Bilimkurgu ve 80'ler Sevdamızı Kabartan Fenomen Dizi Stranger Things'ten Öğrendiğimiz 13 Şey
İki sezondur hemen hemen hepimizi ekrana kilitleyen bilimkurgu ve gerilim dizisi Stranger Things hem 80'lerin iç dünyasına hem 80'lerin unutulmaz popüler kültür ögelerine odaklanıyor hem de merkezindeki hikâyesiyle seyircisini karanlık bir dünyaya konuk ediyor. O yıllardan kalan özlediğimiz ve sevdiğimiz ne varsa hepsini ekranımıza taşıyarak tam bir nostalji yaşattırıyor bu fenomen dizi.
O halde bu muazzam Stranger Things evreninden öğrendiğimiz ne varsa şöyle yakından bakalım...
DİKKAT SPOİLER İÇERİR!!!!
Ama içeriği okurken dizinin birinci ve ikinci sezonuna dair spoiler içerebileceğini de unutmayın! :(
DİKKAT SPOİLER İÇERİR!!!!
1. Bu fenomen dizinin bize gösterdiği belki de en önemli şey arkadaşlığın ne denli önemli olduğu ve sağlam zeminler üzerine kurulu bu arkadaşlıklar için her fedakarlığı yapabilmektir.
2. Ve mesafelerin hiçbir arkadaşlığa engel olamayacağının da altını çiziyor.
3. Bu güzel dostlukların ve yeni başlangıçların yanında unutulmaması gereken en mühim şey ise düşmanlarınıza ve tehditlere karşı her daim ekip olabilmektir.
Aslında bu sadece Stranger Things'ten değil onun beslendiği pek çok klasik bilimkurgu filmlerinden de öğrendiğimiz bir şey: Ekip olmak önemlidir.
4. Korkularınla yüzleşmek belki her zaman en iyi fikir olmayabilir ama içgüdülerine her zaman güvenmelisin.
Stranger Things 2'nin en kritik noktasıydı Will'in tavsiye üzerine kabuslarıyla yüzleşip ona kafa tutmaya çalışması. Korkularımızla yüzleşmek her zaman en iyi fikir değil belki ama yüzleştiğimiz o korkuları yakından tanımak onu alt etmemize de olanak sağlar. Tıpkı Zihin Hırsızı'nın Will'i ele geçirdiğini düşündüğümüz ama aslında bunun onu yenmek için bir fırsat olduğunu öğrenmemiz gibi!
5. Dürüstlük her zaman kazanır. Bildiğiniz gibi dizinin de en temel olayı: "Arkadaşlar yalan söylemez."
Arkadaşlar arasında yazılı olmayan ve asla bahsi geçmeyen ama her zaman orada olduğunu bildiğimiz bir kuraldır bu, günlük yaşantımızda da. Dolayısıyla dizinin ilk sezonunda arkadaşlık kavramını yeni yeni öğrenmeye başlayan Eleven'ın bu aşamada öğrendiği ilk şeylerden biri de budur. İkinci sezonunda da Eleven'ın sıklıkla hatırlattığı bu söz adeta yeniden doğuşuna ve arkadaşlarına yeniden kavuşmasına ön ayak oldu.
6. İnsanlar değişir ve bu değişim kimi zaman kötü kimi zaman iyi bir sonuca ulaşır.
İlk sezonundan ikinci sezonuna dek olumlu olumsuz değişime uğrayan karakterler gördük. Özellikle Steve Harrington'ın bencil, popüler ve kendini bilmez bir karakterden fedakar ve cesur bir karaktere evrilen dönüşümü herkesi kendine hayran bıraktı. Hem de bizlere şunu hatırlattı: İnsanlar değişir, onlara her zaman bir şans daha verebilme büyüklüğü gösterebilmeliyiz!
