Sokaklarında yürürken karşınıza Rönesans döneminden fırlamış bir şövalyenin ferman okuyuşu çıkarsa hiç şaşırmayın. Sanki şehir, zaman kırılmasına neden olan bir çeşit kara deliğe girmiş, yüzyıllardır aynı seneyi yaşıyorlar. Böylesi bir atmosferde yaşamak size kendinizi Oliver Twist gibi hissettirecek.Üzerine ne filmler çekildi, ne şarkılar yazıldı. Giden bir daha unutamıyor bu Katalan şehrini. İnsanların sıcaklığı mı desek, sokak festivalleri mi, yemekleri mi, sahilleri mi… Bu şehri bir kere ziyaret ettiniz mi aklınızdan çıkarmak imkansız hale geliyor.İskandinavların göz bebeği, huzur kaynağı Oslo’da öğrenci olarak yaşamanız demek o şehre monte olmak demektir. Geri dönmek istemeyeceğinize eminim. O güzel doğanın içinde kaybolup gidiyorsunuz. Aman diyelim; Dünya’nın en pahalı ülkesinin başkentidir, hazırlıklı gidin.Almanya’da onca şehir varken neden Münih derseniz, şehrin futbol takımının dünyanın en iyilerinden olmasını sebep gösterebilirim. Yeni bir hayata başlıyorsanız spor takımınız da sizi mutlu etmeli. İşin şakası bir yana, şehrin düzeni insanı kendine hayran bıraktırıyor. Hani derler ya hep Alman Düzeni/Disiplini diye. İşte onu Münih’te buram buram yaşıyorsunuz.Şehrin büyüsünü yansıtan ışıl ışıl köprülerinden tutun, gotik mimari yapıları ve göz alıcı güzelliğiyle Budapeşte’de öğrencilik yılları hiç bitmesin isteyeceksiniz. Güzel yemeklerinden sıkılsanız bile elinizi atsanız bir Türk restoranına çarpıyor. Gece hayatından hiç bahsetmeyeyim isterseniz, yoksa o öğrencilik bitmez.Aynı bizim Eskişehir gibi Heidelberg'te Almanya'nın öğrenci kenti. Şehir, Alice'e bile Harikalar Diyarı'nı unutturacak mükemmel bir atmosfere sahip. Şehri ikiye bölen Neckar Nehri'nin kenarında kahvenizi yudumlarken içinizi ısıtan tek şey kahvenin sıcaklığı olmayacak. Romantizmden pek anlamayan Almanların bile böylesine romantik bir şehre sahip olmaları şaşırtıcı doğrusu. Öğrenci arkadaşlarıma şöyle bir kıyak yapayım öyleyse; Başvuruları halihazırda açık olan bir yarışma, kazananları bu şehre gönderiyor, alın bakalım bu linkten başvurun; http://bit.ly/1DRo2nb Benim öğrenciliğim bitti, bari siz gidin.Kendisi Avrupa’nın en ucuz şehirlerinden biridir. Ye babam ye, gez babam gez. Ayrıca gece hayatı da dillere destan.Romantikler şehri olmasından, Eifel Kulesi'nden, tarih kokan yapılarından ve daha bir çok güzelliğinden bahsedebiliriz. Ama siz bunları zaten biliyorsunuz. Gelelim Paris'te üniversite okumanın avantajlarına. Okul ücretleri gerçekten çok uygun. Fransa eğitime önem veren bir ülke. Ayrıca kabul edilme oranı diğer ülkelere nispeten daha yüksektir. Mezun olduğunuzda seçkin bir ülkede yaşama şansınızın artması da cabası.Amsterdam’ın sizin için ne ifade ettiğini çok iyi biliyorum. Ancak şehirde bundan fazlasının olduğuna emin olabilirsiniz. Şehir tam anlamıyla bir sanat şehri. Ayrıca tüm sokakların kanallarla ayrılması şehrin romantizmini ortaya çıkartıyor. İnsanların güler yüzlülüğü ise içinizi ısıtıyor.Avrupa şehirleri demişken, ülkemizin yüzü Avrupa’ya dönük olan öğrenci şehrini es geçmek olur mu hiç? Bildiğiniz gibi Eskişehir’in öğrencisi meşhur. Komşularınızın ve tüm çevrenizin öğrenci olduğu bir dünyada yaşamın keyfini sürüyorsunuz. Yaşam zorlukları arasında kendinizi eğlenceden mahrum etmiyorsunuz.