Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Doğal güzellikleriyle, kültürüyle, sanatıyla, tarihiyle Kocaeli!
Doğal güzellikleriyle, kültürüyle, sanatıyla, tarihiyle Kocaeli!
Seka Park
Şehir merkezinde bulunan ve denizin kenarında uçsuz bucaksız yemyeşil bir alan. İçinde uçurtma tepesi, kaykay ve paten pisti, kiralık bisikletler, kafeler, balıkçılar var. Son yılların cazibe merkezi. Yazları çiçek festivalleri, konserler, çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Karamürsel, Değirmendere
Küçük İzmir de diyebiliriz bu iki ilçe için. Birbirlerine çok benzer olan bu ilçeler şehirden kaçıp nefes almak için ideal. Mükemmel sahilleri, sıcak kanlı insanları, kafeleri sizleri bekliyor.
Karamürsel'e yolunuz düşerse Aşıklar Tepesi'ne çıkmayı, Altınkum'u ziyaret etmeyi ve profesyonel dalgıçlar eşliğinde dalış yapmayı unutmayın.
Kerpe
Karadeniz'in Bodrum'u Kerpe. Tarihde birçok olayak tanıklık eden Kerpe, yeşil ve mavinin dans ettiği ünlü bir koy olarak Türkiye'ye kapılarını açıyor. Yerli ve yabancı turistlerin son yıllarda ilgi odağı haline gelen Kerpe sakin denizi, kafeleri, eğlence merkezleri ile dikkat çekiyor. Keyifli bir tatil için Kerpe’yi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Yahya Kaptan
Burası şehrin daha çok öğretmenlerinin, iş adamlarının, fabrikatörlerinin oturduğu içerisinde kafelerin, liselerin, alışveriş merkezlerinin, spor tesislerinin, yürüyüş yolunun bulunduğu gezmesi hayli hoş yemyeşil mahallesidir. Mahalle birçok ünlü kafeye ev sahipliği yapmaktadır. Gezerken Mehmet Çevik, Engin Benli, Ümit Erdim, Anıl İlter, Serhan Onat gibi ünlü isimlere de rastlayabilirsiniz. Üstelik Süleyman Demirel Kültür Merkezi ve Türkiye'nin en büyük sayılı kapalı spor salonlarından birisi olan Şehit Polis Recep Topaloğlu Salonu'da burada bulunmaktadır.
Süleyman Demirel Kültür Merkezi birçok tiyatro, konser ve özel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Şehit Polis Recep Topaloğlu Salonu'nda ise Beşiktaş'ın hentbol karşılaşmaları, İzmit Belediyespor basketbol karşılaşmaları ve birçok konser, etkinlik yapılmaktadır.
Yuvacık
Maşukiye
Yeşilin bin bir çeşidi,suyun saflığı ve ferahlatıcılığı, günün stresinden arınmak için eşsiz doğanın manzarası ve kuş cıvıltıları ile Maşukiye sizleri bekliyor. Alabalığı meşhur olan bu yerleşkenin enfes yemekleri de oldukça ünlü. Yolunuz Kartepe'ye düşerse uğrayın!
Kartepe
Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden birisi Kartepe. Bölgede bir gün değil günlerce yapılacak aktivite var. Kartepe’de güne dağ manzaralı açık ve kapalı restoranlarda muhteşem bir köy kahvaltısı yaparak başlayabilirsiniz. Pistlere çıkmak için sabırsızlanan konuklar kahvaltıdan sonra hemen kayak takımların alarak dağların yolunu tutarlar. Teleferikler misafirleri zirveye bırakıyor haliyle. 2 metreyi bulan kar kalınlığı ile kayak severlere uygun ortamı sağlayan Kartepe’de hemen hemen tüm kar sporlarını yapabilirsiniz. Alternatif olarak Aygır Deresi, Kuzu Yaylası, Thököly İmre Anıtı, Hikmetiye Camii, Soğuksu'yu da ziyaret edebilirsiniz.
Ballıkayalar Tabiat Parkı
Gebze'de bulunan alan birinci derece doğal sit alanıdır. Kanyon görünümlü, dar ve derin kazılmış bir boğaz'dır. Doğal güzellikleri dikkat çekmektedir. Doğa yürüyüşü için vazgeçilmezdir.
Eskihisar
Eskihisar Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı bir balıkçı kasabası. Eskihisar alışıla geldik balıkçı kasabalarından değil; keşfedilesi arka sokakları, irili ufaklı balıkçıları ve tarihi dokusuyla görenleri büyülüyor. Eskihisar’a gittiğinizde sahil şeridinde bulunan Eskihisar Kalesi ve Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi bulunuyor. Eskihisar Kalesi'nde, birçok etkinliğe ev sahipliği yapan bir amfi tiyatro mevcut.Yazları Gebze Belediyesi'nin organize ettiği programlarda sinema şöleni, şiir geceleri, aşıklar şöleni gibi birçok aktivite gerçekleşiyor.
Kasrı-ı Hümayun Sarayı (Av Köşkü)
Demiryolunun kuzeyinde Saat Kulesi'nin yanında bulunan İzmit Sarayı, Kasr-ı Hûmayun, diğer adıyla Sultan Abdülaziz'in Av Köşkü bulunmaktadır. 19. yüzyılda, Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından hassa mimarı Garabet Amira Balyan'a yaptırılmış olan Kasr-ı Hümayun, neoklasik, barok ve klasik Osmanlı sanatı üslup özellikleriyle göze çarpmaktadır. Saat Kulesi'nin yanındaki tepelik alandadır. Zaman içerisinde Kasr-ı Hümayun, Av Köşkü, Hünkâr Kasrı, İzmit Sarayı, İzmit Köşkü, Sultan Sarayı, Küçük Saray gibi isimlerle anılmıştır. İki katlı barok üslupla yapılmış olan köşkün cephesi mermer sütunlarla çevrilidir. İçeride yeterince aydınlatma sağlamak amacıyla ince, uzun ve yuvarlak formda düzenlenen kemerli pencereleri, mermer işçiliği ve tavan süslemeleri göz kamaştırıcı güzelliktedir.Girişteki pencerelerin üzerinde gül bezeklere yer verilmiştir. Osmanlı Padişahlarından Sultan Abdülaziz tarafından inşa ettirilen bu yapı, asıl önemini Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk'ün yerli ve yabancı gazetecilere düzenlediği basın toplantısı ile kazanmıştır. Atatürk, Büyük Zafer'den önce, Kocaeli Grubu'nu denetlemek üzere 16 Haziran 1922 günü Beypazarı, Nallıhan, Göynük yolu ile Geyve'ye gelmiş, geceyi Belediye Başkanı Rasim Bey'in (Turhan)'ın evinde geçirmişti. Ertesi gün, Geyve'lilerle görüştükten sonra, Adapazarı'na gelerek, Askerlik fiubesi Başkanı Binbaşı Baha Bey'in evinde konuk olmuş, annesi Zübeyde Hanımla buluşmuş ana-oğul hasret gidermişlerdir. Atatürk, o geceyi annesinin yanında geçirdikten sona ertesi gün, yani 18 Haziran 1922 günü izmit'e hareket etmiştir. Atatürk, o gün İzmit'te halkın coşkulu sevinç gösterileriyle karşılanmıştır. İzmit'te Atatürk-Claude Farrere görüşmesi, Milli Mücadele tarihimizde önemli bir olaydır.Atatürk'ün konuk olduğu İzmit Sarayı, Cumhuriyetle birlikte Valilik Konağı olarak kullanılmaya başlamıştı. Köşk'te Valilik makamı ile birlikte bazı resmi daireler bulunuyordu. Ancak daha sonraki yıllarda Köşk'ün mimari ve sanatsal değeri düşünülerek müze yapılmasına karar verilmiştir. Üst katta Atatürk'ün yatak odası düzenlenir. Alt kat, arkeolojik eserlere ayrılır. Haziran 1967'de müze olarak hizmete girer. iki katlı, baroküslupta yapılmış, cephesi mermer sütunlarla çevrilmiş sanatsal değeri önemli olan bir köşktür. Bu değerli yapı, 17 Ağustos 1999 Marmara depremi ile büyük hasar görmüş ve Kocaeli Valiliği tarafından 2005 yılında restore edilmiştir. Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 16 Ocak1923 tarihinde gazeteci-yazar ve aydınlarla birlikte Kurtuluş Savaşı'nı değerlendirdiği İzmit Sarayı, Valilik tarafından restorasyonu yeniden tamamlamasının ardından kapılarını 16 Ocak 2006 tarihinde 'Basın Onur Günü'nde yeniden halkımızın hizmetine açmıştır. Bu eser içerisinde Atatürk odası, protokol odası, saray müze, kabul odası, banyo ve hamam gibi bölümler bulunmaktadır.
Saat Kulesi (Kültür Tepesi)
Tarihimizde önemli dönüm noktalarına tanıklık etmiş olan saat kulesinin, inşa edilmesi de yine tarihi bir yıldönümüne tanıklık etsin diye planlanmıştır. Saat kulesini, dönemin Kocaeli Mutasarrıfı yani valisi olan Musa Kazım Bey tarafından, 1902 yılnda 2. Abdulhamit Han'ın tahta cıkışının 25. yılı hatırasına yaptırmıştı. Mimar Vedat Tekin'in ilk yapıtlarından olan kule, neoklasik üslupta inşa edilmiş. İnşasında mermer ile Hereke ve Tavşancıl yörelerine özgü traverten taşlar kullanılmış. Saati ise 1929 yılında Mustafa Semi tarafından yeniden imal edilmiştir. Kulenin en alt katında 3 yönde 3 adet çeşme yer almaktadır.Saat kulesinin giriş kapısının yanıbaşındaki sonradan yazılan Latin alfabeli kitabede SEKA tarafından 1970'lerde onarıldığı yazar. Kurşun kaplı çatısı, kendine has uzun kulahı ile eski dönem masallarından fırlamış gibi, şehre ayrı bir ahenk katmaktadır.İzmit'in Kemalpaşa Mahallesi'ndeki bu güzel yapının inşa edildiği dönemde o dönemki Osmanlı imparatorluğu sınırları icindeki belli başlı büyük şehirlerin hepsinde saat kuleleri o vilayetlerin yöneticileri tarafından 2. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25'inci (cülus) yılı kutlamaları vesilesiyle inşa edilmiştirDört katlı kule, ikinci katındaki seyir balkonundan itibaren daralarak yükselmektedir. Seyir balkonu altında ağırlık taşımayan sadece süsleme amacına yönelik yivli sütunlar bulunur. Kulenin dördüncü katında saat odası, dört cephesinde ise 80 cm çapında şehrin pek çok tarafından halen de görülebilen saat kadranı dikkat çeker.
Yeni Cuma (Pertev Paşa) Camii
Kocaeli Yeni Cuma Mahallesi'nde, eski İstanbul-Ankara Karayolunun yanında bulunan Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, halk arasında Yeni Cuma Camisi olarak da tanınmaktadır. Günümüze kadar sadece cami, çeşme, şadırvan ve sübyan mektebi kısmen gelebilmiş olan Pertev Mehmet Paşa Camii, aslında büyük bir külliyenin geriye kalabilmiş olan parçalarıdır. Mimar Sinan'ın ilimizdeki müstesna eserlerinden olan bu kıymetli yapı, 20'nci yüzyılın ikinci yarısında yapı topluluğunun ortasından plansızca açılan Yeni Cuma Sokağı (Pertev Paşa Sokağı) ile önce külliyenin ikiye ayrılmasına neden olmuş. Ardından ise yolun sol tarafında parkın içinde kalan yapılar, zamanın da yıpratıcı etkisiyle yok olmaya yüz tutmuşlardır.Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, Pertev Mehmet Paşa'nın vefatı ardından vasiyeti gereği Kethüda Sinan Ağa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. 1572'de caminin temelleri atılmış, külliye ise ancak 1579'da tamamlanmıştır. Kocaeli gibi önemli bir deprem bölgesinde olmasına rağmen yapı günümüze kadar sapasağlam ulaşmıştır.Külliyenin avlusu iki kısımdan meydana gelmiştir. Bunlardan bir tanesi son cemaat yerinin önünde, diğeri de mihrap yönündedir. Her iki avlu birbirlerinden duvar ile ayrılır. Yapı topluluğunun merkezinde bulunan cami kısa dikdörtgen planlı olup, tek kubbeli camiler için güzel bir örnektir. Merkezi kubbe yarım kubbelerle takviye edilmiştir. Kubbe kasnağını çepeçevre kuşatan 24 adet ve yan duvarlarda ise mihrap duvarında dörderden 12, ikisi son cemaat yerine bakan toplam 14 pencere, ibadet mekânını oldukça ışıklı olacak biçimde aydınlatır.
Cami içinde çiniye yer verilmeyişi, o dönem yapıları içerisinde pek de karşılaşılmayan ilginç bir örnektir. Caminin pencere aralarında yazı frizleri ve kalem işleri bulunmaktadır. Camideki mermer işlerinin yanı sıra ahşap işçiliği oldukça ileri düzeydedir. Mermer mihrap ve minber, geometrik bezemelerle kaplıdır. Üzerindeki ince işlemeler Türk süsleme sanatının eşsiz örneklerinden biri olarak dikkat çeker.
Fevziye Camii
1576'da izmit'in eşrafından Mehmet Bey tarafından bugünkü Kemalpaşa Mahallesi Hürriyet Caddesi üzerinde yaptırılan Fevziye Camii'nin ilk mimarı ünlü Mimar Sinan'dır. Ancak çeşitli doğal afetlerle ve yangınlarla cami defalarca yıkılmış, ardından aynı yere tekrar inşa edilmiştir. Bu tamirat ve yeniden inşalarla birlikte caminin tarihsel dokusu epey değişikliğe uğramış, her dönemde kendine has mimarî üslup kendisini bir şekilde hissettirmiştir. Daha önce külliyesinde bulunan pek çok bina artık yerinde yoktur. Bunların arasında ise muvakkithane (vakit ayarlama evi - saat ayar merkezi) en dikkat çekici işlevi olanıdır. Dolayısıyla söz konusu yapım faaliyetleriyle birlikte caminin banileri de değişmiş, bu arada yapının ismi de değişmiştir. Duvarları taş ve tuğladan olmak üzere yeniden yaptırılmıştır. 1898 yılında devrin padişahı Sultan 2'nci Abdülhamit Han'ın cülus bahşişi günü ibadete yeniden açılmıştır. Yakın tarihe kadar bu cami ibadete açık olarak hizmet vermiştir. Ancak 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonucu cami ağır hasarlı duruma gelmiştir. Altıncı kez yıkılarak yeniden 26 Nisan 2002 günü temeli atılmış; cami derneği ve Kocaeli halkı tarafından maddi katkılarla bitirilerek 30 Ocak 2004 günü yeniden ibadete açılmıştır. Ayrıca caminin yanında yer alan park da yeniden projelendirilerek modern bir görünüme kavuşturulmuştur. Toplam 10 bin metrekarelik alanda yapılan Fevziye Camii Parkı, içinde doğal dere görüntüsünde göl, su kemeri, köprü, oturma grupları, yürüyüş yolları ve kafeteryalar bulunan bir dinlenme merkezi haline getirilmiştir.Cami şehir merkezinde bulunmaktadır.
Seka Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi
SEKA Kâğıt Müzesi, Türkiye’de kâğıt üretimi dendiğinde akla gelen en önemli kurum olan SEKA'ya adanıyor. Bu müzede, her yönüyle kâğıdı, kâğıdın tarihini ve üretim süreçlerini keşfedecek; idealist bir adamın, Mehmed Ali Kâğıtçı’nın düşlerine, bir sosyal dönüşüm modeli ve endüstri mirası olan SEKA fabrikasının hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
SEKA Kâğıt Müzesi, ziyaretçiyi odağına alan, Türkiye’nin en büyük endüstriyel mirasının müzeye dönüşüm projesidir. Müze, farklı yaş gruplarından oluşan ziyaretçileri için çağdaş bir sergileme yaklaşımıyla unutulmaz bir deneyim sunuyor ve Dünya'nın en büyük Kağıt Müzesi olma özelliğini taşıyor.
Kocaeli Bilim Merkezi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK ortaklığı ile hayata geçirilmiş bir projedir. Türkiye’nin en büyük endüstriyel dönüşüm projesi olan Kocaeli Bilim Merkezi, 1934 yılında temeli atılan Seka Kağıt Fabrikası içindeki 8.500 metrekarelik alan üzerinde yer almaktadır. 70 yıl kağıt üretimi gerçekleştiren Seka Kağıt Fabrikası restore edilerek yoluna Kocaeli Bilim Merkezi ve Seka Kağıt Müzesi olarak devam etmektedir. Kocaeli Bilim Merkezinde, yaklaşık 250 deney düzeneği ve özel tasarım galerilerin yanı sıra bilimsel çalışmaların yapıldığı atölyeler, bilimsel gösteri ve söyleşilerin yapıldığı bilim sahnesi, sergi alanları, kütüphane, araştırma ofisleri, bilim kafe yer almaktadır.
Sırrı Paşa Konağı
19. yüzyıla ait bir sivil mimarlık örneği olan Sırrı Paşa Konağı, İzmit Mutasarrıfı Sırrı Paşa tarafından İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme Sokak'ta yaptırılmıştır. Körfez‘e olan manzarası ile dikkat çeken iki katlı ahşap konağın iç duvarları antik heykel ve mimari parçaları ile süslenmiştir. Konağın müştemilatı, Fransa'dan özel olarak getirilen tuğlalar ile orulmuştur. Yüksek bahçe duvarlarında kullanılan taşlardan bir bölümu antik yapı kalıntılarına aittir.
Sırrı Paşa Konağı'nın iç mekan duvar bezemelerinin, Dolmabahçe Sarayı'nın restorasyonu için gelen ressamlar tarafından tezyin edildiği rivayet edilmektedir.
Kaiser Wilhelm Köşkü (Çivisiz Köşk)
Köşk, Alman İmparatoru II. Wilhelm'in İzmit-İstanbul Demiryolu açılışı için İzmit'e geldiğinde konaklaması amacıyla yaptırılmıştır. Köşkün mimarı İtalyan asıllı Raimondo D'Aranco'dur. Kaiser Wilhelm Köşkü'nün mimari parçaları Yıldız Sarayı'nda hazırlanmıştır. Sonrasında ise, Hereke'de daha önceden hazırlanmış olan taş temeller üzerine bu parçalar monte edilmiştir.
Kaiser Wilhelm Köşkü yakınında birçok otel bulunmaktadır. Köşk civarındaki otellerde sadece konaklamayacak, bölgedeki diğer gezi alanlarını kolaylıkla ziyaret edebileceksiniz.
Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi
Yaklaşık 5 bin yıllık geçmişinde pek çok medeniyete kucak açan, toprağının altından paha biçilmez tarih hazineleri fışkıran İzmit'te, 5250 eserin sergilendiği İzmit Arkeoloji ve Etnografya Müzesi görenleri büyülüyor.
Tarihi Gar Binaları kompleks alanı içerisinde yer alan ve 2004 yılında restorasyon çalışmalarına başlanarak 2007 yılı başlarında ziyarete acılan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, teşhir salonlarının yanı sıra, 130 kişilik bir konferans salonuna da sahip. Eserlerin bir bölümü bina içerisinde, bir bölümü de güvenlik önlemleri ile donatılan müze bahçesinde sergilenmektedir. Müze alanı içerisinde bulunan ve eskiden hangar olarak kullanılan bina aynı zamanda teşhir salonu olarak da kullanılacak su altı arkeoloji müzesi haline getirilmiştir. Binalardan bir diğeri tarihi eserlerin incelenmesinde kullanılmak üzere laboratuar olarak düzenlenmiştir. Eski tren raylarının gar binaları önunde kalan kısmı muhafaza edilerek, içi kafeterya ve lokanta olarak kullanılmak uzere yeniden dekore edilen eski tip orijinal bir lokomotif e iki vagon üzerine yerleştirilmiştir.
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak hizmet veren alan içinde Tamir Atölyesi, Su Deposu, Lojman Binası yer almaktadır. iki adet Tekel Deposu birleştirilerek (Arkeolojik ve Etnografik eserler için) teşhir salonları oluşturulmuştur. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde Paleolitik, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.
Atatürk ve Redif Müzesi
Redif Dairesi, İzmit Mutasarrıfı Hasan Paşa tarafından 1863 yılında Kemalpaşa Mahallesi'nde yaptırılmış bulunan bu askeri bina geçen zaman içinde öneminden hiçbir şey kaybetmemiş, hatta mimari olarak daha büyük bir değer haline gelmiştir.
Osmanlı imparatorluğu döneminde redif subaylarının (ihtiyat-yedek subayların) kullanması amacıyla, ikinci ampir uslubunda yarı kagir kışla tipinde inşa edilmiş olan Redif Dairesi'nin girişinin üzerinde sütunları dışarıya taşırılmış bir balkon dikkat çeker. Balkonun üst kısmında Osmanlı Tuğrası ve arma binanın en önemli unsurlarındandır. Girişten sonra dikdörtgen planlı yapı boyunca uzanan koridorlar ve bunların çevresindeki çok sayıda oda binanın kışla amaçlı inşa edilmiş olmasının getirdiği önemli bir özelliğidir. Cephe boyunca yapının bütününde altlı-üstlü dikdörtgen pencereler sıralanmıştır. Redif Dairesi'nin iç mekan tavanları 19'uncu yüzyıl süsleme motifleri bezenmiştir. Askeri bir yapı olarak inşa edilmesine rağmen, dönemin Türk insanının ruh zenginliği ve sanata verdiği büyük önem bu süslemelerde dikkat çeker.
Günümüzde müze olarak kullanılıp içerisinde Atatürk'ün eşyaları ve hayatından parçaların anlatıldığı bölmeler bulunmaktadır.
Yorum Yazın