10 Soruda NBA'de Yeni Sezon
Spor yazarı Kaan Kural, bu gece başlayacak yeni NBA sezonu öncesi merak edilenleri 10 soruda masaya yatırdı. Kural'a göre gözler yine LeBron James'in üzerinde olacak.
NBA'de yeni sezon bu gece yapılacak maçlarla başlıyor. Her zaman takımlar kadar -belki de daha fazla- yıldızları ile öne çıktı NBA. Bu sezon da farklı değil. Ve çok uzun zamandır olduğu gibi bu sezon da bir numaralı ilgi unsuru LeBron James.
Yeni sezona LeBron ve yeni takımı Cleveland'la başlayan 10 önemli soruya yanıt arayarak bir bakalım.
1. LeBron James Cleveland'a hayat verebilecek mi?
2010 yazında Cleveland'ı basketbol anlamında bitirmişti LeBron James. Doğup büyüdüğü, NBA'in zirvesine taşıdığı, finale çıkardığı Cavaliers'ı hiç beklenmedik ve son derece yakışıksız bir şekilde bırakıp Miami'ye gitmişti. Dört yıl, dört final ve iki şampiyonluk sonrası geri dönüyor. Biraz kefaret, biraz ev özlemi, biraz da yeni bir başarı fırsat gördüğü için. Ligin kendi pozisyonlarındaki en iyi oyuncuları arasında yer alan Kyrie Irving ve Kevin Love'la birlikte NBA'in yeni süper takımını yarattı Cleveland. Ancak ligin yeni süper üçlüsü ne kadar ilgi çekse de Cleveland asıl önemli hamleyi belki de forma giyenler alanında değil takım elbiseliler arasında yaptı.
David Blatt'i Maccabi'den koparıp takımın başına getirdiler. Blatt NBA düzeninin içinden yetişmemiş ilk koç olacak NBA'de. Ve Cleveland asıl burada turnayı gözünden vurdu. Yaratıcılığı, her oyuncudan verim almasıyla ünlü Blatt, Irving-LeBron-Love üçlüsünün dinamiklerini en üst düzeye çıkartmak konusunda da, Love takası için takımın derinliğinden fedakarlık yapan kadroyu verimli kullanma alanında da, takımın en önemli eksiği olarak görünen savunma, özellikle çember savunması konusunda da pek çok soru işaretini ortadan kaldıracaktır. Dört yıl önce yense de yenilse de her maçı olay olan Miami takımının yerinde Cleveland var artık. Ligin gözlerin en üzerinde olduğu takımı olacaklar. Şampiyonluk dışında hemen her sonuç 2011 Miami'sinde olduğu gibi başarısızlık addedilecek. Ama o hedefe ulaşmak için kağıt üstünde her şeye sahipler.
2. Peki Miami ne olacak?
LeBron'u kaybettiler ama yerine Luol Deng geldi. Josh McRoberts gibi yararlı bir ekleme de var ayrıca. Ray Allen dışında da başka önemli bir kayıpları yok geçen seneye oranla. Deng bir All-Star. Ancak LeBron'un yokluğunda asıl değerini daha net göreceğiz. LeBron'dan Deng'e iniş bile son dört yılın finalistini bir değil üç-dört basamak düşürecektir. Özellikle Wade-LeBron-Bosh üçlüsünün atletizmine dayalı çember savunucu olmadan sadece topa baskı ile yapılan savunma çok gedik verecek. Hücumda da Dwyane Wade'in sorunlu dizleri ile ne kadar skor yükü kaldırabilecek, en önemli soru işareti o. Doğu'nun zayıflığı nedeniyle yine play-off yapacaklardır ama iddialı oldukları günler artık geride kaldı. LeBron'suzluk bir tek Chris Bosh'a yarayacak galiba. Dört yıldır üçüncü parça olarak çok fedakarlık yapan buna rağmen pek de takdir görmeyen Bosh'un da aslında çok çok değerli süper yıldız sınıfında bir oyuncu olduğunu yeniden hatırlayacağız.
3. Cleveland'a Doğu'da rakip yok mu yani?
Rakip her zaman vardır. Washington ve Toronto yükselişteki genç çekirdeğe sahip takımlar. Ancak iyi olsalar da şampiyonluk iddiası gibi bir sözü telaffuz etmek için hayli erken. Cleveland'a gerçekçi olarak tek rakip Chicago Bulls. Tom Thibadeau ile yine ligin en iyi savunmasına sahip olacaklar. Üstelik Pau Gasol ve Nikola Mirotiç gibi iki önemli takviye yaptılar. Gasol'ün iki senedir uyurgezer halinden uyanması, Mirotiç'in de NBA'e çabuk adapte olması ile bir basamak daha yukarı çıkacaklar. Ama onların asıl şansını belirleyecek isim Derrick Rose. Neredeyse iki senedir potalardan uzak Rose. ABD Milli Takımı'nda sağlıklı ama oldukça dağınık gözüktü. Oyunu sürekli yedinci viteste gitmek üzerine kurulu olduğu için hata payı çok düşük Rose'un. Yeniden eski keskinliğini bulması Bulls'u Cleveland'ın bile önüne koyabilir.
4. Bir Indiana vardı ona ne oldu?
Yandı bitti kül oldu. Geçen sezonun ilk yarısında Doğu'nun en iyi takımı gibi görünürken, ikinci yarıda neden olduğu hiçbir mantıklı nedenle açıklanamayacak şekilde dağıldılar. Yine de savunma ve geleneklerleri sayesinde Doğu finali oynadılar. 'Bu sezon tekrar toparlanırlar mı?' derken yaz felaket geçti. Önce çılgınlıkları olsa da çok sınırlı hücumdaki yegane yaratıcı oyuncu Lance Stephenson, Charlotte yolunu tuttu, ardından takımın süper yıldızı Paul George, ABD Milli Takımı'nda bacağını kırıp sezonu kapattı. Zayıf Doğu'da bile play-off resminin dışında kalacaklar muhtemelen.
5. Doğu zayıf anladık. Batı'da durum ne?
Vahşi Batı tabirini fazlasıyla hak ediyorlar. Tam 11 tane iyi takım var. Spurs son yılların en etkileyici şampiyonluğuna ulaşan kadroyu korudu.
Oklahoma City Kevin Durant'i yaklaşık bir buçuk ay kaybetmesine rağmen kağıt üzerinde halen ligin en iyi takımı.
Los Angeles Clippers hem Spencer Hawes gibi en ihtiyaç duyduğu alana önemli bir takviye yaptı hem de ırkçı sahibi Donald Sterling'den kurtularak rahat bir nefes aldı. Golden State Warriors'un en büyük takviyesi koç Steve Kerr.
Takımın neredeyse rakipsiz hücum potansiyelini biraz öne çıkartsa bile olabileceklari düşünmek korkutucu. Houston Rockets, Chandler Parsons'ı kaybetmesine rağmen halen Harden-Howard ikilisi ile çok iddialı. Parsons'ı kapan, Chandler'ı da geri alarak en önemli sorunu pivotu halleden Dallas daha da tehlikeli hale geldi.
Geçen sezon play-off'u kılpayı kaçıran Phoenix takviye yaptı. Portland gelişimi sürdürüyor. Denver sağlıklı olursa çok tehlikeli.
Memphis halen kimseye karşı geri adım atmayacaktır. New Orleans Pelicans hem sağlığına kavuştu hem Anthony Davis'i var. Bu takımlardan üçü play-off bile yapamayacak. Doğu-Batı dengesizliğinin kurbanı olacaklar.
6. 11 iyi takım var ama en iyisi hangisi? Kim çıkar Batı'dan onu söyle!
Onu söylemek analiz değil kehanet olur olsa olsa. İlla bir yanıt vermek gerekirse San Antonio diyerek en garanti seçeneğe yönelmek en kolayı galiba. Ama takımları üçe ayırmak en doğrusu. Spurs'le birlikte Oklahoma City ve Clippers en iddialılar. Hemen ardından Dallas ve Golden State geliyor. Diğerleri de iyi ama Batı'dan çıkmaları için kendi başarıları dışında başka faktörlerin de devreye girmesi gerekir.
7. Lakers, Celtics, Knicks gibi NBA'in köklü camialarından hiç bahsetmedik. Üstelik Kobe döndü.
Aslında pek bahsedecek bir şey yok da ondan. Evet Kobe'nin dönüşü gerçekten önemli merak konusu. Ama 36 yaşında iki büyük sakatlıktan gelen bir oyuncu olarak etkisi ne olacak kestirmek zor. Hazırlık maçlarında iyi göründü ama eski Kobe gibi değil. Bir daha olabilir mi, o da ayrı tartışma konusu. Lakers'ın geri kalan kadrosu ise felaket. Yeni koç Byron Scott da “Üçlükleri azaltacağız” gibi yeni basketbol felsefesine taban tabana zıt açıklamalarıyla zaten pek güven vermeyen stilinin daha da sıkıntılı bir oyuna dönüşeceği sinyallerini verdi.
