HAYVANLAR

Kediler meraklıdır, bunu zaten biliyoruz ama işin kum yemeye kadar varması biraz garip geliyor olabilir. Özellikle yavru kedilerde rastlanan bu durum bazen oynarken olurken, bazen de daha derin bir sağlık sorununa işaret edebiliyor. “Kedi kumu toksik mi?”, “Ne kadar yerse tehlikeli olur?” gibi sorular ise kafaları karıştırıyor. Eğer kediniz sık sık kum yemeye çalışıyorsa, bunun sebeplerini anlamak düşündüğünüzden çok daha önemli olabilir. Gelin şimdi bi' bakalım...Kaynak 1, Kaynak 2

Evde karşılaşıldığında korkudan çığlık attıran, yaralanmasına rağmen hala kıpırdamaya devam eden hamam böceklerinin neden bu kadar dayanıklı olduğunu hiç düşündünüz mü? Sanki bildiğimiz kurallara uymuyor, fiziksel olarak zarar görseler de bir şekilde hayatta kalmayı başarıyorlar. Aslında bu durumun nedeni tek bir faktör değil; aksine, onların hayatta kalma yetenekleri birden fazla biyolojik sürecin sonucu. Peki, onları bu kadar zorlu kılan şeyler neler?Kaynak 1, Kaynak 2

Kediler bağımsız ve mesafeli olmalarıyla bilinir. Çoğu zaman yalnız hareket eden bu sevimli dostlarımız, kendi başlarına yetebilen canlılar olarak görülür. Ancak bazı kediler sürekli aynı kediyle yan yana oturuyor, birbirlerini yalıyor ve birlikte oyun oynuyor. Sadece bir tesadüf mü yoksa kediler de bizim gibi dostluklar kurabiliyor mu? Yapılan araştırmalar, kedilerin düşündüğümüzden daha sosyal varlıklar olduğunu ve bazı durumlarda güçlü dostluk bağları geliştirdiğini gösteriyor.Kaynak

Evde bir evcil hayvan fikri ortaya atıldığında, en büyük direniş genellikle ebeveynlerden gelir. 'Asla eve hayvan giremez!', 'O gelirse ben giderim!' gibi kesin ve net ifadelerle başlayan bu hikayeler, çok geçmeden bambaşka bir yöne evrilir. Önce istemeyip sonra kedisine 'prensim' diyen, köpeğine özel yemekler yapan veya kanepede 'O rahat etsin, ben sandalyeye geçerim' noktasına gelen ebeveynleri hepimiz tanıyoruz! İşte evin yeni patronu karşısında pes eden ve gönüllü kölesi olan ebeveynlerin kaçınılmaz dönüşümleri 😹👇🏻Kaynak 1, Kaynak 2

Kedi sahipleri ve hayvanseverler arasında uzun zamandır dolaşan bir inanış var. Turuncu kediler genellikle erkektir, calico kediler ise dişi. Peki, bu gerçekten doğru mu yoksa sadece bir efsane mi? Genetik bilimi, kedi tüy renkleri ve cinsiyet arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koyuyor. Kedilerin kürk renkleri rastgele belirlenmiyor; bu renkler, doğrudan X ve Y kromozomlarıyla ilişkilendiriliyor. Bu yüzden turuncu ve calico kedilerde belli bir cinsiyet eğilimi görmek oldukça yaygın. Gelin, konuya derinlemesine inelim!Kaynak 1, Kaynak 2

Günümüzde köpekler, insanların en yakın dostlarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak tarih boyunca bu sadık dostlarımızın ataları aslında vahşi kurtlardı. Binlerce yıl süren bir süreç sonunda, insanlarla özel bir bağ kurarak evrimleştiler. Ancak bilim insanları hala köpeklerin nerede ve nasıl evcilleştirildiğine dair kesin bir yanıt bulmaya çalışıyor. Yeni fosil keşifleri ve DNA analizleri, bu gizemi çözmemize bir adım daha yaklaşmamızı sağlıyor.Kaynak 1, Kaynak 2

Hayvanlar duygularını bizim gibi sözlü olarak ifade edemeseler de onların da psikolojik rahatsızlıklar yaşayabileceği fikri uzun süredir tartışılıyor. Evcil hayvanlarını gözlemleyen birçok kişi; köpeklerin depresyona girebildiğini, kedilerin anksiyete yaşayabildiğini düşünüyor. Hatta tutsak hayvanlarda görülen bazı davranışlar, insanlarda görülen psikiyatrik rahatsızlıklarla şaşırtıcı benzerlikler taşıyor. Peki bu gerçekten zihinsel bir hastalık mı yoksa sadece dış etkenlere verilen doğal bir tepki mi? Bilim insanları bu konuda oldukça çarpıcı keşifler yaptı.Kaynak 1, Kaynak 2

Köpek sahipleri için yürüyüş zamanları genellikle eğlenceli ve keyiflidir, ancak bazı anlarda tam bir sinir harbine dönüşebilir. Özellikle de köpeğiniz aniden yere çöktüğünde ve ne yaparsanız yapın tekrar yürümeyi reddettiğinde! Çoğu zaman bu durumu sadece inatçılık olarak görebiliriz, ancak aslında altında yatan birçok farklı sebep olabilir. Köpeğinizin bir şeyi protesto ettiğini düşünebilirsiniz, ancak belki de korkmuştur ya da fiziksel bir rahatsızlık yaşıyordur.

