Levent Uysal Yazio: Yapay Savaş Zamanları
Yüzyılın en önemli fütüristlerinden Michio Kaku’nun Geleceğin Fiziği kitabında verdiği bir anekdot vardır: “Yapay zeka uzmanları soruyor: Kendi yarattığımız robotlar bize fıstık atarken, demir parmaklıkların ardında dans etmek zorunda kalacak mıyız?”
Bu ciddi bir soru bugün için. Yarının da normali olabilir. Lakin şundan emin olabiliriz ki, bugün herhangi bir işin iş tanımını rahatlıkla yazabiliyorsak, bir on yıl sonra o iş ortadan kalkmış olacak. Çünkü o işi bir yapay zekâ, bir dijital robot yapıyor olacak. Peki savaş da bunlardan biri olabilir mi? Sonuçta insanların bugün en iyi başardıkları işlerden birinin savaş olduğu görülüyor!
Brain Machine Interface (bmi-beyin makina ara yüzü) ve Brain Machine Brain Interface (BMBİ-beyin makina beyin ara yüzü) teknolojisi ile olacak olanlara bir bakalım:
Askerler şu an kumanda, bilgisayar, çip gibi ara yüzlerle neyi kullanıyorlarsa bunu sadece düşünerek yapacaklar. Yani uydu ile bilgi isteme ve bilgi alma, etraflarındaki makinaları kullanarak komut verme ya da onlardan bilgi alma, birbirleri ile iletişime geçme, ulaşım araçlarını kullanma -onların yeri konumu hızı hakkında bilgi alma gibi... Telekinezi ve telepati askerlerin emrine amade olacak.
Bütün bunları artık sadece zihinleri ile yapacaklar. Bu teknoloji önce kafaya takılan kask, gözlük, göze takılan lens gibi ara cihazlara gerek duyuyorken, moore yasası ile hızla bunlar küçülecek ucuzlayacak daha kullanışlı hale gelecek ve en son nano teknoloji ve nano robotlar sayesinde askerin doğrudan bedeninin içinde olacaktır. Şu an bu teknolojinin prototipleri çoktan yapıldı ve askerlerin bilgi alma ve etraflarındaki bilgisayarları kullanmada kullanılıyor. Yani askerler sadece düşünerek araçları kullanacaklar hedefleri seçecekler diğer askerler ile iletişime geçecekler etraf bilgileri alacaklar.
Giyilebilir bilgisayar ve robotlar
BMI ve BMBI teknolojisi ile askerlerin vücutlarını hemen üstünde onların güç, dayanıklılık, hızlarını artıran dış iskeletleri olacaktır. Bu iskeletler doğrudan zihinleri ile etkileşim halinde olduğundan askerler her zamanki gibi koşacaklar, zıplayacaklar, saklanacaklar. Bunun için başka kumanda ya da komutlara ihtiyaçları olmayacak. Bu robotik dış iskeletler önce protez teknolojisindekine benzer bir şekilde hantal -pahalı-kullanışsız gibi gelse de zamanla tamamen insan bedeni için tasarlanmış, giyilebilir kıyafetlere kadar dönüşecekler. Bakın burada sadece bir elbiseden bahsetmiyoruz. Burada bahsettiğimiz şey askerin zihni ile bağlanmış bilgisayar ve robot ağı denebilecek bir inorganik alışımın askerin etrafını sarmasından bahsediyoruz. Bu kıyafet askere güç dayanıklılık hız kazandıracağı gibi, onu koruyan, ısısını düzenleyen, savaş alanındaki yaralanmalarda onun ilk müdahalesini yapan, komuta merkezine kendisine dair bütün bilgileri sürekli olarak yollayan ve biraz sonra anlatacağımız arttırılmış sanal gerçeklik ile ilgili teknolojilerinde temel yapı taşı olacaktır. Artırılmış gerçeklik sanal gerçeklik ve duyu değişimi teknolojilerinin zemin yapısı da bu giyilebilir kıyafetler olacak aynı zamanda.
BMI ya da BMBI teknolojisinin en son varacağı nokta zaten askerlerin hiç savaş alanına gitmemeleri ve vekil robotlarını savaş alanına yollamaları şeklinde olacaktır. İster bu TERMİNATÖR gibi insansı bir robot olsun (ki bunun olacağını sanmıyorum) ister dev ahtapotumsu ya da canavarımsı metal yığınları olsun isterse de KATOM teknolojisi denilen şekillenebilir bir madde bulutunun uzaktan kontrol edilmesi şeklinde olsun. Ki en olası olanı çok küçük savaş robotlarının insan zihni ile uzaktan yönetilmesi şeklinde olacaktır. Çok küçük nano parçacıklı robot ve bilgisayarlardan oluşmuş bir savaş bulutu düşünün mesela. Her yere yayılabilen, her tarafı görebilen bir bulut, her yere girip çıkabilen, düşman askerleri sivilleri hiç zarar vermeden doğrudan vücutlarına nüfuz ederken etkisiz hale getirebilen bir bulut mesela.
