AB, Yunanistan’ın Son Reform Paketini Reddetti

Yunanistan'ın Syriza hükümeti ve Avrupa Birliği (AB) arasında 5 aydır devam eden kurtarma paketi müzakereleri bir kez daha çıkmaza girdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile AB’nin finanse ettiği ve Haziran ayı sonunda süresi dolacak olan kurtarma paketinin 7,2 milyar euroluk son diliminin Atina’ya verilmesi için öncelikle Syriza hükümetinden ‘kabul edilebilir’ bir kemer sıkma programı talep ediliyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in sözcüsü, Atina’nın sunduğu son bütçe planının tatmin edici olmadığını belirterek yeni kaynak konusunda ilerleme beklentilerini azalttı.

Juncker ve Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras, geçen hafta görüşmüş, o görüşmenin ardından Tsipras AB’yi sert bir dille eleştirerek talep edilen kemer sıkma önlemlerinin kabul edilemez olduğunu belirtmişti.

Juncker’in sözcüsü ise bugünkü açıklamasında topun Yunanistan’ın sahasında olduğunu ifade etti.

Sıkışık borç ödeme takvimi

Yunanistan IMF’ye olan ve Haziran ayı içerisinde geri ödenmesi gereken borcun tümünün ay sonunda ödeneceğini açıklamıştı.

Yetkililer Haziran sonuna kadar tarafların uzlaşabileceği ve yardım paketinin son diliminin de serbest bırakılabileceğini düşünüyordu. Ancak gelen son haberler tarafların arasındaki farklılıkların hala giderilemediğine işaret ediyor.

Eğer Yunanistan ay sonundaki borç geri ödemelerine kadar yardım paketini alamazsa iflas konumuna düşme ve eurodan çıkma riskiyle karşı karşıya.

Bu hafta yapılan görüşmeler ışığında gelecek hafta düzenlenmesi planlanan AB – Latin Amerika liderleri zirvesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Yunan mevkidaşıyla bir araya gelebileceği yönünde beklentiler oluşmuştu. Görüşmeye Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın da dahil olabileceği beklentisi vardı. Ancak Fransız haber ajansı AFP’ye bilgi veren diplomatik kaynaklar, “Henüz hiçbir şey teyit edilmiş değil” dedi.

AB kaynakları, Komisyon Başkanı Juncker’ın liderler zirvesine de sıcak bakmadığını belirtiyor. AFP’ye bilgi veren bir AB yetkilisi, “Juncker görüşmenin zaman kaybı olacağını, liderlerin Latin Amerikalı liderlerle görüşerek vakitlerini daha iyi değerlendirebileceğini” ifade ediyor. 

BBCTürkçe