onedio
Görüş Bildir

Cezaevi Haberleri

Cezaevi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Cezaevi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Tahliye Edilmesinin Ardından Normal Yaşantısına Adapte Olmaya Çalışan Kerimcan Durmaz'dan İlk Açıklama Geldi!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kerimcan Durmaz hakkında, yayınladığı videolar içerisinde ve görseller üzerinde reklam yerleştirme gibi eylemlerde bulunduğu, ayrıca yasa dışı bahsi özendirici ve teşvik edici faaliyet yürüttüğü iddiasıyla soruşturma başlatmış ve Durmaz, 7 Ocak günü tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti. Geçtiğimiz gün tahliye olan Kerimcan Durmaz'dan bugün ilk açıklama geldi. Sosyal medya hesabında paylaştığı hikayede iyi olduğunu belirten ünlü isim, kendisine gelen mesajlara teşekkür etti.
Operasyon Haberleri Peş Peşe Geldi: Yüzlerce Kişi Gözaltına Alındı, Aralarında Parti Yöneticileri de Var!
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 51 ilde PKK/KCK’ya yönelik son 5 gündür devam eden ‘GÜRZ-46’ operasyonlarında 282 şüpheli terör örgütü mensubunun yakalandığını açıkladı.Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca PKK/KCK terör örgütünün Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 60 şüpheliye yönelik 10 ilde yapılan operasyonlarda sabah saatlerinde 52 kişi gözaltına alındı. Ayrıca Emek Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda 'Sabah saatlerinde İl Başkanımız Sema Barbaros ve parti üyelerimiz gözaltına alındı' ifadeleri yer aldı.Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ile parti yöneticileri, çok sayıda partilinin gözaltına alındığını bildirildi. Gözaltına alınanlar arasında gazeteci Yıldız Tar da bulunuyor. 
Aşırı Cinsellik, Ürperti ve Korku: İngiltere'de Hala Yasak Olan 10 Film!
Dünya çapında büyük önem taşıyan sinema sektöründe vizyona giren bazı filmler oldukça rahatsız edici unsurlar içerebiliyor. Bu nedenle pek çok ülke bu tarz filmleri yasaklama yoluna gidiyor. Bu ülkelerin başında da İngiltere geliyor.  İçeriğinde aşırı şiddet, cinsel içerik veya dini hassasiyetlere zarar verme gibi sebepler bulunan bazı filmler hala İngiltere'nin yasaklılar listesinde yer alıyor. İngiliz Film Sınıflandırma Kurulu (British Board of Film Classification ya da kısa adıyla BBFC) tarafından sansüre takılan filmlerin yayınlanması reddedilmeye devam ediyor. 'Video nasties' (video kirliliği) döneminde yasaklanan fimlere yenileri de eklenebiliyor. İşte, İngiltere'de hala yasaklı olan filmlerin listesi...
Resmi Gazete'de Yayımlandı: Aile Hekimliği Yönetmeliği'nde Değişiklik
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği'nde yeni düzenlemeler gerçekleştirildi. Bu düzenlemeler kapsamında, başka bir ile taşınan bireylerin bir aylık süre zarfında aile hekimlerini değiştirmemeleri durumunda, otomatik olarak ikametgâhlarına en yakın aile hekimine yönlendirilecekler. Bunun yanı sıra, nöbet sistemine ve aile sağlığı merkezlerine dair yeni düzenlemeler de hayata geçirildi. İşte bu yönetmelikteki değişikliklerden bazıları:
Karşılığı Ağır Oldu: Bahar Candan Kendisi ve Ablasıyla Dalga Geçen Dilan Polat'ı Resmen Yerin Dibine Soktu!
9 aylık cezaevi sürecinin ardından sosyal medyaya eskisinden de aktif olmak üzere geri dönen Dilan Polat, geçtiğimiz saatlerde ilk kez koğuş arkadaşları Nihal ve Bahar Candan hakkında konuşmuştu.Candan kardeşlerin konuşmasını taklit ederek büyük dalga geçen Dilan Polat'ın alayının karşılığı alır oldu! Kendisine laf atıldığını fark eden Bahar Candan, Dilan'a hiç acımadı.
Beraat Kararıyla Şenlenen Dilan Polat Ex Koğuş Arkadaşları Nihal ve Bahar Candan'la Fena Dalga Geçti!
Geçen sene aynı dönemlerde farklı suçlamalarla tutuklanarak cezaevine giden Dilan Polat ve Nihal ile Bahar Candan kardeşler 9 ay boyunca aynı koğuşta kalmıştı hatırlarsanız. Cezaevi süreci bittikten sonra bu konu hakkında tek kelime edilmezken sessizliği bozan Dilan Polat oldu. Banu Parlak davasında beraat aldıktan sonra pek bir keyiflenen Dilan Polat, 9 ay boyunca beraber kaldığı koğuş arkadaşlarını yerden yere vurup fena tiye aldı!
Hapisteki Yazar Sevan Nişanyan'a Sürgün
İki yıllık cezasını çekmek üzere 2 Ocak'ta Torbalı Açık Cezaevi'ne giren gazeteci-yazar Sevan Nişanyan, Buca Kapalı Cezaevi'ne nakledildi. Sürgün gibi naklin sebebi olarak ise Nişanyan'ın Cezaevinden yazdığı bir mektup olduğu öne sürüldü. Gazeteci yazar Nişanyan, Şirince'de yaptığı otel inşaatlarına kaçak yapı eklediği gerekçesiyle iki yıl ceza almıştı. 2 Ocak'ta Torbalı Açık Cezaevi'ne giren Nişanyan, önceki akşam saatlerinde Buca Kapalı Cezaevi'ne nakledildi. CNN Türk
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
"Evet, Bize Kumpas Kurdular"
İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'nde sesisizliğini bozdu: Gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkimlerle kumpas kuruldu. Amaç orduyu tasfiye etmekti. Bizi bu noktaya TSK'ya karşı nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdiEski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'nde Sabah'tan Mehmet Barlas ve Şaban Arslan'a son günlerdeki tartışma konularıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Başbakan Erdoğan ile danışmanı Yalçın Akdoğan'ın 'Orduya kumpas kuruldu' iddialarını değerlendiren Başbuğ, 'Evet, gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkim ve savcılarla bize kumpas kuruldu' dedi. 'DIŞARIDA' TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE Hükümeti devirmeye tam teşebbüs suçundan müebbet hapisle cezalandırılan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 26 aydır Silivri Cezaevi'nde yatıyor. İlker Başbuğ'u, Adalet Bakanlığı'nın izniyle ziyaret ettik. Sabah Başyazarı Mehmet Barlas'la birlikte, dün sabah saat 10.00'da cezaevine gittik. Görevli infaz memurları, ısrarla üzerimizdeki metal eşyaları bırakmamızı, aksi halde son arama noktasında üzerimizden metal eşya çıkarsa suç unsuru kabul edileceğini söyledi. Dijital göz tarama noktasından geçtikten sonra, İlker Başbuğ'un cezasını çektiği 5 No'lu L Tipi İnfaz Kurumu koğuşlarının bulunduğu bölümde, son kontrol noktasından da sorunsuz geçtik. Başbuğ, lokal gibi geniş bir salonda gerçekleşen görüşmemize gecikmesiz olarak geldi. Biraz kilo verdiği ancak kafasının son derece dingin olduğu belli olan Başbuğ'un, sorularımızı, akademik bir üslupla, sözlerini tane tane seçerek cevaplaması dikkat çekiciydi. Bugüne kadar, Başbuğ'un cezaevinde çekilen hiçbir fotoğrafı yayımlanmamış. Hatta cezaevinde yazdığı kitap için yayıncının talep ettiği fotoğrafı bile vermemiş. Biz de Başbuğ'un fotoğraf çektirmeme konusundaki