onedio
Görüş Bildir

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Haberleri

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

CHP'den Başbakan Hakkında Suç Duyurusu
CHP Ankara İl Başkanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında, 'Halkı belli bir grup aleyhine kin ve düşmanlığa yönelik olarak tahrik etmek, iftira etmek, nefret suçu oluşturan eyleminden dolayı' suç duyurusunda bulundu.Başbakan Erdoğan'ın 28 Şubat 2014 tarihinde 1071 Bulvarı'nın açılışıhda ODTÜ öğrencilerini kastederek , ' Ankara'da bir bulvar açtık kimlere rağmen, o solculara rağmen, o ateistlere rağmen. Bunlar ateist, bunlar terörist. Ama CHP bunlara bizim gençler diyor. Bizim sevgili gençlerimizin elinde Molotof kokteyli olmaz. Bilgisayarı, kalemi olur…' şeklinde konuşma yaptığı belirtildi. Başbakan Erdoğan'ın iddia edilen bu açıklamasında ODTÜ'lü gençlere ve ODTÜ'lü öğrenciler üzerinden CHP tüzel kişiliğine karşı da iftira suçu işlediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın ve İl Saymanı Elif Doğan'ın imzalarıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunda, Erdoğan hakkında TCK 216 ve 267 ile ilgili diğer maddeler uyarınca gerekli soruşturma ve kovuşturmanın yapılması ve cezalandırılması talep edildi.Cumhuriyet
'Camide İçki İçtiler' Diyen Erdoğan'a Takipsizlik
Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” açıklamasıyla “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçunu işlediği gerekçesiyle yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Erdoğan’ın açıklamaları için “mutlak dokunulmazlık' dedi.Selin Asker - soLErdoğan’ın “Kabataş’ta başörtülü bacıma saldırdılar”, “Camide içki içtiler” şeklinde Gezi eylemlerini karalamak adına yaptığı yalan açıklamalar hakkında “halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek” nedeniyle yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AKP milletvekili Mehmet Metiner’in Gezi eylemleri günlerinde Dolmabahçe Cami’nde içki içildiği, Kabataş’ta türbanlı bir kadının saldırıya uğradığı açıklamalarıyla “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “ayrımcılık” ve devlet nüfuzunu kötüye kullanmak” gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusu sonuçlandı.'Mutlak dokunulmazlık'Başsavcılık, yapılan açıklamaların “mutlak dokunulmazlık” kapsamında olduğunu ileri sürerek takipsizlik kararı verdi. Kararın gerekçesinde, “Söylendiği iddia olunan sözlerin mutlak dokunulmazlık kapsamında bulunduğu, sözlerin içeriği ile ilgili ceza hukuku yönünden değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, başbakan ve bakanlar hakkında soruşturma yetkisinin TBMM’ye ait olduğu ve şüpheliler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi” denildi.Karar mahkemedeCHP’li Kart, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği takipsizlik kararını mahkemeye taşıdı. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran Kart, “nefret, ayrımcılık, şiddet içeren” söylemlerin cezai yaptırıma tabi olduğunu belirterek, “Suçlama konusu olan söz ve eylemlerin milletvekilliği faaliyetiyle uzaktan ya da yakından bir illiyeti yoktur” dedi. Kart, yasama sorumsuzluğunun “mutlak” olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını, Erdoğan, Bozdağ ve Metiner hakkında kamu davası açılmasını istedi.
