Çocukken Sevilmeyen Yemekler

Çocukken tabaklarımızın köşesine itip yüzümüzü buruşturduğumuz bazı yemekler var ki büyüdükçe kıymetlerini anladık. Kim bilir, belki de annemiz haklıydı? İşte zamanla damak tadımızın evrim geçirdiği, çocukken burun kıvırıp şimdi bayılarak yediğimiz o yemekler!Çocukken, bu ne ya ekmek arası çikolata yok mu diye söylenirken büyüyünce yanına pilav koyup kaşıklamaya bayıldığımız bir lezzet. Hele üzerine biraz turşu ekleyip yanında buz gibi ayran içiyorsan tam bir ziyafet! Annelerimizin protein deposu diye ısrar ettiği kuru fasulye meğer gerçekten de mükemmelmiş. Artık bir kuru fasulye-pilav kombinasyonu görünce heyecanlanmayan var mı? Düdüklü tencereden yükselen o koku bile iştah açıcı hale geldi büyüyünce.Temel Reis bile bizi ıspanağa ısındıramadı ama büyüyünce fark ettik ki bu yeşil sebze aslında lezzet bombası. Çocukken çamur gibi diye reddettiğimiz ıspanak, şimdi yoğurtla veya yumurtalı haliyle tabaklarımızı süslüyor. Bir de börek içinde çıtır çıtır hali yok mu? Şimdi olsa da yesek! Annelerimizin bizi kandırmak için yaptığı beşamel soslu versiyonları bile şimdilerde gözlerimizi parlatıyor.Ot gibi bir şey diye düşündüğümüz pırasa, büyüdükçe ne kadar hafif ve lezzetli bir yemek olduğunu kanıtladı. Üstelik limon sıkarak yediğimizde tatlı-ekşi dengesiyle bambaşka bir boyuta ulaşıyor. Küçükken sadece kıymalı börek içinde tüketmeye razı olduğumuz pırasa, artık zeytinyağlı haliyle sofralarımızın yıldızı. Annelerimizin çok sağlıklı dediği o günlerde yüzümüzü buruşturuyorduk ama şimdi bir tabak daha lütfen demekten geri kalmıyoruz. Bir pırasaya bu kadar düşkün olacağımızı kim bilebilirdi? Öyle değil mi?Küçükken annemiz tabaklara koyduğunda bu da ne şimdi, karnıyarık varken bunu mu yiyeceğiz diye düşündüğümüz lahana sarması, şimdi sofranın baş tacı! İncecik sarılmış, bol limonlu ve bol dereotlu haliyle bir yetişkinin kalbini çalmayı başarıyor. Hele bir de yoğurtla buluştu mu… İşte gerçek lezzet bu! Bir tencere dolusu lahana sarmasını tek başına yemek isteyen birine dönüşmek tam bir yetişkinlik göstergesi değil mi?Kötü kokuyor diye kaçtığımız karnabahar, aslında kızartıldığı zaman ne kadar lezzetliymiş meğer. Çocukken mutfaktan gelen o kokuyu alır almaz kaçacak delik arardık. Şimdi ise yanına sarımsaklı yoğurdu ekleyip afiyetle yiyoruz. Bir de beşamel soslu hali var ki… Şeflere taş çıkartır! Küçükken sebzelere burun kıvıran o çocuk, şimdi karnabahar görünce heyecanlanıyor. Annelerimiz haklıydı, itiraf edelim!Gelelim çocukken tabakla kavga etmemize sebep olan bamyaya! O sümüksü dokusu yüzünden ne yapsak sevememiştik ama büyüyünce işin sırrının limon sıkmak olduğunu öğrendik. Etli ya da zeytinyağlı haliyle bamya, artık gurme damakların vazgeçilmezi. 'Bamya mı, asla!' diyen çocukların yerini, tarif peşinde koşan yetişkinler aldı. Özellikle yanında pirinç pilavıyla birleşince, çocukken nefret ettiğimiz bu yemeğin aslında bir efsane olduğunu keşfettik.Çocukken kokusundan dolayı burun kıvırdığımız kuzu eti, şimdi lezzetli kebapların, tandırların yıldızı olmuş durumda. O yoğun tadı artık daha sofistike geliyor ve mis gibi baharatlarla birleştiğinde mükemmel bir ziyafete dönüşüyor. Küçükken burun kıvırdığımız kuzu eti şimdi özel günlerin baş tacı. Hele bir de ağır ağır pişirilmiş bir tandır varsa, kendimizden geçiyoruz. Annelerimiz bize zorla yedirmeye çalışırken neden direnmişiz, bilinmez!Çocukken içindeki ilginç dokular ve yoğun aroması yüzünden kaşık sallamak istemediğimiz bu çorba, şimdi bağışıklık güçlendirici süper kahramanımız oldu. Özellikle hasta olduğumuzda içince mucizevi bir etkisi var! Sarımsak, sirke ve limonla birleşince tam bir lezzet patlamasına dönüşüyor. Eskiden tabaktan kaçarken şimdi kaseleri silip süpüren biri haline gelmek, yetişkin olmanın getirisi sanıyoruz ki. Üstelik sokak lezzetleri arasında da kendine sağlam bir yer edindi.Eskiden bu neden yanmış gibi kokuyor diye düşündüğümüz közlenmiş patlıcan, artık kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her sofrada kendine yer buluyor. Özellikle yoğurtlu salatası veya közlenmiş haliyle kebapların yanına eklenmesi muhteşem bir tat katıyor. Çocukken patlıcanı sadece musakkada kabul ederken şimdi közlenmiş haline bayılıyoruz.Küçükken tatsız ve yavan diye sorguladığımız enginar, aslında tam bir sağlık deposu. Şimdi üzerine bol zeytinyağı ve dereotu ekleyince lezzet patlaması yaşadığımız bir yemek haline geldi. Özellikle iç baklalı haliyle bahar aylarının favorisi. Küçükken reddettiğimiz enginar dolması bile şimdi efsane geliyor. Demek ki damak tadı gerçekten değişiyor.Lahana ve kıymanın muhteşem birleşimi olan kapuska, çocukken pek yüzüne bakmadığımız yemeklerden biriydi. Yoğun kokusu ve sulu yapısı sebebiyle birçok çocuk için itici olsa da büyüdükçe bunun aslında tam bir şifa deposu olduğunu fark ettik. Bağışıklık sistemini güçlendiren, sindirimi destekleyen ve kış aylarında içimizi ısıtan kapuska, bol limon ve acı biberle efsane bir lezzete dönüşüyor. Yanına bir parça ekmek batırdığında nasıl güzel olduğunu keşfeden herkes, çocukluk yıllarındaki hatasına gülüp geçiyor.Ekşi tadı yüzünden burun kıvırdığımız turşu, şimdi her yemeğin yanında aranan bir lezzet haline geldi. Pilavla, kuru fasulyeyle, hatta makarnayla bile tüketenler var. Özellikle acı biber turşusunun verdiği o efsanevi tat, artık vazgeçilmez. Annelerimiz haklıydı, turşu her yemeğe yakışıyor!