onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Burada Yaşayan İnsanlar Ortak Bir Sırrı Paylaşıyor! Kurgu Gibi Özellikleriyle 9 İlginç Yer

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Burada Yaşayan İnsanlar Ortak Bir Sırrı Paylaşıyor! Kurgu Gibi Özellikleriyle 9 İlginç Yer

A. Ece
18.04.2018 - 14:37

Her topluluğun kendine has özellikleri var. Kimi kültürden geliyor, kimiyse zamanın getirisi. Her halükarda her birinin toplumun içine işlemiş bir sıra benzediği kesin. 

Şimdi göreceğiniz toplumlarsa alışılagelmişten biraz farklılar. Dolayısıyla sırları da biraz farklı.

İşte kurgulanmış gibi duran birbirinden farklı özellikleriyle 9 ilginç yer:

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Minik İnsanların Krallığı, Çin

1. Minik İnsanların Krallığı, Çin

Engeli olan insanlar için sosyal yaşam zor olabilir. Fakat, Kunming yakınlarında bulunan Chen Mingjing imzalı bir özel tema parkında bu durum değişmiş ve sıradışı bir dünya yaratılmış. Mingjing Cücelik Hastalığı olan insanların ülkenin dört bir yanından buraya taşınmasını istemiş ve bugün burada yaşları19 ila 48 arasında değişen yaklaşık 125 insan yaşamakta.

Bu insanlar cüce cin, melek, elf, prenses ve şövalye kıyafetlerinden oluşan şenlikli kostümler giyiyorlar ve evleri ağaç, mantar gibi farklı şekillerde. Pek çoğu yurtlarda kalıyor ve onlara özel inşa edilmiş banyoları, eşyaları var. Burada yaşadıkları hayat rahat ve açıkçası kimse de arkalarından gülmüyor.

Hem de burada herkesin bir işi var. Turistlere özel gösteriler yapıyor ve turlar düzenliyorlar. Pazarlarıysa ev işlerine ayırıyor ve poker, voleybol oynayıp, ücretsiz İngilizce dersleri alıyorlar.

İnsanların burası hakkında fikir ayrılığı yaşamasına rağmen, içinde yaşayanlar bu durumdan mutlular. İçinde evlerinin ve işlerinin olduğu kendi rahat dünyalarında yaşıyorlar. Burada ayrıca bir okul, bir hastane, süpermarketler, kafeler ve bir çiçekçi de mevcut.

2. Pirahãlı İnsanlar-En Mutlu Kabile

2. Pirahãlı İnsanlar-En Mutlu Kabile

Brezilya'daki Yağmur Ormanları'nda bir kabile 'en mutlu kabile' ünvanını almış. Kabiledeki insanlar sayı saymayı bilmiyorlar. Bildikleri sadece iki sayı var: 'biraz' ve 'çok.' Tıpkı bildikleri iki renk olduğu gibi: 'karanlık' ve 'aydınlık.' Kullandıkları bir takvim yok ve tarihleri bilmiyorlar. Günde bir ya da iki kere yemek yiyorlar.Arada bir de 20 dakika uyuyorlar; çünkü uzun süre uyumanın onları güçlerden alıkoyduğuna inanıyorlar.

Onlara göre insanlar arasındaki ilişkinin sadece üç aşaması var: bebek, eş, kardeş. Hiyerarşi yok, hırsızlık yok, suç yok...

Mülkleri yok, önyargılarının olmadığı gibi. Bu yüzden Daniel Everett isimli dilbilimcinin vaazları tarafından ikna edilememişler, hatta Everett onların bakış açısını kabul etmiş ve linguistik düşüncelerinin değişmesine neden olan bu kabilenin 3 sesli ve 7 sessiz harften oluşan alfabesini kabul etmiş.

Pirahãlı insanlar mutlular ve geceleri şarkı söylerken rüyaların ve gerçekliğin eşit derecede önemli olduğuna inanırlar. Her 7 yılda bir adlarını değiştirirler. Binlerce hayvanın ve bitkinin adını, özelliklerini hatırlar, çocuklarını klasik oyuncaklar yerine ağaçlarla, çiçeklerle, köpeklerle ve ormanın ruhuyla oynatırlar.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

3. İkarya-Asırlık İnsanların Adası

3. İkarya-Asırlık İnsanların Adası

İkarya Adası'nda her üç kişiden biri 90 yaşına kadar yaşıyor. Popülasyonun çoğunluğu 100 yaşına kadar yaşamış.

8 adet şifalı kaynağı ve düşük turist sayısıyla cennetin sırrı Ege Denizi'ndeki doğal adada yatıyor. Fakat, burada kimse yalnız değil. Yaklaşık olarak 10.000 iyimser insan burada yaşıyor.

Burada çok az sayıda insan Alzheimer hastalığı ya da yaşa bağlı sorunlardan haberdar. Stamatis Moraitis (fotoğrafı yukarıda) buraya Amerika Birleşik Devletleri'nden son günlerini yaşamak için gelmiş; çünkü doktorlar sadece 9 ayı kaldığını söylemiş. Yunan kökenli Moraitis 1976 yılında ailesiyle memleketi olan adaya dönmüş ve yaklaşık 37 yıldır burada mutlu mesut yaşamakta.

İkarya'da kimsenin acelesi yok. İnsanlar çalışabildikleri kadar çalışıyorlar, dağlara tırmanıyor, kendi yetiştirdikleri meyveleri yiyorlar. Buradaki insanların bolca tükettiği diğer şeylerse zeytin yağı, fermente edilmiş acı mayalı ekmekli keçi sütü ve bitki çayı şeklinde sıralanabilir. Akşamlarıysa komşularıyla oturup bir bardak şarap içiyorlar.

Burada yaşayanlardan 101. yaşını kutlayan bir kadınsa sırrı sorulunca 'Burada ölmeyi unutuyoruz!' demiş.

4. Cândido Godói-İkizlerin Toprağı

4. Cândido Godói-İkizlerin Toprağı

Brezilya'daki Cândido Godói ikiz doğum oranının yüksekliğiyle meşhur. Burada 80 aile tam 44 çift ikiz kardeş yetiştiriyor. Çoğu aile buraya Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'dan taşınmış. Doksanlı yılların başında ise bu garip olay gazetecilerin dikkatini çekmiş ve yetkililer basının ilgisini o kadar sevmiş ki buraya 'İkizlerin Toprağı' adını vermiş, birkaç sergi açıp, bir de 'Doğurganlık Heykeli' dikmişler.

Bilim insanlarının bu durumu açıklamak amaçlı birkaç teorisi olmuş. Bunların arasında suyun özel oluşu, yaşadıkları bölgenin izole oluşu ve Nazi doktoru Josef Mengele'nin genetik deneyleri bulunmakta. Yerlilere göre Mengele kasabada dolaşıp veteriner rolü yapmış ve aynı dönemde ilk ikiz doğumları yaşanmış. 

Şu ayrıntıyı da ekleyelim ki, öğretmenler derste ikiz öğrencileri ayırırken çok sıkıntı çekiyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

5. VaDoma Kabilesi-Devekuşu İnsanları

5. VaDoma Kabilesi-Devekuşu İnsanları

Bu kabilenin insanlarında genetik bir bozukluk olan Ekrodaktili bulunmakta. Orta üç ayak parmağının eksikliği sonucu bu insanlara 'Devekuşu Ayaklı' kabile adını takmışlar. Bilim insanlarına göre bu genetik anormalinin nedeni kabile dışı evlilikleri yasaklayan eski kanunlarda yatıyor olabilir.

5 ayak parmağı olan 2 ve 2 ayak parmağı olan 3 çocuğu olan bir baba diyor ki; 'Çocukken kendimi sıradışı bir şey olarak hiç düşünmezdim. Annemin ve diğer insanların da 2 ayak parmağı vardı. Rahatsızlık vermiyorlardı. Aktif bir insandım ve Francistown'a uzun yürüyüşler yapardım.'

6. Amişler

6. Amişler

Barışsever Protestanlar olan Amişler Jakob Ammann tarafından kurulmuş ve dış dünya ile temasa karşılarmış. Fakat, 16. Louis Katolik olmayanlara karşı işkencelere başlayınca Amişler de Yeni Dünya'ya taşınmak zorunda kalmışlar.

Bugün ABD'de (Pensilvanya, Ohio ve diğer eyaletler)  ve Kanada'da (Ontario) birçok yerleşkeleri mevcut. Silah kullanmıyorlar, vergi ödemiyorlar ve devletten hiçbir yardımı kabul etmiyorlar. Çiftçilik ve el işleri ile geçiniyorlar..

Eski Amişler geleneksel kuralları takip ediyorlar: Araba sürmüyorlar, toprak için saban kullanıyorlar, elektrikleri, telefonları ya da bilgisayarları yok. Buzdolabı yerine içi buzla dolu bir kutu kullanıyorlar. Yeni Amişler ise telefon ve biçerdöver kullanmayı tercih ediyor.

Her ailede en az 5 çocuk var. Bütün kadınlar bone takıyorlar ve saçlarını kesmeleri, boyamaları yasak. Ayrıca takı da takamıyorlar. Erkeklerse evlendikten sonra sakal tıraşı olamıyorlar.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Çocuklar sadece 8. sınıfa kadar eğitim alıyorlar ve 15 yaşından sonra 'rumspringa' dönemi başlıyor. Bu dönemde ergenlik çağındaki çocuklar kuralları yok sayıp ve topluluklarını terk ediyorlar.. İçki ve sigara içmeye, modern kıyafetler almaya çalışıyorlar. Bu dönemden sonra, çocukların %90'ı topluluğa geri dönüp vaftiz edilmeye karar veriyor.

