Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Deli Saçması mı Yoksa Gerçek mi? Ürpertici Uzay Hikayelerine Konu Olan Dulce Üssü
Uzaylılara inanır mısınız?
Dünyamızda yaşadıklarına, bizlerle iletişim halinde olduklarına ve bazı kesimlerle birlikte kozmik bilinci aktive etmek için deneyler yaptıklarına?
Uzaylılarla alakalı en çok söylentinin döndüğü yerlerden birisidir, Dulce Üssü.
Ortaya atılan teoriler gerçek manada araştırılmaya değer.
Bazılarına göre tam bir deli saçması olsalar bile…
Dulce Üssü
Üssün olduğu bölgede neler oluyor?
Dulce Kağıtları
İddialara göre, bu kâğıtları dışarıya 1979’a kadar Dulce’de güvenlik görevlisi olarak çalışan bir memur çıkarmıştı. 1979’un sonunda güvenlik memuru Thomas C, karşılaştığı korkunç gerçekler karşısında daha fazla suskun kalamayacağını anlamıştı. Dulce yakınlarındaki Amerikan Hükümeti-uzaylılar ortak yeraltı üssünde rahatsız edici çok şey duymuş ve görmüştü. Çetin bir iç hesaplaşmadan sonra, tesisten ayrıldı ve birçok belgeyi de beraberinde götürdü. Küçük bir fotoğraf makinesi ile, yeraltındaki çok katlı kompleksin otuzdan fazla fotoğrafını çekti. Ayrıca birçok belgeyi ve kontrol merkezindeki bir güvenlik video bandını beraberinde götürmüştü. Bu bantta laboratuvarlar, uzaylılar ve ABD hükümetinin yetkili personeli görünüyordu.
Hikaye derinleşiyor.
Alarmı ve kamera sistemini kapatan Thomas, dışarı açılan yüz çıkıştan birinden yüzeye çıkmıştı. Thomas, orijinal belgeleri çok iyi sakladıktan sonra her birinden beşer kopya çıkardı. Thomas saklanmaya karar vermişti ve bu amaçla karısını ve çocuğunu evinden almaya niyetlenmişti ki, evinin önünde hükümet ajanlarına ait bir minibüsü beklerken gördü. Thomas yakın bir arkadaşının ihanetine uğramıştı. Ajanlar Thomas’ın karısını ve çocuğunu, tesislerden aldıklarını geri vermesi şartıyla, serbest bırakabileceklerini söylediler.
Ailesinin biyolojik denemelerde kullanılacağını anlayınca, ortadan kaybolmaya karar verdi. Bu on yıl önceydi. Thomas böyle bir gizli entrikaya nasıl karışmıştı? Şimdi 50’li yaşlarda olan Thomas, 20’li yaşlarının ortasında Batı Virginia’da bir yeraltı tesisinde, çok gizli fotoğrafçılık eğitimi almıştı. O, yedi yıl Hava Kuvvetleri için çok gizli fotoğrafçılık yaptı. 1971 ‘de Santa Monica-California’da Rand Corporation için çalışmaya başladı. 1977’de Dulce tesislerine transfer oldu. Yeraltındaki görevine, derin yeraltı tüp mekik sistemiyle gidiyordu. Bu zaman içinde Santa Fe-New Mexico’daki bir güvenlik görevlisi, özel olarak UFO görüntüleri, hayvan parçalanması fenomenini ve bölgedeki Mason Wicca guruplarının faaliyetlerini araştırıyordu.
İnsanımsı yaratıklar.
