Çamaşırhaneden Kaymakçıya Giden, Esir Pazarlarında Kalıcılaşan Meslek: Eski İstanbul'da Fahişelik
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Çamaşırhaneden Kaymakçıya Giden, Esir Pazarlarında Kalıcılaşan Meslek: Eski İstanbul'da Fahişelik
Osmanlı'nın tarihinde pek bilinmeyen ama çok merak edilen, çok az kitabın sayfa aralarında kendine yer bulabilen detaylar saklıdır. Bunlardan birisini biz de sizin için araştırdık.
Kaynak: Murat Bardakçı, Osmanlı'da Seks
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Fahişeliğin Osmanlı’daki resmi başlangıcı 16.yy olarak kabul edilir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Osmanlı arşivleri incelendiğinde ilk fahişelerin Arap Fatı, Giritli Narin, Atlıases Kamer, Kirteli Nefise ve Balatlı Aynî adlarında beş kadın olduğu biliniyor.
1565 yılında mahallelinin durumu fark edip şikayet etmesi üzerine Arap Fatı’nın evi basılır ama herkes evde olmasına rağmen Fatı yoktur.
Kısa süre sonra Kalafatçı’da başka bir eve baskın yapılır. Buradaki kadın bir Yeniçeri askerinin karısıdır. Önce başka evlerde çalışsa da en son kocasının evinde çalışmaya başlamıştır. Halkın linç etmek istediği kadın imamın yardımı ile hayatta kalır ve Yedikule’ye kapatılır.
Bu ilk baskınlarla birlikte fahişelik resmen kayıtlara geçmiş olur ve daha da duyulmaya, görülmeye başlanır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Arşiv kayıtlarına göre direkt olarak fahişeler hakkında çıkartılan ilk ferman Sultan 2. Selim’e aittir. Şehirdeki “uygunsuz” tüm kadınların listelenip tutuklanmasını emreder.
Ancak beklenmedik bir şey ortaya çıkar ve erkekler, hapse atılan kadınlara aşık olduklarını söylerler. Onlarla evlenmek istemektedirler.
Fahişeliğe karşı baskı ve sürgün politikası hiçbir işe yaramaz. İlan edilen her fermana karşı çıkar bir yol bulunur.
İlk bulunan yok çamaşırhanelerdir. Bekar erkekler ellerine aldıkları çuvallarla çamaşırhanelere gider ve “çamaşır yıkatma” bahanesiyle kadınlarla birlikte olurlar.
İkinci yol kaymakçı dükkanlarıdır. Kaymakçı dükkanlarına ayrı ayrı giren kadın ve erkeklerin kaymak yemenin çok ötesinde işler yaptığı anlaşılınca bu sefer de kadınların kaymakçı dükkanlarına girmeleri yasaklanır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Murat Bardakçı'nın aktardığına göre bulunan en rahat çözüm ise esir pazarları olur. Şeriata göre cariyeler sahibinin malıdır ve bir mal, satın alınmadan önce denenebilir.
Bu durumu fırsat bilenler, esir pazarındaki satıcılara kapora vererek cariyeyle eve giderler. Birkaç gün sonra “kusurlu” diyerek iade ederler. Bu durum hem dinen hem kanunen sorunsuzdur.
Baskı ve ceza ile caydırılmaya çalışılsa da fahişelik engellenemez ve İstanbul'a yerleşir.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın