Çalışanlara ve Çevresindeki İnsanlara Saygısı Olan Herkesin Uyması Gereken Yazılı Olmayan 13 Görgü Kuralı
Twitter'dan Martı De Morgan'ın attığı tweet'ten yola çıktık ve sizler için yazılı olmayan birtakım görgü kurallarını derledik!
1. Alışveriş yaparken bakılan ya da denenen kıyafetleri/ayakkabıları yerine koymak.
2. Dışarıda yenen yemeğin ardından tabak, çatal, kaşık gibi malzemeleri toplarlamak/dağınık bırakmamak.
Burada elbette birtakım kurallar var: Çatal, kaşık ve bıçağın paralel konulması; kürdan, peçete gibi nesnelerin tabağa bırakılmaması gibi... Ama yine de niyetinizin iyi olduğunun farkında olan hizmet personeli tavrınızı hoş bulacaktır.
3. Markette almaktan vazgeçilen ürünü reyonuna götürmek ve yerleştirmek.
Aceleniz var, farkındayız ama çikolata reyonunun kenarına sıkıştırdığınız yoğurt bozulabilir ve çalışanlar zor duruma düşebilir. Evde arkanızı toplayan anneniz olabilir ama sosyal hayata da bir şekilde uyum sağlamak zorundasınız.
4. Kütüphanede alınan kitabı rafına düzgün bir şekilde bırakmak ya da en azından rafın yakınlarına götürmek.
Kütüphane alışkanlıklarımız tartışılır elbette ama raftan aldığınız kitabı eğer ödünç almayacaksanız geri götürmelisiniz. Böylece kütüphane çalışanlarına ufak da olsa bir katkınız olur.
5. Geri dönüşüm işçileri için farklı malzemeleri biriktirerek ayırmak ve bu şekilde çöpe atmak.
Elbette mecbur değilsiniz, geri dönüşüm yapmanız bile muazzam bir şey ama insanların işlerini kolaylaştırmak adına attığınız bu güzel adımla dünya daha iyi bir yer olacak.
6. Yerleri silen/temizleyen çalışanın yanından geçerken dikkat etmek/olabildiğince ayak ucuna basarak yürümek.
Mümkünse hiç geçmeyin, kurumasını bekleyin diyeceğiz ama bazen aceleniz olabilir.
7. Fast food restoranlarında yemeğin ardından tepsiyi boşaltmak ve yerine koymak.
Bu davranışınızla tüm gün ayakta olan çalışanlar için siz melek gibi bir insan olursunuz. Bu ne sizi küçültür ne de yorar ama birini çok sevindireceğiniz kesin...
8. Market alışverişinin ardından alışveriş arabasını yerine bırakmak.
Alışveriş merkezlerinin ya da büyük marketlerin otoparklarında mutlaka başıboş gezen arabaları görmüşsünüzdür. İnsanlar öylece bırakıp giderler. Yanına bir araba gelir mi, biri çarpar mı, kendi kendine ilerleyerek birilerine zarar verir mi diye düşünmeden salarlar öylece. Ama siz yapmayın.
9. Masadan kalınca sandalyeyi düzgünce yerine yerleştirmek.
Nasıl ki erkeklerden kadınların sandalyelerini çekmeleri bekleniyorsa, cinsiyet ayırmadan herkesten de kalkarken sandalyesini yerine yerleştirmek bekleniyor. Biz söyleyelim de, uyup uymamak sizin elinizde...
10. Satış görevlisi başka bir müşteriyle ilgilenirken sabırla beklemek/oflayıp poflamamak.
Aceleniz olabilir ama sizden önce gelmiş bir insanı beklemeniz gerekir. Çalışana sert bir şekilde çıkışmanız onun işini kolaylaştırmıyor sonuçta.
11. Pazarda yere düşen sebze ve meyveleri yerine koymak.
Nasıl ki markette almaktan vazgeçtiğiniz ürünleri rafına bırakıyorsunuz, pazarda da düşürdüğünüz sebze ve meyveleri ezilmediyse yerine yerleştirmelisiniz. 'Ayyy yere düştü, yenir mi?' demeyin, o malzemelerin nerelerden geldiğini görseniz hiçbir şey yemezsiniz.
12. Yemek sonrası restoranın bahçesinde içilen çayın bardağını hesap ödenmiş olsa bile içeri götürmek.
Sigara sağlığa zararlı ama içiyorsunuz, bari o çay bardağını yerine götürün. Haksız mıyız?
13. Nasılsa biri toplayacak diye düşünerek çöpleri yere atmamak/çöp kutusu olmasa bile elinde tutarak aramak.
Dünyanın pek çok yerinde çöpçüler çalışıyor ve yere atılan çöpler toplanıyor ama neden yere atasınız ki?
BONUS: Teşekkür etmek, kolay gelsin demek, iyi günler dilemek...
Daha basit bir şey olamaz sanki, ne dersiniz?
Yorum Yazın
ne yazık ki bizim ülkemizde öküzlük bir sanat gibi görülüyor.
normal yapılması gerekenler lütuf görülüyor artık
Öncelikle çalışanın işine karışmayın. Yoksa size müsaade etmekle işini yapmak arasında kalır. Daha zor olur. Daha önemli olan konular var. Örneğin alacağınız... Devamını Gör