onedio
Görüş Bildir

Behzat Ç Haberleri

Behzat Ç ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Behzat Ç ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Nejat İşler 42 Yaşına Hastanede Girdi
Bir süredir sağlık sorunlarıyla gündeme gelen sanatçı, birçok önemli TV dizisi ve sinema filminde rol almış olsa da en çok Behzat Ç. dizisindeki Ercüment Çözer ve Barda filmindeki Selim rolleriyle hatırlanıyor. 1972 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu.28 Şubat 1972 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Feshane işçilerinden birinin torunu olan Nejat İşler, ilkokuldan sonra eğitimine Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde devam etti. Ortamına alışamadığı yeni okulunda popüler olmak ve derslerinden kaçmak için okulun tiyatro koluna girdi. Kısa zamanda popüler olan Nejat İşler derslerini de boşluyordu. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye giremeyince, para kazanmak için çay partileri düzenlemeye başladı.Nejat İşleri umduğu gibi gitmeyince borca girdi. Borçlarını kapatabilmek için Mahmutpaşa'dan t-shirt alıp Teşvikiye'de bu t-shirtleri satma kararı aldı. Kış aylarında ise t-shirt yerine kitap, dergi ve plak sattı. İki sene sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf bölümünü kazanan Nejat İşler iki yıllık olan bölümden askerlik için iyi olmadığını düşünerek vazgeçti.On yıl kadar satış işleriyle uğraştıktan sonra Taksim'de dolaştığı birgün, bir tiyatro sahnesinde bedava gösterimde olan 'Danton'un Ölümü' adlı eseri seyretti. 'Ben niye bu işi yapmıyorum?' diye düşünen Nejat İşler, dayısının yanına gittiği Eskişehir'de konservatuar sınavına girmeye karar verdi ve kazandı. İstanbul'a döndüğünde, ilanını gördüğü Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü'ne başladı. 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'nin devlet konservatuarı bölümünden mezun olana kadar devlet tiyatrosunda ve televizyon dizilerinde rol aldı.1995 yılında mezun olduktan sonra iki arkadaşıyla birlikte 'Kahramanlar ve Soytarılar Tiyatrosu'nu kurdu. Tiyatronun kurulmasından sonra kendi oyunları için hikayeler yazmaya başladı. 'Belki hiç okumayan biri de yazabilir bunları, benim yazı yazmamın nedeni yazmak değil, sadece oynayalım diye yazıyorum.' dediği, 'Tuhaf Şehir Hikayeleri', 'Biz Zavallı Erkekler' ve 'Yalnızlık Benim Gizli Sevgilim' adlı üç kitap yazdı. 41.Antalya Altın Portakal Ödülleri için Erkek Oyuncu dalında aday olarak gösterildi. Her fırsatta amacının başrol oynayıp şöhret olmak olmadığını belirten İşler, tek arzusunun yaptığı işi elinden geldiğinin en iyisi olarak yapmak olduğunu, tiyatro yaparken ölmek istediğini dile getirdi.1994 yılında rol aldığı ilk televizyon dizisi olan Gurur'dan sonra, Deli Yürek, Şehnaz Tango, Nasıl Evde Kaldım, Dedem, Gofret ve Ben, Aşk ve Gurur, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizilerinde oynadı. 1999'da ilk sinema filmi Eylül Fırtınası'nda rol aldı. Mustafa Hakkında Herşey ve Anlat İstanbul filmleri ile sinema oyunculuğuna devam etti. 2000'li yıllarda da Gülbeyaz ve Behzat Ç. gibi dizilerin yanı sıra Barda ve Kaybedenler Kulübü gibi filmlerde de başarılı performanslar ortaya koydu. 17 Ocak 2014 günü septik şok tanısıyla Bodrum Acıbadem Hastanesi yoğun bakım ünitesine kaldırılan İşler'in hayati tehlikesinin kalmadığı bildirildi.Vatan