Star: Tape'leri İnternete Sızdıran 44 Polis Yakalandı
Türkiye'de gündemi belirleyen 'tape'leri sızdıran 44 polisin belirlendiğini yazan Star gazetesi, 10 polisin meslekten ihracının istendiğini belirtti Star gazetesin 17 Aralık operasyonundan sonra internete düşen ve yasal dinlemeler sonucu elde edilip edilmediği kuşku uyandıran dinleme kayıtlarının Emniyet İstihbarat’ta yapıldığını yazdı. Haberde, kayıtları yapan ve sızdıran 44 polis hakkında ‘casusluk’tan soruşturma açıldığı ve savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu, ayrıca 10 polisin de meslekten ihracının istendiği belirtildi. Star gazetesinin bugünkü (14 Mart 2014) nüshasında yayımlanan, “Emniyet’te 44 köstebek” başlıklı haber şöyle: ‘Emniyet’te 44 köstebek’ 17 Aralık Operasyonu’ndan sonra internete düşen bazı yasadışı dinleme kayıtlarının Emniyet İstihbarat’ta yapıldığı ortaya çıktı. Yasa dışı kayıtları yapan ve medyaya sızdıran 44 polis hakkında ‘casusluk’tan soruşturma açıldı ve ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. 10 polisin de meslekten ihracı istendi. Emniyet İstihbarat dinlemiş İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından 11 ayrı konuda başlatılan soruşturmalarda, Emniyet İstihbarat’ta ‘usulsüz dinleme’ yapıldığı ve ‘üst düzey devlet yöneticilerinin kişisel verilerinin incelendiği; bir kısım kayıt ve verilerin silindiği; gizli kalması gereken bilgilerin medyaya sızdırıldığı belirlendi. Başbakan’ın bilgileri çalındı Bu yasa dışı kayıt ve sızdırmalarla ilgili ilk etapta 27 polis görevden uzaklaştırıldı. Ayrıca, Başbakan Erdoğan ve yakınlarının özel hayatı, nüfus ve iletişim bilgilerini içeren verilerin yasa dışı olarak 11 ayrı ilde, 19 polis tarafından elektronik ortamda sorgulandığı ve kopyalarının alındığı belirlendi. Ankara, Adana, Van, Hatay, Kars, Mersin, Siirt, Şırnak, Tunceli, Balıkesir ve Mardin’de bu sorgulama ve kayıtları yapan biri komiser 10 polis ilk aşamada görevden uzaklaştırıldı ve ‘meslekten ihraçları’ istendi. 9 polise de çeşitli disiplin cezaları verildi. ‘Urla villaları’nı da sızdırmışlar “Yasa dışı yollarla üst düzey devlet büyüklerinin bilgilerini ele geçirdiği” belirlenen bu polislerin, İzmir Urla’daki villalar ile ilgili ses kayıtlarını da internete sızdıran kişiler oldukları belirlendi. Bu polislerin, Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki bazı üst düzey yetkililere ait kişisel verilere de erişip kopya aldıkları ve bilgisayar ortamında bu bilgilere eriştiklerini gösteren ‘log’ kayıtlarını sildikleri” de belirlendi. ‘Casusluğun’ cezası 20 yıl Öte yandan, devlet yöneticileri hakkında yasa dışı dinleme, kaydetme ve kişisel verileri kopyalama suçlarını işleyen polisler hakkında ayrıca, ‘casusluk’ suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapıldı. Suç duyurusunda, bu polislerin TCK 327 ve 328. maddelerine göre, “Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”ten yargılanmaları istendi. Bu suç 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. T24
Savcılık 'Kayıtlar Gerçek mi' Diye Sordu
ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında dinlettirdiği, Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmalarla ilgili tapeleri sordu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun, ses kaydını partisinin grup toplantısında dinletmesi ve seçim mitinglerinde okuması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Başbakan Erdoğan avukatları aracılığıyla yaptığı suç duyurusunda, tapelerin savcılık tarafından Kılıçdaroğlu’na sızdırıldığı iddiasında da bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Erdoğan’ın suç duyurusunu işleme koydu. Savcılık, UYAP üzerinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak dinleme kayıtlarıyla ilgili bilgi istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen görüşmenin 17 ve 25 Aralık soruşturma dosyalarında yer alıp almadığı, iddia edilen kayıtların gerçek olup olmadığı, gerçekse dosyada gizlilik kararı bulunup bulunmadığı”nı sordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelecek yanıt, “tapelerin montaj olup olmadığı, soruşturma kapsamında kayıt yapılıp yapılmadığı” iddialarına da ışık tutacak. HUKUKA AYKIRILIKTAN İŞLEM Kılıçdaroğlu ve diğer şüpheliler hakkında, “Haberleşmenin ve soruşturmanın gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, yargı görevini yapanı etkileme ve kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla işlem yapılması isteniyor.Fevzi KIZILKOYUN / Hürriyet 
"Fethullahçı Terör Örgütü" Davasında İddianame Kabul Edildi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 'Fethullahçı Terör Örgütü' üyesi oldukları suçlamasıyla 7 kişi hakkında açtığı davanın iddianamesi kabul edildi.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyunda 'devleti itibarsızlaştırıp iş yapamaz hale getirmek' algısı oluşturmak amacıyla, Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şubesine ait bir otomobil, çeşitli malzemeler, bilgi ve belgeleri suç örgütlerine aktardığı savunulan 4'ü polis 7 kişi hakkında dava açtı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, 'Fethullahçı Terör Örgütü üyesi oldukları' vurgulanarak, 'mensup oldukları örgütün devlet içinden pasifize ve tasfiye edilmesini engellemek, devleti paralel yapının mensuplarına mahkum ve muhtaç göstermek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu ispatlamak, hükümetten intikam almak, yeni atanan kamu görevlilerinin suç örgütleri karşısında yeterli mücadele veremeyeceğini ortaya koymak' amacıyla atılı suçları işledikleri kaydedildi.Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanıklar Seyyit Akşit, Cihan Tümbül, Durak Yiğit, Ömer Aydın, Kadir İnan, İbrahim Şimşek ve Nebil Ark olarak gösterildi. Sanıklardan Akşit, Tümbül, Aydın ve Şimşek'in emniyet mensubu oldukları, Yiğit'in geçen yıl emniyetten ihraç edildiği, Ark'ın Turgut Özal Üniversitesinde kulak burun boğaz uzmanı, İnan'ın ise suç örgütü lideri olduğu belirtildi.İddianamede, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne ait sivil plakalı otomobilin 16 Temmuz 2014'te, müşteki polis memuru Bilal Okumuş'un Keçiören'deki evinin önünden saat 04.00 sıralarında çalındığı, otomobilde çelik yelek, çelik levhalar, polis yeleği, şapkası, biber gazı, araç içi kamera ve hafıza kartı, navigasyon cihazı gibi malzemeler bulunduğu, otomobilin aynı gün 10.20 sıralarında terk edilmiş vaziyette Altındağ'da ele geçirildiği belirtildi.İhbar telefonuAnkara Emniyet Müdürlüğünü 7 Ağustos'ta ankesörlü telefondan arayan ve kimliği belirlenemeyen kişinin, İskitler'de bir kahvehanede sanıklardan Akşit ve Tümbül ile Ali Dilekli'nin, yedek anahtarla çaldıkları otomobili Kadir İnan'a sattıklarını duyduğunu söylediğine yer verilen iddianamede, ihbar üzerine Tümbül, Dilekli ve Akşit'in gözaltına alındığı aktarıldı.Soruşturma sürecinde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün, soruşturulan bazı organize suç örgütleriyle ilgili gizli belgelerinin, kuruma ait telsizlerin kodlarının, personel bilgilerinin, resmi ekip aracının çalınarak, kurum dışındaki suç örgütlerine 'siyasi gayeler elde etmek maksadıyla' verildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.