Aç Karna Asla İzlememeniz Gereken En Başarılı 11 Sinema Filmi

'Yemeği filmden sonra yeriz' diyorsanız bu filmlerden uzak durun! Karın gurultusundan replikleri kaçırtan, iştah açıcı sahnelere sahip olan bu filmler, yutkunmanıza neden olacak. İmrendiren lezzetlerle dolu bu filmleri izlerken telefona yapışıp sipariş vermek isteyebilirsiniz, uyarmadı demeyin. İşte aç karnına izlenmemesi gereken 11 başarılı film...Ünlü iki kadın oyuncunun başrolünde yer aldığı Julie&Julia en başarılı yemek filmlerinin başında yer alıyor. Nasıl yer almasın ki? Filmde yüzlerce tariften bahsedilip iştah açan yemekler pişiriliyor. Ağzınızın suyunu akıtmayı başardıysak filmin konusundan kısaca bahsedebiliriz: Blog yazarı Julie Powell (Amy Adams) ünlü şef Julia Child'ın (Meryl Streep) 542 tarifini 365 günde pişirmeye karar verir. Unutmadan filmin gerçek bir öykü olduğunu da hemen belirtelim.Başarılı bir kitap uyarlaması olan bu filmi seyrederken kendinizi gastro-tura çıkmış gibi hissedebilirsiniz. Önce İtalya'da makarna ve pizzanın tadına baktıktan sonra Roma dondurması yiyebilirsiniz. Hindistan'a uzanıp baharatlı lezzetlerin damağınızda dans etmesini sağladıktan sonra bir anda Bali'de taze meyvelere kavuşabilirsiniz. Elbette tüm bunları yapabilmek için filmin baş karakteri Liz Gilbert (Julia Roberts) ile yer değiştirmeniz gerekiyor. Bir kendini arayış öyküsü olan filmin sonunda Liz Gilbert'ın 'Ye, Dua Et, Sev' mottosunun yemek yeme kısmına çok fazla takılmamanızı öneriyoruz.Bir restoran mutfağında geçen romantik bir filme hazır mısınız? Elbette domates sosunun makarnaya duyduğu aşktan bahsetmiyoruz. Ünlü bir Manhattan restoranının baş aşçısı olan Kate Armstrong (Catherine Zeta-Jones) ile yeni şef yardımcısı Nick Palmer (Aaron Eckhart) arasında yaşanan aşka hazır olun. Samimi sahneleri ve görselliği cezbeden yemeklerin arasında bu filmi başınız dönmeden izlemeniz zor.Hikayesi, oyunculukları ve başarılı senaryosu ile eleştirmenlerden geçer not alan Chef, oldukça sıcak ve samimi bir film. Ünlü bir restoran şefi olan Carl Casper (Jon Favreau), işinden kovulduktan sonra bir yemek kamyonu satın alır. Yaratıcılığını özgür kılacak lezzetlerin peşinde oğlu ile birlikte yollara düşen Carl, aynı zamanda aile ilişkilerini de düzene koymaya çalışır. Demedi demeyin; pişirilip servis edilen tariflerin bir çoğu sizde mutfağa girme arzusu uyandıracak.Adam Sandler'ın alışılagelmiş komedi tarzını biraz daha ciddi bir seviyeye taşımaya çalıştığı Spanglish, hassas konulara değinen eğlenceli bir film. Meksikalı göçmen anne Flor Moreno (Paz Vega), tipik bir Amerikalı olan John Clasky (Adam Sandler) ve ailesinin yanında işe başlar. Restoran sahibi olan John ve Flor arasında geçen yemek sahnesi hem acıkmanıza hem de duygulanmanıza neden olacak.Çikolatayı ana öğün olarak bile yiyebilirim, diyorsanız bu film size eziyet edebilir. Filmi izlemeden önce, marketten kucak dolusu alışveriş yaparak çikolata krizine girmenizi engelleyebilirsiniz. Gözlerden uzak sakin bir Fransız kasabasına yerleşen Vianne Rocher (Juliette Binoche), kasabada küçük bir çikolata dükkanı açar. Oyuncu kadrosunda Judi Dench ve Carrie-Anne Moss gibi yetenekli kadın oyuncuları bir araya getiren filmin bir diğer başrol oyunucu ise ünlü aktör Johnny Depp.A'dan Z'ye lezzetler eşliğinde uzayan sohbetlerin ev sahibi yemek sofraları, kültürümüzün en önemli parçalarından biri. Cebimdeki Yabancı filmi de bizi böyle bir sofraya davet ediyor. Yedi yakın arkadaşı buluşturan akşam yemeğinde neler yok ki? Perde pilavından kavun dolmasına, soslu mezelerden et yemeklerine uzanan menüsü ile tam bir şölen. Tok seyredildiğinde bile acıktıran bu filmi asla ama asla aç karnına izlemeyin! Film akşam yemeğinde bir oyun oynamaya başlayan yedi arkadaşın birkaç saatini anlatıyor. Cep telefonlarına gelen her aramayı, her mesajı paylaşmaya karar veren arkadaşlar gecenin sonunda oldukça şaşırır. Yönetmenliğini Serra Yılmaz'ın yaptığı filmin başrollerinde Belçim Bilgin, Buğra Gülsoy ve Çağlar Çorumlu gibi tanıdık isimler var.The Hundred-Foot Journey, Hollywood'un ağır toplarından Helen Mirren'ın en keyifli filmlerinden biri. Fransa'da geçen restoran savaşlarını anlatan film, servis edilen yemekleri ile size bolca seçenek sunacak. İki ayrı mutfağın amansız lezzet savaşı sırasında hem eğlenip hem de 'Ne yesem?' diye düşünmekten kendinizi alamayacaksınız. Filmin konusuna gelecek olursak; Michelin yıldızlı bir restoran sahibi olan Madam Mallory (Helen Mirren), tam karşısına açılan Hint restoranı ile amansız bir rekabete girer.Hangover film serisinin yakışıklısı Bradley Cooper, bu filmde hem kalbinize hem de midenize hitap edecek. Film, bir restoran mutfağının ne kadar hızlı ve ne kadar stresli olabileceğini gösterse de aklınız sık sık midenizde olacak. Bardley Cooper, filmde kariyerinde yeni bir çıkış arayarak üçüncü Michelin yıldızını kazanmaya çalışan şef Adam Jones'u canlandırıyor.Baharatlı yemekleri seviyor ve Hint mutfağının lezzetlerine bayılıyorsanız bu filmi seveceğinizden eminiz. Zira filmin baş karakteri Samir (Aasif Mandvi) sizi New York'un lüks restoranlarından birinden çıkarıp ailesinin lokantasına götürecek. Samir'in klasik bir Hint restoranı olan Tandoori Palace'da kendi yemek kültürünü keşfedişini büyük bir iştahla izleyeceğiniz için filmden önce mutlaka körili bir yemek yemenizi tavsiye ederiz!Bu başarılı dramda komedi filmlerinden aşina olduğumuz Eddie Murphy, aşçı Joseph Church karakterini canlandırıyor. Bekar bir anne ve kızı için kişisel aşçıdan çok daha fazlası haline gelen Joseph Church'ün (Eddie Murphy) hikayesi, yazar Suzan McMartin'in kısa öyküsünden uyarlanmış. Dostluk ve aile kavramlarına yoğunlaşan film, aynı zamanda önlüğü takıp mutfağa girme arzusu da yaratıyor.