‘Hiçbir İktidarın Dili Olamayız’
Ekranların Behzat Ç’si Erdal Beşikçioğlu, bugünlerde “Bir Delinin Hatıra Defteri” ile İstanbul’da. Oyundan sonra, merdivenlerde göründüğünde, delikanlının biri önüne atılıyor: ‘Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Abi sen nasıl bir adamsın ya!’Üsküdar Stüdyo Sahne, oyunu bekleyen insanlarla tıklım tıklım. Bazıları şanslı. Satışa sunulduğunda dakikalar içinde tükenen biletlerden alabilmiş. 2008’den beri bu böyle. Diğerleri bir ihtimal, sahnede boş yer kalmasını dileyerek bekliyor. Onların sayısı da hiç az değil.Oyun başlıyor. Yaklaşık 1.5 saatlik, tek perdelik, tek kişilik bir oyun. Tiyatro sanatçısının enstrümanı bedenidir derler. Sahnedeki oyuncu bu ifadenin saf karşılığı. Hareketli vincin üzerinde, Gogol’ün “Bir Delinin Hatıra Defteri” eserini, alın teri sahneye yağarken, tek an soluğu kesilmeden oynuyor.Kalabalık da nefesini tutmuş, 7. sınıf memur Poprişçin’i sistemin nasıl delirttiğini izliyor. Oyun bitince alkış kıyamet.Ama aradan yarım saat geçmesine rağmen kimsenin Stüdyo Sahne’den ayrılacağı yok. Sanatçının yanlarına gelmesini bekliyorlar. Alkışlamak yetmemiş, bir kez de yüz yüze teşekkür etme hevesindeler.Merdivenlerde göründüğünde, delikanlının biri, sanatçının önüne atılıyor. Hayranlık ve içtenlikle “Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Abi sen nasıl bi adamsın ya!” diyor.Gence gülümseyip göz kırpan o abi, Erdal Beşikçioğlu. Bu kez Behzat Ç. değil, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun turnedeki oyuncusu olarak seyircilerin arasında.Tüm bunlar olup biterken, kapıda, Devlet Tiyatroları’nı lağvedecek, hükümetin Türkiye Sanat Kurumu Yasa Tasarısı Taslağı’na karşı imza kampanyası var.‘Sistem değişmediği sürece…’‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ klasik bir eser. Ama bugünleri de çok iyi anlatıyor değil mi?Sistemler değişmediği sürece dertler de değişmiyor. Dertler değişmediği zaman, bilmem kaç tarihinde yazılmış bir oyunun bugünde karşılığını bulabiliyorsunuz. Zaten edebiyat böyle bir şey. Şimdi bir de yaşadığımız hikâyeyle, Gogol’ün anlattığı hikâye arasında paralellik kurulunca...‘Gençler sorguluyor’Aslında metaforlarla yüklü ağır bir hiciv. Oyuna gençlerin ilgisi de muazzam. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?Gençler her şeyi araştırıyor, sorguluyor. İnternet, kitabın yerini almış durumda, okumaya ön ayak oluyor. Biz biraz daha romantik insanlar olduğumuz için, elimizdeki kitapla, onun yazarı tarafından var edilip elle tutulur bir hale geldikten sonraki durumuyla ilgileniyoruz.Ama gençler bilgi açlığına düştükleri için, neredeyse bütün dünyadaki bilgileri emiyorlar. Biz onların yaşlarındayken tek kanal televizyonumuz vardı, üzerinde dantel örtülü. Onlar ceplerindeki telefonlarla her şeye ulaşabiliyorlar. Her ne kadar engellenmeye çalışılsa da bir yolu bulunup o bilgiye ulaşıyor.‘Senaryo inandırıcı değil’Engel demişken, konu mecburen internet yasaklarına geliyor…Başbakan “Bundan 10 yıl önce SSK’de kuyruktaydınız” diyor. 