Cengiz Bozkurt Oyunculuğa Başlama Hikayesini Anlattı: "Yasakçı Zihniyet Beni Oyuncu Yaptı"
Leyla ile Mecnun dizisindeki huysuz ama tatlı Erdal Bakkal olarak tanıdık çoğumuz onu. Ama tek yeteneği oyunculuk değil, aynı zamanda bir kalem ustası da.
Cengiz Bozkurt, “Ben Gülüyor Muyum?” adlı kitabıyla hayatındaki dönüm noktalarını ve anılarını okurla buluşturuyor. Oyunculuğa nasıl başladığını, tiyatro sahnesine çıkmasına vesile olan yasakçı zihniyetle nasıl karşı karşıya geldiğini, Londra’daki tiyatro deneyimini ve devrimci hareketle kurduğu derin bağları anlatıyor.
Kitabın yayımlanmasının ardından BirGün’den Sarya Toprak’la sohbet eden Bozkurt, geçmişine dair önemli kesitler paylaştı.
Ekranların en sevilen oyuncularından biri olarak hafızalarımızda yer edilen Cüneyt Bozkurt'u bir çoğumuz Leyla ile Mecnun'daki Erdal Bakkal rolüyle tanıyor.
Komedi deyince akla gelen ilk oyuncularımızdan Bozkurt, şimdi bir de yazar kimliğiyle karşımıza çıkıyor. BirGün gazetesinden Sarya Toprak’a konuşan Cengiz Bozkurt, ODTÜ’de fizik okurken tiyatroya nasıl yöneldiğini ve aslında oyuncu olmayı hiç planlamadığını dile getirdi.
Ancak yasakçı zihniyetin farkında olmadan kendisini tiyatroya ittiğini söyleyen Bozkurt, üniversite yıllarında yaşadığı olayları şu sözlerle anlattı:
“ODTÜ’de okurken fizik bölümü öğrencisiydim. Tiyatroyla ilgili hiçbir planım yoktu. Bir gün okulda ‘ODTÜ Tiyatro Topluluğu’na katılmak isteyenler şu gün şu saatte Barakalara gelsin’ diye bir ilan gördüm. Merakıma yenik düştüm ve gittim. O gün sahneye adım attım ve bir daha geri dönmedim.”
Ancak Bozkurt’un tiyatro serüveni pek de kolay başlamadı.
O dönem darbelerin etkisiyle birçok öğrenci topluluğunun yasaklandığını belirten Bozkurt, ODTÜ Oyuncuları’nın da bu yasaklardan payını aldığını söyledi. “Biz bir oyun çalışıyorduk ve sonra topluluk kapatıldı. Sebebi ise Marksizm propagandası yaptığı iddiasıydı. Üyeler şehre inmek zorunda kaldı. Tam o sırada kıdemli yönetmenimiz Yücel Çelikler ile karşılaştım. ‘Fransız Devrimi’ni anlatan bir oyun sahneye koyuyoruz, bize katıl’ dedi. Böylece tiyatroya geri döndüm ve bugünlere geldim.”
ODTÜ’de başlayan tiyatro tutkusu, Bozkurt’u Londra’ya kadar götürdü.
1990 yılında oyunculuk eğitimini pekiştirmek için İngiltere’ye taşınan Bozkurt, Londra Üniversitesi Goldsmiths Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitim aldı. O dönemde yaşanan büyük göç dalgasının da bir parçası olduğunu belirten Bozkurt, İngiltere’de Türk toplumu için kültürel etkinlikler düzenlediğini söyledi.
Türk Eğitim Birliği adlı bir oluşumla gönüllü olarak eğitim faaliyetlerine destek verirken, tiyatrodan da kopmadı.
“40 kişilik bir koro kurduk, halk oyunları oynadık ve Türkçe tiyatro yapmaya başladık. Bu süreçte sanatın, toplumu nasıl bir arada tutabileceğini gözlerimle gördüm” diye ekledi.
Bozkurt’un Londra’da tiyatroya olan ilgisi giderek arttı ve 2000 yılında Arcola Theatre’ın kurucularından biri oldu.
Bugün Londra’nın en prestijli tiyatrolarından biri olan Arcola Theatre, Bozkurt ve arkadaşlarının emeğiyle kuruldu ve yıllardır repertuar tiyatrosu olarak faaliyet göstermeye devam ediyor.
Kitabında sansür, yasaklar ve sanatın gücüne dair önemli değerlendirmelerde bulunan Bozkurt, sanatın insanları bir araya getiren ve dönüştüren en güçlü araçlardan biri olduğunu vurguluyor.
“Ben aslında bir fizikçiydim. Ama yasaklar beni oyuncu yaptı. Eğer o yasaklar olmasaydı belki de sahneye çıkmazdım. Ama bazen engeller, insanın gerçek yolunu bulmasına vesile olur” diyerek kariyerine dönüp bakıyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İlginizi Çekebilir:
Şimdi Hepsi Ünlü: Bu Fotoğraflardaki Çocukları Tanıyabilecek misiniz?
Yorum Yazın