat bonusu
Küçük teşvikler, büyük bağlılıklar yaratır.
Eğitim: Herkese aynı üniformayı giydirmek yetmez!

Yeni personel 2 günlük oryantasyonla göreve başlıyor, çoğu zaman otelin kültürünü, hikâyesini bile bilmiyor. Bu sadece kalite değil, güvenlik ve marka değeri açısından da risklidir.
Modern bir otel, eğitimini sezonluk değil, kültürel bir yapı olarak görmelidir.
Önerilen adımlar:
• Sezon öncesi 1 haftalık yoğun eğitim kampı
• Haftalık role-play’lerle servis ve iletişim becerisi geliştirme
• Online modüller: dil, kriz yönetimi, misafir psikolojisi
• Yükselmek isteyenler için mentorluk programları
• Lider adaylarına özel yönetici yetiştirme akademileri
Psikolojik dayanıklılık: Bu sektör ruh sağlığı gerektirir
Turizm streslidir. Ağır tempoda çalışan bir ekip, içten içe tükenirse, misafire sunduğunuz hizmet de kısa sürede ruhsuzlaşır.
Oteller bu konuda ne yapabilir?
• Sezon boyunca haftalık geri bildirim ve destek toplantıları
• İş psikoloğu ya da yaşam koçu ile çalışan destek hattı
• Yöneticilere “duygusal liderlik” eğitimi
• Tükenmişlik riskine karşı iç denetim sistemleri
İyi hissetmeyen personel, iyi hizmet veremez.
Sezonluk iş değil, ömürlük bağ kurmak
Otellerde bir sezonda yüzlerce kişi çalışır, binlerce misafir ağırlar. Ama bu döngüde en çok unutulanlar, bir sezona bütün yılını sığdırmaya çalışan çalışanlardır.
Eğer Türkiye turizmi yeniden dünya sahnesinde fark yaratmak istiyorsa, bunu sadece mavi bayrakla ya da lüks yatırımlarla yapamaz.
Bunu ancak “mutlu çalışan” politikasıyla yapabilir.
Unutmayın:
• Otelinizi temizleyen bir kadının gözündeki ışık, markanızın en güçlü reklamıdır.
• O ışığı yakmak, biraz maaşla, biraz takdirle, çokça saygıyla mümkündür.
• Bu yaz sezonu o ışığın parladığı sezon olsun.
Peki ya tatilciler? Bu yaz siz de fark yaratabilirsiniz!

Sezon başlarken sadece oteller değil, siz de hazırlık yapın. Çünkü iyi bir tatilin mimarı sadece otel değil, misafirin kendisidir.
Bu yaz, gittiğiniz her otelde küçük ama etkili davranışlarla fark yaratabilirsiniz:
• Gülümsediğinizde karşılığını alın: Sabah kahvaltısında çalışanlara içten bir “günaydın” deyin. Enerjiniz bulaşıcıdır.
• Teşekkür etmeyi unutmayın: Odanızı temizleyen, valizinizi taşıyan ya da içeceğinizi getiren kişiye içten bir teşekkür, onların tüm gününü değiştirir.
• İyiyi görün, paylaşın: Güzel bir hizmet mi aldınız? O personelin adını öğrenip yorum sitelerine yazın. İnandığınız teşekkür, onların geleceğini etkileyebilir.
• Sabrın gücünü hatırlayın: Yoğun sezonda her şey kusursuz gitmeyebilir. Küçük aksiliklerde empati gösterin, bir nefes alın, yapıcı olun.
• Bahşiş kültürünü küçümsemeyin: Küçük bir jest, büyük bir motivasyon olur.
Unutmayın:
Siz bir tatil yapıyorsunuz, onlar hayatlarını çalışarak sürdürüyor.
Bu yaz, sadece güneşin değil, insanlığın da içimizi ısıttığı bir sezon olsun.
Dr. Cem Kinay
Magic Life ve CK Legacy Hotels Kurucusu
35 yılı aşkın süredir uluslararası otelcilik, insan odaklı hizmet ve sürdürülebilir turizm üzerine çalışıyor.
Bugün Türkiye, Avustury , Akdeniz çanağı ve Orta Doğu’da birçok otel ve projede çalışan memnuniyeti odaklı iş modelini savunuyor.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!