10 yıl önce benim 226 KB’lik bir bilgisayarım vardı. Şimdi dünya bambaşka bir teknolojiye ulaştı. Devletin işletilmesine talip olan bir iktidarın zaten bu değişimin gereğini yapması gerekiyor. Bu çok normal, yapmazsa ayıp.Ama bunun yanında Twitter’ı kapatmaya çalışıyor. Bu hareket çok gülünç. Bir de diyorlar ki yargı gereği kapatmak zorunda kaldık. Böyle bir bahane olabilir mi?Bu senaryoyu kimse beğenmiyor. İnandırıcı bulmuyor. İnandırıcı bulmayınca da bu filmin gişesi olmaz.‘Tedavi görmeli…’Geçende Türk Tabipleri Birliği, Başbakan’ın ruh sağlığından endişe duyduğunu açıkladı. Siz 6 yıla yakın zamandır, sahnede “deli”yi canlandıran biri olarak, nasıl buluyorsunuz ruh halini?3 yıl boyunca Behzat Ç. gibi bir karakteri canlandırdım. 3 yıl boyunca sabahtan gece yarılarına kadar bir rolle beraber yaşamak zorunda kaldım. Her şeyi aynı şekilde kodladığınızda, bir süre sonra kendinizi öyle zannetmeye başlıyorsunuz. Bu büyük bir hastalıktır.On yıllık bir iktidar süresince, hikâyenin böyle geliştiğini düşünürsek, birtakım ruhsal değişiklikler çok normaldir. O da insan. Ama bunun kişi tarafından fark edilip tedavisinin yapılması gerekiyor.Bazen insanlar devlet işletmesine geldiklerini unutabilir. Bunun hatırlatılması gerekiyor. Devlet başka bir şey. Onun işletmesine gelen siyasi iktidarlar başka.Hizmeti görmezden gelmek…Yıllardır biletleri yok satan bir oyunun kahramanı, bir devlet sanatçısı olarak, TÜSAK tasarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?TÜSAK büyük bir saçmalık. İngiltere sistemi diyorlar, ama dünyada en fazla DVD’nin satıldığı ülke İngiltere’dir. Eğitim seviyesi o kadar yukarıda ki. Ben Diyarbakır’da mecburi görevimi yaptığım zaman, Güneydoğu’daki kasabalara, köylere gidiyorduk. Sahneleri yoktu, yemekhanelerde masaları yan yana koyup sahne haline getiriyorduk. Şimdi sistem böyleyken, Devlet Tiyatroları’nın yaptığı hizmeti görmezden gelmek korkunç. Bir de aranızda çalışmayan adamlar var diyorlar.‘TÜSAK büyük bir yalan’‘Bankamatik sanatçıları’ söylemi...Evet, ama o bankamatik sanatçılarını biz yaratmadık. Devlet Tiyatroları kurulduğundan bugüne kadarki hükümetlerin kayırmalarıyla gelen birtakım arkadaşlar eğer oradaysa, bu kurumun problemi değildir. Siyasi iktidar Devlet Tiyatrosu’nun üzerinde hâkimiyet kurduğu sürece bankamatik sanatçıları maalesef oluşacaktır.Siz siyasi iktidarlar olarak elinizi ayağınızı çekeceksiniz ki biz kendi kıstasımızda, kendi entelektüel seviyemizdeki insanlarla beraber sorunlarımızı çözelim.Bir kere olsun tiyatroya gelmemiş bir insanın tiyatronun sıkıntılarını bilmesi mümkün değildir. O yüzden TÜSAK büyük bir yalan, kandırmaca ve umarım bu konuda halk desteğini bizden esirgemez.Sadece bizim için değil, Shakespeare çok önemli bir laf söylemiş: “Bir tek bilgili dost bilgisiz bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.” Halkın desteği bunun için gerekli. Güneydoğu için, Doğu Karadeniz için, İç Anadolu için... En azından herkese soru sormasını öğretebilmemiz için gerekli.