İddianamede, 'bu maksatlarla işlenen suçların sonuçlarının devletin düzeni, kamu güvenliği ve milli güvenlik yönünden değerlendirmeyi gerektirdiği'ne dikkat çekilerek, 'siyasi maksat güdülerek işlenen suçlar sebebiyle devletin zafiyet içerisinde bulunduğunun algılatılması için planlı ve organize şekilde suçların gerçekleştirildiği, örgütlü bir yapının suçtan sonraki davranışlarının da bu fiillerin terör saikiyle işlenmiş olduğunu gösterdiği' ifade edildi.Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasıİddianamede, 'Suçun Paralel Devlet Yapılanması Terör Örgütü namına işlendiğine dair deliller ve tespitler' başlığı kullanıldı ve altında, 'sanık Akşit'in, emniyet ifadesi ve mahkeme sorgusunda, aracın terör amaçlı çalındığını ve suçların siyasi amaçlı işlendiğini ikrar ettiği' belirtildi.Akşit'in ev aramasında Fethullah Gülen'in iki CD'sinin bulunduğu bildirilen iddianamede, 'sanığın çalıştığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğünün bütün kritik görevlerinde örgüt üyelerinin görev yaptığı ve Akşit'in de bu yapıya üye olmadan teknik dinleme biriminde çalışamayacağı' vurgulandı.'Hükümetin, sonradan bir terör örgütlenmesi olduğu anlaşılan yapıya karşı harekete geçerek, tayin, yer değişikliği ve suça karışanlara karşı ihraç yoluna gittiğine ve idari tedbirler aldığına' dikkat çekilen iddianamede, 'paralel yapının kontrolündeki basın yayın kuruluşlarının olayla ilgili yanlı yayınlarla kamuoyu algısı oluşturmaya çalıştıkları' tespiti yapıldı.Sanıkların cep telefonu sinyal ve arama analizlerinin de beraber hareket ettiklerini gösterdiği kaydedilen iddianamede, Ankara Batı Cumhuriyet Savcılığında, soruşturma konusuna paralel bir soruşturmanın organize şekilde başlatıldığı, basın yayın aracılığı ile de 'Hizmet hareketine kumpas kuruluyor' propagandası yapıldığı ifade edildi.İddianamede, 'Bütün bu sonuçlara bakıldığında, bu iddianamede anlatılan suçların siyasi maksatlar hasıl etmek üzere terör amaçlı, örgütlü bir yapı tarafından işlenmiş planlı ve organize bir suçlar bütünü olduğu anlaşılmıştır' denildi.'Terör örgütünün varlığına ve amacına ilişkin somut deliller''Türkiye'de bir örgütün terör örgütü olup olmadığı konusunda değerlendirme yapmaya tek yetkili kurumun Emniyet Genel Müdürlüğü Terör Daire Başkanlığı olduğuna, başkanlığın 'Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması' hakkındaki raporunda örgütün kuruluşu, amacı, stratejisi, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, paralel devlet kurma çabası, haberleşme ağı, arşivi, uyguladığı siyasi ve terör baskısı, medya ve psikolojik hareket araçları, eğitim alanı, mali yapısı, gelir kaynakları, ideolojisi, terörle ilgili bağlantıları hakkında ayrıntılı bilgiler verdiğine' işaret edilen iddianamede, 'Netice ve kanaat bölümünde; paralel devlet yapılanması olarak bilinen örgütlenmenin bir terör örgütü olduğunu, cebir ve şiddet faaliyeti dikkate alınarak terör örgütü olarak nitelendirilebileceğini bildirmiştir' değerlendirmesi yapıldı.İddianamede, şunlar kaydedildi:'Türkiye Cumhuriyeti devletine paralel bir 'Cemaat Devleti' oluşturulduğu ve devlet egemenliğini fiilen bu örgütün ele geçirmek için gizli faaliyet yürüttüğü iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada; böyle bir terör örgütünün varlığına ve amacına ilişkin somut deliller elde edilmiştir. Anlatılan suçların uğruna işlendiği paralel devlet yapılanması olarak kamuoyunda bilinen, terör örgütü olarak değerlendirilen, dini bir cemaatin mensuplarını da aldatarak amacına göre kullanıp yöneten örgütle ilgili genel bir soruşturma yürütülmektedir. Bu terör örgütünün yapılanması, amacı, ideolojik yapısı, hiyerarşik düzeni, mali kaynakları, insan kaynakları ve işlediği suçlar ile ilgili teferruatlı değerlendirme soruşturmalar bitirilip sorumluları hakkında dava açıldığı zaman yapılacaktır.Fethullahçı Terör Örgütünün hükümeti devirmek üzere giriştiği organize, sistematik, dış destekli, yargı ve emniyet üzerinden yürütülen operasyonların hedefi olan Türkiye Cumhuriyetinin 61. Hükümeti, aldığı kararlarla örgütün etkinliğine yönelik devlet içindeki kadrolarını pasifize etmek üzere harekete geçtiği, önce İstanbul ve daha sonra da bütün ülke çapında paralel yapının kontrolündeki kadroları pasif görevlere çekerek tedbir aldığı, Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü ve Ankara Emniyet Müdürlüğünden üst veya ast birçok emniyet mensubunun işlediği suç veya disiplinsizliği nedeniyle meslekten ihraç, başka ile tayin, açığa alma gibi idari tedbirlere başvurduğu, örgütün bütün ülke çapında emniyet içindeki kadrolarının etkinliğini kırmak üzere acil tedbirler aldığı, görevden alınan veya görev yeri değiştirilen emniyet mensuplarının yerine yeni atamalar yaptığı, şüphelilerin işte bu ortamda mensup oldukları örgütün devlet içinden pasifize ve tasfiye edilmesini engellemek, devleti paralel yapının mensuplarına mahkum ve muhtaç göstermek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu ispatlamak, bu işlemleri gerçekleştiren devlet görevlilerine ders vermek, hükümetten intikam almak, yeni atanan kamu görevlilerinin suç örgütleri karşısında yeterli mücadele veremeyeceğini ortaya koymak, devletin aciz ve zayıflığını ispat etmek üzere planlama yaparak harekete geçtikleri, şüpheli Nebil Ark'ın başkanlığında (ağabeyliğinde), Cihan Tümbül, Ömer Aydın, Durak Yiğit, Seyyit Akşit ve İbrahim Şimşek'in hiyerarşik ilişki içerisinde ve emir komuta zincirinde bir araya gelerek, devletin emniyet gücünü çökertmek üzere planlama yaptıkları, bu planlamaya uygun olarak önce Akşit'in kuruma ait belgeleri çalıp suç örgütlerine verdiği, bu yolla birçok soruşturmanın başarısız kalmasını sağladığı ve netice elde edilmesini engellediği, şüphelilerin planlamasına uygun olarak Akşit'in devlet malı telsizi çalarak suç örgütü liderine verdiği, telsiz kodlarını da temin ederek emniyetin konuşmalarını suç örgütlerinin dinlemesini sağladığı, bu yolla yakalanacak kişilerin yakalanmasının engellendiği, operasyonların sızdığı ve olay faillerinin yakalanamadığı, suç örgütlerinin operasyonlara karşı tedbirler geliştirdiği, şüphelilerin emniyeti başarısız göstermek için yine bir planlama daha yaparak emniyete ait resmi otoyu çalmayı kararlaştırdıkları ve bu planı icraya koyup uyguladıkları, bir ara patlayıcı madde bulup Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şubesindeki bilgisayar server'larının patlatılmasını da düşündükleri fakat patlayıcı bulma işinin ihale edildiği Kadir İnan'ın bunu kabul etmemesi üzerine bu düşüncelerini gerçekleştiremedikleri anlaşılmıştır.'AA
Ses Kayıtları için ABD ve Fransa’dan Yardım Talebi