Thomas’ın ve araştırmacının ortak arkadaşı olan bir şahıs, 1979’da Santa Fe’ye gelerek her ikisini de ziyaret etti. Ziyaretçi fotoğraflara, video banda ve Dulce üssünden alınan belgelere de göz attı. Buradan bazı resimler çizildi ve böylece UFO araştırmacısı toplulukların ‘’Dulce Kâğıtları’’ diye bildikleri bilgiler ortaya çıktı. Thomas’ın iddiasına göre, Dulce tesislerinde 18.000 kısa “gri” vardı; ayrıca o, sürüngenimsi humanoid’ler (insanımsılar) de görmüştü. Thomas’ın bir iş arkadaşı evinde, materyalize olan 6 foot (1.83 m) boyunda bir sürüngenimsi ile yüz yüze gelmişti. (Sürüngenimsi ırk, büyük çoğunluğu Dördüncü Boyut’ta bulunan ve dünya üzerindeki en güçlü ve en kötü insan zihinlerini kontrolü altında bulundurup beyinleri yıkayan genellikle ruhsal varlıklardır.)
Thomas’a göre, uzaylılar androjinal’dı (Hem erkek hem dişi, çifte cinsiyetli) ve ortaya çıkan canlı, partenogenez’le (Yani kendiliğinden üremeyle) çoğalıyordu. Dulce’de çok geçerli form veya üreme poliembriyoni idi. Her embriyo altı veya dokuz birey ortaya çıkaracak şekilde bölünüyordu. Uzaylı ve insan Bio Tekniği insanlığa hizmet etmek için mi, yoksa bizleri kontrol etmek ve egemen olmak için mi kullanılacak? Niçin UFO’Iar tarafından kaçırılanlar genetik deneylerde kullanılıyorlar?
Thomas’ın üsten ayrılması.
Thomas’ın Dulce’den ayrılmasına neden olan şey, 7. kattaki kafeslerde gördüğü ve ondan yardım isteyen insanlar olmuştu. Thomas’a göre, sıra sıra binlerce insan ve insan- uzaylı melezleri ve humanoid embriyolar soğuk hava depolarında tutuluyordu. Uzaylılar ne toprak, ne altın, ne madenler, ne su, ne de insanların sahip olduğu şeyleri istemiyorlardı, istedikleri tek şey, dünyanın manyetik gücüydü. Uzaylılar bu gücü bizim bilmediğimiz bir şekilde kullanıyorlardı. Evet, Thomas’ın hikayesi inanılmaz gibi görünüyor ama, anlatılanlar gerçekte yaşanan bir kâbusun sadece bir kısmını oluşturuyor olabilir. Dulce’de garip şeyler olduğuna dair birçok delil vardır.
Thomas’ın bunlara da cevabı var mıydı? UFO görüntüleri, kaçırılma ve hayvan parçalama olaylarının arkasında daha korkunç hakikatler gizleniyor olabilir. Yakın zamanlarda Archuleta Mesa’da sondaj ve bilgisayar analizi yapan bir gurup bilim adamı, Mesa’nın altında derin mağaralar olduğunu tespit ettiler.
Peki, tüm anlatılanların bilimsel geçerliliği nedir?
Sayısız televizyon programında, çizgi romanda ve romanda yer alsa da, New Mexico’daki Dulce şehrinin yaklaşık 5 km. kuzeyinde yer alan Archuleta Yüksekovası’nın içinde bir yer altı “üs”sü olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur.
Ayrıca 130 kilometre ötedeki Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’na da yer altı treni bağlantısı olduğu söyleniyordu. Archuleta Yüksekovası’nın Google Earth görüntülerini incelemek ve orada hiçbir şeyin, kesinlikle de Schneider’in, yüzey binaları ve radar tesislerini de içeren, ayrıntılı tariflerine benzer hiçbir şeyin olmadığını görmek sıradan bir iştir.
Yorum Yazın
Akp seçmeninde beyin olduğuna inanıyorsanız uzaylı olduğunada inanın en azından 2, seçenek daha gerçekçi amk :))
cehape gibi şerefsiz olacağıma beyinsiz olurum daha iyi.
insanlar evrimsel sureclerinin sonucu olarak inanmaya meyilli canlilardir. cunku fazla sorgulamadan inandiklarinda kolayca bir fikrin hedefin cevresinde bir ... Devamını Gör
güzel hikaye tutar bu.
Mustafa Topaloğlu varken nasıl uzaylılara inanmazsınız.
Bir de ben.