‘İçeride de oynarım…’İşin bir de repertuvar boyutu var. Malum, genel ahlak kriteri vb. Diyelim “Bir Delinin Hatıra Defteri” uygun bulunmadı, ne yaparsınız?Bedenim kaldırabildiği ölçüde, kendi imkânlarımızla oynarız. Yasaklarlar, ben yine oynamaya devam ederim. Suç işledin derlerse içeride de oynarım. Çünkü benim başka derdim yok.Bir kavram kargaşası var. Bunu yaratan da hükümetin lideri. Sanatçının tanımının yeniden yapılması gerekiyor. Değersizleştirmeye çalıştığı ölçüde hepimizi aynı kefenin içine koyuyor. Bizi niye basitleştiriyorsun? Niye değersizleştiriyorsun? Öyle kolay yetişen insanlar değiliz biz.Geçenlerde çok üzüldüm. Bunları söylediğimiz için ateist olduk biz. Benim nüfus kâğıdımda İslam yazıyor kardeşim! O değerlendirdiğin kitle içindeyim, ama ateist değilim. Bir başbakana bunun için dava açabilir miyim diye çok düşündüm. Belki şimdi burada söylemek bile yeterli: Ben ateist değilim. O senin söylediğin standartlardayım, nüfus kâğıdımda da İslam yazıyor.‘Tiyatroda ısınalım…’Devlet sanatçıları, özel tiyatrolardakiler gibi, kendini halka teslim edemez mi? Bu da bir alternatif olamaz mı?Oyuncular iyiyse tabii ki seyirciyle buluşmaya devam edecekler. Ama bizim amacımız seyircilere 50 lira karşılığında bu işi sunmak değil. Bizim amacımız 5 liraya, 10 liraya sunmak. Kısıtlı bütçesi olan bir insanın evde yakacak odunu yoksa bu gece tiyatroda ısınalım diyebilmesini sağlamak.İkinci Dünya Savaşı sırasında bu yapıldı zaten. Almanya bombalanırken Alman tiyatroları doluydu. Toplu halde ısınabildikleri için... Kalben, ruhen, zihnen ısınmak manasında da söylüyorum bunu.‘Mesleğim gereği…’ Bir tarafta TÜSAK tartışması varken, Ankara’daki Devlet Tiyatroları arazisindeki talan yaşandı. Siz oradaki manzarayı gördünüz, manzara nasıldı?O olay çok korkunç. Bir devlet kurumunun özel bir şirkete karşı yalnız bırakılması korkunç. Teamüllere aykırı. Biz devletin kurumuyuz ve devlet ayakta kaldığı sürece biz de üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapmakla mükellefiz.Biz hiçbir siyasi iktidarın dili ya da söylemi olamayız. Ben buna inanıyorum, bu inancımı da insan gibi sonuna kadar söylemeye, anlatmaya çalışacağım. Çünkü benim mesleğim bunu gerektiriyor.‘Baba, ben bu ülkeden…’Erdal Beşikçioğlu’yla sohbet ederken, “Geçen gün çok önemli bir şey oldu” diyerek anlatmaya başlıyor. O çok önemli şey, Berkin Elvan’ın ölümünün ardından, 13 yaşındaki kızının eve gelip “Baba, ben bu ülkeden nefret ediyorum” demesi.Sonrasını yine ondan dinleyelim:Kızımla 3 yaşından beri Anıtkabir’e gideriz. Orada olmak, o hikâyeleri anlatmak, Cumhuriyetin ne manaya geldiğini anlatmak...Bütün gelişim sürecinde böyle bir ortamda büyümüş bir genç kız adayı okuldan gelip “Baba, ben bu ülkeden nefret ediyorum” dedi. Neden kızım diye sorduğumda yanıtı “Bu ülkenin başbakanı çocukları öldürüyor” oldu.Bu noktadan sonra beni ilgilendiren ne ayakkabı kutusu, ne yolsuzluklar, ne başka bir şey. 13 yaşında bir kız çocuğu, kalbiyle, ruhuyla hareket edip hayatı sorgulamaya başladığında böyle bir örnekle karşılaşıyor. Bu reva mıdır?Bir çocuk ölmüş. Allah rahmet eylesin demek çok mu zor? Bir ölümü siyasi rant haline getirmek bu kadar basit mi?Benim ailemin içine böyle hastalıklı bir düşünce düşmüşse o zaman ben bir baba olarak sorgulamaya başlarım. Bunu yapmaya bu devlette yaşayan hiç kimsenin hakkı yok. Başbakan’ın bile.Aslı Uluşahin / Cumhuriyet
