onedio
Görüş Bildir
Bilal Erdoğan: 'Hologramla İstanbul'a Işınlanmadım'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, ilk kez canlı yayına çıktı. A Haber televizyonunda soruları yanıtlayan Bilal Erdoğan, 'İtalya'ya kaçtı' iddialarıyla ilgili, 'Şu an neredeyiz. Buradayız.  Hologramla İstanbul'a ışınlanmadığıma göre, kaçmadım, buradayım' dedi. Programın gerçekleştirildiği stüdyoda arka fon olarak Türk Bayrağı kullanıldığı görüldü.
Yurtdışında Oy Verme İşlemi Başladı
1 Kasım seçimleri için yurtdışında oy verme işlemi başladı. 54 ülkede kurulacak sandıklarda 2 milyon 895 bin 885 kişi oy kullanacak. 7 Haziran seçimlerinde yurtdışı oylar üç milletvekilinin değişmesine neden olmuştu.
Erdoğan: 'Ölü Yıkayıcısı mı Olacaksınız Derlerdi, Ağlardık'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadıköy Ahmet Sani Gezici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin yenilenen binasının açılışında yaptığı konuşmada, 'Türkiye'nin bu kadar ihtiyacı yok dediler. Bu okulların hedefi sadece imam ve müezzin yetiştirmek değil ki. İstanbul'da tek imam hatip vardı Fatih'te oradan mezun oldum. Orada okurken bazı hocalarımız şunu söylerlerdi: Oğlum buraya niye geldiniz? 'Okumaya geldik'. 'Oğlum, ölü yıkayıcısı mı olacaksınız?' Biz ağlardık. Çünkü biz ölü yıkayıcısı olmak için oraya gitmedik ama bu ülkede ölü yıkayıcılarına da ihtiyaç var aslında. Bunların ölüleri de kimin önüne geliyor, imamın önüne geliyor, bu işi bilenin önüne geliyor. Halbuki bir Müslüman, imam müezzin aramaması lazım. Kendi ölüsünü kendisi yıkayabilecek bilgiye kabiliyete erişmesi lazım, işin aslı bu' dedi.
Reklam
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
'Seçim kampanyası', esas olarak Irak topraklarında ve kısmen Suriye toprakları üzerindeki hava harekâtının gürültüsüyle ve ülke içinde 'gözaltına almalar' ve güvenlik gerekçesiyle 'kitlesel toplantıları yasaklamalar' eşliğinde başlatılmış halde.Gerçek anlamında hiçbir vakit olmayan ya da –en azından Tayyip Erdoğan’ın zihninde- olması gereken haliyle olmamış olan “çözüm süreci” ne, noktayı fiilen Irak Kürdistan topraklarında girişilen ve süregelen hava bombardımanları koymuştu.Başlamış olduğunu 2012 sonunda o ilân etmişti. “Sürdürmek mümkün değil” diye o ise, “çözüm süreci” nin mevcut haliyle –ki, o, gerçekte, “güçlü ateşkes” ve “çatışmasızlık durumu” ndan başka bir şey değildi- bitmiş olduğunu kabullenmek gerekecek.Tayyip Erdoğan, Çin’e giderken açıkladı. “Bu ülkede milli birliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek, öyle zannediyorum ki, mümkün değil” dedi.Ve, devam etti: “Olması gereken nedir? Milli birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik zaten, çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan, içeriği zengin bir başlıktır.”
KPSS Sonuçları Açıklandı: 12 Soru İptal
KPSS A Grubu ve Öğretmenlik ile Öğretmenlik Alan Bilgisi sınav sonuçları açıklandı. ÖSYM, 12 sorunun iptal edildiğini duyurdu.2015 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) A Grubu ve Öğretmenlik ile Öğretmenlik Alan Bilgisi (ÖABT) sınav sonuçları açıklandı. ÖSYM'nin sonuç açıklama sayfasına buradan erişebilirsiniz.Yalnızca internet ortamından erişime açılan sonuçlar adaylara sonuç belgesi şeklinde gönderilmeyecek.12 soru iptal edildiÖSYM, 12 sorunun iptal edildiğini, 3 sorunun da cevabının değiştirildiğini açıkladı. ÖSYM tarafından yapılan açıklamada:'2015-KPSS A Grubu ve Öğretmenlik Sınavının Eğitim Bilimleri Testinin Temel Soru Kitapçığındaki 52.sorunun iptal edilmesine, Muhasebe Testinin Temel Soru Kitapçığındaki 5.sorunun “C” olarak girilmiş cevabının “D” olarak değiştirilmesine;2015-ÖABT Sınavın’da ise; Coğrafya Öğretmenliği Testindeki 7. ve 18. soruların, Almanca Öğretmenliği Testindeki 9. ve 35. soruların, Fizik Öğretmenliği Testindeki 13. sorunun, İngilizce Öğretmenliği Testindeki 6. sorunun, Kimya Öğretmenliği Testindeki 42. sorunun, Rehber Öğretmenliği Testindeki 21. ve 29. soruların, Tarih Öğretmenliği Testindeki 21. sorunun, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Testindeki 48. sorunun iptal edilmesine ve Coğrafya Öğretmenliği Testindeki 24. sorunun “D” olarak girilmiş olan cevabının “E” olarak, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Testinde “A” olarak girilmiş olan 1. sorunun cevabının “B” olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.Sınavın Coğrafya Öğretmenliği ile Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Testlerinde yer alan bazı  sorulara iptal davası açılmış olması sebebiyle bu iki alanla ilgili değerlendirme işlemi idari yargı kararı sonrasında yapılacaktır' denildiAA
Reklam
AYM, Valinin Müdür Atama Yetkisini de İptal Etti
Dershanelerin kapatılmasına vize vermeyen Anayasa Mahkemesi valilerin müdür atamasını sağlayan yasa maddesini de iptal etti.Anayasa Mahkemesi'nden görevden alınan binlerce okul müdürüne de iyi haber geldi. Dershanelerin kapatılmasını sağlayan yasayı iptal eden Anayasa Mahkemesi, binlerce okul müdürü ile Bakanlık Merkez Teşkilatı yöneticilerinin görevine son veren maddeyi de iptal etti.  Böylece görevden alınan ve düz öğretmen yapılan müdürlere geri dönüş yolu açıldı.Radikal'in haberine göre, AYM’nin iptal  ettiği madde şöyle: 'Okul ve Kurum Müdürleri, İl MilliEğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz.'
KPSS Yerleştirme Sonuçları Açıklandı
Kamu Personel Seçme Sınavı'na (KPSS) göre, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme sonuçları açıklandı.Sonuçlar, ÖSYM'nin sonuc.osym.gov.tr internet adresinden öğrenilebilecek.ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, kamu görevlerine ilk defa atanacaklar için yapılacak sınavlar hakkında genel yönetmelik hükümleri uyarınca, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme işlemleri (KPSS-2015/1) tamamlandı.Adaylar, yerleştirme sonuçlarını T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecekler. Yerleştirme işlemine ait yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.KPSS-2015/1 sonuçlarına göre, ortaöğretim düzeyinde 2 bin 35 aday, önlisans düzeyinde 4 bin 119 aday, lisans düzeyinde 7 bin 52 aday, Devlet Personel Başkanlığı, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleşti.AA
Reklam
Parmağındaki Tek Taş Yüzük Sebebiyle Sınavı Geçersiz Sayıldı
Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) giren tarih öğretmeni adayı Öznur Kayabaş’ın sınavı, bitime 10 dakika kala parmağındaki tek taş yüzük gerekçe gösterilerek geçersiz sayıldı. Duruma tepki gösteren Kayabaş, “Bir yılımın emeği bir görevlinin ‘geçersiz’ demesi mi?” diyerek tepki gösterdi. Yüzük hususunda kimse tarafından uyarılmadığını belirten genç kadın, atamaların yapılması ile birlikte kendisi gibi öğretmen olan nişanlısı ile evlenme planları yaptıklarını anlattı.
KPSS'de İlk Gün Oturumları Sona Erdi
Kamu Personeli Seçme Sınavı'nın genel kültür ve genel yetenek ile eğitim bilimleri testlerinin yer aldığı ilk gün oturumları sona erdi.Öğretmenlik ve kamudaki A grubu kadrolar için düzenlenen Kamu Personeli Seçme Sınavı'nın (KPSS) genel kültür ve genel yetenek ile eğitim bilimleri testlerinin yer aldığı ilk gün oturumları sona erdi.Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) gerçekleştirilen sınavın sabah oturumu, 81 il merkezinde ve Lefkoşa'da saat 9.30'da başladı. Oturumda adaylara, genel yetenek ve genel kültür testlerinden 60'ar sorunun cevaplandırılması için 120 dakika süre verildi. Sınav, 11.30'da sona erdi. Öğleden sonra yapılan eğitim bilimleri testi oturumu ise saat 14.00'te başladı. Adaylara, 80 soru için 100 dakika süre verildi.KPSS, yarın ve 12 Temmuz'da düzenlenecek Öğretmenlik Alan Bilgisi Testiyle (ÖABT) sona erecek. ÖABT'de ise 40 soruluk alan bilgisi testi, 10 soruluk alan eğitimi testi için adaylara 75 dakika verilecek. Yarın yapılacak oturumlarPazar sabah ve öğleden sonra oturumlarının süresi ise 160'ar dakika olacak. Yarın saat 09.30'da başlayacak oturumda, 30'ar soruluk hukuk, iktisat, işletme, maliye ve muhasebe testleri, öğleden sonra da yine 30'ar soruluk çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, ekonometri, istatistik, kamu yönetimi ile uluslararası ilişkiler konularına ilişkin testler yer alacak.AA
'Diktatör Olsa Adamın Anında İşini Bitirirler'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, 'Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz?' diye sordu.Diktatör benzetmesine atıfta bulunan Erdoğan, 'Kimmiş o diktatör. 20 tane partinin seçime girdiği yerde diktatör mü olur. Her gün bu nasıl diktatör ki gazetelerinden, televizyonlarından küfredecekler, hakaret edecekler, ben diktatör olacam. Ben diktatör olsam sen küfredersin he, sen hakaret edersin he. Diktatör olsa sen bunu yapamazsın. Adamın anında işini bitirirler' dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde Cuma namazını Fatih Camisi'nde kıldıktan sonra belediyeyi ziyaret etti, ardından eski belediye meydanında toplanan kalabalığa hitap etti. 12 yılı aşkın süredir Ankara'da yaşadığını, bu şehrin artık fahri değil, asli bir hemşehrisi olduğunu söyledi. Erdoğan, ne kadar Rizeli ve İstanbullu olduğu kadar, o kadar da Ankaralı olduğunu belirtirken, 'Bugün buradaki buluşmamızı hemşehrimle bir hasret giderme, kucaklaşma hasbihal etme olarak görüyorum' dedi. Ankara'nın hiç yalnız bırakmayıp, daima yanlarında olduğunu, desteğini hiç esirgemediğini kaydeden Erdoğan, 'Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52 oyla bize güç, moral verdi. Ankara'nın sadece Türkiye'nin yönetim merkezi olmakla kalmayıp, kültür ve medeniyet şehri yapan herkesten Allah razı olsun. Ankara hizmetin değerini bilir. Bunun için de tercihini daima hizmetten yana yapar. İstismardan yana değil, ideolojilerden yana değil. Pazar günü tercihini yine hizmetten, istikrardan, güvenden, yeni Türkiye'den yana yapacağına inanıyorum' dedi.SANDIKLARI PATLATIYOR MUYUZ?Alanda toplanan vatandaşlara 'Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz?' diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Aman haa, sandıklara adeta yüzde yüz katılın. Bunu başaracağız değil mi? Bunun için durmak yok. Pazar günü tarihin en yüksek kalıtılımı ile Ankara sandıklara sahip çıkıyor mu? Maşallah Ankara'ya da bu yakışır zaten. Sizlerle iki müjdeyi paylaşmak istiyorum. Gölbaşı'na 200 yataklı bir hastane için çalışmalar son aşamaya geldi. Proje tamamlanmak üzere. Hemen arkasından da ihale ve inşa aşamasına geçilecek. İkinci müjdemiz Mogan Gölü'nün temizlenmesiyel ilgili. Onun da projesi hazır, bütçe ayrıldı, çok yakında somut adımlar atılmaya başlanıyor. Tabi hasretle beklediğiniz, bizim de beklediğimiz Gölbaşı'nı ikiye bölen Konya yolu meselesi ile çevre yolundan Aksaray istikametine yapılcak otoyolla zaten kendiliğinden çözülecek. Hepsinin de Gölbaşı'mıza hayırlı olmasını diliyorum' dedi.TEK MİLLET, TEK BAYRAK78 milyon vatandaşa içini dökmek istediğini belirten Erdoğan, 'Kardeşlerim; bakınız ben miletin ilk defa seçtiği bir Cumhurbaşkanıyım. Sözüm Türk'ü ile Kürt'ü ile Laz'ı ile Zaza'sı ile Çerkez'i ile Boşnağı ile Gürcüsü ile Abaza'sı ile Roman'ı ile, Annavut'u ile 78 milyonu ile biz yaradılanı severiz, yaradandan ötürü. Bu ülkede iki tane önemli tehlike var. Bir tanesi makbul Türkler, bir diğeri de makbul Kürtler. Biz her ikisine de hayır diyoruz. Bizim anlayışımızda ne siyasi Kürtçülük vardır, ne siyasi Türkçülük vardı. Bizim rabiamız vardır. Rabiamızda ne vardır; tek millet. Tek millette ne var, Kürt'ü, Türk'ü, Çerkez'i, Abaza'sı, 78 milyonla tek millet. İki, tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızdır. Yıldız şehidimizin ta kendisidir. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bazı aydınlar çıkmış, ne aydınlar ya, bunlar karanlık karanlık. Bizim bayrağımıza alternatif bayrak çıkaranlardan yana mı olacaksınız, yoksa bayrağımızdan yana mı olacaksınız' diye sordu.DİKTATÖR OLSA SEN BUNU YAPAMAZSIN, ANINDA İŞİNİ BİTİRİRLERKendisi için 'diktatör' benzetmesi yapıldığını hatırlatan Erdoğan, 'Kimmiş o diktatör. 20 tane partinin seçime girdiği yerde diktatör mü olur. Her gün bu nasıl diktatör ki gazetelerinden, televizyonlarından küfredecekler, hakaret edecekler, ben diktatör olacam. Ben diktatör olsam sen küfredersin he, sen hakaret edersin he. Diktatör olsa sen bunu yapamazsın. Adamın anında işini bitirirler. Demokrasi ile yola çıkarken bizi idamla tehdit edenlere bir şey söyledik. Doğan medyası allayıp pullayıp çıkarıyor. Diyorlar ki, 'yine bu yola bunlarla devam etmemeliyiz.' Ben niye meydanlardayım? Meydanlarda oluşumun tek sebebi var. Bunlar yıllarca bu ülkede hükümetler kurdular. hükümetler indirdiler. Artık bu ülkede millet hükümet kuracak, millet hükümet indirecek. Sıkıntıları buradan geliyor. Bunlar milli iradeyi ipotek altına almak istiyorlardı. Ama 10 Ağustos'ta milli irade bunlara 'hayır' dedi. 14 parti ile bir araya geldiler, evet, yüzde 52 ile milletim 'Erdroğan' dedi' diye konuştu.ÜLKE YÖNETİLEMEZ BİR HALDEYDİVatandaşlara hatırlamalarını isteyip, 'şimdi de eski Türkiye koalisyonu kurdular değil mi?' diye soran Erdoğan, 'Atalarımızın güzel bir lafı var. 40 çürük yumurta bir sağlam yumurta etmez. Ülke yönetilemez bir haldeydi, siyaset kurumu felç olmuştu, hizmet üretme kabiliyetini yitirmişti, ekonomİ çökmüştü, kepenkler kapanmıştı, üretim durmuştu, sosyal barış tehdit altındaydı. İnsanların adata canları burunlarında geziyordu, esnaf, çiftçi, ev kadını, herkes huzursuzdu. 2002'nin Kasım'ında biz bu yönetimi kimlerden aldık, DSP, MHP, ANAP'tan aldık. Ben şimdi buradan bu partilere gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Kardeşlerim, bu MHP, 5 yıllığına iktidara gelmemişmiydi?, DSP 5 yılılğına iktidrara gelmemiş miydi? Niye bunlar 3,5 yılda kaçtılar, niye erken seçim dediler, Fakat iyi ki de demişler. Yoksa bu millet onların 5 yıllık zulmüne nazsıl dayanacaklardı?' diye konuştu.İŞÇİYE MEMURA MAAŞ ÖDEYEMİYORLARDI'Milli irade seni tanıyor, biliyor' diye konuşmasına devam eden Erdoğan, 'Siz değil misiniz 25 tane bankayı batıran. 50 milyar dolar faturayu bu millete kesen siz değil misiniz. SHP'si, DYP'si, ANAP'ı, MHP'si bu milletten, memurdan, işçiden ne kadar para kestiler biliyor musunuz?15 katrilyon. Bunun adı zorunlu tasarruf. İşçiye memura maaş ödeyemiyorlardı. Başbakan oldum, masamın üzerine geldi bu. Devlet işçisine memuruna borçlu olur mu? Sendikaları çağırdık, oturduk ve 15 katrilyonu biz ödedik. Bir de KEY diye bir şey vardı. Yani işçiye memura dediler ki, 'seni ev sahipi yapacağız' dediler, maaşlarından 3,5 katrilyon ketstiler, ödemediler, ev de vermediler. Ya bunlar cambaz ya. O borcu da biz ödedik. 18,5 katrilyon. Ya bunlara sorun. şimdi. Bu MHP'ye, CHP'ye, DSP'ye sorun. Siz bu ülkede ne yaptınız, şunu bir söyleyin. Ben Cumhurbaşkanı olarak niye meydandayım. niye bunları söylüyorum. Çünkü milli irade bu makama getirdi, 12 yıl Başbakanlık yaptım,yaptıklarımı anlattım, yanlışlara düşmemek için meydanlardayım' dedi.ÜLKENİN HİÇBİR MESELESİNİ ÇÖZEMİYORLARDIDevletin o dönemlerde Düzce, Bolu, Sakarya, Kocaeli depremlerinin altında kaldığını hatırlatan Erdoğan, 'Bu kadar acizdiler. Bizim dönemimizde Bingöl depremi oldu, bir yılda yeni Simav inşa ettik. Van depremi oldu, büyük bir felaket 2 yılda yeniden inşa ettik. 5 katrilyon sadece deprem için yatırım yaptık. Bugüne kadar 18 katrilyon. Şimdi ben buradan Kürt kardeşlerime sesleniyoru. Ee benim Kürt kadeşlerim; bunlar sizi sevmiyor, adece istismarınızı yapıyor. Seni biz seviyoruz biz. Allah için seviyoruz. Ama Kürt olduğun için. Beni yaradan Allah seni de yaratığı için seviyorum. Herkes bir gün sonrasını göremez duruma gelmişti. İnsanlar hayallerini kaybetmişlerdi. Ülkenin hiçbir meselesini çözemiyorlardı. Başörtüsünü kimler kaldırdı. Bu CHP, başörtüsünü yasaklayanlardan değil mi? Üniversitede Rektör Yardımcısı olan hamfendi bu partinin milletvekili olmadı mı? Bunlar ikna odalarının mahirleri değil miydiler?' diye sordu.BU ZÜLME KARŞI DİRENMEK HAKKIMIZ DEĞİL MİYDİ?Kendisinin İmam Hatip mezunu olduğunu, 4 çocuğunun 4'ünün de İmam Hatip Mezunu olduğunu kaydeden Erdoğan, '2 kızım, 2 oğlum, ama ben dertliyim. Derdim vardı. Kızlarım, çocuklarım bu ülkede okuyamadı. Baş örtüsü, katsayı engeline takıldı ve yurt dışına göndermek durumunda kaldım. Binlerce kızımız, yavrumuz yurt dışında okumak durumunda kaldı. Perki bu zulüm değil miydi. Bu zulme karşı direnmek hakımız değil miydi? 600 bin İmam Hatip öğrencimiz vardı, 60 bine düştü 28 Şubat nedeniyle. Şimdi öğrenci sayısı 1 milyon. Bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı zorla mı gönderiyor çockularını oraya?. Hayır, kendi tasarrufuyla yavrusunu gönderiyor., Sana ne ya bırak göndersin. Katsayı kalktı mı? İstediğin üniversiteye girebiliyor musun? Bitmedi, şimdi biliyorsun bir karar daha aldı Danıştay. Düz lisede başörtülü de okula gidebilirsin. Bir yeni karar daha çıktı. Hakimler, Savcılar Yüksek Kurulu 'yargıda baş örütülü görev yapabilir'. Adalet bu, adaletin gereği bu. O zaman demek ki Türkiye normalleşiyor. Normalleşen bir Türkiye'nin huzuruna birileri de kastediyor. İstemiyorlar huzur dolu bir Türkiye olsun. Sakallı diye babaları evlatlarının yemin törenlerine almıyorlardı' dedi.Bu ülke sadece Kürtçe kaset çıkartacağını belirten Ahmet Kaya'nın vatandından ayrıldığı günlere şahit olduklarını ve kendisine rahmet dilediğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:ELİNDE SAZ OLANLARA İNANMAYIN'Ve o gün orada bulunanlardan bazı köşe yazarları ertesi günü 'vay şerefsiz vay' diye gazetelerinde başlık atmışlardı. Sonra utanmadan, sıkılmadan dediler ki, 'biz orada değildik'. Resimleriniz var resimleriniz, ne orada değilsiniz. Hepiniz fotoğraf karelerine girdiniz. kovaladınız o rametliyi be. Hepiniz oradaydınız. Ben kürt kadeşlerime onun için sesleniyorum. Şimdi elinde saz olanlara inanmayın. Gerçek aşıklardan değil bunlar.'Milli gelirin 230 milyar dolardan şimdi 800 milyar dolara çıktığını, devletin dış borcunun milli gelire oranla yüzde 73 olduğunu, şimdi yüzde 35. Enflasyonun yüzde 30 olduğunu, şimdi tek haneli rakam, devletin borçlanma fazinin yüzde 63' olduğunu, şimdi tek haneli rakamlara düştüğünü kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:DERVİŞ'İ AMERİKA'DAN İTHAL ETTİLER'Ziraat Bankası yüzde 59 fazile kredi veriyordu, şimdi yüzde 0-8 arası faizle kredi veriyor. Esnafa Halk Bankası yüzde 46 faizle veriyordu, şimdi o da 0-8 arası. Nereden nereye. Onlar zulmettiler, biz zulmü kaldırdık. 15 günde 15 kanun hadisesini hatırlıyorsunuz değil mi?. Sayın Derviş'i Amerika'dan ithal ettiler. Ne dedi Derviş. 15 günde 15 kanun çıkmazsa IMF'den para gelmeyecek. Para gelmezse memurun, emeklinin, işçinni maaşı ödenmeyecek. Koalisyon hükümetleri döneminde ülkede karar alınamaz, alınan kararlar da uygulanamaz hale gelmişti. Tüm bu söylediklerimde eksik var, fazla yok. Peki bu IMF, MHP, DSP, ANAP ile Türkiye'ye ne kadar borç verdi? ve biz ne kadar borçla devraldık. 23,5 milyar dolar. Ben şimdi MHP'ye, CHP'ye, DSP'ye sesleniyorum. 23,5 milyar dolar borcu biz ödedik. Şimid borcumuz yok, Başbakanlığım döneminde bitti. Şimdi onlar bizden istiyor, 5 milyar dolar. Milliyetçilik hizmettir hizmet. Merkez Bankası'nın kasasında 27,5 milyar dolar vardı, şimdi 122 milyar dolar. Nereden nereye' dedi.HARÇLAR BAŞBAKANLIĞIM DÖNEMİNDE KALKTIAltyapıda Türkiye'nin çehresinin değiştiğini belirten Erdoğan, 'Kılıçdaroğlu'nun 'harçları kaldıracağım' dediğini hatırlattı. Erdoğan, 'Harçlar Başbakanlığım dönemimde kalktı, bunların haberi yok. Kılıçdaroğlu 'Et Balık Kurumu'nu biz kaldırcağız' diyor. Biz bunu Et, Süt Kurumu yapalı yaklaşık 3 yıl oldu. Şimdi Et Süt Kurumu. Sağlıkta bin 78 tesisle devarldık Türkiye'yi. Kılıçdaroğlu 6 yıl SSK'nın başındaydı, batırdı değil mi? Anneler hastanelere nasıl gidiyordunuz? İlaçları alabiliyor muyuz? İstediğiniz hasatneye gidebiliyor musun, istediğin eczaneden ilacını alabiliyor musun?. 2 yılda 2 bin 500 sağlık tesisi kazandırdık Türkiye'ye . Ankara'ya iki şehir hastanesi yapıyoruz. Birisi Etlik'te, birisi de Blikent'te. Karayollarını 6 bin 100 kilometre ile aldık, 17 bin 600 kilometre yol ilave etitk. Bölünmüş yol. 26 hava limanı vardı, 29 ilave yaptık. ayrım yapmadık' dedi.BU TEHDİTLERLE SİYASET OLMAZCumhurbaşkanı Erdoğan, devamlı tehdit yapıldığını belirtitği konuşmasının son bölümünde, 'Bu tehditlerle demokarsi, siyaset olmaz. Siyaset sandıktadır, parlamentodadır. Demokrasi halktan geçer, silahtan değil. Silahla siyaset olmaz. Fikirle siyaset olur. düşünceyle siyaset olur. Hiç olmayan hızlı trenleri yaptık mı? Önceki tüm dönemlerde 43 bin toplu konut, 650 bin toplu konut daha yaptık. 195 baraj vardı biz geldiğimizde, biz buna 279 baraj ilave ettik. Göletleri söylemiyorum. Kuraklığa karşı tedbirimizi aldık. Artık rahmet var ve barajlarımız doluyor. Sosyal yardımlarda sosyal devlet neymiş bunu biz gösterdik' diye konuştu.
Reklam
KPSS Soruşturmasında 29 Kişiye Tutuklama
KPSS sorularının sızdırıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmanın Ankara merkezli dalgasında 29 kişi daha tutuklandı. Soruşturmada toplam tutuklu sayısı 89'a yükseldi.KPSS sorularının sızdırıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmanın Ankara merkezli dalgasında tutuklanma talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen 37 şüpheliden 29'u tutuklandı, 8'i ise adli kontrolle serbest bırakıldı. Böylece soruşturma kapsamında tutuklu sayısı 89'a yükseldi.Suçlama; örgüt üyeliğiSoruşturma kapsamında 26 Mayıs Salı günü başlatılan operasyonlarda gözaltına alınan şüphelilerden, Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın tutuklanmasını talep ettiği 37 kişinin nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki sorgusu tamamlandı.Nöbetçi Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, 'Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak', 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından tutuklamaya sevk edilen şüphelilerden 29'unu tutuklarken, 8'ini adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.Adli kontrol kapsamında şüphelilerin yurtdışına çıkışları yasaklandı ve karakola imza vermeleri şart koşuldu.Soruşturmanın bir başka ayağında ise 27 Mayıs Çarşamba günü Adıyaman, Van ve Şanlıurfa’da 3’ü öğretmen 12 klişi gözaltına alınmıştı. Bu kişilerin sorgulaması sürüyor.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2010 KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturması kapsamında 26 Mayıs'ta düzenlenen operasyonlarda 44 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Gözaltına alınanların 3'ü serbest bırakılmıştı. Şüphelilerden 4'ü ise halen firarda bulunuyor.AA
