Sıradışı Görünüşüyle Dünyanın En Dip Noktasında Yaşayan Tuhaf Bir Canlı: Salyangoz Balığı
Bilim insanları Mariana Çukuru'nun derinliklerinde yaşayan yeni bir balık türü keşfettiler!
Bugüne kadar okyanusun en derin noktalarında birçok foraminifer, karides, deniz hıyarı ve mikroskobik canlı türlerine rastlanırken, bu kadar derinde yaşayan hiçbir balık türüne rastlanmamış.
Yeni keşfedilen Pseudoliparis swirei, şimdiye kadar kayıtlara geçen en derin noktada yaşayan balık oldu.
Okyanuslarda hayat suyun 8 bin metre altına kadar devam eder.
Bilim insanları, yaklaşık 8 bin metredeki basınç karşısında balığın proteinlerinin kimyasal olarak bozulacağı görüşündelerdi.
Pseudoliparis swirei ise 6,898-7,966 metre derinlikte yaşayabiliyor.
Okyanusun en derin noktası olarak bilinen hadal zon bölgesinde yaşadıkları tespit edilen yeni tür, 2014'ten itibaren yakalanmaya başlanmış.
Washington Üniversitesi'nden çalışmayı yürüten Mackenzie Gerringer, ''Bu kadar zorlu koşullarda yaşamak için güçlü görünmüyorlar, ancak son derece başarılılar" diyor.
Newcastle Üniversitesi'nden çevre bilimci Thomas Linley ise, bu balığın diğer balıklardan daha derine inmek için adaptasyon geliştirdiğini ve bu adaptasyonun başarılı olduğunu söylüyor.
Balık, insan elinden biraz daha uzun boyutlarda; yarı saydam bir deriye sahip.
Deri altında pembemsi organlar görünür şekildedir.
Balığın baş bölgesi 1600 filin aynı anda yaptığı basınçtan daha fazla su basıncına dayanıklıdır.
Yumuşak ve süngerimsi bir dış doku, derin okyanuslarda yaşam için en iyi seçenek aslında. Kalsiyum karbonatlı bir dış doku, şiddetli basınca dayanamayabilir.
Peki bir balığın böylesine dış etkilere açık olmasına ne sebep olabilir?
Aslında yaşadığı derinlikte hayatı için tehdit oluşturabilecek bir avcısı yok. Bu nedenle vücudunu koruması için pullu, kalsiyum karbonatlı yapılara da gerek yok. Bu yapıların olması demek, canlının bu yapıları koruması için daha fazla enerji harcaması demek. Enerji tasarrufu için de yumuşak bir dış yüzey onu avantajlı kılıyor.
Huni şeklindeki vücudunun da daha fazla besine ulaşmak için geliştirdiği düşünülüyor.
Çekilen tomografilerde balığın iskeletinin huni şeklinde olduğu daha net bir şekilde görülüyor. Yeşil olarak gördüğümüz yapı ise balığın en son yediği besin. 🐟
Derin deniz canlıları okyanusun derinliklerinde yaşadıkları için sınırlı oksijen, sıcaklık, besin ve güneş ışığıyla hayatta kalmaları gerekir.
Bu nedenle de çok farklı adaptasyonlar geliştirirler. Kimisinde ışık eksikliğini gidermek için büyük gözler bulunurken kimisi de kimyasal reaksiyonlar yoluyla ışık yaratma yeteneğine sahiptir.
Özellikle derin deniz canlıları anormal vücut büyüklüğüne sahip olabilir.
Bunun sebebi ise, vücut ısısını düzenleyen enerjiyi, derinlerde tüketmeleri gerekmediğinden bedensel gelişimlerine bu enerjiyi harcarlar. Yani derin denizlerde yaşayan organizmalarının bu garip görüntülerinin altında aslında geliştirdikleri adaptasyonlar yatıyor.
Yorum Yazın
henüz anlayamadıgımız yaşam koşulları var. Güneş ışıgına gerek duymuyor. bambaşka bi dünya onun icin insanları gec bi cok balkk türü bile uzaylı
İnsan elinden biraz daha mı uzun? O küçük şey benim elimden uzun...
Deniz, cok ilginç ve dilsiz bir kuyu gibi geliyor. Sanki bildiğimiz kadar bilmediğimiz bir çok sey var gibi. Ürkütücü geliyor.