Mutsuz Olduğumuz İlişkileri Neden Sürdürürüz?
Bizi tüketen, mutsuz olduğumuz, zorlayıcı ve çatışmalı bir ilişkiyi farkında olduğumuz halde sürdürmeye devam ediyoruz. Neden mi? Çünkü ilişkimizi bir gün düzelir ümidi ile ayakta tutmaya çalışıyor, tüm olumsuzluğa rağmen defalarca denemeye devam ediyoruz. Defalarca denediğimiz bu ilişkide atladığımız en önemli noktalardan biri; aynı kitabı okuyup farklı bir son beklememiz yanılgısı gibi ilişkimizde de umut ve hayal kırklığı arasında gidip geliyor oluşumuzdur. Einsten’ın da dediği gibi “Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek deliliktir”. Peki neden aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyoruz? Bu durumu 'ilişki bağımlılığı' ile açıklayabiliriz.
10 Soruluk Psikolojik Teste Göre Seni Çekici Yapan Özelliklerin Neler?
Çekicilik kavramı insandan insana değişir ve herkesin özellikleri kimseye benzemez. Hepimizi çekici kılan bazı özelliklerimiz vardır. Kimimiz komik, kimimiz gizemli, kimimiz de sert bir karaktere sahibizdir. Bu içerikte size soracağımız 10 psikolojik soruya göre sizin en çekici özelliğiniz neymiş onu öğreneceksiniz.Hazırsanız başlayalım!
Charles Whitman Vakası, Katil Beyin, Katil Tümör ya da İkircikli Hayat!
Bugünkü yazımda biraz beyin jimnastiği yapalım istiyorum. Beyin üzerinden. Dünyaca bilinen bir cinayet vakası üzerinden. Oldukça ikircikli bir durum anlatacağız ve yargıyı size bırakacağız. Jane Austen’in ilham verici sözlerinde şöyle söyler: “Suçlar ve suçlular... İnsanlar ve şeytanlar... Çok da uzak değiller. Bellek kimi zaman öylesine kuvvetli, öylesine elverişli, öylesine uysal-kimi zaman da öylesine şaşkın ve öylesine zayıf-ve yine kimi zaman bir o kadar gaddar ve kontrol ötesidir.”
İlişkilerde Yoğun Duygular ve Sonrasında Oluşan Sorgulama: Güvensizlik ve İçsel Durum
Sevgili okuyucular,Bugün sizlerle ilişkilerde yoğun duygulara kapıldığımızda ve sonrasında yaşadığımız sorgulama sürecinin bize yarattığı durum ve güvensizlik üzerine konuşmak istiyorum. İnsan olarak duygusal varlıklarız ve bazen bu duygulara kapıldığımızda, mantığımızı bir kenara bırakarak hareket edebiliriz. Ancak, bu duygusal coşku ve yoğunlukla ilerlediğimizde, bir süre sonra içimizde bir şüphe ve güvensizlik duygusu oluşabilir. Bu yazıda, bu durumu daha detaylı bir şekilde ele alacak ve ilişkilerimizde bu süreci nasıl yönetebileceğimize dair önerilerde bulunacağım.
