onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
TV
Bir Neslin Ezbere Bildiği Bilmeyenlerin de Kolayca Öğreneceği 12 İngilizce Kelime

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bir Neslin Ezbere Bildiği Bilmeyenlerin de Kolayca Öğreneceği 12 İngilizce Kelime

Özel televizyonların çoğalmaya başladığı doksanların ikinci yarısında ekranları esir alan, Dünya Hafıza Şampiyonu Melik Duyar'ın İngilizce kelimeleri kolayca öğrettiği eğitim setini pazarladığı programımsı reklam nedeniyle bazı İngilizce kelimeler bir neslin beynine kazınmıştı. 

İşte bilenlere nostalji yaşatacak bilmeyenlere yeni kelimeler öğretecek programdan kesitler:

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Program Hatice Aslan'ın az sonra eğitim verecek Melik Duyar'ı takdimi ile başlıyordu.

Melik Bey önce kelimeleri anlamlarıyla sıralayıp seyircilerin aklında kalıp kalmadığını sorguluyordu ama sonuç olumsuzdu 😞

Bu başarısızlık karşısında hemen kendi yöntemiyle ezbere geçiyordu:

1. Dungeon: Zindan

1. Dungeon: Zindan

Zindanda mahkumların bozuk paralarla su borularına vurarak 'dan-çın' sesleriyle zindanlar arasında haberleştiklerini düşünün. Bu hayali olaydaki 'dan-çın' sesleri size dungeon'ın zindan anlamına geldiğini hatırlatacak.

2. Lanky: Uzun bacaklı zayıf

2. Lanky: Uzun bacaklı zayıf

Uzun bacaklı zayıf basketbolcunun sürekli pota altında top kaptırdığını, buna sinirlenen antrenörün 'lan iki' metresin yine de top kaptırıyorsun diye kızdığını hayal edin. Buradaki 'lan iki' size lanky'nin anlamını hatırlatacak.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

3. Blush: Utanma, kızarma

3. Blush: Utanma, kızarma

Bir foto model çıplak poz verir ancak her 'flaş' patladığında utanıp kızarır. Buradaki 'flaş' blush'ın utanma kızarma anlamına geldiğini hatırlatacak.

4. Posterity: Gelecek nesil

4. Posterity: Gelecek nesil

Bir reklam panosunda punkçı bir gencin resmi olduğunu altında da gelecek nesil yazdığını hayal edin. Bunu gören bir ihtiyarın resme bakıp bu gelecek nesil değil anca 'poster iti' olur dediğini düşünün. Buradaki 'poster iti' lafı size posterity'nin gelecek nesil demek olduğunu hatırlatacak.

5. Digress: Ana konudan çıkmak

5. Digress: Ana konudan çıkmak

Bir tayın, ana yolda giderken gress yağına basıp ana yoldan çıktığını hayal edin. Buradaki 'tay-gress' ilişkisi size digress'in ana konudan çıkmak olduğunu hatırlatacak.

Arada öğrencilere küçük uyarılar geliyordu: "Anlattıklarıma lütfen konsantre olun ve akli görünüzle görün. Siz görmüyorsunuz." dikkat edin.

6. Chasm: Derin yarık

6. Chasm: Derin yarık

'Kazım' isimli bir gencin bir kanyon bölgesinde gezip oynarken derin bir yarığa düştüğünü hayal edin. Buradaki 'Kazım' ismi chasm'ın derin yarık olduğunu hatırlatacak.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

7. Morsel: Lokma

7. Morsel: Lokma

Mor bir selin her tarafı alıp götürdüğünü, insanları bir lokmaya muhtaç ettiğini, dilenen bir adamın 'Bu mor sel bizi bir lokma ekmeğe muhtaç etti' dediğini hayal edin. Bu akli olaydaki 'mor sel' size morsel'in lokma anlamına geldiğini hatırlatacak.

8. Revenue: Gelir

8. Revenue: Gelir

Revani satıcısının tek gelirinin bu olduğunu hayal edin. Buradaki 'revani' kelimesi size revenue'nun gelir anlamında olduğunu hatırlatacak.

9. Bald: Kel, dazlak

9. Bald: Kel, dazlak

Kızılderililer'e esir düşen bir adamın baltayla kafa derisinin yüzüldüğünü, adamın tek endişesinin ise dazlak olmak, kel kalmak olduğunu hayal edin. Buradaki 'balta' size bald'ın dazlak, kel demek olduğunu hatırlatacak.

10. Irritate: Kızdırmak, sinirlendirmek

10. Irritate: Kızdırmak, sinirlendirmek

İri Ted adında bodyguardın bir diskoda çalıştığını ancak laubali ve kaba davranışlaryla müşterileri sinirlendirip kızdırdığını hayal edin. Buradaki 'İri Ted' size irritate'in anlamını hatırlatacak.

11. Sue: Dava etmek

11. Sue: Dava etmek

Sue adında bir İngiliz kadının İngiltere'ye çalışmaya gitmiş Ahmet'le evlendiği ancak daha sonra ayrıldıklarını, Ahmet'in çocuğu alıp Türkiye'ye kaçıtığını ve bunun üstüne Sue'nun Ahmet'i dava ettiğini düşünün. Buradaki 'Sue' ismi size sue'nun anlamını hatırlatacak.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

12. Sentry: Nöbetçi

12. Sentry: Nöbetçi

Bir Nato karargahında bir toplantı olduğunu Türk nöbetçi için paralonın 'sen', karşılık olarak da gelecek üç subayın 'three' şelkinde cevap vereceğini hayal edin. Bu akli olaydaki sen ve three kelimeleri size sentry'nin anlamını hatırlatacak.

Programın sonunda tabii ki eğitim başarıyla tamamlanıyor, tüm kelimeler kolayca ezberleniyor ve herkes çok mutlu oluyordu. 👏👏

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
51
39
17
7
3
2
1
Yorumlar Aşağıda
Reklam