"AYM Başkanının İttifaka Alet Olması Garip"
"AYM Başkanının İttifaka Alet Olması Garip"
İçişleri Bakanı Ala, yerel seçimlerden önce AK Parti'ye karşı çeşitli ittifaklar kurulduğunu belirterek, 'Burada garip olan şey, AYM Başkanının da bu ittifaka alet olmasıdır' dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, yerel seçimlerden önce AK Parti'ye karşı çeşitli ittifaklar kurulduğunu belirterek, 'Ne oldu sonuç? Aynı ittifak orada derslerini aldılar. Bu kez seçim sonrasında muhalefet cephesinin seçim hezimetini örtbas etme çabası içine girdi. Bu hezimeti örtbas etme çabasında mahirler çünkü sürekli yeniliyorlar. Burada garip olan şey, Anayasa Mahkemesi Başkanının da bu ittifaka alet olmasıdır, içinde olmasıdır. Kendisi bakımından da son birkaç ay içindeki değişim çok enteresandır. Bu normal şartlar altında bir değişim, dönüşüm olarak izah edilemez' dedi.
Bakan Ala, Kanal 7 televizyonunda Başkent Kulisi Programında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın açıklamalarının sorulduğu Ala, çağdaş ülkelerde bir yüksek mahkeme başkanının böyle konularda konuşamayacağını, bunun bir az gelişmişlik göstergesi olduğunu söyledi.
Hükümet mensuplarının Mahkemenin 52. kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen törene misafir olarak katıldıklarını, geleneklere göre misafire en küçük bir saygısızlık yapılmaması gerektiğini söyleyen Bakan Ala, 'Bizim geleneklerimiz bakımından davet edilenler sizin misafirlerinizdir. Anadolu'da bir söz vardır, misafire gülden ağır laf edilmez, ağır söz söylenmez. O sizin kalitenizi gösterir; eğer söylüyorsanız, karşıdakilerin kalitesini değil' ifadelerini kullandı.
Kılıç'ın 'Bizler gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız' sözlerine de cevap veren Ala, şunları söyledi:
'Gömlek değiştirmekle itham ettiğiniz kişilerin karşısında, siz, gömleğin içindeki değişmiş. Bırakın gömleği, gömleğin içindeki tamamen değişmiş sizin zaviyenizde. Bunlar yanlış, Türkiye'ye yakışmayan şeyler. Gömleğin içindeki kişi değişmiş burada. Siyasi dildir bu. Kullanılacak bir söz değildir ama kullanan açısından söylüyorum. Kullanan açısından, itham ettiği söze bakın, kendisinin haline bakın. Kendisinin durumu tamamen bu. Gömleğin içindeki tamamen değişmiş.'
Sürecin cumhurbaşkanlığı seçimiyle irtibatlandırılmasını da değerlendiren Ala, 'Eğer böyle bir şey varsa, bu ikinci Çevik Bir vakasıdır. Başlamadan bitti ve kendisi bitirdi' dedi. 'Aday olmuştu' hatırlatması üzerine Bakan Ala, 'Tabii. O bir toplantıda, başı sonu bir toplantı oldu. Orada bitti kendi konuşmasıyla. Burada da Haşim Kılıç, kendini bitirdi, kendi konuşmasıyla. Yazık oldu. Bu zamana kadar da... İnsanların bulunduğu iklim vardı, onun yetiştiği bir iklim vardı. Oranın da bütün değerlerini berhava eden bir konuşma. Bu yakışık almadı' diye konuştu.
Bakan Ala, 'Muhalefet bir cumhurbaşkanı adayı arıyor. Gider muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olur' değerlendirmesi üzerine, yerel seçimden önce AK Parti'ye karşı bir ittifak cephesi kurulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Yani seçimde nasıl olur da, neler yaparız da AK Parti'yi 30'lara çekeriz. Onu da deklare ettiler. Ne oldu sonuç? Aynı ittifak orada derslerini aldılar. Bu kez seçim sonrasında muhalefet cephesinin seçim hezimetini örtbas etme çabası içine girdi. Bu hezimeti örtbas etme çabasında mahirler çünkü sürekli yeniliyorlar. Yenilgiyi nasıl örtbas edeceklerini de öğrenmiş durumdalar. Yenile yenile. Burada garip olan şey, Anayasa Mahkemesi Başkanının da bu ittifaka alet olmasıdır, içinde olmasıdır. Kendisi bakımından da son birkaç ay içindeki değişim çok enteresandır. Bu normal şartlar altında bir değişim, dönüşüm olarak izah edilemez.'
Ala, Başkan Haşim Kılıç'daki değişimin hayatın doğal akışıyla izah edilebilir bir değişim olmadığını söyledi.
'Kendilerini 90'lı yıllarda zannediyorlar'
'Eskiden yargı yılının açılışlarında bir Danıştay Başkanı salvolar yapardı, bir Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı. Bundan kurtulduk diyorduk. Tekrar bunu mu hatırladınız bu konuşma üzerine?' sorusu üzerine, Türkiye'de bundan kurtulanların bulunduğunu söyledi. AK Parti hükümetinin uyguladığı politikalarla geçmişi geride bıraktığını belirten Ala, 'Ama hala bundan kurtulamayan, kendisini 90'lı yıllarda zanneden, onun jargonuyla konuşan, oraya üye seçildiği günkü Türkiye'nin aynen devam ettiğini zanneden bir Anayasa Mahkemesi Başkanı bugün bunları söylüyor. Türkiye orada değil. Türkiye ilerlemiş ama Türkiye'nin ilerlediğini yeterince kavrayamayan, kurumlar ya da kişiler olabilir. Var zaten. Onların Türkiye'ye yaklaşımlarıyla karşı karşıyayız' diye konuştu.