Günümüzde birçok insan Amiş toplulukları ile ilgileniyor. New York'a gidip şehir hayatını deneyimleyen Amiş gençleri ile ilgili televizyon dizileri bile var. Fast-food yemekten bıkmış olan Amerikalılar ise her türlü taze yiyeceği alabildikleri Amiş pazarlarına gitmeyi tercih ediyorlar.

7. Sanat Kolonisi, Arden, Delaware

7. Sanat Kolonisi, Arden, Delaware

1900'de iki arkadaş -heykeltraş Frank Stephens ve mimar Will Price- Delaware'de biraz toprak kiralayıp bir sanat kasabası kurmuşlar. Burası insanların dertsiz tasasız bir kırsal hayat yaşayıp, bağımsız işçilik yapıp, toprak için sadece bir vergi ödeyecekleri bir yer olacakmış.

Özgürlüğüne düşkün sanatçılar, müzisyenler ve yazarlar bu konsepti beğenmişler ve insanlar sanatlarını satarak bir sanat kolonisi geliştirmiş. Bugün Arden'de yaşayanlar kendilerini Georgizm'in takipçileri sayıyor ve herkes kendi yarattığı şeyleri satarken doğanın yarattıkları herkese bir hediye oluyormuş.

Bu kasaba insanlar için çok mutlu bir mekan haline gelmiş ve turistler pazarları ve festivalleri sürekli ziyaret edip, kasabalılar tarafından yapılmış orijinal ürünleri alıyor ve Orta Çağ İngiliz stilindeki evlerin mimarisine hayran kalıyorlarmış.

8. Hogewey-Yaşlılar için "The Truman Show"

8. Hogewey-Yaşlılar için "The Truman Show"

Bu rahat kırsal kasabada evler, süpermarketler, kafeler ve bir de süs havuzu bulunmakta. Fakat yaşayanlar sadece Humane Hastanesi'nden gelen 'Bunaklık' hastaları ve uzmanlar 2030 yılına kadar bu hastalığın yaklaşık 65 milyon kişiyi etkileyeceğini söylüyor.

Hogewy'de yaşayanlar ne hastalıklarından ne de yalnızlıktan sıkıntı çekiyorlar. Her apartman koğuşu 5 ya da 6 kişiye ait ve bu insanlar satıcı, kuaför ve diğer kılıklara girmiş çalışanlar tarafından bakılıyorlar.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Her şey insanların kasabayı terk etmek zorunda kalmayacağı şekilde tasarlanmış. Beyaz önlükler içinde doktorlar yok ve amaç 'yaşlıların normal bir hayat yaşaması.'

Yürümek ve alışveriş yapmak dışında kasaba sakinleri bisiklet sürebilir, müzik, resim, bahçe işleri ve aşçılık gibi hobilerle uğraşabilirler. Ayrıca mesleki terapilere de dahil olabilirler: çamaşıra ya da yemeğe yardım etmek, birisine bakmak gibi.

Kaldıkları koğuşlar hastaların hafızalarını yitirmeye başladıkları döneme göre tasarlanmış- yetmişler, seksenler ya da doksanlar stilinde. Yemeklerini ısıtmak için kullandıkları mobil mutfaklar sayesinde de yemeklerini sanki kendileri yapmışlar gibi görünüyor.

Bu proje çok fazla eleştriye maruz kalmış fakat ciddi şekilde düşünen insanlar bütün kasabalıların 'kasabalarını' çok sevdiğini anlamışlar. Çünkü iştahları düzeliyor, daha konuşkan oluyor ve daha az ilaca ihtiyaç duyuyorlarmış.

9. Finca Bellastiva-Ağaç Ev Cenneti

9. Finca Bellastiva-Ağaç Ev Cenneti

Kosta Rika'daki ağaç ev topluluğunun hikayesi bayağı ilginç. Bir gün yeni evlenmiş Matthew ve Erica Hogan kesilme riski olan 600 dönümlük bir ormanı satın almışlar. Daha sonra ağaç evler inşa etmeye başlayan çifte zamanla aynı kafadan insanlar katılmış.

On yıl sonra ise burası Pasifik Okyanusu'nun kıyısında çevre dostu bir kasabaya dönüşmüş. İnsanlar burada güneş pilleri kullanıyor, yağmur suyu biriktiriyor, meyve-sebze yetiştiriyor ve atıkları için biyoproses denilen bir yöntem kullanıyorlar. Yaşayan herkese kaynaklar ve rotalar konusunda da rehberlik ediliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ayrıca ağaçlardaki insanlar yerel bir kuş türü olan Faunalar'ın dikkatini çekiyormuş. 'İnsanlar ne kadar çok ses yaparsa o kadar çok kuş ve hayvan buraya toplanıyor.' diye açıklamışlar bu durumu da.

Bu yerin kurucusu Matthew ve Erica diyor ki 'Burayı yaparken kalbimizi dinledik, yatırımcıları değil. Bizim 'ilkel' fikrimiz de birçok insana ilham verdi.'

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
282
138
31
6
5
3
2
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
hadibeordan

amişler barışsever miymiş?