Çekim Teknikleri Sayesinde Yüz Metre Uzaktan Bile Filmlerini Tanıyabileceğiniz 14 Yönetmen
Sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış yönetmenleri daha iyi mi tanımak istiyorsunuz? Ortamlarda 'Gerçek bir Wes Anderson filmi moruk' diyen 'sinefil' olmak arzularınız arasında mı? O zaman bu liste tam size göre.
Filmlerinde kullandıkları çekim tekniklerine göre 14 yönetmenin en belirgin özelliklerini sizler için listeledik.
Not: Yazıyı okurken mavi olarak görülen bağlantılara tıklamanız, teknikleri gözünüzde daha iyi canlandırmak için çok yararlı olacaktır.
1. Quentin Tarantino:
2. Wes Anderson:
Bir Wes Anderson filminin en belirgin çekim tekniği 'Simetrik Stil' olarak adlandırılan çekim tekniğidir. Bunlar dışında hep 'futura bold' fontunu kullandığı yazılı objeler, birinci gözden çekimleri ve genelde aynı oyuncularla çalışması(Cem Yılmaza laf ederler bir de) Wes Anderson filmlerinin en belirgin ortak özellikleridir.
Filmin sonuna geldiğinizde ise, her zaman slow motion bir final görürsünüz. Anderson filmlerini bu şekilde sonlandırmayı sevdiğini söylemiştir.
3. Stanley Kubrick:
Wes anderson gibi, Kubrick de kamera açısı bakımından bir özel teknik şahıdır. En önemli iki tanesini söyleyecek olursak, “Tek Noktadan Perspektif Çekim' her filmindeki belirgin özelliklerinden biridir. Ayrıca oynayan karakterin kafa aşağıda gözler yukarıda olacak şekilde kameraya bakışı çok ünlüdür. Hatta bu bakış 'The Kubrick Stare” olarak refere edilir.
Kubrick ayrıca bir yerden aşağı ya da paralel duvarların arasında uzun ve tek açılı çekimleri sever ve bu sahne genelde banyoda biter. (Eyes Wide Shut, Full Metal Jacket, The Shining)
Final dokunuş olarak ise bütün Kubrick filmlerinin sonu aynı ve “The end” yazısıdır.
4. Martin Scorsese:
Eğer “Long Tracking Shot” konuşulacaksa, Martin Scorsese akla ilk gelen isim olur. Kısa bir tanımla kameranın hareket eden bir objeyi sahne bitene kadar hiç çekmeden takip etmesi olarak açıklanabilir. Goodfellas'daki örneği sinema tarihindeki belki de açık ara en iyi sahnesi olarak gösterilebilir. Scorsese’nin kamerası filmdeki karakteri önce sokaktan Copacapana'nın bodrumuna, oradan mutfağa ve oradan da salona kadar hiç kesmeden devam etmektedir. Bu konudaki en başarılı başka bir örnek için sizi şöyle alalım. (True Detective izleyin, izlettirin.)
Başka Scorsese tekniklerine bakacak olursak, 'Slow Motion', 'Freeze Frame' yönetmenin en çok kullandığı tekniklerin başında gelir. Kendisi ayrıca sessizliğin etkisini kullanmayı ve karakterlerinin aynada kendilerine bakarken belirli bir açıyla filimlendirmeyi de çok sever.
Bir filmin hala Scorsese filmi olup olmadığından şüpheleniyorsanız ; Rolling Stones , New York aksanı ya da Leonardo Dicaprio arayın. Bunlara en kolay yollardır.
5. Steven Spielberg
Spielberg'in en sevdiği şeylerden biri o sahneyi, hikayeyi kelimelerle değil,karakterin yüz ifadelerine odaklanarak yapmaktır. Hatta bu olaya doğrudan 'Spielberg Face' denir.
Scorsese gibi Spielberg de birçok tekniği çok başarılı şekilde kullanır Örnek olarak ; yansımalar ve gölgelerin kullanımı verilebilir.
Yönetmenimiz hareketsiz objelere odaklanmasıyla da blinir, 'Saving Private Ryan'daki metal kavanoz, 'Catch Me If You Can' de kolye, 'Minorty report' daki rolling ball.) Spielberg ayrıca çekimlerini bestekar John Williams ile kalibre eder ve bunu genelde 90 derecelik iki kameranın karakteri çekimlerinde kullanır.
6. Akira Kurosawa:
Belki Kurosawayı tanımıyor olabilirsiniz, ama şunu bilin ki Kurosawa çok büyük yönetmenleri etkilemiş büyük bir sanatçı. Sahneler arası geçişlerdeki kullandığı stiller ve hava olaylarını(özellikle yağmur) kullanışı, kalabalık ve gösterişli büyük kare çekimleri ve vahşice film ettiği şiddeti en büyük kullanımlarına örnek verilebilir.
