17 Yaşında Anne Olan Hande Yener'in Travmatik Doğum Hikayesi Kalbinizi Acıtacak!
Şimdi büyük bir star olan Hande Yener, zamanında oldukça taşlı ve engebeli yollardan geçerek bugünlere geldi. Yıllar önce, şimdi ve bundan yıllar sonra dillere pelesenk olacak şarkılara imza atan kıymetli şarkıcının 17 yaşında yaptığı evlilik ve aynı sene doğan kıymetli oğlu Çağın'la annelik anıları hep sisli bir gizem olarak kaldı.
Şimdilerde oğluyla abla kardeş gibi gözüken ve şahane de bir bağa sahip olan Hande Yener, Özlem Gürses'in 'Bana Baştan Anlat' programına konuk oldu ve doğum anını da ilk kez paylaştı.
Biz de kısaca Hande Yener'in geçmişine dönüp hikayesini anlatalım, sonra da oğluyla tanıştığı ilk günü beraber dinleyelim dedik! Hazırsanız başlıyoruz.
Yıllardır en güçlü seslerin başında gelen, hem şarkıları hem sahne performansları hem de polemikleriyle çok konuştuğumuz Hande Yener, hayatla çok erken tanışan isimlerden.
Şimdilerde kadın ve hayvan hakları için sesini durmaksızın çıkaran ve gün geçtikçe de kendine daha çok hayran bırakan Hande Yener'in şan ve şöhrete kavuşmadan önce geçtiği çok taşlı ve engebeli yollar var aslında.
Henüz gencecik bir kızken şarkıcı olmayı kafaya koyan Hande Yener, anne ve babasından ret yiyince hayalleri başına yıkılıyor.
Ünlü olamayacağına, tek tutkusu olan şarkıcılığı yapamayacağına kanaat getiren Yener, 1990 yılında henüz yalnızca 17 yaşındayken evlenmeye karar veriyor.
Herhangi bir zorlamayla değil, kendi isteğiyle evlendiği gümrük komisyoncusu Uğur Kulaçoğlu ile sadece 4 yıl evli kalıyorlar ve bu ilk evlilik hep bir gizem olarak kalıyor. Evlilikten geriye kalan şey ise evlendiği gibi hamile kaldığı ve aynı sene, çocuk yaşta kavuştuğu oğlu Çağın Kulaçoğlu.
Bizimle tanışma hikayesi de hemen akabinde başlıyor zaten. Belki bilen vardır, Hande Yener boşandıktan sonra, yalnızca para kazanmak amacıyla değil bir ümit belki elinden tutar olur mu diye ünlülerin sık sık ziyaret ettiği moda evinde çalışmaya başlıyor.
Nilüfer, Sertab Erener ve Şehrazat'la tanışmayı başaran Hande Yener, Sezen Aksu'ya ulaşmak istediğini kendilerine iletiyor. Fakat herhangi bir sonuç alamıyor yani anlayacağınız bu isimler kılını dahi kıpırdatmıyor Hande Yener için...
Fakat bir gün o ulaşmak istediği eli Hülya Avşar uzatıyor kendisine. Hülya Avşar'ın çalıştığı moda evine geldiğini duyunca ilk önce "Bu kadar insan yardımcı olmadı Hülya Avşar zaten yeni şarkıcı olmuş o zamanlar. Nereden yardımcı olacak? Ayrıca kesin ukaladır şu an çekemem o tavrı" diye aklından geçirse de içindeki asi ruhu yine bastıramıyor Yener. Hülya Avşar'ın yanına gidip aynı ricada bulunuyor: "Sezen Aksu'ya ulaşmak istiyorum" diyor ve "Yalnızlık Senfonisi"ni söylüyor.
Hande Yener'in sesinden etkilenen Hülya Avşar, "Merak etme ben halledeceğim" diyor ve yüklü bir alışveriş yapıp çıkıyor moda evinden. Sonrası malumunuz...
Hülya Avşar sayesinde Sezen Aksu'ya ulaşan Hande Yener'in star olma hikayesi başlıyor. Önce Sezen Aksu'nun asistanı olarak işe giriyor, sonra vokalisti olarak sahnede yer almaya başlıyor.
Sonrası çorap söküğü... Hayatı boyunca istediğini bilen ve istediğini de yapan bir kadın olan Hande Yener, seneler önce de, şimdi de, bundan yıllar sonra da dillere pelesen olacak şarkılara imza atıyor ve koca bir "kraliçe kariyeri" yaratıyor kendine.
Fakat az önce bahsettiğimiz üzere, Hande Yener'in hayatında sisli bir dönem olarak kalan o 17-21 yaş döneminden basına yansıyan hemen hemen hiçbir şey yok bugüne kadar. Daha doğrusu yoktu... Ne bir poz, ne bir "ünlü hikayesi"!
Ta ki geçtiğimiz güne kadar! 10 Kasım'da Özlem Gürses'in "Bana Baştan Anlat" programına konuk olan Hande Yener, ilk kez doğum yaptığı günü ve o gün yaşadığı korkuyu paylaştı. O günleri gülerek cümlelere döktü tabii ama içindeki burukluk yüzünden anlaşılıyordu.
Hande Yener, ilk defa bu kadar detay verdiği doğum hikayesini şöyle anlattı;
'Ben daha çok küçüğüm, 17 yaşındayım. Annem yanımda. O zamanlarda tabii çok key korkuları vardı böyle, hastanede doğurduğunuz zaman bebek çalınması, bebek kaybolması... 17 yaşındayım doğurmaya çalışıyorum orada canhıraş. Yalvarıyorum, diyorum ki sezaryene alın. Bana diyorlar ki demir parmaklıklı bir oda var, hayır burada normal doğum sancısı çekip normal doğuracaksın. Çünkü senin hani normal doğum yapman gerekiyor, 17 yaşındasın daha. Çok büyük travma! Şimdi ben o kadar küçüğüm ki karnımda küçük, orada doğuma çok daha hazır kadınlar vardı. Benimle ilgilenmiyorlar bile, kimse yüzüme bakmıyor, ben de diyorum ki 'Ben doğuracağım. Hissediyorum, geliyor' çığlık çığlığa. 'Masaya yatırın beni çünkü çocuk düşecek, beyin kanaması geçirecek, korkuyorum' diyorum, 'Öyle kolay olmaz' diyor bana. Sen ayakta doğurmaktan korkma derken ben orada bir çığlık, kıyamet. Doğurmaya başladım! Beni yatırdılar, hepsinden önce ben doğurdum.'
Yorum Yazın
Kadınlar kendileri olarak var olabilmek için hep mücadele etmek zorunda.
Özlem Zengin, 5 Kardeşin Öldüğü Faciada CHP Kadın Kolları'nı Suçladı: 'Bütün Eksiği Bize Yükleyemezsiniz' İzmir Selçuk'ta 5 küçük kardeşin hayatını kaybettiğ... Devamını Gör
söz konusu hayvanlar olduğunda en önde yürüyen insan gibi insan kendisi. yaşadığı zorluklar insanlığından bir şey götürmemiş