Bülent Arınç'tan Flaş Gülen Açıklaması!
Bülent Arınç'tan Flaş Gülen Açıklaması!
'Hocaefendi'yi bir kenara koymak gerekir' diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fethullah Gülen'in son açıklamalarına değindi ve ''Bizim hükümetle bir meselemiz yoktur' dese mesela kalmayacak ama yapılmadı' şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa'daki yerel bir televizyon kanalında açıklamalarda bulundu.
'Artık o cemaati bir kenara çıkarıp koymalıyız. O cemaatin içinden veya dışından birtakım iş birliği yaparak bir siyasi provokasyonla hükümeti devirmeye çalışan bir organizasyondan bahsetmeliyiz' diyen Arınç, Fethullah Gülen'i tartışmanın merkezinden çıkarmak gerektiğini, ona saygısının hala devam ettiğini belirtti.
Arınç, 'Bunu söylemek doğru mu bilmiyorum ama ben, şunlar, şunlar, şunlar yapılsa bile bugüne kadarki öğretisiyle bugüne kadarki konuşmalarıyla yaşantısıyla tarzıyla Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir şeyler yapmamak gerektiğini düşünüyorum' dedi.
Arınç, Gülen'in üç gündür yayımlanan açıklamalarına da değinerek şöyle dedi
'Bizzat cemaatin çıkardığı bir gazete ve bunlar belli bir şekilde de satılıyor. Takdir ediyoruz, okuyoruz. Benim de halen evime geliyor, abonesiyim, aboneliğimi de kesmedim. 'Neler yazıyorlar, bir bakalım' diye biz de okuyoruz.
Biz her şeyi yok kabul etmiyoruz ki 'Bu da geçer ya hu' diyoruz. Burada yanlış, hata yapanlar cezasını çekecek. Çünkü bilerek hata yapıyorlar. Bilerek kötülük yapıyorlar, hata yapmıyorlar. Şimdi beddua etmiş yine veya lanet okumuş. Duygusal bir insandır Hocaefendi, daha evvel de buna benzer bir şey yaptı ve belki de kırılma noktası o. Başbakanımız da arkadaşlarımız da ona çok üzüldü. Onlar, 'İslam'da bunun yeri vardır' diyorlar. Mülaane diye bir şey. Ben de ilk defa duydum, belki de vardır. Yani 'Kendimizi de işin içine koyarak lanet veya beddua okuyoruz, Peygamber de böyle yapmıştı' diyorlar. Ben orasını bilmem ama lanet okumaya gerek yok. Niye lanet okuyorsun.
Söyleyecek tek cümle var, 'Bu tuzakları kuran bizden değildir, bu dinlemeleri yapan, iftiraları atan, bu montajları yapan bizden değildir. Bizim hükümetle bir meselemiz yoktur. Biz Türkiye'nin selametini istiyoruz ve kim ki bize mensup olduğunu iddia ederken bu işleri yapmışsa onu reddediyoruz' dese mesele kalmayacak bizim açımızdan. Yapılmadı.
Arınç'ın diğer açıkalamalarından satır başları şöyle...
'ŞİMDİ BOZKURT İŞARETİ YAPIYOR'
Benim yıllarca camia içinde her şeyiyle bildiğim, tanıdığım, onun da yıllardan beri AK Parti'ye gönül verdiğine inandığım bir insan, şimdi bu işareti (bozkurt işareti) yapmaya başlamış. 'Ağabey biraz garip kaçmıyor mu' falan dedim. 'Ne yapalım talimat böyle' dedi.
'KENDİNİ İNKAR ETME'
MHP, bu Fethullah Gülen hocaefendi için, bu cemaat için bugüne kadar ne demiştir, alt alta getirebilirim. Onun mensupları, ağız dolusu ne kadar hakaret etmişlerdir, alt alta toplayabilirim. Kılıçdaroğlu ve ekibinde ne kadar insan varsa 'Fetoş' demekten başlayarak ne kadar hakaretler yapmışsa köküne kibrit suyu ekmek için ne kadar çalışmışsa kitaplar yazabilirim. Sen böyle bir partiye oy topluyorsun şimdi öyle mi? Bu çok yanlış. Ben kabahatliysem bana oy verme ama sen kendini de inkar etme.