BMI ve BMBI ile ilgili küçük bir video.
Askerler için geliştirilmiş ekzoskeletonların ilk prototip modelleri.
Bu da ekzoskeleton teknolojisini bir uzaktan kumanda sistemine dönüştürüp uzaktaki benzer bir robotu kullanmaya örnek.
Bio protezler bütün bu teknolojilerin her aşamasında ara teknoloji ile önceden çıkacaktır.
Bugün bile ayaklarını bacaklarını kaybetmiş insanların kullandıkları bio-siber protezler sayesinde “bizim gibi sağlıklı/normal” diyebileceğimiz insanlardan daha hızlı koşabilmeleri geleceğin dünyasının cyborg dünyası olacağının bir kanıtı. Yani uzuvlarını kaybetmiş insanlar günümüzde iyi yapılmış protezler sayesinde bizlerden daha hızlı koşabilir, daha kolay dağ tırmanabilir, zorlu parukları daha çabuk geçebiliyorlar. Gelecekte bu teknoloji sağlıklı insanların özellikle de askerlerin talep ettiği avantajlar sağlayacaktır.
Bio protezler ile ilgili çok iyi bir konuşma.
Bio protezler ile ilgili çarpıcı bir video daha.
Abi bu videoyu ne zaman görsem ağlayacak gibi oluyorum. Neden bilim neden teknoloji? İşte bu video bunu çok güzel anlatıyor. O kızın yüzündeki gülme her şeye değer. Hadi teoloji bu kızı güldürsün de göreyim.
Duyu değişimi teknolojisinin savaş alanındaki etkileri:
Duyu değişimi teknolojisi: dış dünyadaki herhangi bir bilginin beyne aslında bambaşka bir duyu için evrimleşmiş bir yoldan iletilmesi teknolojisine verilmiş isimdir. Körlerin dilleri sayesinde görmesini sağlayan Brain port teknolojisi ve David EAGLEMAN’ın sağırların duymasını sağlayan VEST teknolojisi bunların en belirgini. Bu teknolojilerin temel prensiplerini anlatmama izin verin ondan sonra bu teknolojilerin savaş alanındaki askerlere ne kadar çok avantaj sağlayabileceğini öngörmeye çalışalım.
Brain port teknolojisini doğuştan kör olan insanlara denettiler. Bu teknolojide gözünüzün evrimleştiği işi yapması için, bir güneş gözlüğünün ortasında bir kamera yerleştirdiler ve bu kamera kendisine gelen görüntünün bazı kilit bilgilerini (eşyaların köşesi, cisimlerin ana hatları, size olan uzaklıkları gibi) dilinize koyduğunuz bir elektrikli çipe iletiyor. Yani normalde gözümüzün milyonlarca yıllık evrim sonucunda yaptığı işi, artık bu cihaz yapıyor. Gözümüzün retinasındaki foto reseptörler ışık enerjisini, beynimizin kullandığı elektromanyetik-kimyasal dile çevirip bunu duyularımızın beyindeki ilk buluşma noktası olan thalamusa gönderir.
Burada da bu cihaz, bunu dilimizdeki dokunma duyusu için evrimleşmiş sinir uçlarını uyararak gözlükteki görüntü bilgisini, dil üzerinden yine thalamusa yönlendirir. Bu denekler 5 günlük bir eğitimden sonra “artık bir şeyler gördüklerini” ifade etmişler. Yani thalamus dilden gelen bilgilerin görme ile ilinti olduğunu algılıyor ve bu bilgiyi doğuştan kör olup aslında görme merkezleri sağlam olan deneklerin görme kortexlerine bu bilgiyi iletiyor. Bu denekler köpekleri ya da sopaları olmadan odadaki eşyalara çarpmadan testleri geçebildiler.
Yani duyu değişimi teknolojisi sayesinde artık dilleri ile görebiliyorlar. David Eaglman bunun benzerini sağır hastaların cep telefonlarındaki bir uygulama ve giydikleri titreşimli bir gömlek ile duyabilmelerini sağladı. Burada da cildimizdeki titreşim duyusunu algılayan milyonlarca sinirin, bu görevlerine ek olarak, cep telefonundan gömleğe iletilen kelime bilgisini, titreşimler ile kodlanmasını denediler. Yani VEST teknolojisi sesi cilt yolu ile thalamusa iletiyor. Cildi “kelimeleri duyabilecekleri” bir yolağa çevirdi. Yine 5 günlük bir eğitimden sonra bu teknoloji sayesinde doğuştan sağır olan denekler onlarla konuşan insanları duyabiliyorlar.
