14 Yaşındaki Çocuğun İnsanları Kendi İçtikleri Suyu Yasaklamaya İkna Ettiği Akılalmaz Deney!
1997 yılında, bir ortaokul öğrencisi, yalnızca bilimsel terimleri kullanarak insanları tamamen masum bir maddeye karşı korkutmayı başardı. Üstelik sonuç o kadar etkileyiciydi ki sınıf arkadaşlarının büyük çoğunluğu bu 'tehlikeli' maddenin yasaklanması gerektiğine inandı. Ama bilmedikleri şey, bu maddeyi zaten her gün içtikleriydi! Peki, 14 yaşındaki bir çocuk insanları nasıl böyle kolayca kandırdı ve bu deney neyin kanıtıydı? Gelin bakalım...
Nathan Zohner, Idaho’daki Eagle Rock Ortaokulu’nda okuyan 14 yaşında bir öğrenciydi.
1997 yılında, bilim projesi için insanları bilimsel kelimeler ve teknik terimlerle manipüle edebilme üzerine bir deney yapmaya karar verdi. Bunun için herkesin bildiği suyu yani H2O’yu, bilimsel adıyla tanıttı: Dihidrojen Monoksit.
Ancak Zohner, bu terimi sadece basit bir şekilde açıklamakla kalmadı. Hazırladığı bilgi formunda DHMO’nun korkutucu yönlerine odaklanarak, insanları bu maddenin ne kadar tehlikeli olabileceğine ikna etmeye çalıştı.
Formda, DHMO’nun şu özellikleri vurgulanıyordu:
Rengi, kokusu ve tadı yoktur ama her yıl binlerce insanın ölümüne sebep olmaktadır, solunduğunda ölüme yol açabilir, ciltle uzun süreli teması doku hasarına neden olur, aşırı tüketimi vücutta tehlikeli dengesizlikler oluşturabilir, sanayi üretiminde ve hatta savaş teknolojilerinde kullanılmaktadır.
Bütün bu ifadeler tamamen doğruydu! Ancak eksik olan nokta, DHMO’nun aslında su olduğuydu...
Zohner, sınıf arkadaşlarına DHMO’nun bu kadar tehlikeli olup olmadığını düşündüklerini ve yasaklanması gerekip gerekmediğini sordu.
Sonuçlar ise şaşırtıcıydı. 50 kişilik sınıftan 43’ü yani %86’sı, DHMO’nun yasaklanması gerektiğini söyledi! Öğrenciler, bilimsel terimlerle süslenmiş bilgileri sorgulamadan kabul etmiş ve aslında her gün içtikleri suyun tehlikeli olduğuna inanmıştı. Bu durum, insan beyninin nasıl çalıştığını ve bilgiyi nasıl değerlendirdiğini sorgulatan bir deney haline geldi.
Zohner; projeyi tamamladıktan sonra yaptığı açıklamada, amacının insanların nasıl kolay kandırılabileceğini göstermek olduğunu ve sonuçların kendisini bile şaşırttığını söyledi.
Bu olay sadece bir ortaokul deneyinden ibaret kalmadı.
Yıllar içinde dihidrojen monoksit paniği tekrar tekrar gündeme geldi ve farklı kesimlerde benzer sonuçlar doğurdu. 2007 yılında, Yeni Zelanda Milletvekili Jacqui Dean, suyun yasaklanması gerektiğini söyleyen bir dilekçeyi imzaladı. Bilimsel jargonla süslenmiş ifadeler karşısında o da çoğu insan gibi durumu sorgulamadan kabul etmişti.
2011 yılında ise Florida’da iki radyo sunucusu, dinleyicilere musluklardan DHMO aktığını ve herkesin su tüketimini durdurması gerektiğini söyledi. İnsanlar, suyun içindeki 'tehlikeli madde' konusunda panik yaptı ve belediyeye yüzlerce şikayet telefonu yağdı. Sonunda gerçek ortaya çıkınca sunucular geçici olarak görevden uzaklaştırıldı.
Deney; bilginin nasıl sunulduğunun, insanların onu nasıl algıladığı üzerinde büyük bir etkisi olduğunu kanıtladı.
Bilimsel kelimeler, karmaşık terimler ve teknik ifadeler, pek çok insan için sorgulanmaz ve güvenilir görünür. Bugün; sosyal medyada, haberlerde ve çeşitli platformlarda yanlış bilgiler hızla yayılıyor. Bazı içerikler, basit gerçekleri yanıltıcı terimlerle süsleyerek insanları korkutuyor veya yanlış yönlendiriyor.
Bu yüzden her duyduğumuz bilgiyi mantıklı olup olmadığını sorgulayarak değerlendirmek, bilinçli bir birey olmanın en önemli adımı...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İlginizi çekebilir:
Şiddet İçerikli Oyunlar Gerçekten Bizi Daha mı Agresif Yapıyor?
Almanya'da İstenmeyen Bebeklerin Bırakıldığı Küçük Bölmeler: Babyklappe
Kumbaraların Genelde Domuz Şeklinde Tasarlanmasının Şaşırtacak Nedeni
Yorum Yazın
günümüzü özetleyen harika bir içerik, teşekkürler pınar hanım..
bu olay bi nesil atlayınca öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırılır...dinler gibi korkudan oluşan bir çok şey gibi