'BİRİNCİ RAUNDU KAZANIRSAK...'
Geç anladık ama anladık. Dolayısıyla bu seçimi başarıyla geçirdiğimiz takdirde birinci raundu biz kazanmış olacağız, hükümet kazanmış olacak. Ondan sonra yanlış yapanlarla ilgili birtakım çalışmalar olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken inşallah bu tür iftiralarla yalanlarla ve birbirine geçmiş birtakım organizasyonlarla karşılaşmamış olacağız. Ben 30 Mart akşamını sabırla beklemeyi öneriyorum.
'BERKİN ALVAN HEPİMİZİN EVLADI'
Berkin Elvan, hepimizin evladı sayalım, onun gibi Ali İsmail Korkmazlardan, diğerlerinden başlayarak söyleyeyim; bunlar sokak olaylarında hayatını kaybetmiş, bizim gençlerimizdir. İnşallah bundan sonra kesinlikle böyle bir olay yaşamayız. Bu olaylardan sonra yapılacak şey de ciddi bir adli soruşturmayla kimin sebebiyet verdiğini, bu ölümlere kimin yol açtığını ya silah olarak ya eylem olarak tespit etmek ve bunun cezasını vermek.
'ÖNDER'E KALDIYSAK YANDIK'
Sırrı Süreyya Önder'e kaldıysak yandık; 'Üçüncü köprüyü yıkacağım' diyor. Bu zihniyet, Türkiye'de iş yapmayan, aynı zamanda iş yaptırmayan ve bu tür şeyleri hala 'Malabadi Köprüsü bu durumdayken bu iş olmaz' düşüncesiyle eleştiren insanlar... 'Köprüyü yaptırmam, metroyu yaptırmam, ona karşı çıkarım' veya yanlış da olsa bir toplu konut yapılmış, 3-5 binden fazla insan konut sahibi olmuş, 'Ben bunu yıkarım' demek belki insanı meşhur edebilir. Arapların meşhur bir sözü vardır; 'Muhalefet et ki tanınasın' derler.
'SENİN 7 TANE FEZLEKEN VAR'
Şimdi sen ortada fol yok, yumurta yokken 'baş çalan' diyorsun, başka şeyler diyorsun. Halbuki senin 7 tane, 95 tane de CHP'li milletvekili hakkında fezlekeler var. Biri de çok çirkin hatta. Fezleke demek, iddianame demektir. Yani soruşturma yapılmış, iddianame tanzim edilmiş ama milletvekilinin dokunulmazlığı olduğu için yargılamaya geçilmiyor.
Mesela Muharrem İnce ile ilgili fezlekeyi okudum. 8 sayfa, bütün dinlemeler, kadının ifadesi, onun bunun ifadesi var. Sadece bunun ifadesi alınamamış. Şimdi burada bir iddianame var, biz onlar hakkında kürsüye çıktığı zaman kötü şeyler söylemiyoruz, utanıyoruz en azından ama hakkında hiçbir şey olmayan bir başbakana veya bakanlara sen hakaret ediyorsun. Bir siyasetçi bu kadar siyaset dışı, edep dışı, ahlak dışı bir konuşma yapmamalı.
'KILIÇDAROĞLU VAZGEÇSE...'
Bizimki bunlara dayanamaz. Zaten onun bu zayıf noktasını bilenler, hep buraya hücum ederler. Oğlu için, eşi için, kendisi için bir şey söyleyeceksin, buna karşı durması, dayanması mümkün değil Sayın Başbakan'ın. O yüzden o da üslubunu, karşıdakinin bu sözlerine karşılık yükseltebiliyor. Belki de o da onlara karşılık verirken aynı şekilde, sert bir biçimde konuşabiliyor. Dolayısıyla bu işi başlatana, bu işi büyütene bakmak lazım ama ne olursa olsun, bir yerde siyasetçinin bu üslubundan vazgeçmesi gerekir. Vazgeçen Kılıçdaroğlu olsa Başbakan'ın bu konuda söyleyecek bir şeyi kalmaz.