onedio
Görüş Bildir

aykırı Haberleri

aykırı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. aykırı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Nobel ödülü kazanan Ekonomist Daron Acemoğlu’nun “Atatürk, politik sistemi açmak yerine gücü elinde merkezileştirmeye çalıştı” açıklamalarına gelen tepkilerden sonra gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı da tepki gösterenleri eleştirdi. Katıldığı Youtube yayınında açıklamalarda bulunan Rasim Ozan Kütahyalı “Şeytan taşlamakla Anıtkabir'de yapılanlar benzer eylemler. Bana dindarlar da kızmasın Atatürkçüler de. Ama olan oldu maalesef. Atatürk bir peygamber, Atatürkçülük bir din oldu. Atatürkçüler de İslamcıların kopyası haline geldi” dedi. İşte detaylar… 
Zirveden En Dibe Bir Ünlünün Çöküş Portresi: Mehmet Ali Erbil
Bir dönemin en popüler isimlerinden olan Mehmet Ali Erbil yasa dışı bahis reklamı yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ünlü isimlerden biri oldu. Pek çoğumuzun 'Mali' diye seslendiği ünlü sunucunun adliyeye sevki gerçekleşti.Gelin, Mehmet Ali Erbil'in kendi elleriyle getirdiği sonunu nasıl hazırladığını detaylarıyla görelim...
Kerem Kınık’ın Kızı Kazada Bir Kişiyi Öldürmüştü! Zehra Kınık'ın İfadesi Ortaya Çıktı: ''Kusurum Yok''
İstanbul Beykoz'da motosikletli gençlere çarparak 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne neden olan Kızılay'ın eski Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Fatma Kınık Demir'in ifadesi ortaya çıktı. Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Demir, “Kusurlu olduğum yönündeki trafik kaza tespit tutanağını kesinlikle kabul etmiyorum” dedi. Demir'in ilk duruşmada adli kontrolü de kaldırılmıştı. 
‘İnternette Özel Hayatım İhlal Ediliyor' Diyen Ne Yapacak?
Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’da yapılan değişikliklerle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek için açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada, internet üzerinde uygunsuz içeriği kaldırmak için neler yapılması gerektiği belirtildi. Yasadan önce özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği durumlarda, Sulh Ceza Mahkemesi'nden çıkacak karar için en az 5 gün beklendiği belirtilen açıklamada, karar olumlu olsa bile; mağdurun, mahkeme kararıyla Türkiye’deki yaklaşık 200 servis sağlayıcısının her birine tek tek başvurarak kararı tebliğ etmesi gerektiği anlatıldı. Yeni yasa ile internet ortamında özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişilerin, mahkeme yerine doğrudan TİB’e başvurabileceği belirtilen açıklamada, “TİB, yayının engellenmesine karar verirse uygulanmak üzere derhal Erişim Sağlayıcıları Birliğine bildirecek. Erişim sağlayıcı durdurma kararını en geç 4 saat içinde yerine getirecek. Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanacak. Bu talep 24 saat içinde sulh ceza hakimine götürülecek. Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan TİB Başkanı'nın emri üzerine erişim engellenecek. Bu acil uygulamada hakim kararı aranmayacak. Hakim, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle kararını verebileceği gibi, zorunlu hallerde internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimi engelleyebilecek. DNS tabanlı engellemenin yanı sıra, URL ve IP tabanlı engelleme ile engelleme yöntemleri genişletilecek” denildi. İçerik sağlayıcının, talep edeceği tüm bilgileri TİB’e vereceği ve talep edilen tüm tedbirleri almakla yükümlü olacağı belirtilen açıklamada daha sonra şu ifadelere yer verildi: 'Acil kararlar dışında internet sitelerine engelleme öncesi uyar-kaldır mekanizması işletilecek. Erişimin engellenmesine dair kararları birlik uygulayacak. Zorunlu haller dışında TİB ve mahkeme kararları birlik üzerinden uygulanacak. Yurt içinde ve yurt dışında faaliyet yürütenlere internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve sayfadaki e-mail adresleri kullanılarak tebligat yapılacak. E-posta aracılığıyla içeriklerin kaldırılması talep edilebilecek. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği, haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olacak. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlü olacak. Erişim sağlayıcı, erişimin engellenmesi kararı verilen yayınlarla ilgili olarak alternatif erişim yollarını engelleyici tedbirleri almakla da yükümlü olacak.'  İHA
Kırım'da Neler Oluyor?
Ukrayna’nın özerk Kırım bölgesinde çekildiği iddia edilen bir görüntü, bu sabah Rus savaş gemilerinden kalkan askeri MI-24 Hind savaş helikopterlerinin Ukrayna hava sahasına girerek Kırım’da Sivastopol havalimanına doğru uçtuğunu gösteriyor. Youtube’a yüklenen bu amatör videoda gözüken helikopterler, yerel medyaya göre Ukrayna Sınır Güvenliği tarafından da teyit edildi. Helikopterlerin radara yakalanmayacak şekilde alçaktan uçarak ilerledikleri gözüküyor. Zete
CHP'den Anayasa Mahkemesi'ne HSYK Başvurusu
CHP, HSYK Yasası'nın iptali ve yürütmeyi durdurma kararı için Anayasaya Mahkemesi'ne başvurusunu yaptı. CHP'li Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı'nın yasayı onayladıktan sonra Hükümetin Resmi Gazete'de yayınlanması için yasayı bekletmesiyle ilgili olarak ''Sanırım bu süre içinde Adalet Bakanlığı HSYK’da atanacak kişilerin planlamasını yaptı. Bu tahminimin ne kadar doğru olduğunu ya da olmadığını bugün izleyip göreceğiz'' dedi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 'İptal talebini, yürütmeyi durdurma talebini içeren dilekçemizi, biraz önce Anayasa Mahkemesi Başkanlığına verdik. 46 maddelik yasanın toplam 23 maddesiyle ilgili olarak yürütmeyi durdurma ve iptal talebimiz var” dedi. Hamzaçebi, gazetecilerin konuyla ilgili sorularına şu yanıtları verdi: SANIRIM BAKANLIK, ATAMA PLANLAMASI YAPTI BU SÜREDE Onaydan çıktığında normal olarak Resmi Gazete’ye yayıma gönderilir. Ama o gün gönderilmedi. Dün akşam yayınlandı Sanırım bu süre içinde Adalet Bakanlığı HSYK’da atanacak kişilerin planlamasını yaptı. Bu tahminimin ne kadar doğru olduğunu ya da olmadığını bugün izleyip göreceğiz Onların yerine yeni atama yapılmasını bekliyorum. GÖREVİ SONA EREN KİŞİLER DAVA AÇIP GERİ DÖNEBİLİR Kanun yayınlandığı tarihte kamu görevlilerinin görevi sona erecektir. Kanun hiçbir zaman kötü niyeti korumaz Eğer Anayasa Mahkemesi bugün bir yürütmeyi durdurma kararı verirse o geçici maddede görevleri sona erecek şekilde düzenlenmiş kamu görevlilerinin görevi sona ermez. Böyle bir durumda dahi önümüzdeki hafta AYM karar verirse görevi sona eren kişilerin yargıya başvurup geri dönme hakkı vardır Süre sınırlaması yok AYM’ye yaptığımız başvurunun. Ne zaman takdir ederse o zaman görüşür AYM. Ama AYM’nin geciktirmeden görüşeceği kanaatindeyim. MİT YASASI DOĞRU DEĞİL MİT yasası doğru değil. Onu her türlü siyasi tartışmanın dışında bırakmak gerekir. MİT’in ihtiyaçları olabilir, tabi ki bu ihtiyaçlar yasalarla karşılanmalı. GÜL’ÜN AYM’Yİ İŞARET ETMESİ Bu ilginç bir durum. Böyle bir açıklama yapacaksınız hem de bunların düzelmediği son yasa halini AYM’ye götürmeyeceksiniz. Cumhurbaşkanı olarak AYM’ye götürebilir ya da veto edebilir. Topu CHP’ye atması doğru değil. Onun görevi yasaları bir kez daha Meclis’e iade etmektir. Gerekirse Sezer gibi AYM’de iptal davası açmaktır. Cumhurbaşkanı makamının saygınlığına bu açıklama gölge düşürmüştür DHA
AKP'den İstifa Eden Vekillerden 'Demokrasi Bildirisi'
