''Süleyman Şah Türbesi Türk Toprağıdır''
İSTANBUL Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Süleyman Şah Türbesi çevresindeki gelişmelere ilişkin, 'Türkiye'nin herhangi bir yerine bir saldırı olduğunda nasıl karşılık verirsek, milletin ve dünyanın bundan hiç şüphesi olmasın ki; aynı karşılığı bizim Süleyman Şah Türbesi'ne, burası Türk toprağıdır, orası için de aynen gösteririz' dedi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bağcılar Belediyesi Şehitler Parkı ve Çanakkale Zafer Müzesi açılışının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Yılmaz, bir basın mensubunun Süleyman Şah Türbesi çevresindeki gelişmelere ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin herkesin bildiği Misaki Milli sınırlarının, Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünkü sınırlarının dışında kalan tek vatan toprağının Süleyman Şah Türbesi olduğunu söyledi. Türbenin mehmetçik tarafından korunduğunu ifade ederek, 'Türkiye'nin herhangi bir yerine bir saldırı olduğunda nasıl karşılık verirsek, milletin ve dünyanın bundan hiç şüphesi olmasın ki; aynı karşılığı bizim Süleyman Şah Türbesi'ne, burası Türk toprağıdır, orası için de aynen gösteririz. Dolayısıyla Türkiye'yi kendisine hasım almak istemeyen kimselerin, oraya yan gözle bakabilmesi mümkün değil. Türkiye'yi kendisine hasım almak isteyenlerin de bu coğrafyada yaşam hakkı olmaz' diye konuştu. Gazetecilerin herhangi bir tedbir alınıp alınmadığına ilişkin sorusu üzerine Yılmaz, 'Her türlü tedbir alınmıştır. Kaygı duyulacak bir husus yoktur' yanıtını verdi. Herhangi bir saldırının söz konusu olup olmadığı şeklindeki soruya da Yılmaz, 'Biz beklemiyoruz. Çünkü saldıran kimsenin Türkiye'yi düşman olarak kabul etmesi lazım ki, Türkiye'nin düşmanlığını kazanmak kimseyi daha ileriye götürmez. Türkiye'nin dostluğunu kazanan ülkeler bu coğrafyada daha ileriye gider' yanıt verdi. 'Kanunlarda şehitlik tanımı yok' Gazetecilerin, geçen yıl Mardin'de bir askerin nöbet sırasında arkadaşı tarafından vurulduğu, şehitlik belgesinin ise gelmediği yönündeki soruları üzerine de Yılmaz, çok kanun olduğunu belirterek, şöyle devam etti: 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı çok kanun. Kimisi terörle mücadele olanlar, ölenler, gidenler, gelenler, operasyonlar... Bunların hepsi şehitlik kapsamına alındı. Bir de çatışma dışında trafik kazasında veya nöbet arkadaşı tarafından vurulduğu veya kazayla silahıyla vurulduğunda, bunlara vazife malülü diyoruz. Yine mali haklarını kısman veriyoruz. Fakat o şehitlik tabiri muhakkak ki şehitlik, o manevi. Bizim kanunlarımızın hiç birinde şehitlik tanımı yok. Şehitlik bir manevi kavramdır. Karşılığı cennet olan bir ölüm şeklidir. Buna kim karar verecek. Cenabı Allah karar verecek. Onun dışında bizim kanunlar çerçevesinde, askere evladını gönderip de, askerde hayatını kaybederlerse mali ve diğer haklarını da vermek için elimizden geleni yapacağız.' 'Son yıllarda milli gemimiz ve milli tankımızı yapıyoruz. 17 Aralık süreciyle bu üretimlerde bir aksama oldu mu?' şeklindeki soruya da Yılmaz, Türk devletinin tarihi süreci içinde Cumhuriyet'in Osmanlı'dan kopma olmadığı belirterek, yeni bir safha açıldığını kaydetti. 'Eskisinden daha güçlüyüz' Yılmaz, 'Onun üzerine Osmanlı'nın sınırları İran'la, Gürcistan'la, Fransa'yla aynı, Türkiye Cumhuriyeti'nin de sınırlarıdır. 200 yıllık devlet süreci içindeki en güçlü dönem şu anki dönem. En fazla iltifata tabi olan, üzerine gözlerin dikildiği dönem yine bu dönem. Eskisinden daha güçlüyüz. Kendi tankımızı yapıyoruz. Kendi helikopterimizi, uçağımızı, insansız hava aracımızı, eğitim uçağımızı, gemilerimizi yapıyoruz. Bunların hiç birinde sıkıntı yok. Biz barış istiyoruz, özü bu. Ne demişler, barışı isteyenin savaşa hazır olması lazım. Bunun için de silahlı kuvvetlerimizin güçlü olması lazım. Dünyanın en güçlü ordusu, çok güçlü olması lazım. Dünyadaki ilk on arasında savunma sanayinde gücümüz var. Birlik ve beraberliğimizle inşallah kimse Türkiye'ye yan gözle bakamaz. Özü budur' diye konuştu. Muhabir: Fikriye Susam Uyar/Hanife SevinçAA