'İçinde Halk Olan Bir Partiye Oy Vereceğim'
Sanatçı Erdal Beşikçioğlu, yerel seçimlere günler kala oyunun rengini belli etti. Sanatçı Erdal Beşikçioğlu, “İçinde ‘halk’ olan bir partiye oy vereceğim ben” dedi. Seçimlere içinde halk geçen iki parti katılıyor. Bunlar: Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokrasi Partisi… Behzat Ç’nin başrol oyuncusu, tiyatrocu Erdal Beşikçioğlu Artı 1 Televizyonu’nda Tuluhan Tekelioğlu ile Gece Masası’na konuk oldu. Beşikçioğlu, yerel seçimlerde kime oy vereceği ile ilgili soruyu da yanıtladı. “İÇİNDE HALK OLAN BİR PARTİ” Beşikçioğlu, “Ben kalkınmanın, adaletinin olacağını düşünmüyorum. İçinde ‘halk’ olan bir partiye oy vereceğim ben. Beni daha iyi anlayacaklarına inandığım için. Halk ile beraber yürüyen bir parti olacak” diyerek hangi partiye oy vereceğinin sinyalini verdi.Seçimlere içinde halk geçen iki parti katılıyor. Bunlar: Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokrasi Partisi… Tiyatro sanatçıcı Cem Emüler ise “Oylar bu seçimde ödünç ama uyarıdır diye düşünüyorum. Hasan Cemal’in partisine oy vereceğim” diyerek, oyunu CHP’ye vereceğini belirtti. Hasan Cemal önceki gün T24′te yayımlanan yazısında CHP’ye oy vereceğini açıklamıştı. Kaynak: Cumhuriyet
Behzat Ç'nin Türkiye'nin En Samimi Dizisi Olduğunun 14 Kanıtı
Emrah Serbes'in 'Son Hafriyat' ve 'Her Temas İz Bırakır' romanlarında bahsettiği Behzat Baş komiser ve ekibinin  yaşadıkları Star TV'de 96 bölüm dizi olarak anlatıldı. Başlarda 1 saat 45 dkya varan sürelerle yayınlanan dizi, daha sonra eleştirel tavrı nedeniyle 'içki ve şiddet' kılıfı uydurularak 75 dkya düşürüldü... 'Bir baş komiser ve bir savcının gayriresmi ilişkisi olamaz kardeşim!!!' sözlerinden sonra evlendirilmek zorunda kalındı, 'bizim polisimiz evine gider gitmez içki içmez birader!!' sözleriyle de bitirildi. Ama karakterlerin ilişkisi, replikleri ve sahneleri Türk Halkı tarafından son derece beğenildi. Bu Ankara Polisiyesi her zaman samimi bulundu...
Aslında Nasıl Bir İnsansın?
Ünlü fantastik seri Dungeons & Dragons'un yazarı Gary Gygax'ın 1970'lerde yaptığı kategorizasyon hemen hemen tüm insanlar için geçerlidir. Bu kategorizasyon çok tartışmalı olsa da, çoğu insan için hala geçerliliğini korumaktadır. Peki, buna göre sen nasıl bir insansın! Bu testi yap ve aslında hangi tür insan olduğunu anında öğren! Kaynak burası
Beşikçioğlu Ekranlara '7 Şubat' Dizisi ile Dönüyor
Komiser Behzat karakteri ile Fenomen olan Erdal Beşikçioğlu yeni Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’nde canlandırdığı Komiser Behzat karakteri fenomen olan Erdal Beşikçioğlu, yeni rolüyle hayranlarını şaşırtacak.  Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi adlı dizide canlandırdığı Komiser Behzat karakteri fenomen olan, daha sonra gelen onlarca teklifi, senaryoları beğenmediği için geri çeviren Beşikçioğlu aradığı rolü buldu.  Habertürk'te yer alan habere göre Beşikçioğlu, Kurtlar Vadisi ekibinden ayrılan senarist Bahadır Özdener’in yazdığı ‘7 Şubat’ adlı dizide bir mafya babasını canlandıracak.   Habertürk-Zafer Akbaş
Kurt Seyit ve Şura Sezon Sonunda Final mi Yapacak?
