Bilim İnsanları Nesli Tükenmiş Hayvanları Nasıl Geri Getiriyor?
Son zamanlarda 'Bu teknolojiyle yakında mamutları bile diriltirler' diyorsanız, o gelecek çoktan geldi bile. ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, 12.500 yıl önce nesli tükenmiş olan Aenocyon dirus, yani meşhur 'ulu kurt' türünü geri getirdiğini açıkladı. Evet, Game of Thrones dizisindeki o dev kurtların ilham kaynağı olan tür artık tekrar hayatta! Üstelik bu gen düzenleme, klonlama ve eski DNA’ların kullanıldığı, uzun yıllardır sürdürülen titiz bir projenin meyvesi. Peki bu nasıl mümkün oldu?
Genetik kopyalar değil, işlevsel birer “tarih öncesi kurt”: Ulu kurtlar geri döndü.

Colossal, gri kurtların genetik yapısını 20 farklı düzenleme ile değiştirerek onları dire wolf görünümüne yaklaştırdı. İlk olarak, 13.000 yıllık bir diş ve 72.000 yıllık bir kafatasından elde edilen DNA ile Aenocyon dirus’un genetik haritası çıkarıldı. Sonra bu genetik yapı, gri kurt ve diğer köpekgillerin DNA’larıyla karşılaştırıldı.
Amaç; uzun ve kalın tüyler, geniş kafatası gibi ulu kurtlara özgü fiziksel özelliklerin genetik kodlarını bulmaktı. Bulunan 14 gen üzerinde yapılan düzenlemeler, özel olarak seçilen hücrelere aktarıldı, bu hücreler klonlandı.
Elde edilen embriyolar, büyük cins evcil köpeklerin rahmine transfer ediliyor ve yavrular burada doğuyor.

Bu süreçte toplam 8 transfer yapılmış ve her biri yaklaşık 45 embriyo içermiş. Sonuç olarak iki erkek (Ekim 2024’te) ve bir dişi (Ocak 2025’te) olmak üzere üç sağlıklı ulu kurt yavrusu dünyaya gelmiş. Bu yavrular %99.5 oranında gri kurt DNA’sı taşıyor olabilir ancak fiziksel olarak ulu kurtlara en yakın canlılar olarak kabul ediliyor.
Bilim insanları, amaçlarının genetik olarak birebir kopyalar yaratmak değil, işlevsel açıdan aynı türleri yeniden canlandırmak olduğunu söylüyor. Çünkü canlıların sadece genetik kodları değil, dışa vurdukları özellikleri (fenotipleri) de bu süreçte önem taşıyor
Klonlanmış kurtlar sadece doğmadı, büyüyorlar da ve bu sadece bir başlangıç.

İki erkek ve bir dişi olmak üzere doğan yavrular, 2.000 dönümlük, yüksek güvenlikli ve gizli konumda tutulan bir alanda büyütülüyor. Burada hem doğal ortamlarını andıran geniş bir yaşam alanları var, hem de 7/24 gözetim altındalar. Yavrular insanlara alışık ama evcil değil; hala içgüdüsel davranışlar sergiliyorlar ve bilim insanları ileride bu türün ekosistemdeki rolünü daha net anlayacaklarına inanıyor.
Şirketin amacı, bir gün bu türleri doğal yaşama döndürmek olsa da, şimdilik bu yavrular “de-extinction” teknolojisinin canlı birer kanıtı olarak değerlendiriliyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Dodo kuşunu da geri getirsinler...yok mu DNA sı falan....Devekuşu yumurtası ile olur....
Böyle bir çalışma vardı diye biliyorum.
" Dino dino dino ks ks ks " serimiz ne zaman gelir?..
Şu an Abd'nin Youtube trendi bu kurdun videolarıyla dolmuş durumda. Çok ilginç bir çalışma. Dinozorlar için de böyle bir çalışma olur mu acaba?Bir kertenkele... Devamını Gör
Bir dinozoru meydana getirecek sağlam DNA bulunma ihtimali yok.