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, kendisi başta olmak üzere eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile milletvekilleri Hakan Şükür, Hasan Hami Yıldırım, Haluk Özdalga ve Erdal Kalkan adına 'Demokrasi Bildirisi' okudu.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen İdris Bal, Türkiye'nin geçmişte antidemokratik süreçler yaşadığını, 28 Şubat süreci ve o süreçte yaşananların hafızalarda tazeliğini koruduğunu vurguladı. Son dönemde Türkiye'nin yine antidemokratik bir süreç içerisine girdiğini belirten Bal, 'Ülkemiz hem İslam Dünyası, hem de gelişmekte olan ülkeler açısından model ülke olarak kabul edilirken, son gelişmelerle model olmak bir tarafa kendisi bölgede bir sorun haline gelmektedir. Bu anlamda hem 28 Şubat sürecinin yıl dönümü olması nedeniyle, hem de içinde bulunduğumuz anti demokratik adımların atıldığı bu süreçte demokrasiye, şeffaflığa, hesap verebilirliğe barışa, ortak yaşam bilincine, evrensel değerlere inanan insanlar olarak, hayati konuların kamuoyuna hatırlatılmasının faydalı olduğunu düşünerek aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz.' dedi. Bal'ın okuduğu Demokrasi Bildirisi şöyle: 'Darbe meşru olmayan yollarla, Anayasa’da ve yasalarda yer almayan bir şekilde gücü elde etmektir. Darbe sadece silahla, tankla yapılmaz. Şu anda yürütme, yasamadaki çoğunluğu da arkasına alarak yargıyı kontrol etmektedir. Bu aslında adı konulmamış bir darbedir. Türkiye’de sistem tıkanmıştır. Türk demokrasisinin istikrarı, imajı ve hukuk devleti gereği sistemin önü açılmalı, Türkiye normalleşmelidir.Kuvvetler ayrılığı, demokrasinin vazgeçilmez bir gereğidir. Kuvvetler ayrılığı yöneticilerin, yönetimin ceberutlaşmaması, diktatörleşmemesi için demokrasilerde temel kural haline gelmiştir. Türkiye’de şu anda kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmıştır. Yargı, yürütme ve yasamanın çoğunluğunun kontrolüne girmiştir. Derhal kuvvetler ayrılığı tesis edilmelidir. Yeni yasalaşan HSYK düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. Yargıyı kontrol ve baskı amaçlıdır. AB normları açısından kabul edilemez bir düzenlemedir. Yargı bağımsızlığı acilen tekrar tesis edilmeli ve baskılar sona ermelidir. Hakim ve savcıların keyfi olarak yer değişikliğine tabi tutulması kabul edilemez ve bu yargıya, yargı bağımsızlığına bir müdahaledir. On bin civarındaki polisin bir gerekçe gösterilmeden, tasfiye mantığı ile yerlerinin değiştirilmesi, özellikle terörle mücadele, organize suçlar, mali suçlar, istihbarat gibi yerlerdeki mesleki tecrübesi olan kişilerin yerlerinin değiştirilmesi, ülkenin iç huzuru ve güvenliği açısından önemli zafiyetler oluşturabilir. Şeffaflık, demokrasinin temel prensiplerinden biridir. Bunun için ise düşünce ve ifade hürriyeti medyanın, STK’ların, Düşünce Kuruluşlarının ve Üniversitelerin özgür olması şarttır. Birçok örnekle sabit olduğu gibi, özellikle Türkiye’de medya ve medya mensupları üzerinde baskılar bulunmakta, talimatlar verilmektedir. Medya ve medya mensupları üzerindeki baskılar kabul edilemez, her kesime yönelik tüm baskılar derhal sona ermelidir. Üniversite ve düşünce kuruluşları bağımsız olmalıdır. Baskı altında hür düşünce gelişemez, hür analizler çözümlemeler yapılamaz. İnternet düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. İnternet düzenlemesindeki kararlar ülkemizi maalesef bir muhaberat devleti yapma yolunda alınan kararlardır. MİT’e dair düzenleme demokratik bir toplumda kabul edilemez niteliktedir. İleride operasyon yetkisi suiistimallere, ciddi sorunlara