Cengiz Semercioğlu dizilerin yeni sezonlarında neler yaşanacağını ve ekrana gelecek yeni dizileri yazdı Hürriyet gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu başrollerinde Farah Zeynep Abdullah ve Kıvanç Tatlıtuğ ’un oynadığı Kurt Seyit ve Şura’nın 'reytinglerinin iyi gitmemesi nedeniyle Haziran ayında bitebileceğini' söyledi. Sezon sonu yaklaşırken kanalların yeni dizi arayışına girdiklerini belirten Cengiz Semercioğlu reyting rekoru kıran dizilerin gelecek sezonlarında neler yaşanacağını ve ekranlara gelecek yeni dizileri yazdı. Cengiz Semercioğlu’nun Hürriyet’te “dizi sektöründen son haberler” (17 Nisan 2014) başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle: İzlemem ama dizi sektöründe ne olup bittiğini çok iyi bilirim... Dizi sektöründen son haberler Sorsanız bana Kurtlar Vadisi’nde ne oluyor bilmem, Çakır’la Aslan Bey’de kalmışım ben... Kurt Seyit’in sadece ilk bölümüne baktım, Küçük Ağa’yı toplasan 10 dakika izlemişimdir... Çünkü bu köşede dizi eleştirisini bırakalı, televizyon yazarlığı yapmayalı yıllar oldu. Ama yine de bazen televizyonlardaki dostlar arıyorlar konuk almak için. “Dizi ve televizyon konuşacağız” diyorlar... “İzlemiyorum, hangi dizide ne oluyor bilmiyorum” diyorum inanmıyorlar... Vallahi bunu snobluktan söylemiyorum... Bizde 3 yaşına yaklaşan bir çocuk var ve evde neredeyse hiç televizyon açılmıyor... Akşamları yemek sonrasında onun yarım saat televizyon izleme hakkı var, bakın Dora’yı Diego’yu daha çok biliyorum... O yattıktan sonra da ya dışarıdayım ya davette... Bunları neden anlattım, “Aman Türk dizilerine izlemiyormuş, pabucumun kenarı” demeyin diye... Neyse dediğim gibi, dizi izlemem ama dizi sektöründe ne olup bittiğini iyi bilirim... Son haberleri aktarayım size: Acun reytingini kapma yarışı Günahıyla sevabıyla bir sezon daha bitiyor. Şunun şurasında kaldı iki ay... Bir yandan yaz dizilerine çalışılırken asıl arayış yeni yayın dönemine... Çünkü önümüzdeki sezon Acun’un Star’da olmaması bütün dengeleri bozacak. Acun’dan boşalacak reytingi Star kaptırmama, diğer kanallar ise çalma derdinde... Burası ‘Kurtlar’ sofrası Kurtlar Vadisi, atv’de kalacak gözüküyor. Ancak Kurtlar’ın klasik numarasıdır, her sezon sonunda başka kanallara haber salarlar, görüşürler, transfer dedikoduları yayarlar. Bulundukları kanalla pazarlığı artırmak için... Şimdi de atv’ye karşı pazarlık yapabilmek için Show TV ve Star’la dirsek temasındalar... Buna karşı atv de boş durmuyor. Geçen hafta reklam kuşaklarıyla oynadılar ve dizinin reytingini bilerek düşürdüler. Bu da kanalın bir pazarlık kozudur... Bakın dizi eski ratingi almıyor demek, reyting üzerinden ödenen parayı düşürtmek... Ama sonuçta taraflar anlaşacak ve Kurtlar atv’de kalacaktır... Özcan Deniz, Karagül’den koptu Show TV’nin eski genel müdürü Saner Ayar dizi sektörüne girdi. İlk transferi de Özcan Deniz’i Karagül’den almak oldu... Özcan, Karagül’ün yapımcısı Şükrü Avşar’a gitmiş, “Senin benim filmlerinde emeğin çok ama öyle para verdiler ki bırak gideyim” demiş. Şükrü Avşar da izin vermiş... Özcan Deniz’in yeni dizisinde rol arkadaşı Belçim Bilgin olacak. Show TV ile anlaşmak üzereler... Yeni Kurtlar olur mu? Kurtlar Vadisi’nden ayrılan Bahadır Özdener ve Raci Şaşmaz, Star’a yeni bir ‘erkek dizisi’ yaratmak için çalışıyorlar... Adı: 7 Şubat... İbrahim