7. George Lucas:
Kurosawa'nın kimleri etkilemiş olduğuna hızlı bir örnek vermek gerekirse ilk isim George Lucas olur! Kurosawa'nın da çok sevdiği sahneler arası geçiş stilini olay örgüsü sırasında kullanması Lucas ın en çok kullandığı teknikler arasındadır
Lucas bilim kurgu ve fantezi ekleyerek görsel hikaye tanımını çok başka bir noktaya taşıdı. Bu çarpıcı görsel efektlerin ( örnek olarak Star Wars serisindeki yıldızlı gökyüzündeki açılış sahnesi) kullanımı Lucas'ı kendi alanında bir numara yapan etkenlerin en önemlisidir.
8. Edgar Wright:
Çok hızlı kesilen action sahneler + hızlı harekette bulanıklaşan kamera geçişleri + hızlı zoomlar + birden ekran giren objeler = Edgar Wright
9. Michael Bay:
Patlamalar, patlamalar, PATLAMALAR. Abartmıyoruz, çünkü en büyük olayı ve en büyük aşkı patlamalar bu yönetmenin. (Tam burada South park sevenlere şöyle bir gönderme yapalım.)
Bay filmlerde ortak birkaç şey daha var; hızlı hareketlenen karmaşık sinema kareleri ve sık sık arka plan rengini mavi bir ton ve karakterleri kırmızı bir görünüm vermek için filtreler de Michael Bay beyin(?) kullandığı tekniklerdir.
10. James Cameron
Michael Bay için PATLAMALAR ne ise Cameron için de büyük dijital efektler o diyebiliriz. Bu beyin en sevdiği şey,izleyenleri içine çeken yaratıcı ve etkileyici görsellerdir. - heh tabii bir de patlamalar ve büyük kaos ortamları -
11. David Fincher
Fincher ın devrimsel film çekimlerinin en önemlisi; duvardan ve objelerden geçerek yaptığı çekimlerdir. Filmlerinin her zaman çok farklı bir girişi olur (Tarantino gibi), buzdolabının içinden çekimler ve 'single frame insert'( 25.kare olayı) Fincher'ı Fincher yapan şeylerin başında gelir.
Fincher ayrıca,karanlığı, siluetleri ve karanlık sayesinde karakterleri saklamayı çok sever. Filmlerinin teması genellikle belirli renklerdir. Örneğin; Fight Club siyah ve mavi, Zodiac ise siyah ve sarı üzerine kuruludur. Bunlar dışında Fincher'dan bekleneceği üzere Hollywood stili mutlu son onun hiç tarzı değildir.
12. Alfred Hitchcock
Küçük roller açısından Alfred Hitchcock gerçek bir aktör! Kendi çektiği 52 filminin 39 unda görülmektedir. Rollerine örnek verecek olursak, 'köpekle yürüyerek geçen adam(2 saniye), 'otobüste sağda oturan adam'(2,5 saniye). Anlayacağınız üzere filmlerinde görülmek adamın büyük zevki.
'Şüphe Ustası' olarak anılan Hitchcock, bu özelliğini en çok kamerayı oyuncunun gözü olarak alıp, izleyicilere ilk gözden izlemelerini sağlamasıyla gösterir. Gölgeleri hünerle kullanma, 'Decoy Plot Points' kullandığı diğer önemli tekniklerdir. Zaten Hitchcock filmleri genelde psikolojik gerilim olarak anılırlar.
Bunlar dışında Hitchcockun sarışın aktörleri baş rollere vermesi ve çekimler sırasında ışığı, gölgeleri ve renkleri o sarışına göre kurması onun tarzını oluşturan teknikler arasındadır.
13. Tim Burton:
Tim Burton, filmlerine gotik bir görünüm vermek için keskin zıtlıklar (genellikle kırmızı) ile birlikte bir siyah-beyaz ve renkli düzeni kullanarak, Hollywood'un 'karanlık' yönetmen olmanın seçkin onuruna sahip.
Birçok insan Burton filmlerini onun yarattığı değişik yaratıklar, karanlık uğursuz karakterler, ışıkla karanlığın arasındaki savaşlardan hemen anlar.
Ama farklı bir olayı daha var ki o da , film girişindeki stüdyo logosunu her zaman kendi isteği doğrultusunda değiştirmesidir.
Helena Bonham Carter ve Johnny Depp’ten bahsetmeye gerek bile yok aslında? Ama bildiğiniz gibi onlar zaten üç kişilik bir aile (idi).
Ve son olarak yönetmenin en çok sevdiği şey karakterlerin üstüne üstüne yağan o kardır diyebiliriz.
14. John Woo
Bir filmin John Woo filmi olduğunu anlamak için gerekli malzemeler:
Arkasında beyaz güvercinler uçuşurken Meksikalı duruşu yapan,gözlüklü ve trençkotlu bir karakterin belinden iki adet silah çıkarması ve etkileyici bir atış yapması.
He bir de bunlar 30 saniyede falan olur. Bir de bunlara slow motion ve yansıma çekimleri eklendiği zaman John Woo film tarifi hazır demektir.
BONUS: Steven Spielberg vs Alfred Hitchcock. Epic Rap Battles of History.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!