Dönemin Çok Ötesindeydi: Müziğin Efsanelerinde Bu Hafta Barış Manço
Şimdi şöyle bir düşün, Türkiye’de herkesin bildiği, nesilden nesile aktarılan bir sanatçı var mı? Cevap çok net: Barış Manço! O, sadece müziğiyle değil, televizyon programlarıyla, sözleriyle ve kendine has tarzıyla tam anlamıyla bir efsaneydi. Bugün bile şarkıları hâlâ dinleniyor, programları unutulmuyor, sözleri hâlâ akıllarda. Peki, Barış Manço’yu bu kadar özel yapan neydi? Gel, birlikte bakalım!
1943 yılına doğru bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.

Tam adı 'Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço' olan Anadolu Rock müzik efsanesi Barış Manço, 2 Ocak 1943 yılında dünyaya geldi.
Şarkı söylemeye henüz 1,5 yaşındayken başladı!

Manço'nun annesi Rikkat Hanım, Barış Manço'nun çok küçük yaşta şarkı söylemeye başladığını konuk olduğu bir programda anlattı. Ancak onu asıl farklı kılan şey, müziğe getirdiği yepyeni soluk oldu.
Peki, müziğe nasıl başladı?

1958 yılında, Galatasaray Lisesi'nde öğrenciyken ilk grubunu kuran Barış Manço, müzikle tanışmasının ilk adımlarını attı. 'Barış Manço ve Kafadarlar' adını verdikleri grupta ilk şarkısını yaptı: ‘Dream Girl’. Ve tabii, bu şarkı ona ilk ödülünü de getirdi.
O yıllarda kimse, Barış Manço'nun yıllar sonra Türkiye’nin en önemli müzik isimlerinden biri olacağını tahmin edemezdi.

İlk konserini de yine öğrencisi olduğu Galatasaray Lisesi'nin konferans salonunda verdi.
1962'de kurduğu ikinci müzik grubu ‘Harmoniler’ ile birlikte ilk 45’lik plağını çıkardı.

1962’de ‘Grafson Plak’ etiketiyle yayımlanan bu plak, Barış Manço'nun müziğe olan tutkusunun bir simgesiydi. Ancak üniversite hayatını yurt dışında devam ettirme kararıyla grup dağıldı ve Manço, Belçika’ya taşındı.
Barış Manço, 1964 yılında Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimarlık eğitimi almaya başladı.

Burada eğitim alırken, ‘Jacques Danjean Orkestrası’ ile birlikte Fransızca plaklar çıkarmaya başladı. Fransızca şarkılar arasında ‘Baby Sitter’ ve ‘Jenny Jenny’ gibi hitler vardı. Manço, Avrupa’daki müzik sahnesinde kendini tanıtırken, aynı zamanda Türk rock müziğinin de tohumlarını atıyordu.
Bu parçalardan biriyle kısa bir müzik arası veriyoruz.
1966 yılı, Barış Manço’nun kariyerinde dönüm noktalarından biri oldu.

O yıl, Les Mistigris adlı Belçikalı grup ile birlikte, Fransa, Belçika, Çekoslovakya, Almanya ve İsveç gibi birçok Avrupa ülkesinde konserler verdi. Burada Türk müziğinden örnekler sundu ve Türkiye’nin ilk psikedelik rock şarkılarını kaydetti.
Barış Manço'nun müzik yolculuğunda bir başka önemli dönüm noktası, ‘Kaygısızlar’ grubuna katılmasıydı.

Kaygısızlar grubu sonradan MFÖ’ye dönüşecekti ve Barış Manço, grupta Mazhar Alanson ve Fuat Güner gibi önemli isimlerle birlikte müzik yaptı. O dönemdeki ‘Bizim Gibi’ şarkısı, müzik dünyasında bir dönüm noktasıydı.
1970 yılında ‘Ağlama Değmez Hayat’ şarkısı, Barış Manço'ya ilk altın plağını kazandı.

50.000’in üzerinde satan bu şarkı, onun müzik kariyerinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyordu.
Bir başka unutulmaz an ise ‘Dağlar Dağlar’ şarkısıydı.

Bu parça, 700.000 adet satmış ve Barış Manço'ya Platin Plak Ödülü kazandırmıştı.
Barış Manço'nun kariyerinde yaşadığı ilginç olaylar bulunuyor.

Bunlardan biri de, Moğullar grubu ile birlikte çıktığı Anadolu turnesinde yaşandı. Kütahya'da konser verdikleri sırada, grubun tur otobüsüne dinamitli bir saldırı düzenlendi. Barış Manço'ya göre saldırının sebebi, onun uzun saçlarıydı.
Barış Manço’nun müzik yolculuğunda bir diğer önemli adım, 1972 yılında kurduğu Kurtalan Ekspres'ti.

Müzik kariyerinin en etkili gruplarından biri haline gelen Kurtalan Ekspres ile ‘Ölüm Allah’ın Emri’ ve ‘Gamzedeyim’ gibi unutulmaz şarkılar yayınlandı. Bu yıllarda Türkiye’nin en büyük rock gruplarından biri haline geldiler.
1975’te ise müziğe farklı bir dokunuş yaptı ve ‘2023’ albümünü piyasaya sürdü.

Albümde yer alan ‘Kayaların Oğlu’ şarkısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı için yazılmış bir senfonik eser olarak dikkat çekti. Ayrıca albümdeki ‘2023’ şarkısı da dönemin en özgün eserlerinden biriydi.
Dinlemeyenleriniz varsa, hemen buyurun!
Barış Manço’nun hayatındaki belki de en özel an, 18 Temmuz 1978’de Lale Manço ile evlenmesiydi.

Barış ve Lale, ilk görüşte aşkı bulan bir çiftti. Çiftin Doğukan ve Batıkan adında iki oğlu dünyaya geldi.
1988 yılında ‘7’den 77’ye’ adlı programla, tüm Türkiye'nin Barış Ağabey'i oldu.

7’den 77’ye’, çocuklara ve ailelere yönelik eğitici ve eğlendirici bir program olarak büyük bir ilgi gördü. 1998’de ekranlara veda eden bu program, Barış Manço’nun halkla olan bağını çok güçlendirdi.
1995 yılında çıkardığı ‘Müsaadenizle Çocuklar’ albümü, 90’lı yıllarda Türk pop müziğinin en önemli projelerinden biri haline geldi.

Ajlan, Burak Kut, Hakan Peker, Jale gibi isimlerle birlikte kaydettiği bu albümle, pek çok genç müzisyenle de bir araya geldi. Çalışmalarının büyük bir kısmı İstanbul'un en hareketli yerlerinden biri olan Taksim Meydanı’nda çekildi.
Barış Manço, sanat kariyerinin 40. yılında İzmir’in Karşıyaka ilçesinde son konserini verdi.

9 Eylül 1998’de verdiği bu konser, onun müzik yolculuğunun zirve noktalarından biriydi. Manço, bu özel anı ‘40. Yıl’ adlı şarkısıyla taçlandırmak istemişti ama şarkı daha sonra ‘Mançoloji’ olarak değişti. Manço, bir röportajında ‘Mançoloji’ albümünü tanıtırken, hayatındaki 40 yıllık başarıları ve müzik geçmişini anlattı.
Barış Manço, 1 Şubat 1999 tarihinde, Moda’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Mekanı cennet olsun gerçekten sanatçıydı yaşaması bu günler için şans olabilirdi.