Bundan Daha Ağır Bir Yük Olamaz: Beş Aylık Kızının Tabutunu Taşıyan Baba ve Bir Bebeği Büyütmenin Zorlukları
Edirne-İstanbul seferini yapan tren raydan çıkmış, 24 kişi yaşamını yitirmişti. Yaşamını yitirenler arasında beş aylık Beren de vardı. Babasının Beren’in tabutunu taşıdığı görüntüyü aklımdan çıkaramıyorum. Olabilecek en hafif ağırlık ama dünyadaki en ağır yük…
Acılı baba ve eş Melih Kurtuluş'un acısının ne kadar büyük olduğunu tahmin edemem, yerine kendimi koyamam, empati yapamam ama bir bebeğin ne kadar zor büyüdüğünü anlatabilirim.
Beş aylık olana kadar geçen uykusuz geceleri, sızlayan memeleri, gaz sıkıntılarını ve diğer her sorunu söyleyebilirim. Tam da anlamlı sesler çıkarmaya başladığı, iletişime geçmeye çalıştığı, kafasını ve omurgasını düz tutabildiği, sizi anlayarak gülebildiği dönemden bahsedebilirim; güzelliklerini anlatabilirim; beş aylık oluncaya kadar yaşadığı her şeyi sıralayabilirim.
Belki o zaman yıkarız bu düzeni, ihmaller zincirinde yitip gitmeyiz ve çocukların ölmesine seyirci kalmayız...
Yenidoğan bir bebek 24 saat emmeyi istese de ilk zamanlarda beceremez. Bunu ona siz öğretmek zorundasınız.
Gece ile gündüzü ayırt edemediği için ne zaman uyuyup ne zaman uyanacağını bilemez; zaten ilk zamanlar iki saatte bir karnı doyurulması gerektiği için uyusa bile uyandırmak zorunda kalırsınız.
Gazını çıkaramaz ve bu öğretilebilen bir şey değildir. Kendi başına çıkarmaya hazır olana kadar o gazı çıkarmalısınız yoksa ağlama krizleri ve kolik ihtimalleri sizi yiyip bitirir.
Vücut sıcaklıklarını kontrol edemedikleri ve sıcak bir yerden geldikleri için dış ortamla uyumu tam olarak yakalayamazlar ve bu nedenle elleri ve ayakları soğuk olabilir.
Çoğu zaman uyuyabilmesinin tek yolu kucağınızdır; yorgun, uykusuz, bakımsız, bitkin olabilirsiniz ama o bunu anlayamaz.
Bütün bu döngüyle geçen altı ayın ardından rahat bir nefes alabilirsiniz. Ele gelen, en azından sizi gören, az çok gazını çıkarabilen, uykusunun geldiğini bir şekilde belli eden bir bebek vardır artık sizinle ya da yoktur...
Yorum Yazın