'Anayasa Mahkemesi, Meclis kararlarını denetler. Yasaları gerektiğinde iptal eder. Meclis'in altında mı üstünde mi? Meclis mi Anayasa Mahkemesinin üstünde veya Meclis üzerinde başka tür bir yeni vesayet odağı haline mi dönüşüyor? Öyle bir şey de başladı. Siz de mutlaka takip etmişsinizdir' değerlendirmesi üzerine Ala, Türkiye'nin sistem sorunu, Anayasa sorunu bulunduğunu söyledi.
Mevcut Anayasa'nın askeri darbe döneminde yapıldığını ve Anayasal kurumlara gereğinden fazla yer verildiğini ve siyaseti zapturapt altında alan, halkı cendereye alabilecek mekanizmaları çalıştırabilecek, siyaseti kuşatan bir yapı olarak dizayn edildiğini söyledi.
Bu sistem sıkıntısını hep yaşadıklarını aktaran Ala, yeni, doğru dürüst bir anayasa yapılıncaya kadar bu sıkıntının yaşanacağını bildirdi. Ala, 'Bizde garip olan şey şu; askeri darbe Anayasasında böyle yazabilir. Ama bunu milletin değerleriyle yoğrulmuş, demokratik bir zihniyette büyümüş insanların aşırı derecede içselleştirip bu argümanları millet iradesine karşı kullanıyor olması çok manidardır, çok yanlıştır, izah edilebilir bir durum değildir. Siz halk iradesine ket vurmaya çalışan, bu kadar onu kuşatmaya çalışan bir metnin yılmaz savunucusu olmak durumunda mısınız?' diye konuştu.
Türkiye'nin bir seçim yaptığını ve artık ileriye baktığını, projeleri tartışmak istediğini, halkın, kimin yönetmesine dair kararını verdiğini, milli iradenin arkasında nasıl duruyor (gösterdiğini) ve artık bu tartışmaların bittiğini aktaran Ala, şöyle devam etti:
'(Haşim Kılıç) Herhalde kendisine seçimden önce verilmiş rolün, oyunun bitmediğini zannediyor ve oyununa devam ediyor. Rolü oynamaya devam ediyor. Bundan başka türlü nasıl izah edeceksiniz. Olmamış gibi, aynen verilen rolü oynamaya devam ediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Halkın yüzde 90'ına varan katılımıyla bir seçim yapılmış ve bir parti yüzde 45,5 oy almış. Ertesi gün milletin arzuları istikametinde iş yapmaya soyunmuş ve siz arkasından çekiştiriyorsunuz, engel olmaya çalışıyorsunuz. Bu olacak şey değil.'
'Birileri cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru yeni bir gerilim alanı mı açmaya çalışıyor? Tekrar 30 Mart öncesi gördüğümüz tablonun bir benzeri mi yaşanacak? İçinden geçtiğimiz süreçte nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine Efkan Ala, geçmişteki gibi halktan oy alıp kendi müttefikleriyle, statükoyla iş birliği yaparak milletin aleyhine iş yapan bir parti olmadığı için AK Parti'ye karşı türlü ittifaklar yapıldığını belirtti.
AK Parti'nin halka verdiği sözleri icra eden bir hareket olarak yoluna devam ettiğini bildiren Ala, 'Onun için de halk tuttu. Halk meseleyi çok iyi anladı ve bırakmıyor' dedi. Bakan Ala, AK Parti'nin statüko ve müttefiklerinin tüm taarruzlarına karşı durarak, onlarla mücadele ederek, halkın ihtiyaçlarına cevap verdiğini ve değerlerinin savunucusu olduğunu bildirdi.
'Türkiye artık halkla birlikte kararını verdi'
AK Parti'nin şimdi de 2023 hedeflerini ortaya koyduğunu, halkın da arkasında bulunduğunu belirten Ala, 'Bu işleri devam ettirmeye çalışanlar var. Hiçbir şey olmaz. Türkiye artık halkla birlikte kararını verdi. Sadece bu eski alışkanlıklardan kurtulamayıp, eski sonuçları alacağını zannedenler derslerini alıp kenara çekilecekler. Olacak şey bu' dedi.
Ala, 27 Nisan'da da hükümetin şapkasını alıp gidenlerden olmadığını gösterdiğini, halkın da kendilerinin arkasında durduğunu belirterek, 'Şapkasıyla e-muhtıra verenlerin karşısında şapkasını alıp gitmek yerine onun şapkasını kendi kafasına tabiri caizse ters giydirdi' diye konuştu.
'17 Aralık sonrasında paralel yapıyla ilgili yürüttüğünüz soruşturmalar var. Birkaç gün önce verdiğiniz rakamlar var. Bu soruşturmalarda ne tür verilere ulaşıldı? Ne tür veriler elde edildi? Nasıl gidiyor bu soruşturmalar?' sorusu üzerine Ala, devlet işleyişinde bir suç veya bir iddia varsa bu bu suçun tespit edileceğini sonra da o suçu işleyenlerin soruşturmanın selameti açısından görevden alacağını, idari yönden yapılacak olan cezalar bulunduğunu, adli bir boyutu da varsa o konunun da mahkemelere gönderileceğini belirtti.
Bazı illerde bürokratların, tüm partilerin yöneticilerinin dinlendiğini, valinin, hakim ve savcıların hatta polis memurlarının dahi dinlendiğini kaydeden Ala, 'Bu izahta terminolojinin güçlük çektiği bir yapılanma, bir durum. Dolayısıyla bu suçtur. Bir suç işlenirse bu saklı gizli kalmaz. Türkiye'nin neresinde varsa bu, denetimler yapıldıkça ortaya çıkıyor ve o soruşturmalar devam ediyor' dedi.
Muhabir: Serdar Açıl | AA
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!