Türkiye’de 1,5 milyon kişi skolyoz hastası
Türkiye’de 1,5 milyon kişi skolyoz hastası
Omurga eğriliği olarak bilinen ve sıklıkla gelişme çağındaki
10-14 yaşındaki kız çocuklarında görülen skolyoz, Türkiye’de yaklaşık 1,5
milyon kişiyi etkiliyor.
Skolyozun saptanabilmesinde ailelere önemli görevler
düşüyor. Ancak çoğu kez aileler hastalığın farkına dahi varmıyor. Oysa skolyoz
tedavisinde erken teşhis ve doğru uzmana başvurmak, başarılı sonuç almak için
şart.
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir
Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Deniz Konya; özellikle genç kızlarda görülen skolyoz ile ilgili şu
bilgileri verdi:
Skolyoz; omurganın çoğunlukla sırt veya bel bölgelerinde
görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Skolyoza bağlı sırtta eğrilik (şekil
bozukluğu) ve sırt-belde hissedilen ağrı en önemli yakınmalardır. Skolyozlu
hastaların çoğunluğu kız çocuğu olduğu için bir dönem sonra psikolojik sorunlar
ortaya çıkabilir. Bir kürek kemiği diğerine göre daha dışarıda ve bir omuzu
diğer omuzdan daha düşük durur. Bu da kişinin kendine olan güvenini sarsıp
depresyona neden olabilir.
Kızlarda daha sık
görülüyor
Skolyoz, birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya
çıkabilmektedir. Ancak bizim günlük yaşamımızda sıklıkla karşılaştığımız
skolyozlar; daha çok 10’lu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni henüz tam olarak
bilinmeyen (idiyopatik) skolyozlar ile anne karnındaki etmenler nedeniyle
ortaya çıkan ve doğuştan itibaren bulgu veren doğumsal (konjenital)
skolyozlardır. Bir de erişkin yaşta görülen omurga yaşlanmasına bağlı olarak
gelişen bir skolyoz türü vardır. İdiyopatik skolyozlar kız çocuklarında çok
daha sık görülür. Özellikle 30 dereceyi geçen skolyozlar genç kızlarda
erkeklere oranla on kat fazla görülmektedir. İdiyopatik skolyozlar, en sık
görülen skolyoz türüdür. Nedeni bilinmez. İdiopatik skolyoz, en sık 10 – 14 yaş
arası kız çocuklarında görülür. Erkek çocuklarda görülme oranı kızlara göre
oldukça düşüktür.
Tanıda güçlük ve geç kalma en sık görülen sorun. Çoğu zaman
aileler dikkat etmiyor. Bazen hiç belirti vermediği, sadece şekil bozukluğu
olduğu için; aileler çocuklarının duruşunun bozuk olduğunu sanıyorlar ve
hastaneye götürmüyorlar. Oysa Skolyoz hastası çocukların mutlaka Omurga
cerrahına götürülmesi gerekir. Omurga cerrahları; Beyin ve Sinir Cerrahisi ya
da Ortopedi ve Travmatoloji kökenli cerrahlar olup, hastalar bulundukları
şehirlerdeki omurga cerrahlarına ulaşabilmek için gerekirse Türk Omurga
Derneği’nden yardım isteyebilirler.
Yaş ilerledikçe
tedavi zorlaşır
Doğuştan olan skolyozlar (2-4 yaş arası) hastalığın ağırlığı
veya skolyozun şiddetine bağlı olarak her yaş grubunda ameliyat edilebilir.
Çocukta 10’lu yaşlarda ortaya çıkan idiyopatik skolyozlar ise 10-14 yaşında
ameliyat edilmeli. Yaş ilerledikçe tedavi zorlaşır.12 yaşındaki bir hastayı
tedavi etmekle 45 yaşındaki bir hastayı tedavi etmek aynı kolaylıkta değildir.
Ameliyatla yaşam
kalitesi yüzde 80 artıyor
İdiyopatik skolyozlarda ve eğriliği 40 derecenin üzerindeki
skolyoz hastalarında; vidalar ve vidaları birbirine tutturan çubuklar
yardımıyla omurga düzeltilir. Ameliyattan sonra birinci gün hastalar yürütülür,
üçüncü ve dördüncü gün taburcu edilir. Hastalar, 2-3 hafta içerisinde günlük
yaşantılarına dönebilir. Korseyi ise 6 hafta gibi bir süre takmaları gerekir.
Skolyoz hastalarında cerrahi yöntem, yaşam kalitesini yüzde 70-80 oranında
yükseltir.
Yürüme bozukluğu pek
çok sorunun tetikçisi olabilir!
Günümüzde pek çok kişide görülen yanlış yürüyüş ve yere
basış vücudumuzun farklı bölgelerinde
sorunlar ortaya çıkarabiliyor. “Denge Yürüme Analizi Sistemi” bunu
kontrol ederek ve düzelterek vücudumuzun doğru şekilde yere basmasını diz, ayak
ve omurgada ileriki zamanlarda çıkabilecek sorunları önceden önlem ve tedavi
etme imkanı sağlıyor.
Denge Yürüme Analizi
nedir ve ne işe yarar?
Prof. Dr. Deniz Konya, Denge Yürüme Analizi ile kişinin
dengeli yürüyüşü olup olmadığını numerik rakamlarla değerlendirebildiklerini
söylüyor. Prof. Konya, bu tespitin en önemli noktasının standart bir tedavi uygulamak
yerine sorunun nerede olduğunu belirleyerek soruna odaklı ve kişiye özgü fizik
tedavi olanağı sağlayabildiklerini vurguluyor. Denge Yürüme Analizi sadece bir
hastalık grubu için değil (beyin hastalıklarından, omurga, omurilik, kalça, diz
ve ayak gibi) pek çok hastalık grubunda kullanılabilecek bir yöntem olduğunu
belirtiyor.
Yanlış yürüyüş
şeklini nasıl düzeltebiliriz?
İnsanların içe ve dışa olmak üzere yanlış yere basış
teknikleri uyguladıklarını söyleyen Prof. Dr. Deniz Konya, yanlış basış şekilleri
uygulayan kişilerin vücudunun ileriki aşamalarında dizde, kalçada ve omurgada
risklerin oluşabileceğini belirtiyor. Prof. Konya, ayak analizi testi ile
kişinin nasıl bastığını ve yanlış basışı düzeltmek için hastalara kişiye özgü
fizik tedavi yöntemi belirlediklerini ayrıca standart ayak tabanı yerine kişiye
özgü ayak tabanı oluşturarak soruna odaklı tedavi yöntemi uygulayabildiklerinin
altını çiziyor.
Yorum Yazın