hassasiyetine saygı gösterdik. Açık görüşler en fazla bir saat sürüyor. Ancak infaz koruma memurlarının hoşgörüsüyle, görüşmemiz yaklaşık iki saat sürdü. Ayrılırken de kendisine, 'En kısa sürede dışarıda tekrar görüşmek üzere' dileklerimizi ilettik. Hükümeti devirmeye kalkışmak suçundan müebbet hapse çarptırılan İlker Başbuğ, askeri müdahalelere karşı olduğunu belirterek, 'Çünkü askeri müdahaleler Türkiye'ye zarar vermiş, hiç bir şey kazandırmamıştır' diye konuştu. Çeşitli isimlerle anılan darbe davalarında yargılanan ya da hüküm giyen Silahlı Kuvvetler mensuplarına iftira atıldığını ifade eden Başbuğ, 'Amaç, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde geniş çaplı bir tasfiye yapmaktı ama başaramadılar' dedi. İşte emekli Orgeneral Başbuğ'un Mehmet Barlas ve Şaban Arslan'a yaptığı o çarpıcı açıklamalar: DOĞRULARI SÖYLEDİĞİM KANITLANDI 14 Nisan 2009'daki konuşmamda, 'Cemaatler, sosyal gruplaşmaya, ekonomik olarak güç kazanıp sosyo-politik yaşamı biçimlendirmeye çalışıyorlar' dedim. Din çok yüksek bir değer. Din siyaset ekonomi konusu yeni değil. Önlemek çok zor. Bu sorunları, güçlü bir burjuvazi ve orta sınıfımız olmadığı için kolay aşamıyoruz. 2009 bizim için çok kritik bir yıldı. Genelkurmay başkanıyım, Silahlı Kuvvetler'le ilgili çok önemli projelerim var. Ancak çoğunu yapamadım. Yaptığım konuşmalarda doğruları söylediğim, bugün gelinen noktada daha iyi anlaşılıyor. İMZA TAKLİT EDİLMİŞ Kumpası soruyorsunuz. Evet, gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkim ve savcılarla kumpas kuruldu bize… Bana niye bunu açıklamadınız diye soruyorsunuz. Hâlâ kimse tam olarak açıklayamıyor ki bugün bile. Kesinlikle kumpas kuruldu. Aksini söylemek, eşyanın tabiatına aykırı. Somut olaylarla gidelim… Erzincan olayı örneğin... Savcı kim; İlhan Cihaner. 2007'de bir soruşturma açıyor. Odakta İsmailağa cemaati var. 2 Şubat'ta 26 kişi gözaltına alınıyor, 9'u tutuklanıyor. Sonra soruşturmanın çerçevesi genişletiliyor. Gülen cemaati işin içine katılıyor. Sonra Kayseri'deki olayla birleştiriliyor soruşturma. Kayseri'de, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda sahte bir emrin yazılması var. İmza taklit edilmiş. İşin içinde 3 astsubay, 5 sivil var. Dijital veriler hazırlamışlar, karargâhın bilgisayarlarına yerleştirmişler. Astsubaylardan biri, 'Ben Işık Evlerindenim' demiş. Konu cemaate doğru yönelince, Erzurum'daki savcılığa intikal etti. Ancak bütün araştırmalara, soruşturmalara rağmen olayda adı geçen bu 5 sivil bir türlü bulunamadı. Bahsi geçen askeri personelin tamamı ise tutuklandı. PARMAK İZİ OLAN 14 KİŞİ KİM? 25-26 Haziran… Meclis'ten gece yarısı, 20 dakikada yasa çıkıyor. Kayseri'deki 5 sivili kurtarmak için. Bu yasayla, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçiliyor. Genelkurmay'dan görüş alınmadan... Milli Savunma Bakanı'nın haberi yok. Askerler kendi alanlarında bile suç işleseler sivil mahkemelerde yargılanacaklar. 