'Rüşvet Alıp Veren Eller Meydanlarda Yüce Kitabımızı Sallamaktadır'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Haziran yaklaştıkça iktidarın dört bir koldan istismar yarışına girdiğini söyledi. Bahçeli, 'Davutoğlu paniklemiş, Erdoğan artık yasa ve anayasa ile yollarını tümden ayırmıştır. AKP’deki keskin düşüş Davutoğlu’na kabus yaşatmaktadır. Yüce dinimiz İslam, siyasete ana malzeme yapılmıştır. Türkiye günlerdir Kabe, başörtüsü, kıble, Kudüs, Diyanet, Kuran-ı Kerim etrafında sahnelenen siyaset ayıbını izlemektedir. Rüşvet alıp veren eller meydanlarda yüce kitabımızı sallamaktadır' dedi.Karayoluyla Ordu’dan Giresun’a gelen Devlet Bahçeli’yi şehir girişinde ellerinde Türk bayrakları ve MHP flamaları olan yöresel kıyafetli 9 atlı karşıladı. Atlılar, Bahçeli’nin makam otomobilinin önüne geçerek miting alanına kadar konvoya öncülük etti. Miting alanı yanındaki bir otelde bir süre dinlenen Devlet Bahçeli, Osmanağa Meydanı’nda toplanan yaklaşık 3 bin partiliye hitap etti.'AKP’Yİ SUÇLARININ TELAŞI SARDI'Bahçeli, 7 Haziran yaklaştıkça AKP’yi suçlarının telaşının sardığını belirterek, 'Hırsızlar maneviyat sömürüsüne tutulmuşlardır. Giresun için söyleyeceği bir sözü olmayan kadrolar, dini referanslarla ayakta durmaya çalışmaktadır' dedi. Ak Parti'nin bir genel başkan yardımcısının Erdoğan’a salavat getirecek kadar gözünün döndüğünü kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:'Siyasette hiçbir ölçü ve ayar kalmamıştır. Erdoğan’a salavat getirmek ne demektir? Bu nasıl bir iman, nasıl İslam anlayışıdır? Şefaati Erdoğan’dan bekleyecek kadar şirk ve batıla esir düşenlerin milletin huzurunda siyaset yapması tam bir kokuşmuşluktur, tam bir skandaldır. Türkiye ne hallere getirilmiştir. Soysuzluk ve soytarılık bu kadar ilerlemiştir. Cahiliye devrinin kalıntılarına ülke yönetimi bundan sonra nasıl teslim edilecektir? Manevi değerlerimizi siyasete rehin verenler, hadi kulu geçtim hiç mi Allah’tan korkmamaktadır?'ERDOĞAN TARAFSIZLIĞI PEYNİR EKMEK GİBİ YEMİŞTİRTürkiye’de kilitlenme ve akıl tutulmasının da hakim olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, “Her şey birbirine girmiştir. Hukuk kenardadır. Demokrasi saldırı altındadır. Engel olunmaz ve önüne geçilmezse AKP kendisiyle birlikte Türkiye’yi ateşe çekmektedir. Erdoğan kaos ve istikrarsızlık simgesi olup çıkmıştır. Kavga ve husumetin çıban başı haline gelmiştir. Ahlaken ve vicdanen cumhurbaşkanlığı koltuğunda sarsıla sarsıla, söve söve düşmüştür. Erdoğan tarafsızlığı peynir ekmek gibi yemiş bitirmiştir. Şeref ve namus üzerine ettiği tarafsızlık yeminini bozmuştur. Ettiği yeminleri çiğneyen bir adama Cumhurbaşkanı olmak yakışır mı? AKP için oy isteyen, 7 Haziran’ı başkanlık oylamasına dönüştürmeye çalışan bir şahsa cumhurbaşkanı denir mi? Erdoğan devletin başı olmayı değil AKP’nin fiili eş genel başkanlığını tercih etmiştir. Erdoğan Türk milletinin birliğini temsil etmeye değil, kendi kişisel ikbal ve çıkarlarına hizmeti amaçlamıştır. Recep Tayyip Erdoğan, demokrasimiz için açık tehdittir. Huzur ve sukünet için bir tehlikedir. Milli birlik ve beraberliğimizin katili, 17-25 Erdoğan’ dır. Erdoğan’ın Anayasa’yı yok sayarak her gün devletin imkanlarıyla miting yapıp AKP’ye destek istemesini doğru buluyor musunuz? Muhalefetle itişmesini, tarafgirliğini, aymazlığını ve kural tanımazlığını meşru görüyor musunuz? Haram yiyenlerin, hırsızlık yapanların, ihanet edenlerin elinden tutup kol kanat germesini kabul ediyor musunuz? Siz ne kadar hayır deseniz de Erdoğan bildiğini okuyor. Giresun’un ne dediği bu zihniyetin umurunda değildir. Erdoğan her gün açılış kılıfı altında mitingler düzenlemektedir. Her gün siyasetin göbeğinde, polemiklerin ortasındadır. Artık ipten, kazıktan boşanmıştır. Maneviyatımızı siyasete alet etmekte ve bundan da asla rahatsızlık duymamaktadır” dedi.BU REZALETE HANGİ İMAM HATİP’Lİ ONAY VERECEKTİR“Kendisi ve 4 çocuğunun İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu söylüyor. Geçmişte çocuklarına üniversite kapılarının açılmadığını, katsayı ve başörtüsü engeline takıldıklarını her ortamda dile getiriyor. Arkasından evlatlarını yurtdışına gönderdiğini, Amerika’da okuduklarını ifade ediyor” diyerek konuşmasını sürdüren MHP lideri şöyle devam etti:“Elbette bir zamanlar yaşanan başörtüsü dramına, imam hatip liselerine uygulanan ambargolar kesinlikle doğru olmamıştır. İmam hatip liselerinden mezun olanlar her engele rağmen bu ülkeye hizmet etmeyi görev saymış vatan evlatlarıdır. Bu lisede okuyan kardeşlerim Allah korkusunu bilirler. Haram helal ayrımını yaparlar. Neyin sevap neyin günah olduğunu ayıracak kadar ihlas ve vicdan sahibidirler. İmam hatip liselerini kapatmaya kimsenin gücü de yetmeyecektir. Buraya kadar her şey tamamdır. Şimdi Erdoğan’a sesleniyorum; 17-25 Aralık’ta ortaya çıkan rezalet ve zillet zincirine hangi imam hatip liseli onay verecektir? Onay veren varsa, bunlar imam hatipin hangi kapısından girmişlerdir? Rüşvete, soyguna, kul ve yetim hakkına el uzatmaya hangi imam hatip liseli tepkisiz kalacaktır? İmam hatiplerin, Allah kelamının okutulduğu sınıflarında, hırsızlık ve hainliğe methiye mi, yoksa beddua mı vardır? Sayın Erdoğan gel önce sen bunları açıkla. Sonra da hakkındaki iddialardan dolayı mahkemenin karşısına çıkacak erdem ve cesareti sergile. Şayet aklanırsan, başımızın üstünde yerin vardır. Şayet temize çıkarsan, hakikaten iftiraya kurban gitmişsen en başta seni ve mahdumlarını savunacak Milliyetçi Hareket’tir. Fakat şunu bilmelisin ki, rüşvet başörtüsü takmaz, hıyanet türbana sığmaz. İmam hatip liselerinin müfredatında okutulan derslerin hiçbiri harama cevaz vermez. İmam hatiplerin ön bahçesinde, arka bahçesinde ne yolsuzluk, ne de yozlaşma yaşayanmaz.”