Geçen hafta Adalet Bakanlığı aracılığıyla ABD ve Fransa'ya yazı yazılarak, ülkelerden 'adli yardım' talebinde bulunuldu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dört bakanın istifasına neden olan operasyonun yapıldığı 17 Aralık günü Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen ve Youtube'da 'Başçalan' isimli hesaptan paylaşılan telefon görüşmeleriyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, ABD ve Fransa'dan yardım istedi. Başsavcılık kaynaklarından alınan bilgiye göre, geçen hafta Adalet Bakanlığı aracılığıyla ABD ve Fransa'ya yazı yazılarak, ülkelerden 'adli yardım' talebinde bulunuldu. Yazıda, kayıtların yüklendiği Youtube'un ABD'de, Dailymotion'ın da Fransa üzerinden yayın yapması nedeniyle kaydı yükleyen kişi ya da kişilerin IP bilgilerinin gönderilmesi talep edildi. Söz konusu kayıtların hangi mail adresi ve IP numarası üzerinden ABD ve Fransa'daki sitelere gönderildiğinin belirlenmesi için teknik inceleme de başlatıldı. Kayıtlarla ilgili çalışmaları yürüten emniyet birimlerinin IP numaralarının silinmemesi için FBI'dan da yardım istediği ileri sürüldü. ABD ve Fransa'dan talebe ilişkin olumlu bir yanıt gelmesi halinde, kayıtların ne zaman, kim tarafından ve nereden gönderildiğine dair ilk bilgiler de elde edilmiş olacak. T24 Arzu Yıldız/Ankara
Egemen Bağış'a 'Yırtık Don' Davası
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AK Parti İstanbul Milletvekili eski bakan Egemen Bağış’ın internete düşen bir ses kaydından kendisi için “en kafası çalışmayan CHP’li”, “yırtık dondan fırlar gibi her şeye çıkar” ve “şerefsizin tekidir” şeklindeki ifadeleri nedeniyle dava açtı. CHP’li Oran, ayrıca aynı sözler nedeniyle Bağış'tan 15 bin TL manevi tazminat talebinde bulunarak dava açtı. Eski AB Bakanı Egemen Bağış , internete düşen ses kaydında, bir iş adamıyla yaptığı görüşmesinde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ’ı hedef alan konuşmalar yaptı. Bağış, Oran’a yönelik olarak, “ en kafası çalışmayan CHP’li ”, “ yırtık dondan fırlar gibi her şeye çıkar ” ve “ şerefsizin tekidir” şeklinde ifadeler kullandı. Oran, Bağış’ın bu sözleri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 'FEZLEKE HAZIRLAYIN' Savcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde Ak Partili Bağış’ın ifadelerinin ağır hakaret içeren beyanları olduğu iddia edilerek “Müvekkilin toplum içindeki yerini ve önemini hiçe saymış, müvekkilin şeref ve haysiyeti ile kamuoyu nezdinde ki itibarını zedelemiş ve bu suretle kişilik haklarını rencide etmiştir. Şüpheli hakkında atılı suçtan gerekli kovuşturmanın yapılarak cezalandırılması için kamu davası açılması için Fezleke düzenlenerek TBMM başkanlığına gönderilmesine karar verilmesini talep ederiz” denildi. MANEVİ TAZMİNAT DAVASI Oran, Bağış’ ın aynı sözleri nedeniyle 15 bin TL’lik tazminat istemiyle davada açtı. Dava dilekçesinde, şöyle denildi: “Müvekkilin manevi şahsiyetinin zedelenmesine neden olan davalının söz konusu telefon konuşmasında sarf ettiği mesnetsiz ve ağır hakaret içeren sözlerdir. Bu itibarla, davalının marifeti olan hukuka aykırı fiil neticesinde müvekkilin son derece ağır hakarete maruz kaldığı, telafisi güç manevi zarara uğradığı sarihtir.” Kaynak: Bugün
Ankara'daki Gezi Eylemlerinde ‘Orantısız Güç’ Yokmuş…
Ankara’da Gezi eylemleri sırasında ayağından biber gazı kapsülüyle yaralanan ve üç günlük doktor raporu bulunan A.U.A’nın polisler hakkında yaptığı suç duyurusuna savcılık ,’ orantısız güç kullanıldığına ilişkin delil yok ‘ diyerek takipsizlik kararı verdi.Radikal’in haberine göre, A.U.A 31 Mayıs’ta Kızılay’a yürümek isteyen gruba polisin saldırması sonucu biber gazı kapsülüyle yaralandı. Adli Tıp Kurumu’nun, ‘ basit tıbbi müdahaleyle giderebilecek ölçüde hafif nitelikte ‘ yaralandığına ilişkin rapor verdiği A.U.A, polislerin biber gazını kapsülünün hedef gözetilerek kendisine doğru ateş ettiği iddiasıyla şikâyetçi oldu.Orantılı su ve gaz kullanılmışAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma için Emniyet şu savunmayı yaptı; “ Söz konusu kanuna aykırı eylemler esnasında yapılan tüm ikaz ve uyarılara rağmen dağılmamakta direnen eylemci şahısların dağlımı ile kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü personeli tarafından orantılı olarak tazyikli su ve gaz kullanılmak suretiyle müdahale edilmiştir. ”Müştekinin beyanı dava açmaya yetmediEmniyet’in yanıtını dikkate alan savcılık da, polisin orantısız güç kullandığına ilişkin sadece müştekinin beyanı olduğuna dikkat çekerek takipsizlik kararı verdi. Kararda, “(…) Kolluk güçlerinin orantısız göç kullanımı sonucunda müştekinin yaralandığına dair iddia hakkında müştekinin kendi beyanı dışında kamu davası açmaya yeterli ve inandırıcı başka bir delil elde edilemediğinden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi ” denildi.Diken
TİB Ses Kayıtlarını Paylaşan Hesapların Peşinde
TİB'de yapılan görüşmelerde Twitter'dan, gündemi sarsan ses kayıtlarını paylaşan hesaplarla ilgili de bilginin talep edildiği iddia edildi. 17 Aralık'ın ardından başkanı ve personel yapısı MİT ağırlıklı bir yapıya dönüştürülen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB), erişimin engellendiği Twitter ile yapılan görüşmede Türkiye'nin gündemini sarsan ses kayıtlarını paylaşan hesaplarla ilgili de bilgi talep edildiği iddia edildi. İddia tartışılırken Twitter, mahkeme kararı ile askıya alınması istenen hesapları kapatmaya başladı. YOUTUBE'DAN DA IP İSTENDİ Ankara Başsavcılığı da Youtube'dan ses kayıtlarını paylaşan hesapların IP adreslerini istedi. Savcılığa resmi yanıt vermeyen Youtube'un, IP adreslerini paylaşmayacağı, mahkeme kararının görülmesi durumunda ilgili paylaşımın inceleneceği belirtildi. Twitter'ın, bazı mahkeme kararları gerekçe gösterilerek TİB'in koruma tedbiri kapsamında idari bir kararla erişime engellenmesinin ardından TİB ile Twitter arasında yaşanan görüşmelerde bazı hesaplarla ilgili bilgi talep edildiği ifade edildi. HESAPLAR ASKIYA ALINDI Önceki gün TİB'de gerçekleştirilen twitter'in avukatı Gönenç Gürkaynak ile TİB yetkilileri arasında saatler süren toplantıda nelerin konuşulduğu, tarafların karşılıklı taleplerinin ne olduğu merak konusu oldu. Görüşmeye ilişkin dün TİB'den yapılan açıklamada, Twitter'ın, Samsun'da C.K adlı kadının ismi kullanılarak müstehcen içerikli yazı ve resimlere yer veren sahte hesabı askıya aldığı belirtildi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, twitter'ın bu adımını, 'Twitter'ın hesapları askıya almasını olumlu bir adım olarak görüyorum. Hukuki zemine oturmuş bir sosyal medyanın ülkemize çok faydası olacağı kanaatindeyim' sözleri ile değerlendirdi. HEDEFTEKİ ADRESLER Mahkeme kararlarına konu twitter hesapları askıya alındı. Ancak toplantının gündeminin sadece bu hesaplar olmadığı öne sürüldü. TİB yetkililerinin, twitter'dan bazı hesapların IP adreslerini de istediği iddia edildi. Bu hesapların Türkiye'nin gündemini sarsan ses kayıtlarını paylaşan hesaplar olduğu belirtildi. Twitter avukatı ile TİB yetkilileri arasında yapılan toplantı, mahkeme kararlarına konu hesapların askıya alınmasının ardından, dün akşam saatlerine kadar devam etti. YOUTUBE'DAN HARAMZADELERİ İSTEDİLER TİB'in Twitter'dan ses kayıtlarını yayan hesapların IP adreslerini istediğinin iddia edilmesinin ardından ses kayıtlarına ilişkin soruşturmasını sürdüren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Youtube'a yazı yazarak ses kayıtlarının yüklendiği IP adreslerin gönderilmesini talep etti. Youtube yazıya henüz yanıt vermedi. Ancak Cumhuriyet'e bilgi veren kaynaklar, 'Youtube'un sadece Türkiye'de değil tüm dünyada uyguladığı prensibinin, cinsel istismar gibi suçlar hariç kişisel bilgilerin paylaşılmaması olduğunu' aktardı. 'IP adreslerinin verilmesinin mümkün olmadığını' belirten yetkililer, 'Mahkeme kararına göre, ilgili paylaşım incelenir, gerekiyorsa içerik kaldırılır' dedi. Kaynak: Cumhuriyet