Çelikkol başrolde olacak bu dizide. Eylülde Star’da yayınlanacak... Hikayenin açılış noktasının; Adana’daki MİT TIR’ına yapılan baskın olacağını duydum... Sevgili Bahadır aman dikkat, eylüle kadar eskimiş bir hikaye olabilir bu! Beşikçioğlu kimle görüşüyor Unutuyordum, Bahadır Özdener’in Star’a yapacağı yeni erkek dizisinin sürprizi ne peki? Seyircinin Behzat Ç.’si Erdal Beşikçioğlu... Taraflar görüşmüşler ancak düne kadar henüz el sıkışmamışlardı... Selçuk Yöntem’in oynadığı Bugünün Saraylısı’nın akıbeti ne olacak peki? Defalarca ekip değiştirmesine, sarsıntılar geçirmesine rağmen dizinin reytingi hâlâ iyi. Şükrü Avşar ayakta tutmaya başardı işi... Karagül’den Bingöl de kopuyor Özcan Deniz’den sonra Yavuz Bingöl de ayrılacak Karagül’den... Hikaye onu gerektiriyor... Çakır’la Aslan Bey, Paris’te! Şu aralar piyasada en çok konuşulan dedikodu, Kurtlar Vadisi’nin Çakır’ı Oktay Kaynarca’yla Aslan Bey’i Selçuk Yöntem’in Paris’te bir kafede buluşmasıyla başlayacak yeni bir dizi hikayesi... Tabii Kurtlar Vadisi tadında... Ancak bu bir fantezi... Çünkü Selçuk Yöntem’in kafasında Aslan Bey’e dönmek gibi bir fikir yok... Ya Kurt Seyit ne olacak? Tabii en çok merak edilen de Kurt Seyit’in ne olacağı? Ne sonuç alırsa alsın, dizi haziran ortasına kadar devam edecek... Ancak bu sonuçları almaya devam ederse bu yükü ne Ay Yapım taşıyabilir ne de Star TV...T24
'Behzat Amir' Bu Sefer Bir Aşk Öyküsünde
Erdal Beşikçioğlu ile Sezin Akbaşoğulları 'Behzat Ç.'den sonra bu kez de Çiğdem Vitrinel'in çekimlerine bu hafta başlanan uzun metraj filmi 'Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku'da buluştu.'Geriye Kalan' isimli filmiyle iki sene önce Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü alan Çiğdem Vitrinel ikinci uzun metrajlı filmi 'Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku'nun çekimlerine İstanbul'da başladı. İlhami Algör’ün aynı adlı romanından esinlenen filmin başrollerinde Erdal Beşikçioğlu ile Sezin Akbaşoğulları yer alıyor. İki oyuncu daha önce fenomen televizyon dizisi 'Behzat Ç.'de de karşılıklı rol almıştı. Filmin ana karakterlerinden yazar Arif’in aşkı ve kadınları anlamaya çalıştığı bir dönemde Müzeyyen’e rastlamasıyla, onun gizemli dünyasına yaptığı yolculuğun anlatıldığı filmde Harun Tekin, Hare Sürel, Derya Alabora, Ege Aydan, Kerem Atabeyoğlu, Erdinç Gülener ve Barış Yalçın da karşımızda olacak. Senaryosunu Çiğdem Vitrinel ve Ceyda Aşar’ın birlikte kaleme aldığı filmin yapımcılığını Marsel Kalvo, görüntü yönetmenliğini ise Vedat Özdemir gerçekleştirecek. Filmin müzikleri ise Harun Tekin’e teslim. Kaynak: Radikal
Beşikçioğlu'ndan 'Uyuşturucudan Gözaltına Alındı' İddialarına Açıklama
Ankara'da düzenlenen uyuşturucu operasyonunda Behzat Ç. karakteriyle geniş kitlelere ulaşan usta oyuncu Erdal Beşikçioğlu da gözaltına alındığı iddia edildi. Usta oyuncu iddiaları yalanladı.Hürriyet'in ulaştığı Erdal Beşikçioğlu ise iddialara çok şaşırdığını söyleyerek, '“Ben 20 gündür İstanbul’dayım. Şu anda da bir AVM’de alışveriş yapıyorum” dedi.Gözaltı iddiasına ilk açıklama rol arkadaşından  Sosyal medyada kısa sürede yayılan habere ilk yalanlama, çekimleri İstanbul'da süren 'Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku' isimli filminde Erdal Beşikçioğlu ile başrolü paylaşan Sezin Akbaşoğulları'ndan gelmişti.