En Çok Hangi Duygudan Kaçıyorsun?
Hepimizin hayatında kaçtığımız, belki de bir türlü yüzleşmekten çekindiğimiz duygular vardır. Kimimiz aşk acısından kaçar, kimimiz yalnızlıktan... Kimimiz başarısızlık korkusuyla uykularını kaçırırken, kimimiz de reddedilme endişesiyle yeni deneyimlere kapılarını kapatır. Peki ya siz? Siz hangi duygudan kaçıyorsunuz?
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Zor bir konuşma yapman gerektiğinde nasıl davranırsın?

4. Birisi seni yanlış anladığında ne hissedersin?
5. Planların bozulduğunda ilk tepkin nedir?
6. Biri seni eleştirdiğinde tepkin?

7. Aniden yoğun bir duygu hissedince genelde…

8. Son olarak birine duygularını açman gerektiğinde…

Kırılganlıktan Kaçıyorsun!
Hayatın karmaşık labirentinde duygusal olarak incinmek, yanlış anlaşılmak ya da duygularını açıkça ifade etmek seni bir hayli zorluyor olabilir. Bunu hepimiz zaman zaman yaşarız, değil mi? Bu tür durumlarla karşı karşıya kaldığında genellikle içine kapanıp, kendini bir zırhın ardına saklama eğilimindesin. Bu, belki de senin en doğal savunma mekanizman... Kendini korumak için içine dönmek, dış dünyadan gelen tüm olumsuz enerjiyi bir nevi süzgeçten geçirmek. Ancak unutma ki, bu süreçte kendine olan inancını ve gücünü asla yitirme. Seninle aynı duyguları paylaşan birçok kişi olduğunu ve asla yalnız olmadığını sakın unutma!
Öfkeden Kaçıyorsun!
Birçok insanın yanılgıya düştüğü bir nokta var; aslında sen öfkeli olmaktan değil, öfkenin çıplak gerçekliğiyle yüzleşmekten kaçıyorsun. Bu kıvılcımlı, yıkıcı duyguya dair korkuların, seni öfkenin sıcak dalgalarına karşı koruma altına alıyor. Patlama anını yaşamaktan, kontrolünü kaybetmekten ve belki de en önemlisi, başkalarıyla konfrontasyon yaşamaktan uzak durmayı tercih ediyorsun. Öfkenin gürültülü, korkutucu bir kasırga gibi etrafını sardığını hissediyorsun. Ve bu kasırganın ortasında, güvende olmayı, sessiz ve sakin bir şekilde durmayı seçiyorsun. Ancak unutma ki, bu öfke kasırgası senin içinden geliyor ve seninle yüzleşmek için bekliyor. Kendi duygularınla başa çıkma konusunda daha fazla kontrol sahibi olmayı öğrenmek, belki de hayatındaki en önemli adımlardan biri olabilir.
Kaygıdan Kaçıyorsun!
Bir hayli zamanını alıyor değil mi? Sürekli aklına takılan 'Ya şöyle olursa?' sorusu... Bu düşünce, adeta seninle birlikte yaşayan, sürekli seni takip eden bir gölge gibi. Her an, her durumda karşına çıkıyor. Bir toplantıya mı gidiyorsun, 'Ya toplantıda bir hata yaparsam?' diye düşünüyorsun. Yeni bir projeye mi başlıyorsun, 'Ya başarısız olursam?' diye endişeleniyorsun. Belki de yeni bir ilişkiye adım atıyorsun ve 'Ya yine yalnız kalırsam?' diye korkuyorsun. Stres, belirsizlik ve ani değişiklikler... Bu üçlü senin için adeta bir kabus. Her biri, senin içindeki endişeyi, korkuyu ve belirsizliği tetikliyor. Belki de bu yüzden, her yeni durumda 'Ya şöyle olursa?' diye düşünmeye başlıyorsun. Çünkü belirsizlik, senin için adeta bir tehdit. Ani değişiklikler ise seni adeta bir labirentin içine atıyor, çıkışı bulmakta zorlanıyorsun.
Gerçek Yüzleşmeden Kaçıyorsun!
Hayatının dengesini koruma çabası içinde olduğunu görebiliyoruz. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında her şey yolunda gibi görünse de, aslında içinde bazı duyguları bastırmak zorunda kaldığın bir gerçek. Bu, belki de senin en büyük sırrın. Sen, her zaman çözüm odaklı biri olmuşsun. Sorunlar karşısında yılmadan, durmadan çözüm arayan, her daim pozitif bir enerjiye sahip birisin. Ancak bu durum, duygusal derinliklere girmenin önünde bir engel oluşturuyor. Duygusal derinlikler, belki de senin en çok korktuğun yer. Oraya girmekten, orada kaybolmaktan, belki de orada bir daha çıkamamaktan korkuyorsun. Ancak unutma ki, duygusal derinlikler aynı zamanda senin en güçlü yanın. Oraya girdiğinde kendini daha iyi tanıyacak, daha güçlü bir birey olacaksın.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın