Doktordan satılık ev, doktordan satılık arabalar cazibe merkezidir, niye olduğunu ben hâlâ anlamadım ama...
“Üst komşum doktor, biliyor musun?” diye bahsedilir. Hatta ve hatta “Ayy şu ünlü doktoru tanıyorum, ona gittim.” diye cümlelerle devam edilir.
Peki, bu devam eden cümlelerdeki başarı sırrı ve bunun cezasından haberdar mısınız?
Ceza 18 yaşında başlar; başlangıçta herkes eller havaya 4 sene okurken, siz 6 sene okursunuz ki, olması gerekendir. Belki altı sene bile azdır çünkü sonuçta insan hayatıyla oynuyorsunuz. Asıl ceza diplomanızı alıp kepinizi fırlattığınızda gelir. E buyur kardeşim, sen şu torbaya bir el at da, bakalım sana güzide ülkemizin hangi köyü çıktı.
Bu hurafe değildir. 1989’da bu bana söylendi. Mecburi hizmet ile devam eder cezanız. Buna da tamam, sağlık olmazsa olmaz. Eskiden bunun altında bir başlık vardı: “Devlet seni bedava okuttu, bunun karşılığını ver.” E peki, bugün milyonlar harcayıp baba bursuyla okuyanlar niye gidiyorlar o zaman. Bunun cevabı hâlâ yok.
Devam edelim. Bugün için sadece ülkemizde değil dünyanın çoğu yerinde illaki İhtisas yapmak zorundasınız. İyi bir merkezde iyi bir cerrahi İhtisas 5-6 yılın altında değil. Yalnız burada hemen bir parantez açmak lazım; 6 seneyi bitirdiniz, 2 sene mecburi hizmet yaptınız geçti 8 sene, bu 8 sene içerisinde sınıf arkadaşlarınız okulu bitirdiler, erkekler askerliklerini yaptırdılar ve işe başladılar sizi ise hâlâ bir hiçsiniz. Devam edelim serüvenimize...
Yaş iyimser şartlarda bugün 26, ihtisasa başladınız. “Hoş geldin yavrum, hadi bakalım sen gel biraz günaşırı nöbet tut iyi gelir, iyi öğrenirsin.” Evet, olması gereken kesinlikle. Her işin bir kuralı var buna da okey. Bu arada, dışarıda “eller havaya” devam ettiği gibi kariyer planları da devam ediyor. Şimdi şartlar biraz daha iyi ama ben Hacettepe'de hamam böcekleriyle ve farelerle 6 yıl geçirdim. Bunu, kış aylarında üç günde bir, yaz aylarında ise günaşırı nöbet tutarak tamamladım.
“Çok güzel, tebrik ederim yavrum, kalp ve damar cerrahisi uzmanı oldun, yaşasın…”
“Ee, ben kimim?”
“Kocaman bir hiçsin evladım. Hadi sen çok başarılı çalıştın, 32 yaşına geldin. Sen bir-iki sene daha mecbur hizmet yap, biraz ülkene hizmet et.”