yol açabilir. Denetim eksikliği ciddi riskleri beraberinde getirebilir. Yaşanan olaylar açısından baktığımızda Sayın Cumhurbaşkanı üzerine düşen görevi yerine getirememiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı sembolik olmakla beraber devlet kurumlarının arasında ahenkli bir çalışmak gibi bir görevi vardır. Ancak son süreçte ülkenin sistemi açısından son derece kritik gelişmeler yaşanırken Sayın Cumhurbaşkanı bu misyonunu yeterince yerine getirememiştir. Özellikle özgürlüklerin son derece önem kazandığı, teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, internetin bir insanlık hakkı olduğu bu dönemde internetin doğasına aykırı olan bir internet yasasını onaylaması daha sonra HSYK düzenlemesini onaylaması bunun bir göstergesidir. Yolsuzluklara, yargının kontrol ediliyor olmasına karşı ciddi, net uyarılarda bulunamamıştır. Hesap verebilirlik, demokrasinin bir gereğidir. Sayıştay güçlendirilmeli, yetkileri iade edilmeli, statüsü dünyadaki birinci sınıf demokrasilerdeki yere getirilmelidir. Partiler kurumsallaşmalı, lider partisi olmaktan çıkmalıdır. Liderlerin partisi algısı, partilerin lideri algısına dönmelidir. Parti içinde tahammül gücü, hazım kapasitesi artmalıdır. Parti içi demokrasi ve milletvekili saygınlığı, bağımsızlığı olmadan gerçek bir demokrasi tesis edilemez. Bunun için ise başta seçim kanunu değiştirilmeli, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Parti içerisinde öz eleştiri, beyin fırtınası, istişare yapabilecek mekanizmalar geliştirilmelidir. 'Tabular' üzerinden siyaset bitmelidir. Din, tarih, Atatürk, laiklik ve her türlü klasik tabu üzeriden siyaset sona ermelidir. Bir Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist, Ateist ya da başka biri dünyanın her yerinde siyaset yapabilmelidir. Siyasetin ön şartı içinde siyaset yapılan toplum ile toplumun farklı renkleri ile barışık olmak, onların inançlarını, kültürlerini yaşayabilmeleri için imkan hazırlamak ve onların toplumun ve devletin farklı yerlerinde yer alabilmeleri için uygun meşru kanallar açmaktır. Siyaset projeler üzerinden yapılmalıdır. Türkiye’de siyasi partiler arasındaki ideolojik makas çok açıktır. İdeolojik makas daralmalı, partiler birbirleri ile savaşmaya hazır aktörler olarak algılanmak yerine, hizmette yarışan dost aktörler olarak algılanmalı ve partiler arası ilişkiler çatışma yerine işbirliği, istişare, beyin fırtınası formatına oturtulmalıdır. Siyaset yatırım alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Siyasete, servetine servet katmak, almak için değil, vermek için girilmelidir. Şeffaflık, hesap verebilirlik, medya bağımsızlığı, bağımsız- tarafsız yargı, ideal bir ihale kanunu gibi unsurlar bu bağlamda son derece önemlidir. Türk siyasetinde köşeli, ilkeli, medeni, cesur, kişilere değil ilkelere kendini adamış, demokrat, özgür insanlar daha fazla yer almalıdır. Dış siyasetimiz tekrar barış mantığına, kazan kazan mantığına, tıpkı Suriye ile İsrail’i barıştırmak için arabuluculuk yaptığı model bir formata geri dönemlidir. Ne şekilde olursa olsun, kimler karışırsa karışsın, her türlü yolsuzluk sonuna kadar soruşturulmalı, yargılanmalı ve yolsuzluğa giden tüm yollar kapatılmalıdır. Siyasetçilerin kişisel hırsları ve kariyerleri için devlet