Yazın kavurucu sıcaklarında kedinizin kalın tüyleri gözünüze fazla gelebilir ve onun serinlemesi için en iyi yolun tıraş olduğunu düşünebilirsiniz. Özellikle uzun tüylü kediler söz konusu olduğunda, sahipleri sık sık tüyleri kısaltmanın onları rahatlatacağını düşünerek bu yönteme başvurabiliyor. Ancak kediler için durum tam olarak böyle işlemiyor. Doğaları gereği, vücut ısılarını düzenleme konusunda oldukça başarılılar ve tüyleri bu sürecin en önemli parçalarından biri. Tıraş edilmek, onları sıcaktan kurtarmak yerine daha fazla risk altına sokabilir.

Bursa'nın Karacabey ilçesine bağlı leylekler köyü olarak da bilinen Eskikaraağaç köyü günlerdir Yaren Leylek'i bekliyordu. Her yıl Mart ayında Adem Amca ile Yaren Leylek'in kavuşması hayatımıza 4. cemre gibi düşüyor ve adeta baharın habercisi oluyor. Türkiye'nin beklediği kavuşma bu kez biraz daha farklı yaşandı! Bu sene geç gelen Yaren Leylek, aklımızdan geçirmek istemeyeceğimiz endişelere neden oldu. Neyse ki 15 Mart 2025'te 14. kez de sadakatin, sevginin, baharın ve umudun sembolü oldu Yaren! Güzel haberleri ve kavuşmaları coşkuyla kutlayan sevgi dolu milletimizin heyecanı ise sosyal medyaya yansıdı. Hasret kaldığımız kavuşmaların heyecanıyla hoş geldin Yaren Leylek! İşte, sosyal medyanın Yaren Leylek coşkusu

Sevimli kıvrık kulakları, pofuduk tüyleri ya da tüysüz egzotik görüntüleriyle sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan cins kediler, aslında sanıldığı kadar mutlu ve sağlıklı bir hayat sürmüyor. Çoğu zaman bilinçsizce sahiplenilen kediler, aslında doğuştan gelen genetik hastalıklarla dünyaya geliyor ve ömür boyu süren sağlık sorunlarıyla mücadele ediyorlar. Dahası, bu kedilerin ticareti etik olmayan yöntemlerle sürdürülüyor ve birçok kedi sadece damızlık olarak kullanılıp birer makine gibi üretiliyor.Ülkemizde ve dünyada, bu ticaretin geldiği nokta ciddi bir hayvan refahı ihlali yaratıyor. Peki Scottish Fold, İran, British Shorthair, Sfenks gibi kedileri sahiplenmek neden bu kadar sorunlu? Hangi genetik hastalıklarla doğuyorlar ve bu ticaret nasıl işliyor? Gelin, detaylarıyla ele alalım.

Hepimiz o klasik 'üzgün köpek bakışı'nı biliriz, değil mi? Köpeğiniz size sanki kalbi kırılmış gibi bakar ve siz de dayanamaz, ona ilgi gösterirsiniz. Ancak bilim insanlarına göre, bu masum bakışların ardında oldukça ilginç bir evrimsel hikaye yatıyor. Çünkü bu bakışlar aslında insanları etkilemek için geliştirilmiş bir iletişim şekli! Yani köpeğiniz üzgün olduğu için değil, sizinle daha iyi bağ kurabilmek için böyle bakıyor olabilir. Peki, bu duygusal bakışların sırrı ne?Kaynak 1, Kaynak 2

Bir gün, hayvanların insanlar gibi konuştuğunu hayal edebilir miyiz? Şimdilik bu biraz uzak bir ihtimal gibi görünse de bilim dünyasında atılan bazı adımlar bunun sandığımız kadar imkansız olmadığını gösteriyor. Özellikle fareler üzerinde yapılan ilginç bir deney, genetik müdahalelerin iletişim yetenekleri üzerindeki etkisini gözler önüne serdi. İnsanlara özgü bir dil geni farelere aktarıldığında, onların çıkardığı sesler değişti ve daha karmaşık hale geldi. Peki, deney gerçekten neyi ortaya çıkardı? Gelin bakalım...Kaynak

Vahşi doğada bir yolculuğa çıkalım... Yangından kaçarak nehire sığınan geyiklerden anarşist güvercine şahit olmak ister misiniz? Doğanın ürkütücülüğü muhteşemlikle birleşince ortaya film afişi gibi görüntüler çıkıyor. İşte doğanın korkutucu yüzünü iliklerinize kadar hissetmenize sebep olacak birbirinden ürkütücü 15 yeni fotoğraf 👇Kaynak

Evin dört bir yanına tırmalama tahtaları yerleştirdiniz, hatta en pahalısından aldınız ama kediniz hala gidip koltuğunuzu mıknatıs gibi çekiyorsa… Tebrikler, kedi sahibi olmanın gerçeklerine hoş geldiniz!  Onca alternatif varken neden ille de kanepe, perde ya da en sevdiğiniz sandalye? İşin aslı, kediniz bu hareketi sadece inat olsun diye yapmıyor. Tırmalamak onlar için bir hobi değil, tamamen içgüdüsel bir ihtiyaç. Peki bu tırmalama krizlerine son vermek mümkün mü yoksa mobilyalarınızı çoktan kaderine mi terk etmelisiniz?