Bihter Ölmeseydi Ne Olurdu? Aşk-ı Memnu Finalinde Bihter ve Adnan'ı Yüzleştiriyoruz!
Halit Ziya Uşaklıgil'in eserinden uyarlanan Aşk-ı Memnu, gelmiş geçmiş en başarılı Türk yapımlardan biri oldu. Hem muhteşem oyuncu kadrosu, hem de konunun işleniş biçimi ve içerdiği kaos dolu hikaye herkesi ekrana bağlamıştı. Üstünden yıllar geçse de değerini asla yitirmeyen Aşk-ı Memnu'nun sonunda Bihter'in ölmesi her şeye rağmen izleyenleri yasa boğmuştu.
Peki ama ya ölmeseydi? Adnan her şeyi öğrendiğinde hayatta olsaydı ve Bihter'le yüzleşseydi neler yaşanırdı? Gelin, birlikte göz atalım!
Televizyon ekranlarına 2008 yılında giriş yapan Aşk-ı Memnu, 2010'da final yapsa da hala ilk günkü etkiyi yaratabiliyor.
Finalinden bu yana defalarca kez yayınlanan ve her defasında aynı etkiyle izlenen bir dizi Aşk-ı Memnu. Sanki daha önce hiç izlenmemiş gibi hissedilerek üstelik!
Konuya herkes hakim ama bir kez daha üstünden geçelim. Bihter ve Behlül'ün yasak aşkı üzerine kurulu bu hikayede neler yaşandığını kısaca hatırlayalım.
Firdevs Hanım'ın Adnan Bey ile evlenme hayali kurarken bir anda kızını gelin olmuş giderken görmesiyle başlıyor her şey. Adnan Bey de eşini kaybetmiş, Bihter'i görünce adeta vuruluyor.
Andan Bey'in bir de öz olmasa da özmüş gibi üstüne titrediği, oğlu gibi gördüğü yeğeni var.
Behlül'ün yakışıklılığına diyecek yok ama karakteri ancak bu kadar harikulade bir oyuncu verebilirdi. Çünkü Behlül, ilginin ve tüm gözlerin üstünde olduğu yakışıklı, çekici bir erkek. Parası da Adnan Bey sağ olsun bol tabii. Hayatını yaşıyor mutlu mesut.
Ancak onun da "İnan hiç beklemediğin anda gerçekleşiyor" dediği bir şey geliyor başına ve daha önce kardeşiyle sevgili olduğu Bihter hayatlarına giriyor.
Başta oldukça sıradan, herhangi biri gibi gördüğü bu kadın her şeyin tepetaklak olmasına yol açıyor aynı zamanda. 'Bir kadın gelir, değiştirir seni' düşüncesi burada biraz farklı işliyor aslında.
İkili başta bir kaçamak olan yakınlaşmalarının ardından epey büyük bir yasak aşkın içinde buluyor kendilerini.
Bihter genç ve güzel bir kadın, neredeyse babası yaşında adamla evli ve Behlül'ün cazibesine alıkoyamıyor. Behlül'de de önce elde etme arzusuyla yaptığı girişimler ve sempatik tavırlar var derken, hop tutamıyorlar kendilerini.
Behlül'ün hisleri hala tartışılsa da Bihter'in gerçekten aşık olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yani aslında onunki de takıntı mıydı bilemiyoruz ama Behlül'ün yaptıklarına bakılırsa o daha 'aşık' görünüyordu, burası kesin.
Bihter her zaman daha korkusuz ve aşkının arkasında durmaya hazırdı. Ancak Behlül için aynı şeyleri söyleyemeyeceğiz...
Bihter'in 'Kaçalım' teklifini onu yarı yolda bırakarak bunu herkese göstermişti. Daha sonra Adnan'ın biricik kızı Nihal'le evlilik sürecine girmesi, bu süreçte saçlarını kesip Bihter'e gözdağı vermesi... Erkekler kapatılmalı ya!
Annesi tarafından aptallık etmemesi için sık sık uyarılan Bihter, aşkını açık açık söylemeye başladığında zaten Beşir tarafından her şey biliniyordu.
Beşir de nasıl oluyorsa oluyor, hep olmaması gereken yerde bulunarak gerçekleri bir bir öğreniyordu. Tüm öğrendiklerini bir gün Matmazel de öğrendi...
Kavgalar, gürültüler derken bir şekilde düğün günü gelip çattığında artık haddinden fazla insan gerçekleri biliyordu.
Bu noktada artık Bihter aşkından delirmiş, 'Artık ne olacaksa olsun' diyerek düğün günü her şeyi itiraf etmeyi kafaya koymuştu. Nihal de bu itirafın geleceğini öğrenerek köşke doğru koşarken, 'Bihter neyi itiraf edecek Firdevs Hanım?' sözlerinin yıllarca kulağımızda çınlanmasına neden olmuştu.
Sonra olanlar oldu! Bihter, Behlül de yanındayken kendi canına kıydı ve hem tüm gerçeklerin ortaya çıkmasını sağladı, hem bu yasak aşkın hesabını vermeden hayattan koptu.
Geride kalan Behlül berduş oldu, Nihal bir süre psikolojik tedavi görmek zorunda kaldı ve Adnan Bey de hayattan okkalı bir ders aldı!
Peki ama ya Bihter ölmeseydi? O gün gerçekler herkes tarafından öğrenilseydi ve Bihter, Adnan'la yüzleşmek zorunda kalsaydı ne olurdu?
Muhtemelen korkusuz kraliçemiz Bihter, yüzleşmekten kaçmayacaktı. Her şeyi hiçbir şey konuşmadan gitmek de bir tercih ama muhtemelen Bihter, Adnan'la konuşacak ve hatta yaşananlar için onu suçlayacaktı.
Yaşadıklarından sonra Behlül'ün kendisine sırtını çevirmesi Bihter'i derin bir boşluğa sürükleyecekti.
Adnan'la konuşmak için can atarken içindeki boşlukla birlikte 'Adnan, bilmeni isterim ki beni anlamadın, hep suçladın. Beni kendinden uzaklaştırdın ve ben de Behlül'e sığındım. Hiç ummadığım bir aşkın içinde buldum kendimi. Birbirimize karşı hep suçlayıcı olduk. Ama artık bunu bitirmeliyiz, günahıyla sevabıyla, acısıyla tatlısıyla bu evlilik bitmeli.' diyecekti.
Adnan ne olup bittiğine anlam vermeye çalışırken bir süre kalakalacaktı orada. Bihter'in uzaklaştığından haberdardı ama bu denli bir kopuş, bu büyük ihaneti beklemeyecekti.
Önce oldukça büyük bir öfkeyle hareket edecek ve neredeyse cinnet geçirecek Adnan, hem Behlül'ü hem Bihter'i bir kalemde silecekti. Bihter'i yanından kovsa da onun içindeki boşluğu gördükten sonra işler bir miktar değişecekti muhtemelen.
Behlül'e karşı muhtemelen hiçbir zaman affedici olmayacak olan Adnan, öfkesinin yanı sıra Bihter'e beslediği sevgiden dolayı belki de her şeyi düzeltmek isteyecekti.
Ancak Nihal'in de bu ihanette yara almış olması Adnan'ı durduran şey olacaktı. Bihter'e karşı aşkını içinde yaşatsa da kızına olan sevgi ve saygısından dolayı yalnızlığı seçecekti.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Yorum Yazın