Ayrıca Kobe sadece iyi olur ama oyunu domine edemezse, olumsuz yan etkileri de olacaktır. Vahşi Batı'da Lakers en zayıf takımlardan biri. Keza Celtics de sakatlıktan dönecek Rondo'yu bekliyor ama ilk fırsatta takas edebilmek için... Koç Brad Stevens olumlu basketbol oynatsa da çok zayıflar. Knicks play-off yapabilir ama ciddi bir etki yaratamayacak kadar zaaflarla dolu.
8. Yıldızların ligi madem, bu sezonun yıldızı kim olur?
En Değerli Oyuncu ödülünü soruyorsun muhtemelen. Yıldızlar çünkü belli. Son şampiyon Durant aslında favori olabilirdi ama yaklaşık bir buçuk ay kaçıracak. Tam olarak kaç maç kaçırdığı ve döndükten sonraki hali belirleyici olacaktır ama artık favori değil. Bu otomatik olarak ligin diğer kralı LeBron'u favori yapıyor. Onu zorlayabilecek en önemli isim ise Anthony Davis. Eğer Pelicans o Batı'da biraz çıkış yapabilirse Davis, “Ligin en iyi oyuncusu kim?” tartışmasında LeBron-Durant denklemine beklenenden de erken girip, üstelik ödülü bile kapabilir.
9. Geçen yıl hep “Süper bir çaylak sınıfı geliyor” deniyordu. Gerçekten beklenen etkiyi yapacaklar mı? Yılın Çaylağı kim olur?
Yapacaklar. Her şeyden önce çok derin bir çaylak sınıfı bu. Yaklaşık 15 oyuncu kadrolarda ana rotasyona girecek ve önemli birer parça olacaklar. Tavanlarını ise parkeye çıktıklarında göreceğiz. Yılın Çaylağı için bir numaralı aday, hazırlık döneminde de çok başarılı görünen Jabari Parker. Ersan İlyasova yıllarca bencil kısalardan çok çekti, şimdi de kendi pozisyonuna bir yıldız adayı geliyor. Ne çekti be Ersan!
10. Ersan dedin de son olarak Türk oyuncuların durumu ne?
Ersan zor bir yerde, söylediğimiz gibi. Ama öncelikle sağlığına kavuşsun da önemli olan o. Sonra takasla başka bir yere gitse çok iyi olur onun için. Ona çok ihtiyaç duyan takımlar da var aslında.
Hidayet Clippers'da kaldı. Ersan'ın tam tersi bir durumda Hido. Rolü kısıtlı olsa da şampiyonluk adayı bir takımda rotasyona girmesi bile önemli. İki senedir çok büyük düşüşte gerçi ama şansına hem çok iddialı ama aynı zamanda dar rotasyonu olan bir yerde olacak. Biraz form bulabilirse kariyerinin sonbaharında yeniden bir NBA finali bile görebilir, o finalde rol bile alabilir.
Ömer Aşık da Ersan'la benzer bir durumdaydı, yaz döneminde takasla kendini kurtardı. Her ne kadar NBA'in bundan önceki en önemli uzunu Howard'ın yanından ayrılıp artık o unvanı alan isim Anthony Davis'in yanına gelmiş olsa da, Houston'dakinin aksine Davis'le yan yana oynaması mümkün. İdeal bir senaryo değil ama eskiye oranla çok daha iyi oldu Ömer için. Kontratının son yılında yeniden ligin kalburüstü oyuncuları arasına girmek için bir fırsat buldu.
Enes Kanter ise üç yıldır adeta patinaj yapıyordu ama bu yaz oyununa üç sayı tehdidi de eklediğini göstererek biraz ileriye gittiği izlenimi verdi. İleri de gitmeli zaten. Ama onun asıl sorunu, bireysel yeteneklerden çok, takım oyunundan kopuk görüntüsüydü. Bakalım o alanda ilerleme kaydetti mi?
Kaynak: Al Jazeera | Kaan Kural