Bir Kıskançlık Öyküsü: "Sevgili Yapan Kankaya Yakınsamalar"
1. Sevgili yapmışsın?
2. Bak kızlar konusunda dikkatli olacaksın.
Ertesi akşam eve gelirken paraya kıyıp bir kilo papaz erik aldım. Sonra bunu Erdi'ye kız arkadaşını anlatması için rüşvet olarak aldığımı düşünüp iyiden iyiye rahatsız oldum. Kilosuna 12 lira vermemiş olsaydım oracıkta çöpe atabilirdim (atamazdım). Neden Erdi'nin sevgili yapmış olmasına bu kadar takılmıştım bir türlü anlamıyordum, neden kendimi bu öğrenci evinin Kıvanç Tatlıtuğ'u olarak görüyordum onu bile bilmiyordum. Oysa Erdi'nin vücudu falan benden gayet daha iyiydi. Kendimi Erdi'nin vücudunu düşünürken bulmak ziyadesiyle rahatsız etti beni.
Eve girdiğimde bizimkileri salonda GOT izlerken buldum, lan yavşaklar ben de izleyecektim niye beklemiyorsunuz, erik almıştım onun yerine s.kimi yersiniz artık diye hiddetlendim. Sertaç abi dün sizin izlediğiniz bölüm bu, ben izlememiştim ya onu izliyoruz dedi. Biraz burulmadım, utanmadım desem yalan olur. Ha tamam o zaman diyerek en ufak bir mahcubiyet göstermeden mutfağa geçtim, erikleri yıkayıp içeriye geldim. Erdi ile aramızdaki sinir harbi devam ediyordu ama bu sefer benim safımda Sertaç da vardı. Sertaç'ın benim gibi kaygıları olmadığını biliyordum, az biraz iteklemeyle Erdi'ye kız arkadaşını soracak, hoyrat sorularıyla kızın robot resmini çizecek bilgiyi toplayabilecek tıynette biriydi. Ee ne yaptınız bugün? diye lafı açan yine ben oldum. Ulan bir kız arkadaş yaptı, herif evin kralı oldu, ağzından laf bile alamıyoruz çaktığımının diye geçirdim içimden. Sorduğum soruya cevap veren yine sadece Sertaç oldu, nolsun be kank, okula gittik geldik işte, Ayhan hoca bana dev iş kitledi diye devam etti. Şimdi Sertaç'ın işini gücünü merak edecek konumda değildim, Erdi'nin cevap vermeye bile tenezzül etmemesi iyiden iyiye canımı sıkmıştı, içimden erikleri haram etmek geçti ama bana yakışmazdı, konuşmazsan konuşma a.cık, çok da meraklıyız sanki diye düşündüm. 'Ee Erdi senden?' diye ekledim... Gerçekten tam bir g.t oğlanı olmuştum galiba. Aynen be abi okul falan, sonra da Sinem ile buluştuk işte dedi. Resmen gözlerim parladı, kızın adı ilk defa geçiyordu. İçimden Sertaç'ın bunun üzerine gitmesi için dua ettim, çünkü Sinem'i merak etmek benim gibi bir kız kompetanının işi değildi. 'Ooo Sinem ha iyiymiş' diye ekleyen yine ben oldum, bir daha içimden ne kadar ulu bir insan olduğuma dair şeyler geçirmemeye o an yemin ettim.
Sertaç pezevengi meraksızlık abidesi gibi Tyrion Lannister'a hayranlığını dile getirmekle meşguldü. S.ktirtme bana Tyrion'unu dememek için kendimi zor tuttum, ama alenen onu Erdi'nin üzerine kışkırtacak durumum da yoktu. Ne kadar oturaklı biri olduğum konusunda düşüncelere dalmadan aceleyle, hayırlı olsun kank dedim. Yavşaklığımı tescilledikten sonra, bu kızlar konusunda dikkatli olacaksın dedim. Amacım Erdi'nin bana akıl danışmasını, abi tüyo ver demesini sağlamaktı... Erdi sustukça ben doldum... Aradan 10 dakika geçti, dizinin bitiş jeneriği akarken 'kızlar tehlikeli yaratıklar' diyerek salonun ortasına s.çtım.
3. Ee nasıl gidiyor sevgililik?
Kendime sevgili yapmak için yoğun bir çalışma mı başlatsam yoksa Erdi'nin üzerine gidip yaşadığına pişman mı etsem bir türlü karar veremiyordum. Aslında sınıftaki Eylem güzel kızdı ve bana da meyli vardı sanki, yani 1 haftalık bir uğraşla Eylem ile sevgili olabilirdim ama sırf bir inat yüzünden ilişki mi yaşanırdı? Gerçi o yozlukta bir insanmışım gibime de gelmiyor değildi ama yine de yapamazdım. Ama Erdi çözülmeli ve bana akıl danışmalıydı.
