PSİKOLOJİ

Eğer bu içeriği okumaya başladıysanız muhtemelen kendiniz veya bir yakınınız için depresyonda olup olmama durumundan şüpheleniyorsunuz demektir. Depresyon artık çok nadir olmayan neredeyse her 10 insandan birinde görülmeye başlanmış bir rahatsızlık hale geldi. Tabii bunda en önemli faktörler pandemi, ekonominin git gide kötüleşmesi ve modern yaşamın insanları birbirinden uzaklaştırması durumu. Depresyon her insanı farklı etkilediğinden bazı insanlar duygu durumlarındaki bozukluğu açıkça belli ederken bazıları ise etrafa kahkahalar saçarak çok normalmiş gibi gizleyebilir. Bu içeriği de aslında normalmiş gibi görünen bazı davranışların depresyonun erken belirtileri olabileceğini sizlere göstermek için derledik. Umarız, bir faydası dokunur. İyi okumalar!

Bir erkeğin beyninin babalığın ilk haftalarında çeşitli değişikliklere uğradığını ortaya koyan birkaç çalışmanın olması da bizlere erkeklerin de vücudundaki birtakım değişiklikler olduğunu göstermekte. Baba olmanın erkeklere olan etkisine gelin beraber bakalım, buyurun👇

Bugün sizlerle ilişkilerde yapılan hatalar üzerine birkaç düşüncemi paylaşmak istiyorum. Hepimiz hayatımızda birçok ilişki yaşarız ve bazen hatalar yaparız. Bu hataların bazıları küçük ve kolayca çözülebilirken, bazıları daha büyük ve daha zorlu olabilir. Ancak, tüm hataların arkasında bir şey var: İnsan doğası.

Psikoloji, kendimizi ve diğerlerini daha iyi tanımamızı sağlar. Birbirinden enteresan bu psikolojik gerçekler de hem insanları hem de iç dünyanızı daha iyi anlamanızı sağlayacak. Çok az kişinin bildiği o gerçekleri derledik... 👇

Nedir bu herkesin dilinde dolanan “mindfulness” gelin hep beraber eski tarihine bir bakış atalım…“Mindfulness” binlerce yıldır yaşamın önemli bir parçası olarak kabul ediliyor ancak popülaritesi son yıllarda önemli ölçüde arttı. Farkındalığın tarihi, Hinduizm, Budizm, Taoizm, Yahudilik ve daha birçok dini kültür içerisinde geçmişin eski sayfalarından bu yana anın farkında olmak ve anda olmak; iç huzuru ve bilgeliği geliştirmek için kullanılıyor. Hepimizin Buda olarak bildiği Hintli prens Siddhartha Gautama tarafından geliştirildiğine inanılan Budizm farkındalık uygulamalarının temeli olarak değerlendiriliyor. Buddha'nın kendisi bir mindfulness ustasıydı ve öğrencilerine hayatlarının her alanında farkında olmanın önemini, “mindfulness”ın gerçekliğin doğasına dair içgörü kazanmak için kullanılabileceğini, kendimizi ve etrafımızdaki dünyayı daha iyi anlamamıza izin vereceğini öğretti. Budizm'de farkındalık, tüm ruhsal uygulamaların temeli olarak görülüyor. Acı çekmekten kurtulmanın ve aydınlanmaya ulaşmanın kapısı olarak nitelendirdiğimiz bu metot düzenli uygulandığında, kişinin bütünlüğüne ve zihin ile bedenin birbirini ile uyum içerisinde olmasına dair daha büyük bir anlayış geliştirmeye yardımcı olabiliyor. Meditasyon yoluyla kişi, zihnin ve bedenin inceliklerinin daha fazla farkına varabilir ve kendini zihinsel ve duygusal bağlardan kurtarmak için çalışabilir. Bu anlayış, artan bir uyum ve barış duygusuna yol açabilir.