24 Kez İntihar Eden Ümit Yaşar'ı Yaşarken Ölüme Mahkum Eden Oğlu Vedat'ın Akıllara Durgunluk Veren İntiharı
Bir babayı yıkabilecek en büyük darbe evladından gelendir.
Bu içerikte Metaneden ve Türk Nostalji kaynak olarak kullanılmıştır.
Ümit Yaşar Oğuzcan edebiyatımız için büyük öneme sahip bir şairdi.

Çocuk yıllarından itibaren tüm kazalar onu buldu, çeşitli rahatsızlık ve hastalıklar hiç peşini bırakmadı. Kızamık çıkardığı sırada ateşlendiği için kekeme kaldı. Tüm bunlar ruhunda derin yaralar açtı. Ailesi özellikle de babası, depresif hallerinin geçmesi için sürekli çabaladı.
Bu başına gelenler onu içine dönük, yalnız kalmayı seven birisi haline getirdi. Sürekli intiharı tezahür ede birisi oldu. Özellikle şiir yazarken dünyayla bağı tamamen kopuyordu. Her şeye rağmen şiir okurken kekelemeyen bambaşka bir insan oluyordu.
"Beni hayallerimin bittiği yere asın." diyen bir adamın ne kadar hayata bağlı olabileceğini siz düşünün artık...

Birçok şiir kaleme alan şair sevmeyi, sevilmeyi ve aşkı önemseyerek yaşasa da aşık olamadan, görücü usulüyle evlendi. Babası Lütfü Oğuzcan’ın amacı onu zorla evlendirmek değildi. Evliliğin iyi geleceğini düşünse de Ümit Yaşar için geçim sıkıntıları da evlilikle beraber geldi.
Şair Lütfü Oğuzcan'ın, oğlunun halini gördükçe çektiği acıları yaşamadan anlamak mümkün değil ama yazdığı dizelerde yardım çığlıklarını duyumsar gibi oluyoruz...

'Bak dünya ne güzel, bu sitem niye,
Ettim ben adımı sana hediye.
Mutluyum ey oğul babanım diye,
Çarptırma hicvinle cezaya beni.'
Evlense de, baba da olsa ruhsal çöküntüsü sürekli artış gösterdi ve intihar isteği giderek arttı.

Kurulan yuvanın en büyük sorunu, Ümit Yaşar'ın başarısız intiharlarıydı. Ölüme bu kadar odaklanan bir babadan, ilgi ve takdir bekleyen Vedat hiçbir zaman umduğunu bulamadı. Babası çoğu zaman onu fark edemeyecek kadar kendi duygularına gömülü halde yaşıyordu.
Ümit Yaşar, çevresine yaşattıklarını idrak edemeyecek kadar kendi kabuğunda yaşamaya devam etti. Ama her insan gibi bir gün gerçekliği fark etmesi kaçınılmazdı. Oğlu Vedat küçük yaştan itibaren babasının bu gelgitli, iniş çıkışlı ruh halinden nasibini alarak büyüdü.
Taaa ki babası gibi depresif olan ama babasının aksine ölmeyi becerebilecek kadar gözü kara genç bir delikanlı olana kadar...

Ümit Yaşar, mükemmel bir baba olmasa da büyük bir etkisi vardı oğlunun üzerinde. Vedat hep babasını örnek aldı. Şiirler yazmaya çalıştı olduramadı, geriye babasının da yaptığı ve ondan daha iyi yapacağına emin olduğu tek şey kalıyordu, ölüm.
Bu atmosferde daha fazla yaşamak istemeyen Vedat, giderken de babasına bir ders vermek istemiş olacak ki çok manidar bir not yazdı.

Vedat Oğuzcan 17 yalında olduğu sıralarda Galata Kulesi'ne çıkarak kendini ölümün kollarına bıraktı. Ümit Yaşar'ın başarısız 24 intihar girişimine karşın oğlu ilk denemede ölmeyi başardı. Bu ölümü en çarpıcı kılansa öldüğünde elinde olduğu iddia edilen nottu.
"Baba, öyle intihar edilmez, böyle edilir." notu, Vedat'ın ölümünden sonra Ümit Yaşar'a gerçek bir acıyı sonunda vermiş oldu.

Ümit Yaşar, 24 kez intihar etmeyi denediğini asla kabul etmedi, ona göre sadece 3 kez bu yola girmiş ama bir şekilde başarılı olmamıştı. Hatta 4. kez intihar etmeyi artık evli ve çocuklu olmasından istemediğini iddia etti.
Acıdan beslenen bir şair olarak bu acıyı da sarıp sarmaladı ve oğlunun ölümü için Galata Kulesi adlı şiirini kaleme aldı.

6 Haziran 1973
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam benim oğlumdu...
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
İçi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü
Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
“Açarken ufkunda güller alevden”
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesi’nde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusu buydu
Bir adam düştü
Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
Küçüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
“Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi’nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
“Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat”...
Ömür boyu acıyla sırdaş yaşamış bir adamı, hayat bir baba olarak onu en hassas yerinden vurdu...

Çilesi bitmek bilmeyen, hassas bir ruhtu Ümit Yaşar.
Allah kimseyi evladıyla sınamasın...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Katil bence, cinayet sadece fiziki hasar vererek işlenmez, psikolojik olarak tetiklemiş.
bn cocuga üzüldüm. adam kendi kendne acı cekmeye calışan bi kimse. 24 kere intihar etse ölürdü belli ki ölmek istememiş bak bukdar basit cıkıp kendini atıos... Devamını Gör
Aynen, yüzde yüz katılıyorum. Böyle acıyla beslenen insanlar var. Benim ailemde de var, hani kötü bir şey olsa da üzülsem modundalar sürekli. Olmazsa kendile... Devamını Gör
senin gibi şairin ben taaa a... k.. adını neden hiç duymadım derken bu hikayeyi bitirdim adın batsın yavsak.