Kantine girdiğimde Erdi'yi masaların birinde bir kızla konuşurken gördüm. Bu kaçırılmaz bir fırsattı, yanlarına gidecek ve Sinem'le tanışacaktım. Sonra gerisi çorap söküğü gibi gelecekti, hele Erdi hakkında bir iki pis hikaye de anlattım mı Erdi kucağıma oturacaktı. Hızlıca masaya gittim, naber Erdi napıyorsun burada deyip kıza dönerek selam ben Uluç dedim. Kız hafif gülümseyerek alimi sıkmakla yetindi. Anlaşılan Erdi kendisi gibi bir sıkı ağız bulmuştu. İnsan merhaba ben de Sinem memnun oldum derdi. Kız vallahi de bebek gibiydi, billahi de bebek gibiydi. Erdi masaya gelmiş olmamdan rahatsız olmuştu, sanki sevgilisini yiyecektim. Ulan şunun şurasında 3 aylık ev arkadaşıydık be iblis neyin peşindesin sen dememek için zor tuttum kendimi. Sonra ellerimi masanın üzerinde kavuşturup sanki Erdi'nin dayısıymışçasına 'nasıl gidiyor bakalım sevgililik işleri?' deyiverdim. Masada oluşan gerginliğe elimle dokunabileceğimi hissettim, sanki sevgili diyerek analarına sövmüştüm? Sinem, benim dersim var daha geç kalmayayım gideyim diyerek ani bir kararla kalktı. O an onu kolundan tutup 'bu yalanlara gerek yok, ben kalkıyorum siz oturun' demek istedim ama haliyle yapmadım. Bu kadar cool bir tavrın bende karşılığı yoktu. Sinem'in gitmesinin ardından Erdi 'abi ne yapıyorsun sen ya?!' diye sesini yükselterek çıkıştı bana. O an kafamı sert şekilde ona çevirip, akşam eve gelme, eşyalarını bir ara almaya gelirsin demem lazımdı belki ama tahmin ettiğiniz gibi ben 'naptım olm? sevgili değil misiniz ki?' dedim ürkek bir ceylan gibi. Tamam da abi bu konuyu seninle konuştuğumuzu hatırlamıyorum, pat diye söylenir mi bak kız bozuldu dedi. O an anladım ki sevgili olduklarını düşünen sadece Erdi'ydi, kız henüz böyle bir kabul içerisine girmemişti.
Yüzümde 90. dakikada beraberlik golünü bulmuş forvet oyuncusu gülümsemesi oluştu. Tamam lan kızma dedim ama kızıp köpürmesini, delirmesini istiyordum. O bebek gibi kız sana niye baksın çirkin diye geçirdim içimden, kalkıp çay almaya gittim, döndüğümde Erdi masada yoktu, keyfim iyice yerine geldi. Çirkine bak sen ya diye koca bir yudum aldım çayımdan.
4. Ne alakası var olm?
Eve döndüğümde Erdi'nin beni nasıl karşılayacağını düşündükçe bir yandan keyifleniyor bir yanda da geriliyordum. Ona pabuç bırakacak biri değildim. İşlerin bu noktaya gelmesinde onun ketumluğunun payı büyüktü. Kıçı kırık bir sevgili olayını sorun haline getiren kendisinden başkası değildi. Böyle düşüne düşüne kendimi dolduruşa getirmem cidden takdire şayan bir davranıştı. Dola dola eve vardım, içeri girdim Sertaç ve Erdi salonda b.k gibi suratla oturuyorlardı. Noldu lan, vizede tüm kitaptan sorumluymuşsunuz gibi ne bu suratlar diye harika bir espriyle ortamdaki buzları kırmak istedim, kıramadım.
Hala devam eden sessizlik iyice canımı sıkmaya başlamıştı, s.kecem sizi afra tafranızı ben ayrılıyorum evden, ne haliniz varsa görün demek için mükemmel bir ortam vardı ama bende o g.t yoktu. Noldu olm, konuşsanıza nedir bu haller, durumlar dedim. Sessizliği bozan yine mazlum Sertaç oldu, Erdi biraz bozulmuş abi dedi. Erdi'nin dili yok mu? demek için nefis bir pastı ama kafasını tekmeye uzatacak forvet yoktu ortalarda, hayırdır Erdi bey hala sabahki mesele mi dedim. Boş ver ya gibisinden üstünlüğü hala elinde bulunduran bir görüntü çizmeye çalıştı, zannımca çizdi de. İyi boş verelim o zaman ben odama geçiyorum demem gerekirdi, nasıl oluyordu da yapmam gerekenleri çok iyi biliyor ama zerresini uygulayamıyordum kendime şaşıyordum. Boş verelim de y.rak gibi suratla oturduğunuza göre boş verilecek bir şey değil demek ki dedim ve kendime şaşırdım çünkü ilk defa düşündüklerim ile söylediklerim örtüşüyordu. Abi niye böyle yapıyorsun dedi Erdi, şaşırdım, ne yapıyorum olm dedim, kıskanıyorsun dedi. Sinirlenme, şok olma, vb. duygular arasında gidip geldikten sonra ne alakası var olm? dedim. Var abi dedi, Sinem ile beni kıskanıyorsun, daha açıkçası benim bir sevgili yapmış olmamı kıskanıyorsun dedi. 'Olm s.çtırtma sevgiline g.t, ne anlattın ne dedin de sevgilini kıskanacağım, kız arkadaş buldun diye adam mı oldum g.t lalesi' demek için ne bekliyordum acaba, onun yerine mantıksız konuşuyorsun diyerek Avrupai bir yaklaşım sergiledim. Bu tavır Orta Doğulu Erdi'de hak ettiği karşılığı bulmadı ve Erdi daha da hiddetli atağa geçti. Sinem'i bildiğini biliyorum, Sertaç söylemiş işte sana dedi. O an Sertaç i.nesinin Erdi'nin yanında konum aldığını, beni arkamdan vurduğunu, tam bir g.t olduğunu anladım. Peki Sertaç sana 'Erdi bebek gibi yavru yapmış' dediğini de söyledi mi diyerek sırtlanları birbirine kırdırabilirdim ama büyüklük bende kalsındı. Bu saçma sohbeti sürdürecek değilim diyerek odama yöneldim, arkamdan Erdi'nin kaç tabi kaç demesini duymazdan gelerek odama girdim.
Sinirden elim ayağım titriyor, kıskançlık yaftasını bir türlü kabullenemiyordum. Yaklaşık 10 dakika sonra odanın kapısını açıp 'iyi ki bir sevgili yaptınız amk, adam mı oldunuz olm?!' diye bağırdım... Erdi ile Sertaç çıkmıştı. İyi oldu diye düşündüm.
5. Arkadaşı var mıymış?
Sertaç ve Erdi'nin yokluğunda uzun uzun düşünme fırsatım oldu. Neler söyleyeceğimi, nasıl rest çekeceğimi, hadlerini nasıl bildireceğimi enine boyuna düşündüm. Tabiri caiz ise laflar hazırladım. Biraz uyudum, iki bölüm Person of Interest izledim, tam bu gece dışarıda kalacaklar herhalde diye düşünürken kapının sesini duydum.
Odadan çıkmaya niyetim yoktu. Eğer benimle konuşmak istiyorlarsa onlar gelmeliydi diye düşünürken Sertaç kapıyı araladı, abi gel konuşalım dedi. Geliyorum dedim, bilgisayarı masaya koyarken biraz oyalanarak hazırladığım lafları tekrar etme fırsatı yarattım kendime. Ama o kadar dağınık düşünmüşüm ki derleyip toparlamak mümkün olmadı. S.ktir et deyip salona geçtim, sanki aile şirketinden para tırtıklayan kuzenmişim gibi hissettim kendimi. Sertaç ve Erdi koltuklarda oturuyor, acayip şekillerde beni bekliyorlardı. Noluyor olm kime neye bu havanız diye... giriş yaptım. Evet, bu sefer başka düşünüp başka konuşmamıştım, bu iyiye işaretti kendimi ezdirmeyecek bu saçma döngüden hakkıyla çıkacaktım. Erdi ayağa kalktı, ulan dedim girişecek galiba, eğer böyle bir şey olsaydı kesinlikle dev dayak yerdim, her ne kadar iri cüsseli biri olsam da kavga pratiği açısından oldukça yetersiz ve güçsüz biriydim. Erdi yaklaştı ve özür dilerim abi, saçma sapan konuştum dedi. O an vücuduma yayılan rahatlığı kelimelerle tarif etmemin imkanı yok. Anestezi yapıldığında uyumadan 3 saniye önce vücuda yayılan ılık dalga gibi bir şeydi. Hazırladığım tüm laflar boşa çıkmıştı. Üstüne bir de gelip sarılmasıyla neredeyse ağlamalık bir ortam oluşmuştu. Bir sevgili konusu nasıl olmuştu da 3 erkeği bu hale getirmişti hala aklım almıyordu. Birazdan Sertaç da yaklaşıp sarılacak ve baba anne ve evlattan oluşan bir tablonun yeniden canlandırmasını yapacak gibiydik. Sırtına elimle iki defa vurdum, ben de özür dilerim maksadım... dedim Erdi susturdu, boş ver abi kapatalım artık, ikimizin de hataları oldu ama daha da büyütmeyelim dedi. Resmen büyüklük onda kalmıştı ama şu an bunu büyütecek, mesele yapacak bir ortam yoktu. Haklısın dedim, erik yer miyiz diye ekledim. Sertaç biz onu yedik abi dedi. 12 lira verdiğim erikten sadece 3-5 tane yemiş olmam biraz üzse de bunu da büyütmedim.
GOT'un yeni bölümünü izledik, Ramsay Bolton'a güzel küfürler ettik. Sinem konusunun o gece açılması için dua ederek bitiş jeneriğini izledim. Aklıma Sinem'in gelmesiyle yine ufaktan gerildiğimi hissediyordum. Ama bir daha asla bu konuyu açmamaya yemin etmiştim. 'Eee yengemizin arkadaşı var mıymış' deyip tam bir godoş gibi sırıttım. Allah da benim belamı versindi.