Şimdi bu tarz bir teknoloji ile askerlere savaş alanında ne gibi avantajlar sağlanabilir? Çok basit. Her şey. Aklınıza gelen herhangi bir görsel, işitsel, informatif, mekansal, matematiksel bilgiyi yine bu askerlerin VEST teknolojisi ile askerlerin bilincine hatta bilinç dışlarına iletebilirsiniz. Mesela savaş alanının kuş bakışı uydu görüntüsünü askerlerinize iletebilirsiniz. Bu sayede
askerler duvarın arkasındaki düşmanı gerçekten de “görür”. Ya da cephaneliğinin durumunu, Facebook hesabının beğenilme oranını, diğer askerlerin sağlık- konum bilgilerini, büyük kocaman bir savaştaysanız eğer savaştaki genel gidişatı, briefingleri -emirleri. Her şeyi askerlerinize doğrudan, zihinlerine tıpkı bir elmayı gördükleri gibi gösterebilirsiniz.
Burada dikkat edilecek olan şey duyu değişimi ile askerlerinize sunduğunuz çevre ile ilgili bilgileri onların görmek, duymak kadar doğal olarak öğrenecekleri.
David Eaglman’ın bu konu ile ilgili konuşması.
Sensorial substitution hakında çok iyi bir konuşma.
Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik ile ilgili olabilecek gelişmeler:
Artırılmış gerçeklik teknolojisi bir kask ekran, gözlük ekran ya da lens ekran ile askerlerinizin gördükleri görüntünün üstüne, bilgisayar ve yazılım teknolojisi sayesinde istediğiniz gibi efektler, görüntüler detaylar ekleme teknolojisidir. Mesela; askerleriniz kendi arkadaşlarını yeşilimsi bir ton düşman askerlerini ise kırmızımsı bir ton ile görebilirler. Baktıkları kişinin yüz analizinden, onunla konuşurken, kim olduğunu, yaşını, boyunu, rütbesini görebilirler. Uzaktaki komuta merkezi, askerlerin savaştıkları bölge hakkındaki topografik bilgileri, nereye nasıl gidecekleri bilgisinin rotasını, uydu görüntüsü ile belirlenen hedef noktaların yerini görebilecekler. BLACK MİRROR dizisinde bu teknolojinin, askerlerin normal halkı canavar zannedip daha kolay katledebilmeleri için nasıl kullanabileceğini göstermişti.
Sanal gerçeklik teknolojisi ve BMI teknolojisinin, vekil robot teknolojisi ile birleştirilerek, askerlerin kendi ülkelerinde, kendi evlerinde uzandıkları yerlerden, her şeyi matrix benzeri bir ara yüz kullanarak savaş meydanlarını uzaktan taarruz etmelerine olanak sağlayacaktır.
Yapay zeka ile savaş alanlarında görebileceğimiz değişiklikler
İnsanoğluna sunulan bu kadar çok teknolojinin geliştirilmesi, denetlenmesi; kullanışlı olması, upgrade edilmesi, askerlere neyin nasıl sunulacağının sınıflandırılması, bilgilerin filtrelenip kullanış olması… Yani her aşamada yapay zekaya ihtiyacımız olacak. Bu teknolojilerin büyük bir kısmının mimarı zaten biz değil yapay zeka olacaktır. Yapay zeka bütün bu askeri gücün en tepesinde duran, onu organize eden denetleyen, lojistiğini ayarlayan hedeflerin stratejik önemini sıralayan, belirleyen üst akıl olacaktır.
Hedeflerin öncelikleri bulunması gibi konularda yapay zeka askerlere tüm hesaplamaları yaptıktan sonra seçenek sunacaktır. Buna göre de askerler karar alacaktır. Burada yapay zekanın acımasız ya da insan düşmanı olması gibi konuları konuşmak çok sıkıcı olacaktır. Zira insan acımasız ve insana düşmandır. Yapay zekaya bu yönde emir vermezseniz bir tehlike oluşturmayacaktır. Ancak deminden beri bahsettiğimiz süper savaşçı askerlerin bütün bu teknolojik imkanların sunulması denetlenmesi bilgilerin filtrelenmesi gibi konularda yapay zeka çok ciddi bir adım olacaktır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın