Duyduğunuzda 'Keşke Bilmeseydim' Diyeceğiniz Birbirinden Ürpertici ve Korkutucu Hollywood Gerçekleri
Bir filmi izleyip araştırdığımızda o film ve çekim süreci hakkında çok şey bildiğimizi düşünürüz ancak izlediğimiz filmlerin altında yatan gerçekleri tam olarak bilemiyoruz. Sadece bizle paylaşılan gerçekleri bilsek de aslında perde arkasında daha çok şey var. Oyuncuların sahneleri çekerken ölüm tehlikesi yaşamalarından tutun yaşadıkları tüyler ürpertici olaylara kadar birçok bilgiyi bulabileceğiniz bu içeriği hazırladık.
1. Poltergeist'te Robbie'yi oynayan Oliver Robins, aslında palyaço sahnesinde cidden boğuluyordu.
2. Caine filminin çekimleri sırasında bir dublörün köpekbalığı tarafından öldürülmesinden sonra filmin adı "Shark" olarak değiştirdi. Daha sonra filmi tanıtmak için kazanın fotoğraflarını kullandılar.
3. The Lone Gunman filmi sadece 11 Eylül'ü değil, aynı zamanda nedeni hakkında komplo teorilerini de öngördü.
4. Ayrıca 9/11 ile ilgili olarak, Master of Disguise oyuncuları ve ekibi, kaplumbağa sahnesini çekerken 9/11 olayı oldu. Bir süre sessiz kaldıktan sonra çekime devam ettiler.
5. Twilight Zone: The Movie film setinde helikopterin sete düşmesi sonucunda iki küçük çocuk ve bir oyuncu öldü.
6. Tora! Tora! Tora! filmindeki ünlü Pearl Harbor sahnesinde kazara patlayan bir uçaktan kaçan insanları gösteren sahnenin aslında olmaması gerekiyordu. Alevlerden kaçan insanlar aslında hayatları için koşan dublör ve oyuncular.
Dublör Phil Adams, sekansı filme almanın nasıl bir şey olduğunu anlatırken, 'Şarapneller her yere uçuyordu' dedi. 'Muhtemelen o gün çektiğimiz en iyi çekimlerden biriydi.'
7. Isla Fisher, Now You See Me filmindeki su tankı sahnesini çekerken neredeyse boğuluyordu.
Serbest bırakma zinciri kostümüne takıldı ve üç dakika boyunca sıkışıp kaldı. Chelsea Lately'de: 'Aslında orda boğuluyordum. Herkes harika oyunculuk sergilediğimi düşündü ama kimse gerçekten çırpındığımı fark etmedi.' dedi.
8. Poltergeist filminde Diane'in çamurlu havuza düştüğü ve kendini iskeletlerle çevrili bulduğu o sahneyi hatırlıyor musunuz? O iskeletlerin aslında insan iskeletleri olduğu ortaya çıktı ancak kimse aktris JoBeth Williams'a bahsetmemişti.
Ayrıca aktör Will Sampson, ilk filmde insan iskeletlerinin kullanıldığını duyduktan sonra devam filminin setinde bir şeytan çıkarma ritüeli gerçekleştirdi.
9. Land Before Time'da Ducky'yi seslendiren çocuk oyuncu Judith Eva Barsi, 10 yaşında babası tarafından öldürüldü.
Ayrıca kendini öldürmeden önce karısını da öldürdü. Ürkütücü olan tarafı, Judith daha önce Fatal Vision'da babası tarafından öldürülen bir çocuğu canlandırmıştı.
10. Gerilim filmi Sliver'ın sonu az kalsın 3 kişinin ölümüne neden oluyordu.
Film, Carly ve Zeke'in helikopterinin bir yanardağa uçmasıyla bitmesi gerekiyordu. Görüntüleri elde etmek için Hawaii'deki Kīlauea'nın hemen üzerinde çekim yaptılar Ancak helikopter volkanın üst kısmına çarptı ve düştü. Hosking hemen kurtarıldı, ancak görüntü yönetmeni Michael A. Benson ve görsel efektler kameramanı Chris Duddy iki gün sonra bulundu. Sonunda, hepsi yanardağdan güvenli bir şekilde çıkarıldı.
11. The Exorcist'te Regan ve annesinin evi olarak yapılan olan set, bir sabah çekimden önce gizemli bir şekilde yandı. Tuhaf olan detay ise, yangından sonra sete gidildiğinde yalnızca Regan'ın yatak odasının yanmamış olmasıydı.
Yönetmen William Friedkin, bunun eski bir bina olduğunu ve içeride uçan birçok güvercinin bir ışık kutusuna uçarak yangını başlatmasının muhtemel olduğunu iddia etti. Set yandığı için çekim iki aylığına durdurulmak zorunda kaldı. Ancak bir süre sonra bu ve diğer garip olaylar nedeniyle, Washington DC'den rahip Thomas M. King seti kutsamak için getirildi.
12. The Exorcist'te radyolojik bir teknoloji uzmanını oynayan figüran Paul Bateson, film eleştirmeni Addison Verrill'i öldürme suçuyla tutuklandı.
Figüranın diğer altı adamı da öldürdüğüne dair kanıtlar vardı, ancak davadaki yargıç bunun yeterli olmadığına karar verdi ve sadece Verrill'i öldürmekten suçlu bulundu.
13. The Omen'in oyuncu kadrosu ve ekibinin üç üyesi, çekimler sırasında sürekli yıldırım çarpmasına maruz kaldılar.
Filmi çekmek için uçarken Gregory Peck'in uçağına yıldırım çarptı. Birkaç hafta sonra, yapımcı Mace Neufeld'in uçağına da yıldırım çarptı ve türbülansa girdi. Ardından Harvey Bernhard Roma'da çekim yaparken uçağına neredeyse yıldırım çarpıyordu. Ekip sete bir haç sembolü bile astı.
14. Özel efekt sanatçısı John Richardson, The Omen filmindeki kafa kesilme sahnesinin makyajını yaptıktan tam bir yıl sonra asistanının kafasının kopmasıyla sonuçlanan bir araba kazası geçirdi.
Araba kazasının 13. Cuma gününde gerçekleştiği ve Richardson'ın olay yerinde 'Ommen, 66.6 km' yazan bir tabela fark ettiği bildirildi.
15. The Omen'de çalışmış olan dublör Alf Joint, A Bridge Too Far filminde rutin bir çatı atlama sahnesini çekerken ciddi şekilde yaralandı. Hastanede, birinin onu ittiğini hissettiğini söyledi.
Görünüşe göre, sürekli yaptığı gibi zıplamak yerine aniden düştü.
16. Filmde buna yer verilmese de, No Country for Old Men romanında şu satır vardı: “Bir süre önce San Antonio'da bir federal yargıcı vurup öldürdüler.” Bu muhtemelen Charles Harrelson'ın 1979'da Yargıç John Howland Wood'u öldürmesine atıfta bulunuyordu. Charles Harrelson'ın oğlu da filmin yıldızlarından biri olan Woody Harrelson idi.
17. Ve son olarak, çoğu kişi tahmin olarak görse de The Simpsons dizisi yıllar boyunca çok şeyi öngördü. Ancak, 1997'de yayınlanan bir bölümde 11 Eylül'e gönderme yapıyormuş gibi görünen bu ürkütücü broşür için bir açıklamaları yok.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım.
Yorum Yazın