Avukatlık Filmi/Dizisi İzlemeden Önce Bilmeniz Gerekenler
Sayın hakim savcı yorum yapıyor...
Avukatlarla ilgili film ve diziler çok izleniyor olmalı ki her yıl karşımıza türlü türlü diziler filmler, çıkıyor. Bu kadar çok avukatlık dizisi/filmi izleyince haliyle birçok şey bizim için spoiler haline geldi. İşte birkaçını sizler için derledik.
Küçümsenen yeni yetme avukat davayı mutlaka kazanır
Vali olmak isteyen bölge savcısının mutlaka bir yamuğu vardır
Eğer bir avukatlık filmi/dizisi izliyorsanız ve
orada başarılı, gözü yükseklerde, bir sonraki seçimde vali adayı olacak olan
bir bölge savcısı varsa, o savcının geçmişinde mutlaka bir yamuğu vardır ve siz
bunu filmin/dizinin sonunda görür, onun yıkılan hayallerine tanıklık
edebilirsiniz.
Son anda mutlaka önemli bir tanık ifade vermekten vazgeçer
Bir avukatlık filmi/dizisi yoktur ki çok önemli
tanıklarından birisi son anda ifade vermekten vazgeçmesin. Genellikle filmin
ortalarında vuku bulan bu hadise size “aha gitti dava!” dedirtmek içindir.
Bizden duymuş olmayın ama sonlara doğru sürpriz yapıp bir anda duruşma
salonunda beliriveriyor çoğu.
Kesinlikle hükümetin koruduğu tanık öldürülür
Eğer izlediğiniz yapımda dava için kilit öneme
sahip bir tanık, devlet tarafından koruma altına alınmışsa emin olunuz ki o zat
en kısa süre içinde yapılacak baskınla öldürülecektir. Hatta şunu da ekleyelim,
kendisini korumakla görevli polis tam da ağzında lokması varken silahını bile
çekemeden vurulur.
Tanık koruma programının işe yaradığı tek bir vaka yoktur
Amerikan hükümeti memnun mudur bilemeyiz ama filmlerde
gördüğümüz kadarıyla “tanık koruma programı” kesinlikle işe yaramayan bir
programdır. Ya emniyet teşkilatındaki kötü polisler eliyle ya da bizzat
programdaki kişinin kurallara uymaması sebebiyle program dahilindeki kişi
bulunur ve maalesef öldürülür. Yani tanık koruma programı = ölü tanık
En huysuz, uzlaşmaz polis davanın çözülmesinde en büyük yardımcı olacaktır
İzlediğiniz yapımda, sürekli ters davranan,
hiçbir şeyi önemsemeyen, adalete olan inancını yitirmiş, karısından ayrılmış,
çocuğunun doğum gününü unutan, maçına gidemeyen, lanet bir polis varsa bilin ki
davayı o çözecektir. Başka türlüsü mümkün değil, bu onun hayata dönüş bileti,
adalete olan inancının tazeleme vesilesi olacaktır.
Müvekkil mutlaka bir şeyler saklar
Müvekkil milleti güvenilmez olur. Siz de
göreceksiniz ki izlediğiniz yapımda avukatının 100 kere söylemesine, benden
hiçbir şey saklamaman çok önemli diye kıvranmasına rağmen, müvekkili “önemli
olduğunu düşünmemiştim” diyerek can alıcı bir bilgiyi saklayacaktır. Tabii ki
bu bilgiye ulaşan savcı neler edecek izleyip görün.
Filmin bir yerinde mutlaka "jürinin gözlerinin içine bak" denir
Amerikan adalet sisteminin bir gereği midir,
yerleşik bir uygulama mıdır yoksa bir içtihat mıdır bilemeyeceğiz ama bir
avukatlık dizisi/filmi yoktur ki avukata “jürinin gözlerinin içine bak!”
uyarısı yapılmasın. Bakarlar da ama işe yarıyor mu inanın biz de bilmiyoruz.
Avukatlar en az bir kere kürsüye çağrılır
Bir duruşmanın sürekli “objection”, “overruled”
çığlıkları arasında sürmesi beklenemez. Avukatlardan birisi mutlaka bir noktada
“objection” loop’una girecek ve sert görünüşlü ama babacan hakimimiz de onu
kürsüye çağıracaktır. Avukatın hakim kürsüsüne çağrılmadığı film/dizi biraz
eksiktir.
Tanıklardan biri kesinlikle ağlar
Tanıklık etmek için kürsüye çıkarılmış
tanıkların üstüne üstüne gidilmesi adettendir.” İtiraz ediyorum, kabul
edilmiştir” döngüsünün bile durduramadığı savcılar vardır. Tanığı dövecekmiş
gibi üstüne çullanır, jürinin yanında sesinin desibeli gittikçe artacak şekilde
sorularını art arda sıralar, soru sormayı unutup jüriyi etkileme telaşıyla
hakimin uyarılarını duymazdan gelir, bağırır bağırır bağırır…sonra az önce
bağıran başkasıymış gibi “başka sorum yok sayın hakim” diyerek usulca yerine
oturur. O oturur da bizim tanık çoktan iç çeke çeke ağlamaya başlamıştır bile.
Avukatın sanığın çocuğuna verdiği sözler mutlaka tutulur
Eğer izlediğiniz yapımda esas oğlanın savunduğu
kişinin çocukları varsa şundan emin olun ki avukatımız o çocuklara önlerinde
diz çökerek bir söz verecek ve davanın sonunda sözünü tutmuş olmanın gururuyla
babalarına/annelerine sarılmış olan çocuklara buğulu gözleriyle
gülümseyecektir. Bunun istisnası yok mudur? Yoktur.
Avukat filmin sonuna doğru tüm tanıkların ifadelerindeki önemli kısımları birleştirir
Hiçbir avukat yoktur ki olayları yavaş yavaş,
sindire sindire çözüp, olayları birbirine bağlasın. Neredeyse tüm filmlerde/dizilerde
avukatımız yaşanan bütün duruşmaları, verilen tüm ifadeleri, tanıklıkları,
savcının tehditlerini yani 45 günlük süreci 5 dakikada kafasından geçirecek ve
son duruşmada kapanış konuşmasıyla savcının ipini çekecektir. Rahat olun yani.
Hiç dava kaybetmemiş bir avukat varsa o davayı kaybeder
Filmde/dizide tanınmış bir aktörün canlandırdığı
“kurt”, “kompetan”,”üstat”, “cellat”, vb. lakaplarla anılan, 50-60 yaşlarında
daha önce hiç dava kaybetmemiş bir avukat varsa ve bizim eleman bu avukatla
mücadele edecekse, biranızı, cipsinizi alın rahatça kurulun koltuğa. Kurdun ilk
davasını kaybedişini keyifle izleyin.
Savcı tanıklardan biriyle kedinin fareyle oynaması gibi oynayacaktır
Şüphesiz ki avukatlık dizilerinin/filmlerinin en
can alıcı sahneleri duruşma sahneleridir. Açılış konuşması, kapanış konuşması,
çapraz sorgular, jüriyi etkileme çabaları derken karnaval gibi geçer bu
sahneler. İşte bu sahnelerin birinde savcı, esas oğlanın tanığıyla kedinin
fareyle oynaması gibi oynayacak, esas oğlanımızın “objection” çığlıkları
arasında fişini çekecektir.
Büyük bir şirkete tazminat davası açılmışsa mutlaka kazanılır
Bu tür yapımlar illaki katili, hırsızı, uğursuzu
konu almayacak. Hukukun başka dalları da var. İşte izlediğiniz yapım bunlardan
biriyse, mesela genç bir kızımız koskocaman bir holdinge dava açmışsa, dava
mahkemeye zorluklar içinde kabul ettirilmişse, kızımızın idealist avukatı
holdingin 100 kişilik avukat ordusuna karşı savaş veriyorsa üzülmeyin;
kızımızın milyon dolarları cebe indirmesi uzun sürmeyecektir.
Savcı mutlaka karşı tarafın haberdar olmadığı bir tanık çağırır
Gerçekten böyle midir yoksa Amerikan film
endüstrisi savcıları hiç mi sevmez bilmiyoruz ama bu savcıların
filmlerde/dizilerde yaptıkları terbiyesizliklerin sınırı yoktur. Bunların önde
gelenlerinden biriyse savcının “bizim de yeni haberimiz oldu” diyerek karşı
tarafa haber vermeden sürpriz tanık çağırmasıdır. Bizimkiler derhal itiraz
ederler ama üzgünüz hakimler bir daha olmasın diyerek bu tanıkları dinlerler.
Zalim bir değil ki?
Adalet sitemi mutlaka eleştirilir
Bir avukatlık dizisi/filmi yapıyorsanız asla
unutmamanız gereken bir şey varsa o da adalet sistemini eleştirmek, onunla
dalga geçmektir. Eğer adalet sisteminin çarpıklıklarından söz etmiyorsanız o
filmi/diziyi çöpe atın.
100 defa aranan evde 101'inci aramada daha önce görülmeyen bir şey görülür
Polislerin olay yerine ulaşır ulaşmaz ilk
yaptıkları iş sarı-siyah renkli “don’t cross” bandını çekmektir ki olay yeri
hakkıyla incelenebilsin. Ama ne hikmettir ki sıcağı sıcağına, onlarca polis
tarafından, itinayla araştırılan olay yerinde hiçbir şey bulunamazken,
defalarca gidip gelmelerin ardından takriben 100’üncü defa gidişte davayı
çözecek, davanın seyrini değiştirecek bir kanıta rastlanır. Sonrası çorap
söküğü…
Olay saatinde başka yerde olduğunu hemen kanıtlayan kişi kesin suçludur
İzlediğiniz avukatlık dizisinde/filminde suçluya
çabuk mu ulaşmak istiyorsunuz? Polis sorgularken “22 mayıs tarihinde, gece saat
8 ile 11 arası neredeydiniz?” sorusuna hiç düşünmeden cevap verip, üstüne üstlük
bunu kanıtlayabileceğini de söyleyen biri varsa tebrikler suçluyu buldunuz.
İdam mevzu bahis ise o son telefon asla gelmez
Ve son olarak “dead man walking” diye diye
bağıra çağıra adamları idama götürüyorlar ya, hani o idam alanının hemen
kenarında da direkt valiye bağlı bir telefon var, son dakikaya kadar vali arar
da idamı iptal eder mi diye bekliyorlar ya hani, hah işte beklemeyin valiler
genelde aramıyor.
Yorum Yazın