SANAT

Günümüz sanat anlayışına ulaşana kadar sanat tarihinde çokça sanat akımı meydana geldi. Rönesans, kübizm, barok dönem ve romantizme kadar sanat tarihini şekillendiren sanat akımları...

Osmanlı hem yaşam biçimi hem de bilim, kültür ve sanat alanındaki gelişmeleri ile bir dönemin örnek imparatorluklarındandı. Osmanlı'nın görkemli medeniyetini gözler önüne seren, kudretini ve ihtişamını dünyaya tanıtmasını sağlayan sanat eserlerinin bir çoğu hala paha biçilemez değerde. Bunlar arasında dönemin önde gelen ressamlarının binbir emekle hazırladığı, kimisi neredeyse 500 yıllık olan sayısız tablo da mevcut.İşte size Osmanlı'nın ihtişamını yaşatacak birbirinden eşsiz 12 tablo...

Distopik sürrealizm denince akla gelen ilk isimlerden biridir Zdzislaw Beksinski. Hepimizi büyüleyen ve baktıkça içine çeken gotik resimleriyle akıllarda kalan sanatçı, eserlerinde grotesk, korku, ölüm, endişe, çürüme ve yok olma anlarıyla adeta kabus gibi bir ortam yaratır. Gelin birlikte Beksinski'nın hayatı ve eserleriyle ilgili detayları öğrenelim.Sanatçının eserlerini bağışladığı, doğduğu şehirdeki sergiyi sanal olarak buradan gezebilirsiniz. Sanatçının eşi benzeri olmayan kendi sitesine de buradan göz atabilirsiniz.

Sandro Botticelli eserlerini birçok sanatçıdan ve kaynaktan ilham alarak ortaya çıkarmıştır. Bunlardan en önemlisi ünlü şair Angelo Poliziano'nun Venüs'ün Doğuşu'nu anlattığı şiiridir. Bu şiir aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit için yazılmış Antik Yunan ilahisinden alınmıştır. Afrodit Yunan mitolojisindeki ismi Venüs ise Latin mitolojisindeki karşılığıdır.

Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un 1990'ların başından itibaren romanı ve müzeyi beraber düşündüğü bir eseridir. İstiklal Caddesi ile Tophane arasında yer alan Çukurcuma Caddesi'nde yer alan müzede, anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler kutu ve vitrinlerde özenle sergilenir. 2008 yılında yayımlanan romanın müzesi 2012 itibariyle kapılarını ziyaretçisine açmıştır.Müzeden zevk almak için romanı okuma mecburiyetiniz yoktur. Aynı şekilde romanı daha iyi kavrayabilmek içinde müzeyi gezmek zorunda değilsiniz. Fakat romanı okuyan ziyaretçiler arasındaysanız müzenin her bir detayını kavrayacak, müzeyi gezip romanı okumaya karar verdiyseniz pek çok detayı bilerek daha keyifli okuyacağınızdan emin olabilirsiniz.