İMAM HATİPLİ KARDEŞLERİM NE ZAMAN İTİRAZ EDECEK?”Bahçeli, Erdoğan’a seslenmeyi sürdürerek şu ifadeleri kullandı:'Bak pırlanta gibi parlayan, erken yaşlarda gemilerini yürüten evlatlarını emek emek yetiştirdin. Amerika’ya gönderdin, orada villalarda oturttun. Eğitimleri için hiçbir masraftan kaçmadın. Fakat onbinlerce evladımız senin çocukların kadar şanslı değildi. Çünkü onların bırak yurt dışında okuyacak imkanlarını, karnını doyurmaya halleri ve mecalleri bile yoktu. İmam hatipleri Erdoğan istismar etti, onbinlerce evladımız kurban edildi. İmam hatipleri Erdoğan ve zihniyeti diline doladı, onbinlerce masum hak kaybı yaşadı, halis ve tertemiz gönülleriyle çaresizliğe bırakıldı. En başta imam hatiplerde okuyan insanlarımız bugünkü tabloyu düşünmeli, yaşananları gözlerinin öne getirmelidirler. Öğrendikleri arasında, haşa, Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir faninin adı geçmiş midir? Haram yemeye methiyeler düzülmüş müdür? Müslüman katillerine yardım ve yataklık övülmüş müdür? Yalan ve riyakarlık haklı görülmüş müdür? İftira atma, gıybet yapmak, dedikodu ve tezvirata sapmak haklı bulunmuş mudur? Bu sorulara verilecek tek bir olumlu cevap yoksa, Erdoğan’ın bu istismar oyununa, bu korkunç ve kahredici sömürüsüne imam hatipli kardeşlerim artık ne zaman itiraz edeceklerdir?'7 HAZİRAN’DA MASKESİ İNECEKMHP lideri Devlet Bahçeli konuşmasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’na eleştirilerle sürdürdü. Bahçeli, “Giresunlunun fındık parasını ayakkabı kutularına saklayan, yatak odalarına istifleyen şerefsizlere ne zamana kadar sabır gösterilecektir? Bu cehalet dönemi sürsün, bu calut ve firavun elçileri devam etsin deniyorsa, AKP hakikaten tek seçenektir. Bizin konuşmaktan bile utandığımız ne varsa, Erdoğan yapmış, Davutoğlu yerine getirmiştir. Biz hırsızlar diyoruz, onlar üstüne alınıp ‘hakaret etmeyin’ diyor. Biz rüşvetçiler diyoruz, onlar hemen yarası varmış gibi gocunup, ‘darbe yaptılar’ diyor. Biz konuştukça AKP yapıyor. Biz konuştukça AKP satıyor, savıyor. Biz konuştukça AKP şu an da bile malı götürüyor. Fakat 7 Haziran’da millet konuşacak, bu defa AKP duracaktır. 7 Haziran’da Giresun konuşacak, AKP dilsiz şeytan gibi maskesi inecektir” diye konuştu.'HZ. NUH’U HANGİ CÜRETLE SİYASETE ALET EDİYORSUNUZ'Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Şırnak’ta yaptığı konuşmaya da göndermede bulunan Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:'Serok Ahmet, Şırnak’ta Hz. Nuh’un gemisi olduklarını söylüyor. Sıfatları ciltler dolusu olan sanal ve yalan Ahmet sana söylüyorum; gemi olduğunuzu biliyoruz, gemilerinizin bulunduğunu da dünya alem öğrendi. Fakat Hz. Nuh’u ne hakla, ne cüretle, hangi cesaretle siyasete dahil ediyorsunuz? Eğer AKP, Hz. Nuh’un gemisi ise, gemi tamam da, Davutoğlu Hz. Nuh olarak kimi görmektedir? Sayın Davutoğlu, siz olsanız olsanız, Nemrut olursunuz, Firavun’un kölesi, Yezit’in eli mızraklı askeri. Ad, Semud kavimlerinden olursunuz. Hz. Nuh’un gemisinde ayıplı ve ahlaksız hiç kimse yoktu. Tufan tüm günahkarları sular altında bırakmıştı. 7 Haziran’da da demokrasi tufanı esecek, bu kez AKP’yi sandığın altına itecektir. Davutoğlu kurtulamayacak, milli azap ve kahır, kendisini, partisini, hizmetinde bulunduğu amiri ve abisi Erdoğan’ı silip süpürecektir. Türk milleti 12 yıl 6 ay 11 gün önce AKP’ye tek başına iktidar imkanı vermişti. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor. AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir. AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa gel birlikte yürüyelim. CHP’ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir; bu defa bizimle yürüyün. Kararsız duran, tercihini henüz yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanındadır. Artık AKP külfeti Türk milletine çok ağır gelmektedir.”Bahçeli konuşmasının ardından partililere karanfil attı. Kendisine fındıktan yapılmış bir tespih hediye edilen Bahçeli daha sonra Rize’ye hareket etti.DHA
Reklam
KPSS Soruşturmasında 3. Dalga Operasyonu: Fuat Avni'ye Bilgi Emniyet'ten mi Sızdırılıyor?
Ankara merkezli olarak KPSS'de usulsüzlük iddialarıyla ilgili haklarında gözaltı kararı verilen 44 kişinin yakalanması için operasyon başlatıldı.  Fuat Avni operasyonunu iki gün önce Twitter'dan duyurmuştu. Operasyonun UYAP'a yüklenmediği halde Fuat Avni tarafından duyurulmasına Emniyet içindeki sızıntının neden olduğu iddiaları gündemde. Emniyet bu iddialar için soruşturma başlattı...2010 Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) usulsüzlük iddialarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında Ankara'da 8, İstanbul ve Kocaeli'nde 7'şer, Erzurum'da 4, Gaziantep'te3 , Van'da 2, Antalya, Bursa, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Giresun, Hatay, Kastamonu, Kayseri, Mardin, Sakarya, Samsun ve Şanlıurfa'da ise 1'er kişi hakkında gözaltı kararı verildiği öğrenildi.
