Aşk hormonları, görevleri ve evreleri nelerdir?

Aşk hormonları, görevleri ve evreleri nelerdir?

Aşk insanın hayatta en az bir kere yaşadığı bir duygudur. Aşık olmadım diyen kişi büyük ihtimal yalan söylüyordur.

İlk aşklarımız lise yıllarında olurken genelde yaş ilerledikçe artık karşı cinse o kadar bağlanmamaya başlarız. Aşık olmak daha zordur. Bazılarımız haklı nedenlerden dolayı bilinçli olarak da istemezler, ama aşk mantıkla karar verilecek bir şey olsaydı keşke.

Neden mantık ile karar veremediğimizi ya da kalbimizi olur olmaz kişilere kaptırdığımızı anlamamız oldukça güç olsa da bilim insanları aşk üzerindeki araştırmalarda belirli hormonların belirli evrelerde salgılarının arttığını keşfetmişler.Bu hormonların aşktan sorumlu oldukları kanısına varabiliriz.

İşte bu üç evre:

1. Evre: Büyüleyici etki evresi, amfetamin etkisi:

Bu evrede kötü madde bağımlısı olan kişilerin kullandığı amfetamin kimyasalının etkileri görülür. Biriyle ilk tanıştığınız anlarda ona güçlü bir çekim hissederseniz feniletilamin, norapinefrin ve dopamin hormonlarında artış olur.

Bu üç hormonu kısaca açıklamak gerekirse:

• Feniletilamin: Vücuttaki kanın farklı bölgelere çekilmesinde rol alır. Karın bölgesinde kan çekilirken karında kramp tarzı duygular hissederken, karından çekilen kan hassas noktalara, yüze, dudaklara, beyne giderken dikkat duygusunu arttırırken, çevreye olan duyarlılığınız artar, göz bebekleriniz büyür. Bu dikkat artışı sizin anı yaşamanıza ve kafanızdaki düşüncelerden uzaklaşıp sırıtmanıza, her şeyin çok güzelmiş gibi görünmesine neden olur.

• Norapinefrin: Genelde tehlike anlarında kaç ya da savaş duygusunu hissettiren bu hormon, kalp atış hızınızı arttırır.

• Dopamin: Dikkatten sorumlu bir hormondur ve aşık olunan kişiye karşı dikkat toplarız. Çevremizde ve bizim kendimizde olanlara karşı dikkatsizleşirken aşık olunan kişinin hareketleri, yüz ifadesi ve ne söylediğine dikkat kesiliriz. Dopamin karşımızdaki kişinin ilgisini ödül olarak görmemizi sağlar bu yüzden konuşkan, hiperaktif bir yapıya girerek onun ilgisini çekmeye çalışırız.

2. Evre: Endorfin evresi, duygusal bağ kurma:

Aşık olan kişilerde 1. evre birkaç ay içinde tamamlanır ve o evreden sorumlu hormonların salgısı azalır. 1. evre heyecan verici çalkantılı bir evre iken bu evre sevginin oluştuğu ve ilişkinin bir seyre oturduğu evredir.

Endorfin hormonu aslında bağışıklık sisteminde ağrı kesici rolündedir. Vücudun çeşitli yerlerinde salgılanan bu hormon, savaşlarda askerlere uygulanan ve ayrıca kötü madde bağımlılarının da kullandığı şiddetli ve tehlikeli bir madde olan morfin ile akraba olan bir kimyasaldır. Endorfin hormonu ayrıca spor yapan kişilerde, ekstrem spor yapan kişilerde kas ağrılarını azaltmak için doğal olarak salgılanır. Bazı insanların ekstrem sporlara ve vücut geliştirmeye bağımlı olmalarının sebebi budur. Morfin gibi endorfin de bağımlılık yapıcıdır.

Endorfin aşk söz konusu olunca da bolca salgılanır. Aşktaki görevi ise insanın kendisini iyi hissetmesini, dertlerinin gözüne büyük gelmemesini sağlar. Bilimsel deneylerde insanlara sevgililerinin resimleri gösterildiğinde kandaki endorfin miktarının belirgin derecede arttığı gözlemlenmiştir. Aşkta bağlanmamızın sebebi belki de bu endorfin hormonu olabilir. Kişiye değil, onun bizde yarattığı rahatlama duygusuna bağlanırız ve bu duyguyu onunla özdeşleştiririz.

3. Evre: Oksitosin evresi:

Oksitosin: Oksitosin hormonu mutluluk hormonu olan serotonin hormonu ile benzer etki gösterir. Bizi mutlu eder. Ayrıca sarılma hormonu da denir. Sadece sevgilimizle değil, tüm herkesle sarıldığımızda da salgılanır ancak aşkta salgılanması oldukça fazladır.

Bu hormon fiziksel olan her şeyden sorumludur. Sarılmak, öpüşmek, cinsel ilişki gibi anlarda bolca salgılanır ve kendimizi dünyadan kopmuşçasına mutlu hissederiz. Aşka huzur getiren hormon budur. Çoğu aşk bu evreye gelmeden biter.

Herhangi bir evreye girmeyen ama aşk ile ilgili diğer hormonlar:

• Testosteron: Dopamin salınımını tetiklerken erkekte cinsel istek uyandırırken kadında da libidoya etkilidir. Düşük testosteron hormonu salgılayan kadınlar genelde daha depresiflerdir.

• Östrojen: Kadınsılık duyguları ve kadında cinsel isteği arttırır. Ayrıca oksitosin salgılanmasında rol oynar. Aşk dışındaki başka bir önemli etkeni var söylemeden edemeyeceğim, kadınlarda kalp krizi riskini oldukça azaltır.

• Vazopressin: Oksitosinin erkeklerde olan karşılığıdır diyebiliriz. Bağlılık ve huzurdan sorumlu hormondur.