Kırmızı Retro Buzdolabı
'(...) pasta tutkusu ya da sık yıkanmayla başlayan hazcılık insanı vücuduna bağlar.'Gregory NormintonSoru şu: Kırmızı retro buzdolabı, 40 yıldır evli olan bir çiftin birbirine sevgisinin nişanesi olabilir mi?Anlatalım:
Duyguları ve Düşünceleri Anlamak
“Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.”Afrika AtasözüHerkesin hayatta bir pes etme noktası, yani artık bize ait olan bir parçayı bırakıp başka türlü davranmaya başladığımız ve o parçamız olmadan yola devam ettiğimiz bir an vardır. Kişinin yaşamında gelişmesini engellemekten sorumlu olan bir olay, bir sarsıntı, acı bir yenilgi, aşkta hayal kırıklığı, hatta kötü bir tesadüf olabilir. Bunun için ruhsal ve bedensel olarak sıkıntıda olan kişi, öncelikle kendisini bu pes etme noktasından kurtarmalıdır. Her şey önce düşünceyle başlar, düşüncede var olduktan sonra gerçekte de var olmaya başlar. Yaşam çok basittir, kişi ne ekerse onu biçer. Ruhundaki ve bedenindeki huzursuzlukları bilinçli veya bilinçdışı olarak kendisi oluşturur. Ruh ve beden, düşünce ve inanışların bir aynasıdır. Dinlemeyi bilirseniz bedeniniz daima sizinle konuşur. Bedenin her hücresi, aklınızdan geçen her düşünceye, söylediğiniz her söze karşılık verir. Ruh ve bedendeki her huzursuzluğun mutlaka zihinsel bir nedeni vardır. Yaşadığınız ruhsal ve bedensel sorunlar ne olursa olsun, bunlar sizin iç dünyanızın dışarıya yansıyan sonuçlarıdır. Şu ana kadar yaşadığınız her şey geçmişin bir tekrarı, geçmişe dayanan düşünce ve inançların bir ürünüdür. Şu an ve şimdi, geçmişin bir tekrarıdır, zaman, mekân ve oyuncular değişse bile roller hep aynıdır. Bu sürecin normal işleyişine engel olup, sürekli geçmişe bağlı kalırsanız, geçmişi bugüne taşırsanız, geleceği belirlemeye çalışırsanız, zihninizin doğal işleyişine engel olursunuz. Bunun sonucunu da ruhunuzda ve bedeninizde huzursuzluk olarak görürsünüz.
Pornografi Bağımlılığı: Dijital Çağın Yapay Virüsü
Pornografi bağımlılığı, hiperseksüel bozukluğun sadece bir alt türü değil, aynı zamanda sıklıkla mastürbasyon içerdiği için şu anda en yaygın olanıdır. Günümüzde pornografiyi bu kadar yaygın hale getiren anonimlik, satın alınabilirlik ve erişilebilirlik faktörleri dikkate alındığında, pornografi kullanımının son on yılda son derece hızlı değiştiğini söyleyebiliriz. İnternetin bu şekilde sürekli kullanımı mali, yasal, mesleki ve ilişki açısından veya kişisel olarak çeşitli olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.Cinsellik büyük ölçüde heterojen bir davranıştır ve patolojik yönleri yüzyıllardır incelenmektedir. Gerçek bir disfonksiyonu neyin oluşturduğunu tanımlamak ve bu tanımın kişileri damgalamak ve patolojik hale getirmek için olası yanlış kullanımından kaçınmayı başarmak hiç kolay değildir.
Aynı Pencereden Bakabilmek
Merhaba sevgili okuyucular,Bugün sizlere ilişkilerde belki de en önemli unsurlardan biri olan 'aynı pencereden bakma' kavramından bahsetmek istiyorum. İlişkilerdeki uyumun ve saygının temel taşlarından biri olan bu kavram, partnerlerin hayata benzer bir perspektiften baktıklarında nasıl daha sağlıklı ve mutlu bir ilişki sürdürebileceklerini ele alıyor. Bu konuda pek çok yazı ve makale okumuş olabilirsiniz, ancak bugün size kendi deneyimlerimden yola çıkarak biraz daha kişisel bir perspektif sunmak istiyorum.Hayatım boyunca ilişkilerin karmaşıklığını ve güzelliklerini, farklı insanlarla bir araya gelerek, onların hayata ve dünyaya nasıl baktığını gözlemleme fırsatım oldu. İşte bu deneyimlerimden edindiğim bilgiler ve öğretilerle şekillenen düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değersizlik Duygusunu Yenmenin Yolları: Başarıya Ulaşmak İçin Özgüveninizi Artırın
Değersizlik duygusu, günümüzün hızlı yaşam temposu ve sürekli başarı arayışı içinde pek çok bireyin yaşadığı yaygın bir sorundur. Bu duygu, kişinin kendini yetersiz ve değersiz hissetmesine yol açarak, hem sosyal hem de profesyonel yaşamında başarısızlıklara ve mutsuzluğa neden olabilir. Değersizlik duygusundan kurtulmak ve özgüveninizi artırarak başarıya ulaşmak için uygulanabilecek etkili yöntemlerle, yaşam kalitenizi yükseltebilir ve kendinize olan güveninizi yeniden kazanabilirsiniz. İşte değersizlik duygusundan kurtulmanın yolları!