onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Doğayı Evlat Bilen, Bir Şehri Elleriyle Yeşerten Efsane: Manisa Tarzanı

Doğayı Evlat Bilen, Bir Şehri Elleriyle Yeşerten Efsane: Manisa Tarzanı

Manisa sokaklarında şortuyla gezen, bir dağın eteğindeki kulübede yaşayan, elinde kürekle ağaç diken bir adam gördüğünüzde muhtemelen durup bir kez daha bakardınız. Kimse onun ne kadar kahraman olduğunu ilk bakışta anlayamazdı çünkü o kahramanlığını savaş alanlarında değil, doğaya nefes olmak için gösteriyordu. 

Ahmeddin Carlak ya da kendi seçtiği adıyla Ahmet Bedevi, hayatını Manisa’nın küllerinden yeniden doğmasına adadı. Halkın ona taktığı 'Tarzan' lakabıysa sadece dış görünüşünden ibaretti. Asıl büyüklüğü, toprağa kattığı umutla ölçülürdü.

Kaynak

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

O sadece savaştan değil, ateşten doğan bir ormanın da kahramanıydı.

O sadece savaştan değil, ateşten doğan bir ormanın da kahramanıydı.

Ahmet Bedevi, Türk Kurtuluş Savaşı’nda cephede çarpışmış, İstiklal Madalyası kazanmış bir askerken, savaş sonrası memleketini yeşillendirmek için bambaşka bir mücadeleye atıldı. Manisa’nın işgal yıllarında yanan ormanları içini öylesine acıtmıştı ki, burada kalıp bir ağaç seferberliği başlattı. 

Giydiği tek şey şortları, yaşadığı yer ise Spil Dağı’ndaki sade kulübesiydi. İnsanlar başta onu tuhaf buldu ama zamanla onun nasıl bir inançla çalıştığını gördüler. Yalnız yaşadı, kazandığı az parayı fakirlere verdi ama Manisa’nın yemyeşil geleceğini tek başına kurdu.

Tarzan lakabı halktan geldi ama efsaneyi o kendi elleriyle yazdı.

Tarzan lakabı halktan geldi ama efsaneyi o kendi elleriyle yazdı.

1934’te Manisa’da gösterilen Tarzan filmi sonrası halk, Ahmet Bedevi’yi o filmle özdeşleştirdi. O da bu lakabı benimsedi ama hiçbir zaman kendini bir gösteri adamı olarak görmedi. Belediye’nin verdiği mütevazı maaşı bile ihtiyaç sahiplerine dağıtan bu adam, kışın bile şort ve lastik pabuçla gezerdi. 

Onun “evlatlarım” dediği ağaçlar büyüdükçe şehir nefes aldı. Ne seçim vaatleriyle kandırılması ne de insanların ilgisini çekmesi onu değiştirdi; her gün Spil Dağı’ndan indi, saatin 12 olduğunu duyurmak için top sesiyle halkı selamladı.

Kalbi sadece insanlar için değil, dağlar için de attı.

Kalbi sadece insanlar için değil, dağlar için de attı.

Manisa’nın dağlarını ağaçla donatıp zirvelere Türk bayrağı diken Tarzan, Anadolu’yu karış karış gezdi ama kökleri hep doğadaydı. Gittiği yerlerde ilgi odağı olsa da o, içine kapanık ve mahcup bir adamdı. 

Konya’da Mevlana Müzesi’ne alınmadığında bile Mevlana’nın sözünü hatırlatıp kapıları açtıracak kadar da incelikliydi. Ne var ki yokluğunda kesilen ağaçları görünce kalbi dayanmadı. 1963’te, ağaçsız kalmış bir ormanın hüznüyle kalp yetmezliği geçirdi ve aynı yıl aramızdan ayrıldı.

Her 31 Mayıs’ta anılan bu efsane, sadece bir çevreci değil; umudun, sadeliğin ve inancın sembolüydü. Bugün Manisa’nın parklarında gölge veren her ağaçta onun emeği, her esen rüzgarda onun nefesi var çünkü gerçek kahramanlık, bazen sadece bir tohum dikmekle başlar.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/video-white Video
category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/test-white Test

İlginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
Almanca Mütercim ve Tercümanlık mezunuyum. Alt yazı tercümanlığı, sosyal medya içerik üreticiliği ve editörlük görevlerinde bulundum. Onedio'da yaşam ve genel kültür kategorilerinde içerik üretiyorum. Farklı kültürleri ve birbirinden ilginç hikayeleri okuyucularla buluşturmayı seviyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
DMP tracking code
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
40
21
6
1
1
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın