Bu Aşk Seni Tüketti mi?
Aşk, hayatımızın en büyük motivasyon kaynaklarından biri olabilirken, bazen de bizi tüketen bir hale dönüşebiliyor. Aşkın güzel yanlarına dair şarkılar, şiirler, filmler hepimizin dilinde. O ilk heyecan, kalbin yerinden fırlayacakmış gibi atması, sevdiğimiz kişiye duyduğumuz özlem... Ancak aşk, bazen de tükenişe sürükleyen bir yolculuk olabiliyor. İşte bu yazımızda, aşkın bu tüketici yüzünü ele alacağız.
Bu Aşk Seni Tüketti mi?
Haydiiii!
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Aşk hayatında seni en çok ne zorlar?

4. Bir ilişki bittiğinde, nasıl hissedersin?

5. Birlikte olduğun kişi seni anlamadığında ne yaparsın?

6. Bir ilişkide ne kadar fedakarlık yapmaya hazırsın?

7. Tartışmalarınız neyden kaynaklanıyor?

8. Onu düşündüğünde aklında daha çok birlikte geçirdiğiniz güzel anılar mı aklına geliyor?
9. Ona karşı hissettiğin şey tam olarak ne?

10. Son olarak onun yanından ayrıldığında nasıl hissediyorsun?

Bu aşk seni tüketti!
Bu aşk hikayesi, seni hem duygusal hem de fiziksel olarak tamamen tüketti. Her günün, bu ilişki için verilen bitmek tükenmek bilmeyen bir mücadele gibi hissettirdi. Sürekli olarak yaptığın fedakarlıklar, karşılaştığın hayal kırıklıkları ve sürekli çatışmalar arasında, kendini ve içindeki huzuru kaybettin. Her gün, bir öncekinden daha zor geçti. Kendi kimliğini ve neşeni yitirdin, çünkü sürekli olarak başkalarının beklentilerine uyum sağlamak için kendini paraladın. İlişkinin her anı, seni biraz daha yıprattı, biraz daha kendi özünden uzaklaştırdı. Ve sonunda, tükenmişlik hissi kapladı tüm benliğini. Kendini kaybettiğini hissettin, duygusal anlamda boşaldığın bir noktaya geldin. Bu ilişki, sana dair ne varsa, yavaşça yok etti. İçindeki neşeyi, huzuru, özgüveni, hepsi bu ilişki yüzünden yavaşça eriyip gitti. Bu ilişki, seni sen yapan her şeyi alıp götürdü. Kendini tükendin, ruhsal ve fiziksel olarak boşaldın. Ve sonunda, bu ilişki seni, sana dair ne varsa yavaşça yok etti. Bu, bir aşk hikayesi değil, bir yıkım hikayesiydi.
Bu aşk seni yeniliyor!
Bu aşk, seni adeta bir heykeltraşın elindeki mermer gibi her geçen gün yeniden şekillendiriyor. Ancak bu sürekli değişim, seni zayıflatıyor, enerjini tüketiyor. Her sevdanın, her öpücüğün, her gülüşün ardında bir yenilgi, bir kayıp var. Kendini sürekli olarak bir adım geri atarken buluyorsun; sanki bir labirentin içinde kaybolmuşçasına. Ne zaman ki biraz huzur, biraz sessizlik bulmak istesen, bir belirsizlik ya da kırılganlık gelip seni sarıyor, kollarını doluyor. Aşk, seni içten içe tüketiyor, seni her geçen gün daha fazla seviyor ama aynı zamanda yavaşça kırıyor. Kimliğini, değerlerini, kendine olan güvenini sorgulamaya başlıyorsun; aşkın gücü seni bir taraftan büyütürken, diğer taraftan bir kayboluşa, bir boşluğa sürüklüyor. Bu aşk uğruna verdiğin her şey, aslında seni yeniden doğuruyor, bir kelebek gibi kozasından çıkan bir yaratık olmanı sağlıyor. Ancak bu doğuşun ne kadar sağlıklı olduğu konusunda hala bir belirsizlik var. Acaba bu aşk, seni daha güçlü bir birey mi yapacak, yoksa tamamen tükenmiş bir halde mi bırakacak? Bu sorunun yanıtı henüz belirsiz, ama bu aşkın seni ne şekilde dönüştüreceği konusunda merakla bekliyoruz.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Sevgilimi severim, çok özgür ve saygılı, sevgi dolu, samimi bir ilişkim var. İlişkimin beni bitirmesi mümkün değil; yani bilemediniz