7. Klasikler, seni asla yarı yolda bırakmaz. Klasiklere güven, saygı duy ve her zaman ders çıkar.
Stranger Things'in en en en sevdiğimiz olayı da bu değil mi zaten? 80'lerin o müthiiiiş bilimkurgu, fantastik ve korku filmlerine çaktığı selamlar ve hatta onlarla birlikte ördüğü senaryosu! Mad Max referansıyla başlayan şahane bir arkadaşlık, Gremlins referansıyla başlarına aldıkları iş derken yine çıkmazlardan kurtulmalarını sağlayan etkenlerden biri o klasiklere duydukları saygı ve güven oldu desek az kalır...
8. Geçmişini bul, onunla yüzleş ve kabullen.
Dizinin bu sezonki en kilit noktasıydı; Eleven'ın geçmişini karşısına alması ve onu bağrına basması. Geçmişimiz bizim bir parçamızdır ve iyi kötü onu kabullendiğimiz sürece yolumuza devam edebiliriz sadece.
9. Çünkü geçmişinin bilmediğin belki de anlayamadığın o parçaları sayesinde gücünü bulacaksın!
Eleven'ın geçmişiyle yüzleştiği bu anlardan daha güçlü ve kararlı bir Eleven olarak çıktığına hepimiz tanık olduk. Çünkü geçmişin bazı eksik noktalarını tamamlamak kendi potansiyelini de ortaya çıkarır. Onu kabullenmek demek kendi gücünü de kabullenmek demektir bir yandan.
10. Bir bilene danışmak, merak kapılarını açık tutmak sizi hayata hazırlar.
Star Wars'un Yoda'sı, Back to the Future'un Doktor Emmett'i gibi Stranger Things'in de bir nevi akıl hocası, okulun fen bilimleri öğretmeni Mr. Clarke'tı. Çocukların meraklarını her daim canlı tutan ve hiçbir sorunun sorulamaz olmadığının ispatı gibi bir öğretmen. Herkesin hayatında böyle biri olmalı mutlaka!
11. Her ne olursa olsun sevdiklerinizle bir arada kalın!
Gerçekten kötü bir varlık tarafından ele geçirilmiş olabilir ve kötü güçlere casusluk yapmak zorunda kalıyor olabilir, olsun onun da bir sebebi vardır illa ki! Öğrenene kadar bir arada kalmalı birbirinizi asla yalnız bırakmamalısınız. İçindeki iyiliğe inanmazsanız geç olduğunda çok pişman olabilir ve üzülebilirsiniz. 😔
12. Kendinizi bir aşk üçgeninin merkezinde bulmuş olabilirsiniz ama duygusal hasarlar onlarla omuz omuza duramayacağınız anlamına gelmez.
Kin tutmak sadece bizi değil bizle beraber çevremizdeki herkesi dibe çekebilir. Ekip olmanız gerektiği yerde duygusal hasarlarınızı bir kenara atıp ortak düşmanlarınıza karşı yan yana durabilmelisiniz.
13. Pratik olmak ve olağanüstü olaylar karşısında soğukkanlı olmak her zaman işinize yarar.
Yani ne diyelim, bu çocuklar 80'lerin kısıtlı teknolojik imkânlarının olduğu dönemlerde bile inanılmaz şeyler başarıyorken biz bu teknoloji bolluğunda neyi başaramayız ki? Sonuçta pratik olmak önemli, telefon çekmiyorsa telsiz kullanın!
Ve dünya başınıza tepetaklak yıkılırken asla yalnız kalmayıın! 😱👻👽
Yorum Yazın
mike'ın eleven'ı 353 gün beklemesi.....
Bir Leyla ile Mecnun hikayesi gibi..:)
2.sezondayım spoiler yicem diye fıldır fıldır geçtim valla
2.sezon güzeldi bence.Sizce?Gerçi aksiyonun tam ortasındayken 7. bölümün sıkıcı olması beni sinirlendirmişti ama şimdi sezonu bitirdim ve o bölümün önemli ol... Devamını Gör
on numara sezondu bir oturuşta bitirdim sezonu