Emeklilik Maaşında Usulsüzlük Belgelendi
Sahte belgeyle TÜED ile Tüm Emekliler Derneği’ne üye yazılıp maaşlarından kesinti yapılan emeklilerin mağduriyeti çözülemiyor.Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunda emeklilerin maaşından kesinti yapılarak dernek hesaplarına para aktarılmasının durdurulması isteniyor. Buna rağmen SGK, emekli maaşından aidat kesmeye devam ediyor.Emeklilerin maaşlarından yapılan dernek kesintilerinin usulsüz olduğu ve kesintilerden pek çok emeklinin haberinin olmadığı müfettiş raporu ile belgelendi.Çalışma Bakanlığı İş Müfettişi Gökhan Güçlü tarafından hazırlanan inceleme raporunda dernek aidatlarına ilişkin pek çok usulsüzlüğe yer veriliyor.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı üzerine hazırlanan raporda dernek kesintilerine son verilmesi yönünde görüş bildirildi.Güçlü’nün raporu Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından bakan onayına sunuldu.Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in olur vermesinin ardından dernek kesintisine son verilmesini isteyen rapor, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı’na sunuldu. Ancak Teftiş Kurulu Raporu sümenaltı edildi.700 bin emeklinin maaşından kesilen dernek aidatlarına ilişkin soru işaretlerine her gün yenisi ekleniyor.Emekli maaşlarından Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) ile Tüm Emekliler Derneği adına kesinti yapılıyor.Kesintilerin yaklaşık 600 bini TÜED, 100 bin kadarı da Tüm Emekliler Derneği adına kesiliyor.Dernekler tarafından ‘taksitli kömür satışı’ yapacağız diye yazı imzalatılarak üye yapılan pek çok emekli, yıllardan beri aidat ödüyor.Birçoğu dernek üyesi yapıldığından habersiz. Emekli maaşlarından yılda bir kez 18 TL olarak yapılan kesintilerle derneklere aktarılan para miktarı 15 milyonu geçiyor.Emekli maaşlarından dernek için yapılan kesinti, diğer dernekler tarafından yargıya taşındı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, konunun incelenmesi için Çalışma Bakanlığı’na yazı yazdı.Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın görevlendirdiği İş Müfettişi Gökhan Güçlü, 29 Haziran 2011 tarihli raporunda önemli tespitlere yer verdi.Dernek üyesi gösterilen emeklilerden bazılarının bilgileri sondaj usulü incelendi.İncelenen 261 bin emekliden 27 bininin dernek kesintisi için muvafakat vermediği, pek çoğunda üye imzalarının bulunmadığı, bazı üye kartlarının başka kişiler tarafından imzalandığı ortaya çıktı.Müfettiş raporunda derneklerin SGK’ya gönderdiği üye listelerine itibar edilerek yeterli kontrol yapılmadan kesinti yapılmasının usulsüzlüğe yol açtığı belirtiliyor.Teftiş raporu’nda emekli maaşından kesinti yapılarak toplam paranın dernek hesaplarına aktarılması uygulamasından vazgeçilmesi isteniyor.Bu rapor, Teftiş Kurulu tarafından Çalışma Bakanı Faruk Çelik’e sunuluyor.Çelik’in oluru üzerine SGK’ya bildirilen raporun akıbeti bu aşamadan sonra meçhul.  Bu tabloda, TÜED’in Başkanı Kazım Ergün’ün aynı zamanda SGK Yönetim Kurulu üyesi olmasının rol oynadığı belirtiliyor. Cumhuriyet | Zaman