'Fabrika Değil Cezaevi Yaptığı İçin Övünen Bir Yönetim Var'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Fabrika değil cezaevi yaptığı için övünen bir yönetim var' dedi.Mersin’in Tarsus ilçesinde partisinin düzenlediği mitinge katılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 13 yılda iktidar olan AK Parti’nin Tarsus’a sadece adliye sarayı ve Türkiye’nin en büyük cezaevini yaptığını vurguladı. Türkiye’de fabrika değil de cezaevi yaptığı için övünen bir yönetim olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, 'Şimdi milletin önüne çıkıp bize oy verin diyorlar, hangi gerekçeyle istiyorlar? Türkiye büyüyor, kalkınıyor peki bundan kim pay alıyor? Bir avuç kişi yararlanıyor, halk yararlanıyor mu? Tabi ki hayır. 5 bin aile sosyal yardım alıyor, 12 milyon yoksul var. Yetki verin, yoksulluğu tarihe gömeceğiz. 720 TL’nin altında geliri olan hiç kimse olmayacak. Refahı tabana yayacağız. Ne ezen ne ezilen insanca halkça bir düzen kuracağız. Bin 100 odalı saraylarda oturuyorlar, Mercedesleri paylaşamıyorlar. 3 milyarlık araçlarına çerez parası diyorlar. ‘Emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz' dedik, dönüp bana ‘parayı nerden bulacaksın’ diyorlar. O kaçak saraya bağlanan bütün hortumları keseceğiz ve emekliye ikramiyeyi vereceğim. Telaşları şu; ya düzgün bir yönetim olur da kul hakkı yemeyen, esnafı çiftçiyi, emekliyi koruyan bir yöntemi olur da bunlar başarılı olursa bizim kaçacak yerimiz olur mu diye endişe ediyorlar. Emekliye iki maaş ikramiye verince emekli kazanacak, emekli esnafa gidecek harcayacak esnaf kazanacak. Kim kaybedecek hortumcular kaybedecek ona üzülüyorlar.' şeklinde konuştu.  '6 MİLYON 250 İŞSİZ VAR'Türkiye’de 6 milyon 250 bin işsiz bulunduğunu aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, 'Biz işsizliği çözeceğiz. Onlar işsizliğin çözümüyle ilgili cümle kuramıyorlar. Onlar herkesin çocuğunu kendilerinki gibi KPSS’ye girmeden memur oluyor sanıyorlar. Siz bin bir zahmet ve emekle çocuklarınızı yetiştiriyor okutuyorsunuz. Kurs parası ödüyorsunuz. Daha sonra KPSS’ye giriyorlar ardından atamayı bekliyorsunuz. Onların çocukları jet hızıyla sınava girmeden memur oluyor. Bu düzeni yıkacağız. Siyaset zenginleşme aracı değil, halka hizmet, vatandaşın derdiğini çözmek için yapılır. Kendileri, yandaşları köşeyi döndü yine doymadılar. Bin 100 odalı saray yaptı doymadılar, bir değil 10 Mercedes aldı yine doymadılar. Dönüp vatandaşın haline bakmadılar. Bu ülkeyi çağ atlatmak için bölgenin en güzel ülkesi haline getirmek için dürüst namuslu olmak gerekiyor. Ben bunu yapacağım. Kalkınmadan, büyümeden herkes nasibini alacak.' ifadelerini kullandı.  'ÇİFTÇİYE MAZON 1,5 TL'Asgari ücreti bin 500 yapacaklarını yineleyen Kılıçdaroğlu, 'Ankara’daki beylerden biri bu işçiye zulümdür dedi. Mercedes’e çerez diyen kişi bu zulümdür diyor. Çiftçinin üretmesi lazım, alın terinin karşılığını alması lazım. Çiftçiye mazotu 1,5 liradan vereceğiz, koro halinde itiraz ediyorlar, buna nasıl verirsin. Bunu yapacağım. Sen yatlara mazotu KDV’siz verirken bir şey dedik mi? Sen elmastan, yakuttan, inciden KDV’yi kaldırınca bir şey dedik mi. Sen inciden kaldırıyorsun ben çiftçiden kaldırıyorum, aramızdaki fark bu. Ben emekten, üretenden yanayım.' diye konuştu.'BENİM BAKANLARIM BİRİLERİNİN ÖNÜNE YATMAYACAK'Tarsuslulardan 7 Haziran’da sandığa gitmelerini isteyen CHP Genel Başkanı, şunları söyeldi: 'Sadece sizin sandığa gidip oy atmanız yetmiyor. Yanınıza daha önce şu veya bu sebeple CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşımızı alacaksınız, onu ikna edeceksiniz. 13 yıl iktidar oldular, ne yaptılar? Tarsus olarak sadece bir cezaevimiz var. Fabrika değil cezaevi yaptığı için övünen bir yönetim var. Gel bu sefer sandığa gidelim, bu kez 4 yıllık yetki için CHP’ye oy verelim deyin ve ikna edin. Hangi partiden olursanız olun; Davutoğlu, Erdoğan için çalışır; Kılıçdaroğlu halk için çalışır. Ben sabahın 6’sında oğluna telefon edip ‘oğlum paraları sıfırladın mı?' demeyeceğim, çünkü böyle bir para yok. Benim bakanlarım birilerinin önüne yatmayacak, çocuklarının odalarında boy boy para kasaları olmayacak. Siyaseti halka adanmışlık olarak kabul ediyorum. Benim değil halkın zenginleşmesi, benim çocuğumun değil vatandaşlarımızın çocuklarının iş bulması önemli. Gelin yeni bir başlangıç yapalım, güzel Türkiye’yi, yaşanacak Türkiye’yi birlikte kuralım. Suriye’ye, Mısır’a, Libya’ya, Irak’a bak kardeşim. Bütün dünyayla ilişkilerimizi bozdular. Ortadoğu’da Müslüman kanı akıyor silahlar buradan gidiyor. İnsanın insana silah çekmesini engelleyeceğiz. 30 yıl sonrası ne olacak diyorlar. 30, 50, 100 yılını düşünmeyen devlet yoktur. Ankara’daki beyler ceplerini düşünürken ülkenin geleceğini düşünmekten aciz.'CHA
TÜBİTAK: SBS, LYS ve TUS Soruları Önceden Sızdı
KPSS soruşturması kapsamında ÖSYM’ye yapılan baskında el konulan bilgisayarlar üzerinde inceleme yapan TÜBİTAK, hazırladığı raporda çarpıcı sonuçlara ulaştı.Dershane sahibi olduğu ortaya çıkan ÖSYM sınav komisyonu üyesi Gönül Tütüncü’nün, yine ÖSYM’de Bilgi İşlem Müdürü olan eşi Mustafa Tütüncü’nün bilgisayarında 2010 yılı LYS ve TUS sorularının çıktığı belirtilen raporda, 2010’daki KPSS’ye yönelik soruşturma başlatılması üzerine Mustafa Tütüncü’nün 20 Eylül 2010 tarihinde “SureDelete” isimli program kullanarak bilgisayarındaki birçok dosyayı geri dönülmez biçimde sildiği tespit edildi. KPSS soruşturmasını yürüten savcı Yücel Erkman, söz konusu soruların sızdırıldığı iddiasıyla yeni bir soruşturma başlattı.2010 yılının temmuz ayında yapılan KPSS’de 350 adayın Eğitim Bilimleri bölümünde tam puan alması kopya şüphesi doğurmuştu. Sonuçların açıklandığı ağustos 2010’da dönemin Ankara Başsavcılığı, hemen soruşturma başlatmıştı. Bu kapsamda polis, 2010 yılında ÖSYM’ye baskın düzenlemiş, Test Araştırma Birimi (TAB) ve ARGE’de görevli ÖSYM personelinin kullandığı bilgisayar hard disklerinin imajı almıştı.Soruşturmaya yaklaşık 1 yıl önce atanan savcı Yücel Erkman, söz konusu hard diskleri TÜBİTAK bilirkişilerine teslim ederek rapor alınmasını istemişti. Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre TÜBİTAK, bilgisayarlarına el konulan ÖSYM çalışanları Haydar Altunay, Safiye Açıkgöz ve Mustafa Tütüncü’nün bilgisayarlarında yaptığı incelemeyi tamamladı. İki TÜBİTAK uzmanı, 8 Mayıs tarihli 120 sayfalık inceleme raporunu KPSS soruşturmasını yürüten savcı Yücel Erkman’a geçen hafta gönderdi. Raporda, birçok sınava ilişkin kopya bulgusuna dikkat çekildi.
'Bu Gençlik Elinde Silahla Dolaşan Bir Gençlik Olmayacak'
Milli Eğitim Bakanlığı Fatih Projesi Tablet Dağıtım Töreni'ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu gençlik elinde silahla dolaşan bir gençlik olmayacak. Elinde kitabıyla dolaşan bir gençlik olacak' dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bazıları Fatih projesi sona erdi diyor. Bunu neye dayanarak söyledikleri belli değil. Madem proje bitti. Bugün dağıtılacak tabletlere ne diyeceksiniz? Dert ne? Siyaseti dürüst yaparsanız ülke de millet de kazanır. Çamur at izi kalsın mantığıyla yapılan siyasetin kimseye faydası olmaz' dedi.  '12 YIL BOYUNCA ÖNCELİKLERİMİZİN EN BAŞINA EĞİTİMİ ALDIK'Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu tablet bilgisayarlar tamamen yerli tasarımlarla ülkemizde üretildi. Tabletlerimiz birçok bakımdan piyasadakilerden daha üstün niteliklere sahip. Biz çok derin bir ilim geleneğinin, ilimle yoğrulmuş irfanın temsilcisi bir milletiz. İlim anlayışımız taklitçiliğe, tekrara dayanmaz. Bizde ilim önce gönülle yapılır. İlmin peşine özellikle kazanç için değil hakikatlere ulaşmak için düşülür. Çağının önüne geçemeyen ilmin bizim nezdimizde bir kıymeti yoktur. Biz de 12 yıl boyunca önceliklerimizin en başına eğitimi aldık. Milli bütçenin yarısını eğitime ayırdık. İkinci sıraya sağlığı koyduk. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet dedik' dedi. 'KIRTASİYE DÜKKANLARININ ÖNÜNDE KUYRUĞA GİRERDİK'Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti; 'Ben İstanbul’da okudum. İmkanlar öyle sınırlıydı ki.. Bir sırada 3 öğrencinin oturduğu okullarda biz eğitim öğretim gördük. 70 kişilik sınıflarda.. Bu 100’e kadar çıkıyordu onu söyleyeyim. Kırtasiye dükkanlarının önünde kuyruğa girerdik acaba kitaplarımızı temin edebilir miyiz diye… Okulda abilerimizden teksir notları derdik, saman kağıdından ilkel bir makinesi vardı. O teksir notlarını abilerimizden satın almak isterdik, abilerimiz de bize vermezdi. Çalakalem notlarımızı alır ve eğitimimize devam ederdik. Yılın başından itibaren sıraların üstünde kitaplarınızı bulacaksınız dedik. Ve çocuklar okullara başlarken kitapları buldular. Ücretsiz olarak verdik. Niye? Çünkü eğitime çok önem veriyoruz. Kalemi, kağıdı paranızla bile alamadığınız dönemlerden bu ülke geçti. Okula ulaşmak için kilometrelerce yol yürümek gerekiyordu. Ben 45 dakikada ilkokula gidiyordum. Orta öğretim hayatım zaten yatılı olarak geçti. Biz bu kara günleri çocuklarımız yaşamasın diye eğitim altyapısını geliştirmek için çabaladık. Bugün ülkemin yüzde 75-80’inde 30 kişilik ve altı sınıflar var.''BUGÜN DAĞITILACAK TABLETLERE NE DİYECEKSİNİZ?' Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Eğitimde 4+4+4 sistemine geçerek darbe döneminin ürünü haksızlıklara son verdik. Meslek liseleri, imam hatipler, düz liseler arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırdık. Bu yarışın içinde bu başı örtülü bu açık diye kimsenin ayrım yapmaya hakkı yok. Ortaokulda, lisede başörtüsü serbest dedi Danıştay. Bu karar adaletsizliğin giderilmesidir. Benim 2 çocuğum da başörtülü oldukları için Türkiye’de üniversite okuyamadılar. Erkek evladımın bir tanesi katsayıdan dolayı Boğaziçi’ne puanı tutmasına rağmen katsayı engeli nedeniyle burada okuyamadı. Harvard’da mastırını yaptı. Demek ki oluyormuş. Niye engelliyorsunuz. Büyük kızım ABD’nin en önemli üniversitesinden doktorasını yaptı. Şimdi hukuk ve adaletten Kuran ve siyer öğrenimine kadar pek çok dersi müfredata yerleştirdik. Bir nesil tarihini, dilini, dinini bilmiyorsa o neslin geleceği yoktur. Yoksulluk nedeniyle okula gidemeyen öğrenciler vardı. Annelere bundan dolayı özel burslar verdik. Şu anda ülkemizde vakıf üniversiteleri dahil 193 üniversite var. Üniversite olmayan ilimiz var. Üniversiteyi öğrencinin ayağına götürdük. Bazıları Fatih projesi sona erdi diyor. Bunu neye dayanarak söyledikleri belli değil. Madem proje bitti. Bugün dağıtılacak tabletlere ne diyeceksiniz? Dert ne? Siyaseti dürüst yaparsanız ülke de millet de kazanır. Çamur at izi kalsın mantığıyla yapılan siyasetin kimseye faydası olmaz. Yine birileri çıkmış bu kadar üniversite açılması hatadır diyor. Eğitim kimsenin tekelinde değildir, olamaz. Eğitim de sağlıkta ulaşımda sadece parası olanların değil tüm milletin hakkıdır. Bize devlet olarak düşen bütün gençlerimize eğitim yapabilecekleri imkanı hazırlamaktır' dedi. 'SİZDEN İSTEĞİM, BU TABLETLERİ İNTERNETİ AMACINA UYGUN OLARAK KULLANMAKTIR' Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Ne yaparsanız yapın çok çabuk unutuluyor. 12 yıl önce nasıl bir Türkiye. Bugün nasıl bir Türkiye. Şu anda burs ve kredi talebi için müracaat eden üniversite gençliğinin eli boş geri döndürüleni yoktur. Birileri tabela üniversitesi diyerek çamur atsın. ABD’yi gezsin dolaşsınlar. Öyle üniversiteler var ki bir apartmanı satın almış orada üniversite eğitimi veriyor. Mesele teoride kalmak değil pratiği süratle geliştirmek. Üniversitedeki hocalarımız da gençlerimizin eğitim kalitesini her yıl daha da güçlendirecektir. Yeni Türkiye’nin inşasında en büyük görevi üniversitelerin üstleneceğine inanıyorum. Bu cehalete çıkmaz sokak diyebilen gençlik. Bu gençlik elinde silahla dolaşan bir gençlik olmayacak. Elinde kitabıyla dolaşan bir gençlik olacak. Bizim zamanımızda kitap kalem bulmak zordu ama yüksek ideallerimiz vardı. Önümüzdeki dönemde ülkemizin yeni Alparslan’ı, Fatih’leri, yeni Gazi Mustafa Kemal’leri çıksın. 2023 bu yol haritasının ilk istasyonudur. Benim sizden isteğim, bu tabletleri interneti amacına uygun olarak kullanmaktır. Bilgisayarın sanal dünyasında kaybolup gerçek dünyadan, kitaplardan uzaklaşmayın. Asıl olan kitap, kalem, kağıt, öğretmen, onun size aktardığı irfandır' diye konuştu.
Reklam