Ekrem İmamoğlu'nun İfadesi Ortaya Çıktı: İBB Başkanı İmamoğlu'nun 121 Sayfalık İfadesinin Detayları
Üç gündür gözaltında olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında ifade verdi. İmamoğlu’nun Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifade ortaya çıktı. İBB Başkanı suçlamaları şiddetle reddetti.
İmamoğlu'nun neredeyse tüm sorulara 'Ben herhangi bir suç işlemedim. Suçlamaları şiddetle reddediyorum” yanıtını verdiği görüldü.
İşte Ekrem İmamoğlu’nun ifadesinden detaylar 👇
İBB Başkanı bugün (21 Mart Cuma) ifade verdi. İmamoğlu'nun ifadesi ortaya çıktı.

İmamoğlu, yolsuzluk soruşturması kapsamında verdiği ifadede suçlamaları reddetti. İfadesinde 'Ben herhangi bir suç işlemedim. Suçlamaları şiddetle reddediyorum. Soruşturma karalamaya ve suç üretmeye yönelik, soruşturmanın hiçbir mantıki, hukuki ve ikna edici yanı yok. Burada bulunmamamın sebebi hakkımda başlatılan siyasi bir müdahale ve mücadele' diyen İmamoğlu'na “Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?” sorusu soruldu.
İmamoğlu, “Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum” yanıtını verdi.
"Soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibariyla Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim."

İmamoğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve geçmişteki belediye başkanları rahmetli Kadir Topbaş, sayın Ali Müfit Gürtuna ve sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil geçmiş tüm belediye başkanlığı yapmış olan şahıslar başkan olduğu dönemlerde benim gibi ne ihalelere katılır, ne de ihalere imza atar ne de sonuçlarını takip etmeye vakti vardır” dedi.
Gözaltına alınan kişilerin fotoğrafı gösterilerek tanıyıp tanımadığı sorulan İmamoğlu, “Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir” dedi.
İmamoğlu, “Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihindeki en yüksek üç oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulmasını halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum. Bu sebeple bu açıklamayı yapıyorum. Devamında soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim olmakla birlikte gerekli gördüklerime de yanıt vereceğim' ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun "İfadenize ekleyeceğiniz başka bir husus var mı?" sorusuna verdiği yanıt şöyle oldu:

'Gözaltına alındığım saatlerden, ifadeyi verdiğim şu ana kadar hissettiklerimden ifade anında sorulan sorulardan sonra kendimi; milletimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına çok daha kötü hissettiğimi ifade etmek isterim. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibariyle Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür. Bilgi edindiğim kadarıyla ekonomiye yüksek etkisi, insanlarımızın umutsuzluğunun büyümesi ve özellikle gençlerin feryatla yapılan kötü muameleye tepkisiyle sonuçlanmıştır. Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler.
Ben şahsen sadece kendi savunmamı yapmayacağım aynı zamanda bu hazırlığı yapan, bu suç isnatını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemi yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum. Benim hayat idealim tam da bu uygulamaların karşısında milletimizin adil bir ortamda yaşamını sürdürmesi mücadelesidir. Bu mücadele şu an itibariyle milyon kat artmıştır. Yapacak çok işimiz var.
Önce adalet, sonra demokrasi ve bu kavramlarla güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti sürecinin Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına kazandırmak olacaktır. Kimsenin hakkının yenmediği hukuk sisteminin en üst seviyede adil olduğu, gençlerin umutlu olduğu, liyakatli bir yönetişim modelinin kamuda var olduğu bir gelecek için koşullar ne olursa olsun çalışmaya devam edeceğim. Bütün bunların olabilmesi için de bana düşen; yaşatılan ve yaşanan yargı tacizi dahil yürütülen tüm soruşturma süreçlerinde görüldüğü üzere, yargının ne yazık ki siyasi menfaatler için kullanıldığı ortama tümüyle son vererek; yeni bir demokratik ve adil bir sistemin ülkemizde var edilme mücadelesidir.'
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Sahi ya, Melih Gökçek in dinazorlarına ne oldu?
17-25 Aralık sanıkların yargılandığı gün tüm yargılamalara saygı duyacağız.
neden 17-25 Aralık?
Ne diyecek yaptım mı diyecekti?
Trol git ötede oyna