8 Nisan 2009'da, İrtica Eylem Planı diye, fotokopi bir belge sundular mahkemeye biliyorsunuz. Türkiye'nin gündemine oturdu. Ben 'Kâğıt parçası' diyorum, aman Allahım, kıyametler kopuyor. Fotokopi çünkü, kâğıt parçası değil mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Bu belge kim tarafından hazırlandı' diye soruyor, yetkisizlik kararı alıyor, Ankara Başsavcılığı'na yazı yazıyor. Bakırköy Başsavcılığı 'Belgeyi kim basına sızdırdı' diye soruşturma açıyor. İhbar mektupları ortaya çıkıyor. Mektubu yazan bir subay... Zekeriya Öz (Savcı) belgeyi Adli Tıp'a veriyor. 3.5 ay sonra rapor geliyor. 'Islak imza' diyor. Islak imza madem, kâğıdın üzerinde 14 kişinin parmak izi var, bir tek ıslak imzanın sahibi Dursun Çiçek'in parmak izi yok. O kadar ısrar edildi ama o 14 kişinin kimler olduğu araştırılmadı. ASIL AMAÇ TSK'YI TASFİYE ETMEKTİ Asıl niyetleri, Erzincan'da startı verilen, Kayseri'yle birleştirilen bu planı çok geniş bir alana yayarak, TSK'nın bütün birimlerinde komple bir tasfiye yapmaktı. Bunu iki nedenden yapamadılar. Biri dosyayı Yargıtay'ın devralması, diğeri de Saldıray Berk'in ifade vermeye gitmemesidir. Geç kaldıkları için geri adım atmak zorunda kaldılar. Bundan bir şey çıkaramayınca bu sefer, internet andıcı diye bir şey çıkardılar. 'irtica.org' sitesini kapatan benim. 4 aydır güncelleme yapılmamış. O siteden, AK Parti'nin kapatılma davasına belge sağlandığı iddiası var. Halbuki o davaya bu siteden sadece bir tane haber girmiş. Yurtdışındayım… Kara Kuvvetleri Komutanım Işık Koşaner beni arıyor. İrtica ile Mücadele Mücadele Yasası kapsamında soruşturma açılması konusunu bana haber veriyor. Ahlaksız herifler... Bu görüşmemizi, terör örgütü faaliyeti olarak lanse ediyorlar. Neymiş, müzedeki denizaltı gemisine bomba yerleştirilmiş. Patlatılacakmış, çocuklar öldürülecekmiş. Hangi subay, kim böyle vahşice bir şey yapabilir ki?.. 'ARINÇ'A SUİKASTLA SUÇLANACAKTIM' Kozmik Oda'ya girmelerine izin vermek, hayatımda verdiğim en doğru karardır. 19 Aralık 2009'da bir ihbar geliyor. İhbar Amerika'dan, Ankara Terörle Mücadele Şubesi'nin özel telefon numarasına yapılıyor. İhbarı yapan, 06 BE 9712 ve 06 LJY 48 plakalı araçların içindeki kişilerin Arınç'a suikast düzenleyebileceğini belirtiyor. Kozmik Oda'da, Bülent Arınç'a suikast delilleri arayacaklar. Başbakan'la görüştüm, 'Bırakın arasınlar' dedi. 31 Aralık günü arama yapıldı. Kozmik Oda'da çok önemli şeyler çıktığını da sanmayın. Kozmik Oda'ya giriş izni vermeseydim, beni Arınç'a suikast azmettiricisi bile yapabilirlerdi. Türk Silahlı Kuvvetleri töhmet altında kalacaktı. Hurşit Tolon Malatya'ya konferans için gittiği gün, orada Zirve Yayınevi'nde vahşice cinayetler işleniyor. Burada da bir gizli tanık var. Silahlı Kuvvetler'den atılmış, ahlaksız bir uzman çavuş. Onun suçlamaları... Bunlar ne kadar ağır iftiralar. Bizi buraya, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdi.Meclis İnsan Hakları Komisyonu'ndan geldiler, onlara da söyledim. 7 Şubat 2012 (MİT'e baskın) ve 17 Aralık 2013… Bu konuda iki önemli kırılma noktası var. Bu iki olay olmasaydı, bu konu buralara kadar gelmezdi (Paralel yapı bu kadar deşifre olmazdı demek istiyor).Star