‘Bunu Ben de Yaparım’ Dediğiniz O Tuhaf Eserler Nasıl Milyonlarca Dolara Alıcı Bulabiliyor?
Sanatın medeniyetimizin en önemli ayaklarından biri olduğu şüphesiz, sanatı bir piyasa haline getirmek ise sanatın kıymetinden tamamen bağımsız bir durum. Bir tablonun 100 milyon liraya satılmasından bahsetmiyoruz, bu 100 milyonun nasıl belirlendiği ve kimin tarafından (kimi zaman da kimi hedefleyerek) belirlendiğini açıklıyoruz. Takılın peşimize, sanata tüccarlık yapanları tanımaya gidiyoruz!
Yerde bir gözlük... İşte bu dünyaya olan bakışımızın nasıl körleştiğini bize anlatıyor.
Ya da gerçeği söylemek gerekirse, birisi oraya gözlüğünü koydu, sanat galerisinde gören insanlar ne tepki verecek diye merak ederek. San Francisco'da yaşandı.
Sanat galerilerinde üzerinde milyonların konuşulduğu ve kimi zaman anlam verilemeyen sanat eserlerinin aslında bir anlamı var ama hiç de öyle seveceğimiz türden değil.
Fiyatların yüksek oluşu eserin sanat tarihi özelinde kıymetinden ziyade sanat galerileri ve küçük çaplı koleksiyonerlerin elinde aslında. Bir şehir efsanesi değil, üzerine bu çalışma gibi ciddi araştırmalar yapıldı.
Koleksiyoner ve sanat galerileri ortak olarak aynı kalibredeki eserlerin fiyatlarını yükseltirler.
Birileri onlarla aynı fikirde olsun ya da olmasın, yükselttilerse yükseltmişlerdir. Bir sanat eserinin azami ya da asgari fiyatı olmadığı için terazi her zaman onların elinde.
Büyük sanat galerilerinin eser fiyatları öyle ulu orta bilinmez, her daim gizli tutulur. Niye mi?
Fiyatlar alıcıya göre değişir. Bir milyonerseniz sanat eserinin değeri sizin değerinize oranla kuşkusuz yükselir, siz buna değersiniz.
Eserleri ellerinde tutan kişiler için sadece para önemli değildir, sattıkları kişinin de "belli bir sınıfın üstü" olması gerekir.
Öyle ki Harry Potter'dan aşina olduğumuz Daniel Radcliffe pahalı bir tabloyu almak için bir galeriyle anlaşmaya çalıştığında satıcı daha prestijli birine tabloyu satmak istediğini söyler. Nasıl bir prestij arıyor acaba?
E açık artırma? Fiyatı biz belirlemiyor muyuz, bundan satıcıya ne?
Üzgünüz ki açık artırmada da yalnız değilsiniz. Çoğu açık artırmada sadece teklif yapması için para ödenen biri ya da birileri mutlaka olur. Yine inanmayanlar var, görüyoruz. Buradan okuyunuz. Bir diğer yöntem de özellikle arka sıralarda hayali bir teklif varmış gibi fiyatı kendi kendine yükseltmek!
Sanat piyasaya çevrildiği zaman para aklamanın da en iyi yollarından biri sanattan geçer. Çünkü kimliğiniz herkesten gizlenir, kimi zaman devletten bile.
Sanat galerilerinin para aklama konusunda yıllar geçtikçe bir üs haline gelişi hiç de yabana atılacak bir durum değil. İllegal para akışının boyutları ve bu karanlığın sanata sıçrayışı üzerine bu makale gerçekleri daha da detaylı biçimde gözler önüne seriyor.
Sanat galerine yapılan bağışın vergi ödemesinden düşülüyor olması sektörün ekonomik yanını iyiden iyiye ortaya çıkarıyor.
Eserlerin alımıyla ortaya çıkan büyük çaplı vergi borçları yine koleksiyonerlere yapılan sanat bağışlarıyla dengelendikçe döngü değerini artırarak tamamlanıyor.
Sanatçıların "Böyle bir dünyaya eser getirmek istemiyorum!" diyerek bu çarkın dişlisi olmama şansı yok, eserlerini satmak istiyorlarsa buna mecburlar.
Sanatçı yaptığı eseri sokakta istediği pahaya satabilir fakat çapını büyütmek istediğinde onun değerini belirleyecek kişiler aslında güzel sanatın da ne olduğunu belirleyen, paha biçen koleksiyoner ve sanat galerileri olacak. Sistem böyle. Bu sistemin değişeceği ve zevklerin paha biçeceği sanat dolu günlerde görüşelim!
Yorum Yazın
Bu zamana kadar sanat eserlerinin pahalılığının bi daha öyle bi eser yapılamayacağı için o eserin nadideliğinden kaynaklandığını zannederdim. İşin içine para... Devamını Gör
Bu sebepten çağdaş sanat kabiliyetsiz zengin tayfa tarafından oldukça güzel kullanılıyor ceplerini tatmin ediyor . Benim gibi kendi halinde resim yapan diğer... Devamını Gör
çünkü onu alanın aklında birkaç tahta eksik oluyor. o aldığı tablo da onu tamamlayacak zannediyor. ondan sanırım ya.