sistemi bozulmamalıdır. Devletin DNA’ları ile oynanmamalıdır. Sistemdeki bozukluk ekonomik istikrarsızlığı getirecek ve zaten borçlu olan toplumu daha da borçlu ve ekonomik olarak sıkıntılı hale getirecektir. Siyasal ahlak montaj argümanlarıyla harcanacak kadar değersiz değildir. Siyasal ahlakın korunması en başta siyasetçinin görevidir. Gerçek neyse bağımsız kurumlar tarafından ortaya çıkarılmalıdır. Bu ülkede bir daha ne 28 Şubat yaşanmalı ne de insanların birbirlerini bitirme planları yaptığı, fişlemelerin yapıldığı antidemokratik uygulamalara müsaade edilmelidir. Evrensel değerlerin ve projelerin hazırlandığı, gençlere, kadınlara ve girişimcilere yeni imkanların tanındığı yeni hikayelere, makul olana, evrensel standartlara ve gerçek birinci sınıf demokrasiye ihtiyaç vardır.Cihan
4 RTÜK Üyesi: 'Meclis Tv'nin Yayın Kesmesi Yasaya Aykırı'
RTÜK Üyeleri CHP’li Ali Öztunç, Süleyman Demirkan ile MHP’li Esat Çıplak ve BDP’li Doç. Dr. Ahmet Yıldırım, Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesine ilişkin, “Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesi, 2008 tarihli ve 26892 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Meclis TV Yönetmeliğinin 6’ncı maddesi ile 6112 sayılı RTÜK Kanunun 6’ncı maddesine aykırıdır” açıklamasında bulundu. RTÜK Üyeleri Ali Öztunç, Süleyman Demirkan, Esat Çıplak ve Doç. Dr. Ahmet Yıldırım tarafından yapılan açıklamada, yasama faaliyetleri her şart ve koşulda halkın denetimine ve izlemesine açık tutulması gerektiğine dikkat çekilerek, TBMM Başkanlığı’nın, 2011 yılı Kasım ayında TRT ile olan protokolünü iptal ederek yasama faaliyetlerini halka kapattığı belirtildi. Daha sonra kapalı devre yayın yapan Meclis TV’nin, saat 19.00’dan sonraki Meclis faaliyetlerini, “gerektiği takdirde” gibi “keyfi” bir şarta bağlayarak yayınlarına devam ettiğinin altı çizilen açıklamada, “Bu şekilde, siyasi partilerin grup toplantılarına sansür getirilerek yasama faaliyetleri ve bunların yayınlanması siyasi iktidarın vesayeti altına alınmış olmaktadır. Oysaki, halk tarafından seçilerek oluşturulan yasama organının hiçbir faaliyetinin halktan gizlenmemesi gerekmektedir” denildi. Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesinin Meclis TV Yönetmeliğine ve 6112 sayılı RTÜK Kanununa aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Unutulmamalıdır ki, Meclis TV tüm partilere eşit mesafede durmak zorundadır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in RTÜK Kanuna atıfla yapılan işlemin hukuka uygun olduğu iddiası ise yerinde değildir. Çünkü, ortada yayın hizmet ilkeleri yönünden değerlendirme yapılacak bir yayının gerçekleştirilmesine dahi izin verilmemiştir. 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 6’ncı maddesinde ‘Yayın hizmetlerinin içeriğine ve yayınlanmasına önceden müdahale edilemez ve yayınların içeriği önceden denetlenemez’ hükmüne yer verilmiştir. Çiçek’in sözünü ettiği RTÜK Kanununun 8’inci maddesi ise, ancak yayın gerçekleştikten sonra uygulanabilir. Sonuç olarak, Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesi, 2008 tarihli ve 26892 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Meclis TV Yönetmeliğinin 6’ncı maddesi ile 6112 sayılı RTÜK Kanunun 6’ncı maddesine aykırıdır.”  ANKA | Evrensel